Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/568 E. 2022/667 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/568 Esas
KARAR NO: 2022/667
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2021
NUMARASI: 2019/254 E. – 2021/285 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…” ticaret unvanını ve markasını müvekkili adına TPMK nezdinde birçok tescili bulunduğunu, müvekkiline “…” markasının tanıtılması ve piyasaya sürülen ürünlerin reklamı amacı ile müvekkiline 07/06/200 tarihinde http://www…com.tr internet sitesi tahsis edildiğini, müvekkilinin “…” markasını bu sitede ticari faaliyetine uygun şekilde kullandığını, davalının müvekkili şirkete ait “…” markasını haklı ve yasal nedene dayanmaksızın kullanarak www…com internet sitesi üzerinden ticaret yaptığını, davalının müvekkili şirketin yetkili satıcı izlenimi vererek ilanı ve tanıtımında bulunduğunu, www…com internet sitesinde satılan ürünlerle ile müvekkili şirkete ait www…com.tr internet sitesi üzerinden satılan ürünlerin birebir aynı olduğunu, davalının bu eyleminin müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarını ihlal ettiğini iddia ederek, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, men ve ref’ini, söz konusu internet sitesine erişimin engellenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; açılan bu dava ile kendisinin bir ilgisinin olmadığını, bahsi geçen http://www…com internet sitesinden hiçbir şekilde haberinin olmadığı gibi bu ismi ilk defa bu dava vesilesiyle duyduğunu, kendisinin böyle bir site kurmadığını, böyle bir site kurabilme imkanının bulunmadığını, kendisinin bilgisayar dahi kullanamadığını, kendisinin böyle bir işlem yapmadığını ve bu işlem için kimseye yetki vermediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21.12.2021 tarih ve 2019/254 Esas – 2021/285 Karar sayılı kararıyla; “Bilirkişi raporunda belirtilen “… Mah. … Sok. No:… … İstoç Bağcılar İstanbul” adresinde davalının araştırılması için zabıtaya yazı yazılmış, verilen cevapta davalı … Geçiçi ile bir ilgisinin bulunmadığı bildirilmiştir. Yine, ”…” nolu telefon hattı ile ilgili yazılan yazıya … tarafından verilen cevapta böyle bir numaranın olmadığı bildirilmiştir. Ayrıca, alan adı alınırken kullanılan “…” nolu telefon yönünden yapılan sorgulamada telefonun davalı ile ilgisi bulunmadığı, dava dışı kişi adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Davalı ve vekili ısrarla bahsi geçen dava konusu alan adının davalı tarafından hiçbir zaman alınmadığı, kullanılmadığı, kimliği belirsiz kişilerce usulsüz olarak davalının adı ve T.C no’sunun temin edilip bu şekilde işlem yapıldığının bildirildiği görülmüştür. Yukarıda değinilen bilirkişi raporu ve müzekkere cevapları birlikte değerlendirildiğinde; davalının ihlal teşkil eden alan adının kullanıldığı adres ve telefon numaralarıyla bir ilgisinin bulunmadığı, kimlik bilgilerinin tespit edilemeyen kişilerce kötü niyetli olarak kullanılmasının kuvvetle muhtemel olduğu anlaşılmakla, davacının tecavüz ve haksız rekabete ilişkin talebi yönünden davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir. Bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; davaya konu www…com alan adı isim tescil web sitesinden whois sorgusu yapıldığında gelen sorgu sonuç ekranında “Sorguladığınız domain henüz kaydedilmemiş veya süresi dolduğu için boşa düşmüş” ibaresinin yer aldığının görüldüğü, alan adının mevcut durumda davalıya ya da davacıya ait olmadığı, alan adının boşta olduğu anlaşılmakla beraber, alan adının bir alan adı sağlayıcı şirket üzerinden herhangi bir kişi/kurum tarafından serbest bir şekilde satın alınabilir vaziyette olduğu nazara alındığında ve söz konusu alan adının mevcut durumda davalı yanın kullanımında da olmaması ve aynı zamanda davalı adına kayıtlı da olmaması dikkate alındığında, alan adının davalıdan davacıya devri veya alan adının iptali talepleri yönünden de davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, bu talep yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İnternet sitesi kapatılmış dahi olsa dava tarihinden sonra açılması ihtimalinin yüksek olduğunu, taraflar arasındaki ihtilafın çözümsüz kaldığını, mahkemece internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesi gerekirken mevcut haliyle karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, Yer sağlayıcı firmanın dosyaya sunulan belgeleri uyarınca, dava konusu internet sitesinin davalı tarafından satın alındığını, bu nedenle davanın davalıya yöneltildiğini, internet sitesinin dava açıldıktan sonra kapatıldığı hususu da gözetildiğinde dava açılmasında müvekkile izafe edilecek bir kusurun bulunmadığını, bu nedenle her bir tarafın yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasının ve taraflar leh ve aleyhine vekalet ücreti hükmedilmemesinin uygun olacağını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, …, …, …, …, …, … tescil numaralı “…” esas unsurlu markaların davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. *Bilirkişi heyetinin 21/09/2021 havale tarihli raporunda; “Dava konusu….com alan adının davacının önceki tarihli tanınmış “…” ibareli markasındaki “…” ibaresini aynen içerdiği, alan adı içeriğinde sunulan emtiaların davacı markalarının tescilleri kapsamındaki ürünlerden olduğu, olağan alıcıların alan adı içeriğindeki malların davacı firmadan ya da davacı ile ekonomik-ticari olarak bağlantılı bir firmadan geldiğini düşünecekleri, karıştırılma ihtimalinin doğacağı ve davacı markasının fonksiyonlarının zarar göreceği yönünde kanaat oluştuğu, dava konusu “…” işaretinin, ticari alanda, meşru bir bağlantı olmadan, ticari etki doğuracak şekilde dava konusu alan adında kullanılmış olması sebebiyle SMK m.7/f.3-d bendi hükmünün ve SMK m.29/f.1-a bendi gereğince davacının marka haklarına tecavüzün şartlarının oluştuğu, davaya konu ….com alan adının kayıt ettirildiği dava dışı … şirketinin cevabi yazısında, dava konusu alan adının 17.04.2019 tarihinde davalı “…” adına tescil ettirildiği, müşteri panelinden 17.04.2019 tarihinde kredi kartı ile ödeme yapıldığı, ancak sanal pos üzerinden 2 yıl geçtiği için ödeme bilgisine ulaşılamadığının belirtildiği, alan adı içeriğinde yapılan eylemlerin davalı tarafından yapılıp yapılmadığı konusunda net bir bulguya ulaşamamakla birlikte; dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan web sayfası ekran görüntülerinde firma bilgileri başlıklı bölümde adres ve telefon iletişim bilgilerinin belirtildiği, söz konusu web sitesi iletişim sayfasındaki adres ve telefon numarası davalıya ait olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı, davaya konu www…com alan adı isim tescil web sitesinden whois sorgusu yapıldığı, gelen sorgu sonuç ekranında “Sorguladığınız domain henüz kaydedilmemiş veya süresi dolduğu için boşa düşmüş” ibaresinin yer aldığının görüldüğü, alan adının mevcut durumda davalıya ya da davacı ya ait olmadığı, alan adının boşta olduğu anlaşılmakla beraber, alan adının bir alan adı sağlayıcı şirket üzerinden herhangi bir kişi/kurum tarafından serbest bir şekilde satın alınabilir vaziyette olduğu nazara alındığında ve söz konusu alan adının mevcut durumda davalı yanın kullanımında da olmaması ve aynı zamanda davalı adına kayıtlı da olmaması dikkate alındığında, alan adının davalıdan davacıya devri veya alan adının iptali taleplerinin konusuz kaldığı.” kanaati bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile internet sitesine erişimin engellenmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “…Davacının, davalı tarafça davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti ve önlenmesine dair talebi yönünden olan davasının pasif husumet yokluğu sebebiyle usulden reddine; -Davacının dava konusu www…com internet sitesinin devri ve iptaline ilişkin davası yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacıya ait “…” markasının dava konusu “…com” alan adını taşıyan internet sitesinde kullanılması ve alan adı içeriğinde sunulan emtiaların davacı markalarının tescilleri kapsamındaki ürünlerden olması durumunun davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğu sabittir. Ancak davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan eylemin davalı tarafından gerçekleştiği hususu mahkemece toplanan delillerle ispatlanamadığından; mahkemece tecavüz ve haksız rekabet talepleri yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Her ne kadar davacı vekili tarafından Dairemizin 2019/1578 Esas – 2019/1479 Karar sayılı ilamı emsal olarak gösterilmiş se de; anılan kararın “Dava dilekçesinde davalının kimlik bilgilerine yer verilmemesi ve sadece davalı olarak internet sitesi maliki ibaresine yer verilmiş olması nedeniyle mahkemece davanın dava şartı yokluğundan derhal reddine karar verilmeyip, internet sitesi içerik ve yer sağlayıcısından araştırma yapılarak davanın yöneltilmesi için davacı vekiline imkan tanınması gerektiği.” gerekçesini içerdiği ve kararın bu dosya yönünden emsal niteliğinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece dava sırasında davaya konu “…com” alan adının süresinin dolması ve yenileme yapılmaması nedeniyle kapatıldığı tespit edilerek, davacının alan adına erişim talebinin konusuz kaldığına karar verilmiş olup, davada davalının pasif husumetinin bulunmadığı yönündeki kabul dikkate alındığında bu talep yönünden de pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmemesi hatalı ise de; bu durum sonuca etkili görülmediğinden yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir. Mahkemece davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması talepleri yönünden davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle, davada kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı lehine vekalet ücreti takdirinde usule aykırılık da bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2022