Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/570 E. 2022/1021 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/570 Esas
KARAR NO: 2022/1021
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/44
DAVANIN KONUSU: MENFİ TESPİT
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının bir dönem sahibi ve yetkilisi olduğu dava dışı … Ltd Şti’ nin 2 adet iş makinesi almak için davalı şirketle FKS imzaladığını, yapılan bu sözleşmeyi davacının şirket yetkilisi ve kefil olarak imzaladığını, müvekkilinin söylemine göre sözleşmeler imzalandığı sırada kiralama şirketi yetkilileri müvekkilinin işyerine geldiği, beraberinde getirdikleri tek adet sözleşme metnini müvekkiline imzalattığını, müvekkilinin sözleşmelerden birer örnek istemesi karşısında yaklaşık 60 adet boş kağıda imzalar attırarak sonradan müvekkiline göndereceklerini beyan ettiklerini, müvekkilinin daha önce de benzeri şekilde iş makinesi aldığından ötürü finansal kiralama şirketlerinin uygulamasının böyle olduğunu bildiğinden ötürü güvendiğini ve şirket yetkililerinin göstermiş olduğu boş evrakları imzaladığını, dava konusu FKS kapsamında iş makinesinin müvekkiline teslim edildiğini, 145.000 Euro olan bedeli ise 24 ay taksite bölündüğünü, şirketin sözleşme kapsamında 10 taksitini ödediğini, bundan sonra ise ticari hayatının sekteye uğradığını, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/985 Esas sayılı dosyası ile konkordato davasının görüldüğünü, bu dosya kapsamında tedbir kararı verilerek ödemelerin durdurulmasına karar verildiğini, ödemelerin durdurulmasına ilişkin verilen tedbir kararına rağmen müvekkili şirketin FKS konusu malları iade ederek borcundan kurtulmak istediğini dile getirdiğini, bu işlemin yapılabilmesi için müvekkile ait şirketin temerrüde düşmesi gerektiği bilgisi verildiğini, mahkemece verilen konkordato kararına rağmen o tarihe kadar hiç temerrüde düşmeden borçlarını ödeyen müvekkilin böylelikle davalı şirket bilgisi dahiline temerrüde düşerek sözleşmenin feshinin sağlandığını, davalı şirketin tüm bu olgulara rağmen kötü niyetli olarak hareket ettiğini belirterek; davacının davalı şirket ile kefil sıfatıyla imzalamış olduğu 08/02/2018 tarihli … sayılı FKS gereği davalı şirket cari hesabında halen 17.837,74 Euro Cari borç ile olması muhtemel senetlerle ilgili borçlu olmadığının ve bilahare borçlu olmadığının tespiti ile davalı şirketin bu nedenlerle ileride hukuken yapma olasılıkları olan işlemlerin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. Davacı vekili 18.01.2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; senetlerin tanzim tarihi ile iş bu dava konusu finansal kiralama sözleşmesinin tarihi olan 08/02/2018 tarihi ile aynı olduğunu, davalı şirketin davacı aleyhine başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibini, iş bu davanın açıldığı 03/01/2022 tarihinden sonra 14/01/2022 tarihinde açtığını belirterek takibin durdurulmasını hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemenin 21.01.2022 tarihli ara kararında; “….Davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesinde; davacının iddialarının tespit ve ispatının yargılamayı gerektirdiği, HMK 389 ve devamı maddeleri kapsamında yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı, dava dosyasının henüz dilekçe teatisinde olduğu, davadaki iddiaların ve değerlendirilen talebin halihazırda yargılamaya muhtaç olduğu anlaşılmış ve ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; Davalı şirketin müvekkil davacı aleyhine başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibini iş bu davanın açıldığı 03/01/2022 tarihinden sonra 14/01/2022 tarihinde açtığını, İcra İflas Kanunu 72/2 maddesi gereğince teminatsız ya da alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir talebini kabul etmesi gerektiğini, HMK m.389’a göre tedbir koşullarının oluştuğunu, dilekçeler aşamasında olsa dahi tedbir kararı verilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, takipten önce açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı, finansal kiralama sözleşmesinde kefil olarak yer aldığını, şirket ile olan güven ilişkileri gereği şirket yetkililerinin gösterdiği boş evrakları imzaladığını, A4 evraka imzalı 60 adet evrakın sonradan senede dönüştürülerek işleme koyulduğunu, sözleşmenin fesh edildiğini, davalı şirketin makineyi müvekkili tarafından yapılan rayiç piyasa araştırmasından düşük bedele sattığını, cari borç olmadığını iddia etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davayı kabul etmediklerini, borç olmadığı iddiasının yerinde olmadığını, üçüncü kişiye satılan makinenin satışından önce davacının makinenin dilediği şart ve bedelle dilediği kişiye satabileceği ve dilediği şekilde tasarrufta bulunabileceğine ilişkin imzalı beyanın olduğunu beyan ederek teslim belgesi ile sözleşme ekleri,vs delilleri sunmuştur. Somut uyuşmazlıkta; davacı … sözleşmesindeki ve senetteki imzaları inkar etmemiş, ancak boşa imza atıldığını, A4 kağıtlarının senede dönüştürüldüğünü, borcu olmadığını ileri sürmüştür. Dosyada mevcut delil durumu itibarı ile bu aşamada iddianın yargılamayı gerektirmekte olup yaklaşık ispat koşulları oluşmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddi yerindedir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/05/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.