Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/585 E. 2023/1701 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/585 Esas
KARAR NO: 2023/1701
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/12/2021
NUMARASI: 2020/442 2021/959
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)|Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili hakkında Gaziantep İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden 19/06/2015 tanzim, 18/12/2015 vade tarihli 48.650 TL bedelli bono üzerinden icra takibi başlattığını, ancak bono üzerindeki imza ve yazıların müvekkiline ait olmadığını, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir hukuki ve ticari ilişkinin bulunmadığını, ciro zincirinin kopuk olduğunu ileri sürerek, takip konusu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili hakkında Gaziantep İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden 10/09/2015 tanzim, 12/02/2016 vade tarihli, 23.750 TL bedelli bono üzerinden icra takibi başlattığını, ancak bono üzerindeki imza ve yazıların müvekkiline ait olmadığını, müvekkili ile davalı arasında herhangi bir hukuki ve ticari ilişkinin bulunmadığını, ciro zincirinin kopuk olduğunu ileri sürerek, takip konusu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine, davalı aleyhine %20 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; temlik eden … Banka AŞ’nin bonoyu elinde bulunduran yetkili hamil ve iyiniyetli 3.kişi olduğunu, kambiyo senetleri temel ilişkiden bağımsız olduğunu, temel borç ilişkisi ile arasında bir bağ bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; temlik eden … Banka AŞ’nin bonoyu elinde bulunduran yetkili hamil ve iyiniyetli 3.kişi olduğunu, kambiyo senetleri temel ilişkiden bağımsız olduğunu, temel borç ilişkisi ile arasında bir bağ bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; asıl ve birleşen davanın icra takibine konu bonolardaki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasıyla açmış olduğu menfi tespit davası olduğu, yapılan bilirkişi incelemesinde asıl ve birleşen davaya konu bonolardaki atfedilen imzaların davacıya ait olmadığının tespit edildiği, son yetkili hamil davalı alacaklının bonodaki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilemeyeceği gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile, dava konusu 19.06.2015 tanzim, 18.12.2015 vade tarihli, 48.650 TL bedelli bono yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine; davanın kabulü ile, dava konusu 10.09.2015 tanzim, 12.02.2016 vade tarihli 23.750 TL bedelli bono yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU:Asıl ve birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesinde; yargılama sırasında ileri sürdüğü vakıa ve iddialarını tekrar ederek, mukayese imzaların senedin düzenlendiği tarihten sonraki tarih olduğunu, kesin kanaat bildirmeyen bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Asıl ve birleşen dava, menfi tespit istemine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar karar verilmiştir. Karar asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, imza incelemesi sırasında davaya konu bonoların düzenleme tarihinden önceki tarihte imzalanmış mukayese imzaların da esas alındığı, yapılan bilirkişi incelemesinde davaya konu senetlerdeki keşideci imzalarının davacıya ait olmadığının tespit edildiği, raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Asıl ve birleşen davada davalı vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Asıl davada alınması gereken 3.323,28 TL harçtan, peşin alınan 830,82TL harcın mahsubu ile bakiye 2.492,46‬TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Birleşen davada alınması gereken 1.622,36 TL harçtan, peşin alınan 405,59TL harcın mahsubu ile bakiye 1.216,77‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/11/2023