Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/65 Esas
KARAR NO: 2022/210
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2021
NUMARASI: 2021/172 2021/948
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; Müvekkil şirketin borçlusu … Ltd Şti tarafından 31 adet çekin keşide edildiğini, daha sonra bu çeklerin bankaya ibraz edildiğini ancak çeklerin karşılıksız çıktığını, davalı bankanın Kadıköy Şubesine ait olan bu çeklerin arkasına borçlu şirket hakkında iflas erteleme tedbir kararı olduğu şerhi düşüldüğünü, davalı bankadan çeklerin asgari bedellerinin tahsilini istendiğini, ancak borçlu firma hakkında tedbir kararı olduğu gerekçesi ile asgari bedellerin ödenmediğini, banka aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını ancak davalının takibe itiraz ettiğini beyanla itirazın iptaline ve alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; Yetki yönünden itirazda bulunduklarını asıl görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu müvekkili aleyhine açılan takibin kötü niyetle yapıldığını, takip dayanağı gösterilen çeklerin İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/559 E. Sayılı dosyasında verilen 11/05/2016 tarihli tedbir kararı gereğince Kayyum Onayı olmadığına, ödenmeyen çekler olduğu, dolayısıyla müvekkilin ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, bahse konu tedbir kararından dolayı henüz çeklerin karşılığının olup olmadığının dahi netleşmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre ; “takibe konu 31 adet çekin tamamının bankaya ibraz tarihinde karşılığının bulunmadığı, söz konusu çeklere ilişkin banka sorumluluk tutarlarının ödenmediği, çeklerin arkasında talepte bulunulmadığından ödeme yapılmadığına ilişkin herhangi bir şerh bulunmadığı, bu hususta başkaca belge ibraz edilmediği, bilirkişi raporuna takip tarihi itibariyle yapılan hesaplamaya göre 39.990,00-TL asıl alacak, 18.371,16-TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına, asıl alacağa 5941 sayılı Kanun’un 3/5 maddesine göre faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir. Çeklerin yasal sorumluluk tutarları ve işlemiş faiz miktarı davalı bankaca hesaplanabilecek nitelikte olup, likit alacak yönünden davalının itirazında haksız olduğu anlaşılmakla davacı lehine icra inkar tazminatına, reddedilen işlemiş faiz miktarı yönünden davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleriyle “1-İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun; 39.990,00-TL asıl alacak, 18.371,16-TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 58.361,16-TL alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek günlük binde üç faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen alacak miktarı 58.361,16-TL’nin %20’si oranında (11.672,23-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine, 3-Reddedilen kısım yönünden şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,” şeklinde karar verilmiş kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Karara dayanak yapılan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişi raporlarının açık, net, şüpheye mahal vermeyecek şekilde ve detaylı olarak hazırlanması gerektiğini, bilirkişilerin tespitlerini bir nedene dayandırması gerektiğini ve o nedeni açıklaması gerektiğini, fakat söz konusu bilirkişi raporu incelendiği takdirde görüleceği üzere raporda tespit edilen hususların detaylı olarak açıklanmadığını, tespitlerin neye göre yapıldığı, sonuca nasıl ulaşıldığı detaylandırılmadığını, Yargıtayın yerleşik içtihatlarına göre eksik, detaylı, açık olmayan bilirkişi raporlarının hükme esas alınması bozulma nedeni olarak görüldüğünü, müvekkil banka uygulamasının usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkil bankanın mahkeme tedbiri nedeniyle çek banka sorumluluğunu ödemediğini, çeklerden açıkça anlaşılacağı üzere müvekkil çeklerin ödenmemesi konusunda verilen mahkeme tedbirleri kapsamında işlem gördüğünü, mahkeme tedbiri nedeniyle bankanın çek sorumluluğu ödenmesinin mümkün olmadığını, Mahkemenin müvekkil aleyhine inkar tazminatına hükmettiğini, oysaki inkar tazminatının likit alacaklarda ödenmesinin mümkün olmadığını, oysa ki davaya konu alacağın nizalı olup likit olmadığını, likit olmayan alacak nedeniyle inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 31 adet karşılıksız çıktığı belirtilen çekin asgari bedelinin tahsili için 39.990 TL si asıl alacak olmak üzere toplam 58.604,86 TL nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, icra dosyası fotokopisinde bulunan çeklerin fotokopilerin incelenmesinde çeklerin bankaya ibraz edildiği ve İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/05/2016 tarihli 2016/559 E. Sayılı dosyasında verilen tedbir kararı gereğince Kayyum onayı olmadığından ödeme yapılamamıştır şeklinde şerh bulunduğu görülmüştür. İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/559 E. Sayılı dosyasından 11/05/2016 tarihinde davacı … A.Ş, nin banka hesaplarındaki paraları üzerine üçüncü şahısların hak ve alacaklarının ihtiyati tedbir kararı verildiği ayrıca bu davanın 13/09/2017 tarihinde borca batık olmak koşulu gerçekleşmediğinden reddine karar verildiği görülmüştür. Dosyanın daha önceden istinaf incelemesinden geçtiği, dairemizin 2018/1123 Esas 2021/286 karar sayılı ilamıyla davalı tarafın istinaf dilekçesinde çeklerin karşılıksız olup olmadığının net olmadığını ileri sürdüğü bu durumda mahkemece 5941 sayılı yasanın 3. Maddesi gereğince bankanın sorumluluk şartlarının oluşup oluşmadığın için ikraz tarihinden takibe konu 13 adet çekin karşılığının olup olmadığının tespiti ve iddianın kabulü halinde ise asıl alacak ve faiz hesabının denetlenebilmesi için banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinden bahisle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle dosyanın yargılamaya devam olunmak üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verildiği görülmüştür. Davalı bankadan gönderilen 08/10/2021 tarihli cevabi yazıda çeklerin ibraz tarihine karşılıklarının olmadığının belirtildiği görülmüştür. 07/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı Alacağı Yönünden: İstanbul BAM 16.Hukuk Dairesi’nin kararı doğrultusunda Sayın Mahkemece … T.A.Ş. Kadıköy Şubesi’ne yazı yazılarak dava konusu 31 adet çekler ile ilgili olarak çeklerin karşılıksız olup olmadığının, ödenmiş ise ödeme bilgilerinin tespitinin istenmiş olmasına rağmen, banka tarafından | adet çekin karşılıksız çıktığı, 30 adet çeke ilişkin vade ve ibraz tarihlerinde karşılıksız çıkıp çıkmadığına ilişkin bir tespit ve bilgilendirmenin yapılmamış olduğu, hukuki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olmak üzere, dosya kapsamında çeklerin karşılıksız çıkmadığı ve bedellerinin ödendiğine ilişkin herhangi bir somut belge bulunmadığından … T.A.Ş.’nin yazı cevabında bütün çeklerin keşide tarihlerinde karşılıklarının bulunmadığı değerlendirilmiş olup, davacı şirketin 12.01.2017 takip tarihi itibariyle 39.990,00 TL (31×1.290,00) alacağını talep edebileceği, faiz: ispatlanan dava konusu çeklere ilişkin banka sorumluluk bedellerine, çeklerin vade tarihlerinden takip tarihine kadar 5941 Sayılı Çek Kanunu’nun 3/7.maddesi doğrultusunda günlük binde 3 (yıllık %108) faiz oranına göre, davacının takip öncesinde 18.371,16 TL faiz talebinde bulunabileceği, Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde; takip sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 5941 Sayılı Çek Kanunu’nun 3/7.maddesi doğrultusunda günlük binde 3 (yıllık %108) faiz oranına talebinin yerinde olduğu, açıklanan sebeplerle, takdirin Mahkemeye ait olmak üzere Davacının; Davalı tarafından İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın, 39.990,00 TL asıl alacak, 18.371,16 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 58.361,16 TL alacağı üzerinden iptalini isteyebileceği, icra inkâr tazminatı ve sair hususların mahkemenin takdiri içinde kaldığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, çek sorumluluk bedeli ile faizinin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali talebine ilişkindir. Dava dışı çek keşidecisinin iflasının ertelenmesi talepli dava açtığı, bu davanın yargılama sırasında verilen 11/05/2016 tarihli ara karar ile kambiyo senedi düzenleme yetkisinin kayyum onaya tabi tutulduğu, tedbir kararının 13/09/2017 de kaldırıldığı, banka tarafından ise takibe konu çeklerin 11/05/2016 tarihli karar gereğince ödeme yapılmadığı hususunda çek arkalarına şerh düşüldüğü anlaşılmaktadır. Mahkemenin ilk olarak vermiş olduğu 2017/160/e 2017/1305/k sayılı ilamın istinaf incelemesinde Dairemizce 5941 Sayılı kanunun 3. Maddesi gereğince bankanın sorumluluk şartlarının oluşup oluşmadığı için ibraz tarihinde takibe konu çeklerin karşılığının olup olmadığının tespiti ve iddianın kabulü halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğinde bahisle dosyanın HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesine iadesine karar verildiği, yeniden yapılan yargılama sırasında davalı banka tarafından dosyaya gönderilen 08/10/2021 tarihli ve 27/05/2021 tarihli yazı içerikleri gözetildiğinde dava konusu çeklerin ibraz tarihinde karşılıklarının bulunmadığı, buna göre davalı bankanın 5941 Sayılı kanunun 3. Maddesi uyarınca sorumlu olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu ile de davalı bankanın sorumlu olduğu miktarın denetime elverişli olacak şekilde hesaplandığı görülmüştür. Ayrıca takip konusu alacak çek garanti bedeline ilişkin olup, likit ve hesaplanabilir nitelikte bulunduğundan mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi de usul ve yasaya uygundur. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 3.986,65 TL harçtan, peşin alınan 996,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.989,99 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/02/2022