Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/624 E. 2022/952 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/624 Esas
KARAR NO: 2022/952
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2021
NUMARASI: 2021/322 E. – 2021/317 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Talep edenler vekilleri ihtiyati tedbir talepli dilekçelerinde özetle; ünlü …’ın ardında çok sayıda eser bırakarak 25.09.2012 tarihinde vefat ettiğini, merhumun yasal mirasçılarının eşi … ve çocukları …, …, … olduğunu, merhumun vefatından sonra hayatının bir yapımcının elinde film haline getirilmesine izin verilmemesi yönündeki arzusunu mirasçılarına ilettiğini, merhumun sağlığında kendisine teklif edilen, objektifliğine inandığı kitap ve belgesel projelerine izin verdiğini, aynı şekilde kendisinin isteği doğrultusunda mirasçıları da …’ın müzik eserlerinin onun iradesine uygun görülen projelerde kullanılmasına, yorumlanmasına izin verdiklerini, davalıların, merhum …’ın hayatını konu alacak bir sinema filminde, mali /manevi hakları (ve kullanım yetkileri) müvekkillere ait olan eserlerin kullanılması yönünde bir emrivaki yapmak konusunda kararlı olduklarını, davalılardan …’nun 2019 yılında, müvekkillerimiz ile konu hakkında görüşmek istediğini, müvekkillerinin bu konudaki düşüncelerini ileterek bu hususta rızalarının bulunmadığını, merhum …’ın hayatı hakkında herhangi bir sinema filmi çekilmesine izin vermedikleri gibi, çekilebilecek muhtemel bir sinema eserinde, hak sahibi oldukları eser, icra ve yapımların kullanılmasına da muvafakatlarının olmadığı, …’ın arzusunun da bu yönde olduğunu açıkça bildirdiklerini, buna rağmen davalı …, …’ın hayatını konu alan bir sinema filmi çekme ve hak sahibi müvekkiller olan eser, icra ve yapımları da kullanma kararından vazgeçmediğini, 2021 yılında müvekkillerimiz, davalı …’nun anılan film ile ilgili hazırlıklarını ve çalışmalarını hızlandırdığını öğrendiğini, bunun üzerine müvekkillerinin, …’ya ve yetkilisi olduğu şirketlere İstanbul … Noterliği nezdinde düzenlenen 10.06.2021 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiklerini, böyle bir filmin çekilmesine ve hak sahibi oldukları eser, icra ve yapımların böyle filmde kullanılmasına hiçbir şekilde izin vermediklerini bir kez daha vurguladıklarını beyan etmiş delil tespiti istemi yönünden; 5846 sayılı FSEK md. 76/2 hükmü uyarınca, davalılardan Ocak 2022 itibarıyla çekimine başlayacaklarını kamuya duyurdukları “…” isimli sinema eserinde kullanacakları eser, icra ve yapımlar için, FSEK’te öngörülen izinleri aldığını gösterir belgeleri ve kullanacakları eser, icra ve yapımların listesini mahkemeye sunmalarının temini suretiyle delillerin tespitine, ihtiyati tedbir istemi yönünden davalılar tarafından “…” isimli sinema eserinde kullanılacak ilim ve edebiyat eseri, musiki eseri, icra ve yapımların listesi ve dayanak belgeler sunulması halinde, bunlardan müvekkillerin üzerinde hak sahibi oldukları ve özellikle bunlarla sınırlı olmamak kaydı ile ekli belgelerde belirtilen … ve …’a ait eserler, icralar ve bunları içeren yapımlar yönünden, davalılar tarafından sinema eserinde kullanılmak suretiyle gerçekleştirilebilecek muhtemel tecavüzlerin önlenmesi, tespit edilecek veya yargılama sürecinde ortaya çıkabilecek tecavüzlerin durdurulması, sonuçlarının ortadan kaldırılması için 5846 sayılı FSEK’in 77 ve 6100 sayılı HMK’nın 389-406. madde hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP: Karşı taraf … vekili tedbir ve tespite cevap dilekçesinde özetle; talebin müvekkili yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerektiğini, müvekkili …’ın sinema filmi çekilmesi ihtimali ile bir ilgisi bulunmayıp, kendisi ” …” adlı edebi eserin (kitabın) yazarı olduğunu, müvekkilinin sinema filmi yapımcılığı veya çekimi ile ilgili bir mesleği ya da görevi bulunmadığını, her ne kadar başvuru dilekçesinde, çekilmesi muhtemel film iddiasının, müvekkilce yazılan kitaptan uyarlanacak olduğu ileri sürülmüş ise de, böyle bir anlaşma ve girişim vaki olmadığı gibi olsa idi bile, başvurucunun dilekçesinin netice kısmındaki taleplerine göre, dosya konusunun müvekkilimin yazdığı kitabın içeriği ile hiçbir ilgisi bulunmadığının görüleceğini, başvuru, … eserlerinin, çekilmesi muhtemel bir sinema filminde kullanılmaması veya bunun durdurulması amacı taşıdığını, bu sebeple müvekkili … yönünden işbu dosyada pasif husumet ehliyeti yokluğundan, başvurucuların talebinin usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, delil tespiti talep edilmesinin yasada aranan hukuki şartları oluşmadığını, HMK md. 400 emredici hükmü gereğince, esas dava öncesi delil tespiti talep edilebilmesi, ancak ve ancak,”kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa” mümkün olduğunu, FSEK md. 76/2 hükmü yönünden de hukuki şartlar oluşmadığını, zira yasanın açık hükmüne göre “açılacak hukuk davalarında mahkeme … listelerini sunmasını isteyebilir.” oysa huzurda bir hukuk davası olmadığını, yasa hükmüne göre mahkeme, bu listelerin sunulmasını ancak ve ancak ortada bir dava varsa isteyebileceğini, bu dosyanın ise “delil tespiti” ve “ihtiyati tedbir” içerikli bir değişik iş dosyası olduğunu, iddia ve taleplerin yargılamayı gerektirdiğini, ihtiyati tedbir talep edilebilmesi için yasada aranan hukuki şartların mevcut olmadığını, başvurucu şirketin izin belgesindeki eserlerin bir kısmının …’a veya …’a ait olmadığını belirtmiş karşı taraf … yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, yasada aranan delil tespiti talep şartlarının mevcut olmaması nedeniyle başvurucuların delil tespiti talebinin reddine, iddia ve taleplerin içeriği itibarıyla yargılamayı gerektirmesi nedeniyle ve ihtilafın esasının neticesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden, başvurucuların ihtiyati tedbir kararının reddine, dosya giderleri ve yasal vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf …, … ve Dijital yapım vekili cevap dilekçesinde; her ne kadar FSEK m.76/2 uyarınca karşı tarafın delil tespit talebinin yerinde olmadığı ve delil tespiti şartları oluşmadığı izah edilmişse de taraflarına ellerinde bulunan izinleri sunmak üzere mahkemenin kesin süre vermiş olması nedeniyle süresi içinde “… …” isimli kitabın işleme vs. mali haklarına ilişkin eserin yazarı Prof. … alınan ve İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/558 E. sayılı dosyasında (Ek-4 nolu delilimiz) mübrez olan ve karşı tarafın da bu şekilde zaten muttali olduğu muvafakatname dilekçelerini sunduklarını, henüz vücut bulmayan sinema eserinin karşı tarafın hak sahibi olduğunu iddia ettiği musiki eserlere muhtemel tecavüz tehlikesi bulunmadığından, karşı tarafın hak sahipliğine ilişkin sunduğu muvafakatnamelerde yer alan eserlerin büyük bir kısmının söz ve bestesi anonim ya da başkalarına ait eserler olduğundan ve bu kapsamda karşı tarafın pek çok eserde aslında hak sahipliği söz konusu olmadığından, “… …” isimli edebi eserin sahibi yazar Prof. … olduğundan, HMK m.391 hükmü uyarınca ‘dava sonunda elde edilecek faydayı sağlayacak şekilde başka bir deyişle davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ve zaten karşı tarafın bu kapsamda tedbir talebi İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/558 E. sayılı dosyasından da reddedilmiş olduğundan ve mahkememizce resen belirlenecek sair hukuki sebeplerle karşı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine, henüz vücut bulmayan sinema eserinde müvekkillere husumet yöneltilemeyeceğinden husumet itirazımızın kabulü ile karşı tarafın taleplerinin reddine, … mirasçıları mirasçılık sıfatından doğan tüm haklarını … Müzike devrettiğini iddia ettiklerinden eserler üzerinde hak sahibi olmayan mirasçıların taleplerinin reddine, HMK m.400de tanımlanan “hukuki yararın mevcut olmaması” nedeniyle delil tespiti talebinin reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/322 D.İş sayılı dosyasında verilen 08/02/2022 tarihli ara karar ile; “Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde yukarıda izahı yapılan yasa kapsamında talepte bulunanın tespit talepleri yönünden hukuki yararının varlığının kabulünün mümkün olmadığı, delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimalinin bulunmadığı söz konusu incelemenin her zaman yapılabilecek nitelikte olduğu anlaşılmakla tespite yönelik taleplerin reddine, tedbir talepleri yönünden ise davacıların muris sanatçı …’ın mirasçıları ve eserleri üzerinde mali hak sahipleri olduklarının dosya kapsamında sunulan delillerden anlaşıldığı, yine karşı tarafında da kabulünde olduğu üzere film hazırlığının bulunduğu bu noktada hak sahibi olan talep edenlerden alınmış herhangi bir muvafakat bulunmadığı gibi karşı taraf …’a ait kitabın filmde işleneceği savunmasının esas yargılama konusu olmakla birlikte tedbir verilmemesi halinde her iki taraf açısından da ciddi bir zararın doğacağı izaha muhtaç olmamakla bu aşamada yaklaşık ispat şartlarının oluştuğuna kanaat getirilmekle teminat mukabilinde tedbirin kabulü” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Mahkemenin tedbir kararının, başvurucunun taleplerini aştığını, başvuru dilekçesinin netice kısmında talep konusu yapılmayan kapsam ve içerikte tedbir kararı verilemeyeceğini, Başvurucunun dilekçesinin netice kısmında yalnızca “…’a ve …’a ait eserlerin sinema filminde kullanılmasının önlenmesi” yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunulmasına rağmen, mahkemece başvurucunun taleplerinin ötesine geçilerek “…’ın hayatının sinema filmi olarak çekilmesinin önlenmesi ve hatta …’ın hayatının …’a ait kitaptan uyarlanarak dahi sinema filmi yapılmaması” yönünde son derece geniş kapsamlı ve başvurucunun taleplerinden dahi fazla içerik taşıyan bir tedbir kararı verildiğini, Davaya konu uyuşmazlığı esastan çözer nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, başvurucuların taleplerinin içeriği ve niteliği itibarıyla, korunmaya değer bulunup bulunmadığının anlaşılmasının ancak yargılama ile anlaşılabileceğini, Başvuruculardan … Şirketi’nin ve … Şti.’nin …’tan aldığı izinlerin kapsamı ve içeriğinin, esasen Teknik Bilim Kurlu tarafından değiştirilmiş ve ortadan kaldırıldığını, Teknik Bilim Kurulu’nun 19,25,26/10/2007 tarihli karar tutanaklarına göre başvurucuların izinlerinin ekinde sıralanan eserlerin bir kısmı anonim olup bir kısmı ise …’a ve …’a ait olmadığı için listeden çıkarıldığını, … tarafından müvekkilime verilen 2 ayrı izin belgesinin, (başvurucuların izin belgelerinin ekindeki listelerde hatalı ve gerçeğe aykırı olarak yazılan eserler yönünden) hukuken geçerli olduğunu ve hüküm sonuç doğurduğunu, görüldüğü üzere konu her yönüyle yargılamayı gerektirmekte olup bu hali ile ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi mümkün olmadığını, kaldı ki başvuruculardan … Müzik Şti. tarafından müvekkilime verilen 2012 tarihli izin belgesine göre, …’a ait eserlerin müvekkilin edebi eserinde (kitabında) kullanılması hukuken mümkün olduğunu, Müvekkilime ait edebi eser (kitap) içeriğinde …’a ait eserlerin kullanılmasına başvurucu şirketlerin de izin verdiklerini, kitap içerisinde yer alan eserlerin haklarının münhasıran kime ait olduğunun tespitinin, ancak MESAM’a yazılacak müzekkere ve bilirkişi incelemesi ile anlaşılabileceğini, dolayısıyla bu yönden de başvuru içeriğine ve niteliğine göre konu yargılamayı gerektirmekte olup, dosyanın bu hali ile ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi mümkün olmadığını, Başvurunun, müvekkil … yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddinin gerektiğini, müvekkilim …’ın sinema filmi çekilmesi ihtimali ile bir ilgisi bulunmayıp, kendisi ” …” adlı edebi eserin (kitabın) yazarı olduğunu, başvurucunun dilekçesinin netice kısmındaki taleplerine göre, dosya konusunun müvekkilimin yazdığı kitabın içeriği ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, Karar gerekçesinde delil tespiti talebi yönünden ret kararı verildiği yazılı olmasına rağmen hüküm kısmında buna yer verilmemesinin de hukuka aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalılar …, İstanbul … Tic. Ltd. Şti ve … Ticaret Ltd. Şti vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkemenin talebi aşar şekilde tedbir kararı verdiğini, talebin müzik eseri ile sınırlı olduğu halde mahkemece talebin aşılarak edebi eser niteliğindeki kitabın işlenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin HMK.26.maddesine açıkça aykırı olduğunu,’ …’ isimli kitabının eser sahibinin Prof…. olduğunu, talep edenlerin hak sahibi olduğuna dair bir mahkeme kararının da bulunmadığını, hak sahipliği iddiasının yargılamayı gerektireceğini, bu kitabın filme uyarlanmasını yasaklayan mahkeme kararının Prof….’ın hak sahipliğini ihlal ettiğini, Murisin eser sahipliğinin bizzat kendisinin vücuda getirdiği musuki eserleri üzerinde olduğunu, edebi eser üzerindeki hak sahipliğinin ise ayrı olduğunu, mahkemece bu ayrım yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, Bir filmin çekiminin tedbiren yasaklanması FSEK kapsamında mümkün olmadığını, bu aynı zamanda sanat özgürlüğünün sansürlenmesi niteliğinde olduğunu, Muris …’ın hayatı bir edebi esere, belgesele, makaleye, sinema eserine aktarılmadığı sürece eser niteliğinde olmadığından FSEK.77.kapsamında tedbir kararı verilebilmesinin mümkün olmadığını, FSEK kapsamındaki bir konuda SMK.159.maddesine atıf yapılarak karar verilmesinin de usule aykırı olduğunu, olayda SMK’nın uygulama alanı olmadığını, Tedbir talep edenlerden Kala Ses’in muris …’tan aldığı muvafakat/izin belgesi 26.03.2001 tarihli olduğundan ve lisans/devir tarihinde vücut bulmayan eserlerin mali haklarının lisans verilmesi/devredilmesi hukuken mümkün olmadığından …’ın 26.03.2001 tarihli muvafakatnameden sonraki eserleri üzerinde … sesin hak sahipliğinden söz edilmesi mümkün olmadığını; bu tarihten sonra vücuda gelen, söz ve müziği …’a ait olan tüm eserler dosyada mübrez olan 03.09.2012 tarihli ve … yevmiye nolu izin belgesi (muvafakat) ile 25 yıl süreyle Prof. …’a devredilmiş olması nedeniyle 26.03.2001 tarihinden 03.09.2012 tarihine kadar muris …’ın vücuda getirdiği eserler üzerinde tedbir talep edenlerin hiçbir hakkı bulunmadığını, Tedbir talep edenlerin sundukları muvakafatnamelerdeki bir kısım beste ve sözlerin hak sahibinin muris … olmaması nedeniyle, bu eserler yönünden de tedbir taleplerinin dikkate alınmaması gerektiğini, Bu aşamada ortada yalnızca taslak bir senaryo varken kullanılacak musiki eserlerine ilişkin tespit yapıp, eser sahiplerinden izin alınacak aşamaya bile gelinmemişken talep edenlerin haklarının ihlal edileceğine ilişkin kuvvetli şüphenin varlığının kabulünün mümkün olmadığını, mahkeme kararında kuvvetli şüphe ve yaklaşık ispatın varlığı kabul edilmesine rağmen buna ilişkin delillere gerekçede yer verilmediğini, Mahkemenin belirlediği 50.000,00 TL tutarındaki teminat miktarının somut olay karşısında çok düşük olduğunu, Müvekkil şirketin çekeceği filmde muris … ile …’ın hak sahibi olduğu ve tedbir talep edenlerin devraldıkları musiki eserlerinin kullanılmasının kesinlikle sözkonusu olmadığını, Tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiğini, emsal mahkeme kararlarında taleplerin bu nedenle reddedildiğini, ayrıca HMK.391.maddesi gerekçesinde belirtildiği üzere ‘Dava sonunda elde edilebilecek faydayı sağlayacak şekilde ‘ ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, Emsal istinaf kararında da belirtildiği üzere, tedbiren film ve film fragmanlarına yayın yasağı verilmesi, durdurulması yönünde dosya üzerinden yargılama yapılmadan, deliller toplanmadan, ara karar ile nihai hüküm doğuracak şekilde tedbir kararı verilemeyeceğini, kaldı ki dosyada mevcut deliller göz önüne alındığında henüz davacının kişilik haklarına yönelik saldırı olduğunun dahi ispatlanamadığı, yaklaşık ispat kuralı gereği henüz senaryosu dahi değerlendirilmeyen bir filmin sansür sonucunu doğuracak şekilde yasaklanamayacağı, nihai hükümle elde edilecek sonucun, yargılama yapılmadan esası çözer şekilde tedbiren elde edilemeyeceğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesi tarafından, “… HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 Sayılı SMK. 159.maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebinin takdiren 50.000,00 TL teminat mukabilinde kabulü ile, muris …’ın hayatını konu alan bir … ya da başka bir isimle sinema filmine konu edilmesine ve sinema filminde … ve …’a ait talep edenlerin hak sahibi olduğu eser, icra ve bunları içeren yapımlar yönünden davalı tarafından sinema filminde kullanılmak sureti ile (kitaptan uyarlama film de dahil olmak üzere) gerçekleşebilecek muhtemel tecavüzlerin önlenmesine, bu kapsamda filmin çekiminin kısmen çekilmiş ise tamamlanmasının kamuya sunulmasının, tanıtılmasının, çoğaltılmasının, yayılmasının, temsil ve gösteriminin, yayın ve dijital yollar ile umuma iletiminin tedbiren önlenmesine.” karar verilmiştir. Karar aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilenler vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İhtiyati tedbir talep edenlerin “Davalıların ‘ …’ isimli sinema eserinde kullanılacak ilim ve edebiyat eseri, musiki eseri, icra ve yapımların listesi ve dayanak belgeler sunulması halinde, bunlardan müvekkillerin üzerinde hak sahibi oldukları ve özellikle bunlarla sınırlı olmamak kaydı ile ekli belgelerde belirtilen … ve …’a ait eserler, icralar ve bunları içeren yapımlar yönünden, davalılar tarafından sinema eserinde kullanılmak suretiyle gerçekleştirilebilecek muhtemel tecavüzlerin önlenmesi, tespit edilecek veya yargılama sürecinde ortaya çıkabilecek tecavüzlerin durdurulması, sonuçlarının ortadan kaldırılması” talebinde bulunmuş olmalarına rağmen, mahkemece bu talebin aşılarak “…muris …’ın hayatını konu alan bir … ya da başka bir isimle sinema filmine konu edilmesine ve sinema filminde … ve …’a ait talep edenlerin hak sahibi olduğu eser, icra ve bunları içeren yapımlar yönünden davalı tarafından sinema filminde kullanılmak sureti ile (kitaptan uyarlama film de dahil olmak üzere) gerçekleşebilecek muhtemel tecavüzlerin önlenmesine, bu kapsamda filmin çekiminin kısmen çekilmiş ise tamamlanmasının kamuya sunulmasının, tanıtılmasının, çoğaltılmasının, yayılmasının, temsil ve gösteriminin, yayın ve dijital yollar ile umuma iletiminin tedbiren önlenmesine.” karar verilmesi HMK.26.maddesinde düzenlenen “taleple bağlılık ilkesi”ne aykırıdır. Ayrıca, dosyaya sunulan belgelerden musiki eserlerin ve edebi eser hak sahipliğinin ayrı ayrı tartışılması ve bunun sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği, bunun da yargılamayı gerektirdiği açıktır. Somut olayda yargılama yapılmadan, deliller toplanmadan ara karar ile nihai hüküm sonucu doğuracak şekilde tedbir kararı verilemeyeceği, kaldı ki dosyada mevcut deliller gözönüne alındığında henüz ihtiyati tedbir talep edenlerin murislerinin hak sahibi olduğu eserlere ilişkin ihlal olduğunun ispatlanmadığı, yaklaşık ispat kuralı gereği henüz senaryosu dahi değerlendirilmeyen bir filmin sansür sonucu doğuracak şekilde yasaklanamayacağı, hükümle elde edilecek sonucun yargılama yapılmadan esası çözer şekilde tedbiren elde edilemeyeceği, kaldı ki filmde kullanılacak eserler belli olduğunda (kullanımın hak ihlali oluşturması halinde) tedbir konusunda yeniden başvuru ve değerlendirmenin yapılabileceği anlaşılmakla, istinaf taleplerinin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı … vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Davalılar …, Tur. Tic. Ltd. Şti ve … Ticaret Ltd. Şti vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 3-İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/322 D.İş Esas – 2021/317 Karar sayılı dosyasında verilen 08/02/2022 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 4-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 5-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde yatıran tarafa iadesine, 6- İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacılardan alınarak davalı …’a verilmesine,7-İstinaf aşamasında davalılar …, … Tic. Ltd. Şti ve … Ticaret Ltd. Şti tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 61,20 TL posta masrafı olmak üzere toplam 281,90 TL’nin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.01/06/2022