Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/633 E. 2023/1831 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/633 Esas
KARAR NO: 2023/1831
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2021
NUMARASI: 2020/24 2021/752
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davacı banka ile takip alacaklısı davalı arasında herhangi bir hizmet alımına dair akdedilmiş sözleşme bulunmadığını, bankanın; davalıdan fatura münderecatına konu bir hizmet satın almadığını hal böyle olduğundan alınmayan hizmet dolayısı ile de müvekkili Bankanın davalıya herhangi bir borcu da bulunmadığını, Fatura düzenlenmesi için taraflar arasında mutlaka hukuki ilişkinin bulunması gerektiğini, ancak davalı takip alacaklısı firma ile müvekkili Banka arasında takibe dayanak fatura konusu hizmet alımına yönelik herhangi bir sözleşme akdedilmediğini, takibe dayanak faturanın davacı bankaya tebliğ ve teslim edilmediğini beyanla müvekkili bankanın borçlu olmadığının tespitine, davacı bankayı tespit davası açmaya zorlayan takibin; haksız ve kötü niyetli bulunduğundan İİK’ nun 72. Maddesi gereğince takip sebebi ile uğradıkları zararların da % 20′ den aşağı olmamak üzere alacaklıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Menfi tespit davasının dava şartının arabuluculuk kapsamında olduğunu, davacı tarafça dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığından dava şartı yokluğundan dâvanın reddine karar verilmesi gerektiğini , dava konusunun değerinin gösterilmediğini, davanın usulden reddi gerektiğini, davacının taleplerinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, hukuka aykırı beyanlarda bulunduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında 10.08.2015 tarihinde imzalanan geçerli bir maaş ödeme sözleşmesi bulunduğunu, davacı ile müvekkili şirketler … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. arasında 10.08.2015 tarihinde maaş ödeme sözleşmeleri akdedildiğini, mail yazışmalarında faturanın davacıya iletildiğini, müvekkili şirket tarafından takibe dayanak faturanın 2015 yılı Form BS kayıtlarına da işlendiğini beyanla davanın usulden reddine, davacının tamamen soyut iddialar ile huzura getirdiği ve ispat edemediği haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının esastan reddine; haksız ve kötü niyetli olarak açılan işbu davadan dolayı davacının, asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davacının,… İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasında, davalıya 5.086,35-TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,Şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine”,
İSTİNAF İSTEMLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde;Bilirkişi raporunun denetime ve hükme elverişli olmadığını, bilirkişinin yetkisini aşarak hukuki görüş bildirdiğini, mahkemenin rapora itirazları dikkate almadığını, ek raporda da itirazların karşılanmadığını, Davalı firmanın, davaya konu maaş ödeme sözleşmesi kapsamı içerisinde taahhüt verdiği personel sayısı ve aylık ödenecek ücret tutarı ile sözleşmedeki diğer hükümler gereği gibi yerine getirmediğini, bu nedenle müvekkili bankanın sözleşmedeki taahhüt ve hükümleri gereği gibi ifa etmeyen davalı firmaya karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, bilirkişinin bu hususları değerlendirmediğini, Müvekkili banka nezdinde akdedilen ”Maaş Ödeme Sözleşmesi” şeklindeki sözleşmeler ile sözleşmenin diğer tarafı olan firmalara maaş bütçesi verilirken; bankacılık işlemleri ve yasal mevzuatı gereği ilgili firmalardan çalışan sayısı, aylık ödenecek maaş tutarı vb. gibi hususlarda taahhüt alınmakta olduğunu, davalı firmanın bildirmiş olduğu grup firmaları olan dava dışı … LTD. ŞTİ. ve dava dışı … LTD. ŞTİ. arasında 10/08/2015 tarihli ”Maaş Ödeme Sözleşmesi” akdedildiğini, Müvekkili ile davalı arasındaki işbu maaş ödemesi sözleşmesinin akdedilebilmesi için gerekli olan ve davalı firmaca bildirilmesi gereken taahhütlerin ancak davalı firmanın bildirmiş olduğu grup firmaları olan dava dışı … LTD. ŞTİ. ve dava dışı …LTD. ŞTİ.’nin personel sayısı ile aylık ödenecek maaş tutarları birlikte değerlendirildiği mümkün olabileceğini, davalı firmanın tek başına maaş ödeme sözleşmesinin akdedilebilmesi için gerekli olan söz konusu taahhütleri tek başına karşılayamadığını, bu durumun davalı firmaya bildirildiğini, toplamda üç firma için ortak olarak imzalanması ve faturanın bu şekilde gönderilmesini talep edildiğini ancak davalının geri dönüş yapmadığını, bu nedenle maaş ödeme sözleşmesi doğrultusunda davaya konu ödeme işlemlerin durdurularak reddedildiğini, Faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, banka kayıtlarında yer almadığını, kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu iddia ederek kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Davacının kesin süre içinde bilirkişi ücretini yatırmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, mahkemeye bu yönde itiraz edilmiş ise de dikkate alınmadığını, 10.08.2015 tarihli maaş ödeme sözleşmesi’nin 13. maddesinde; “kurum’un madde 1’de belirtilen ödemelerine, banka tarafından aracılık edilmesi karşılığında, kurumun bankanın ilgili şubesinde maaş ve diğer ödemeleri için açtırdığı vadesiz mevduat hesabına sözleşmenin imzasını takip eden ilk maaş ödemesinden sonra kurum’un banka adına düzenlediği fatura karşılığı ödenmek üzere kdv dahil 13.216-tl’lik bütçe ayrılmıştır.” denildiğini, bu durumda fatura tarihinde alacağın muaccel olduğunu, mahkemenin faize yönelik menfi tespit isteminin reddine karar vermesi gerektiğini, TBK 117 md şartlarının oluştuğunu,Müvekkili lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME İstanbul …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında; … tarafından … aleyhine icra takibi başlatıldığı, 13.216,00 TL fatura bedeli, 5.106,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.322,45 TL alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %21,25 ticari temerrüt faizi ile tahsili talep edilmiştir.SMM- SPK KGK bağımsız denetçi bilirkişi raporunda özetle; “..Taraflar arasında maaş sözleşmesi akdedilmiştir. …@… mail adresinden … Bey merhaba, Faturayı maaşlar yattıktan sonra aşağıdaki şekilde kesebilirsiniz. yine aynı hesaptan … hn. Merhaba faturalar tarafıma ulaştı maillerinin gönderildiği, Davaya konu faturanın davacı defterlerinde yer almadığı, Rapor içerisinde de detaylandırıldığı üzere; Taraflar arasında “Maaş Ödeme Sözleşmesi” başlıklı 10.08.2015 tarihli sözleşme akdedildiği, bu sözleşme ile davalı kurumda çalışan 34 kişiye ait maaş ödemelerinin davacı … aracılığı ile yapılması hususunda anlaşmaya varıldığı, Söz konusu sözleşmenin 13. Maddesinde KDV Dahil fatura bedelinin 13.216.-TL olarak belirtildiği, sözleşme üzerinde her iki tarafa ait kaşe ve imza yer aldığı, Davalı yanca keşide edilen faturanın davacı banka tarafından 08.09.2015 tarihinde teslim alındığı, fatura içeriği hakkında dahi davacı bankanın yönlendirmesi ile mutabık kalınarak davaya konu edilen faturanın oluşturulduğu, Davacı banka kayıtlarında takip tarihi olan 23.12.2019 tarihinde davalı şirketçe dava konusu edilen faturanın işlenmemiş olduğu, Davalı şirket hesaplarında takip tarihi olan 23.12.2019 tarihinde 13.216.-TL davacı bankadan alacaklı olduğu, Davacı bankanın 16.12.2019 tarihinde davalı vekili tarafından gönderilen e-mail ile temerrüde düşürüldüğü, takip tarihine kadar geçen süre için 13.216.-TL anapara için 46,90.-TL faiz talep edebileceği ” yönünde görüş bildirilmiştir. 01.07.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Taraflar arasında “Maaş Ödeme Sözleşmesi” başlıklı 10.08.2015 tarihli sözleşme akdedildiği, bu sözleşme ile davalı kurumda çalışan 34 kişiye ait maaş ödemelerinin davacı … aracılığı ile yapılması hususunda anlaşmaya varıldığı, sözleşmenin 13. Maddesinde KDV Dahil fatura bedelinin 13.216.-TL olarak belirtildiği, sözleşme üzerinde her iki tarafa ait kaşe ve imza yer aldığı, 13.1. maddesinde ise aynı tarihte davalının alacağının muaccel hale geldiği, Davalı yanca keşide edilen faturanın davacı banka tarafından 08.09.2015 tarihinde teslim alındığı, fatura içeriği hakkında dahi davacı bankanın yönlendirmesi ile mutabık kalınarak davaya konu edilen faturanın oluşturulduğu, 16.12.2019 tarihli email içeriğinde temerrüde düşürüldüğünü, Davacı banka kayıtlarında takip tarihi olan 23.12.2019 tarihinde davalı şirketçe dava konusu edilen faturanın işlenmemiş olduğu, Davalı şirket hesaplarında takip tarihi olan 23.12.2019 tarihinde 13.216.-TL asıl alacak olmak üzere davacı bankadan alacaklı olduğu, Sayın Mahkemenin de uygun görmesi halinde söz konusu alacak için 5.177,37.-TL faiz talep edebileceği yönünde görüş bildirmiştir.
GEREKÇE Davacı, takibe konu faturaya ilişkin hizmet alınmadığını ileri sürerek menfi tespit kararı verilmesini talep etmiştir.İLk derece mahkemesi davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi HMK 355 maddesi gereğince taraflarca ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin ilkeler dikkate alınarak yapılmıştır.Davacı vekili davalının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürmüş ise de dosyada mevcut ve davacı bankanın Esenler Şubesine ait kaşe ve imzası bulunan maaş ödeme sözleşmesi içeriğinde davacının iddiasına konu hususlar da herhangi bir düzenleme yer almadığı, davacının iddiasına konu hususları ispata elverişli delil ibraz etmediği, sözleşmede sadece davalı şirketin adının yer aldığı, e-mail yazışmaları ve sözleşmenin 13.maddesinde “sözleşmenin imzalanmasını müteakiben ilk maaş ödemesinden sonra kurumun banka adına düzenlediği fatura karşılığı ödenmek üzere KDV dahil 13.216TL bütçe ayrılmıştır” şeklindeki düzenleme, davalı yanca gönderilen 16.12.2019 Tarihli emaildeki ihtar dikkate alındığında davacının istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, ilk derece mahkemesinin davanın kısmen reddine karar verilmesi yerinde görülmüştür.Davalı vekili istinafında işlemiş faiz yönünden davanın reddi gerektiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili sözleşmeye göre fatura tanzim tarihi itibarı ile borcun muaccel olduğunu iddia etmiş ise de; sözleşmede belirli vade kararlaştırılmadığı gibi dosya kapsamı itibarı ile içeriği tespit edilebilen 16.12.2019 Tarihli mailde davacıya ödeme için 3 gün mehil verildiği dikkate alındığında bu tarihe göre işlemiş fazi hesaplanması yerindedir. Davalı vekilinin icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin yerinde olmadığına ilişkin istinaf istemine gelince; davacının ihtiyati tedbir talebinin mahkemenin 10.01.2020 Tarihli ara kararı ile kabul edildiği, teminatın depo edildiğinin ilgili icra müdürlüğüne bildirildiği, davalı alacaklının ödeme talebinin icra müdürlüğünce ihtiyati tedbir kararı nedeni ile reddedildiği anlaşılmakla bu durumda ihtiyati tedbir kararı infaz edildiğinden davanın reddedilen asıl alacağa ilişkin kısmı yönünden davalı lehine %20 tazminata hükmedilmesi gerekirken reddi yerinde görülmemiş, davalının istinafının kısmen kabulü gerekmiştir.Açıklanan nedenle davacının istinafının reddine, davalının istinafının kısmen kabulüne, HMK 353.1.b.2 md gereğince yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 09/11/2021 gün ve 2020/24 Esas – 2021/752 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, -Davacının,….İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasında, davalıya 5.086,35-TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, -Reddedilen asıl alacak yönünden koşulları oluştuğundan; asıl alacak miktarı olan 13.216,00 TL ‘nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, – Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 347,45 TL karar-ilam harcından, davacı tarafça peşin yatırılan 312,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 34,54 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydedilmesine,- Davacı tarafça yapılan 923,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 27,76) hesaplanan 256,23 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,- Davalı taraf yargılama gideri yapmadığından bu hususta bir karar verilmesine yerolmadığına,- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, – Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,- Davacı tarafça peşin yatırılan 312,91 TL harç ile 54,40 TL başvuru harcı toplamı 367,31 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin yatırılan 86,87-TL’nin mahsubu ile bakiye 182,98-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, -İstinaf yargılama giderlerini davacı üzerinde bırakılmasına,-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 13-TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 233,70-TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/12/2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.