Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/53 E. 2022/411 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/53 Esas
KARAR NO: 2022/411
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/832
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)|Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin 15-20 yıl kadar önce davalıdan bir araç satın aldığını, bu sebeple tanıdığı davalı ile 2020 yılı Şubat ayında Etilerde karşılaştıklarını ve davalının müvekkilinden telefon numarasını aldığını, akabinde müvekkilini sürekli arayarak borç istediğini, 2020 yılı Haziran ayında davalının çağırması üzerine müvekkilinin restauranta gittiğini ve burada davalının müvekkilini tehdit etmesi sonucu 70.000 Euro’luk senedin müvekkilince imzalandığını, davalı ve birlikte hareket ettikleri kişilerin müvekkilinin Bodrum’daki taşınmazlarını istediklerini, davalının müvekkilini tehdit ettiğini, konuyla ilgili Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/64607 Soruşturma dosyasının devam ettiğini, müvekkilinin emekli bir kişi olup herhangi bir ticari faaliyeti bulunmadığını, bu miktarda borçlanmasını gerektirir bir durumun olmadığını belirterek senet nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkili ile davacının uzun yıllardır tanıştıklarını, davacının müvekkilinden borç para aldığını, karşılığında iki adet bono verdiğini, daha sonraki süreçte ise davacının müvekkiline borcuna karşılık Bodrumdaki taşınmazını vereceğini söylediğini, ancak davacının buna yanaşmadığını, bunun üzerine müvekkilinin bonolardan birini borcuna karşılık … isimli kişiye ciroladığını, bu kişinin de davacı aleyhine takip başlattığını, Bakırköy CBaşsavcılığınca yapılan soruşturmada yetkisizlik kararı verilip İstanbul CBaşsavcılığının 2020/119048 Sayılı dosyasına gönderildiğini, davacının aynı bonoyla ilgili olarak İcra Hukuk Mahkemesi’nde imza inkarına dayalı olarak dava açtığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı vekilince mahkemeye verilen 25/09/2021 tarihli dilekçeyle senedin icra takibine konu edildiğini, bunun üzerine mahkemeden 22/09/2020 tarihinde tedbir kararı verilmesini istediklerini, mahkemenin takip dosyasını celp ettiğini, davalı ve kardeşi … hakkında Bodrum Cumhuriyet Savcılığı’nın 2020/14889 Sayılı soruşturmasıyla soruşturmanın devam ettiğini, maddi vakianın görgü tanıkları tarafından da beyan edildiğini, …, …, … ve …’ya ait bilgi alma tutanaklarını ekte sunduklarını, dava konusu senedi davalı, kardeşi ve adamlarının suç sayılan eylemleri neticesinde müvekkilinin iradesi sakatlanarak elde edildiğini, ayrıca bedelsiz olduğunu belirterek ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere göre 03/03/2021 tarihli dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda “İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında alacaklı … tarafından borçlular … ve … hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığının anlaşıldığı, menfi tespit davasının takipten önce açılmış olması halinde İİK. 72/2 maddesi uyarınca delil durumu değerlendirilerek takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün ise de, davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin haklarını etkiler şekilde tedbir kararı verilmesinin usulen mümkün olmadığı, takip alacaklısının dosyanın tarafı olmadığı” gerekçeleriyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 20/10/2021 tarihli 2021/1581 E 2021/1764 K sayılı kararla dava konusu edilen senet bedelinin 70.000-EURO olup, dava tarihindeki değerinin 500.000-TL nin üzerinde olması nedeniyle davanın heyetle görülmesi gerektiği, somut olayda dava değeri 500.000-TL nin üzerinde olduğundan ihtiyati tedbir talebinin de heyetçe değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleriyle davacı vekilinin sair istinaf talepleri incelenmeksizin istinaf talebinin kabulüne ve kararın kaldırılarak ihtiyati tedbir talebinin heyetçe değerlendirilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür. Dairemiz kaldırma ve iade kararından sonra davacı vekilince yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edildiği, davacı vekilinin 12/11/2021 tarihli dilekçesinde davanın İİK’nın 72/2 maddesi gereğince menfi tespit davası olduğu, davanın 01/09/2020 tarihinde açıldığını, Savcılık suç duyurularının takipten önce yapıldığını beyan ederek senet hakkında teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme ile 24/11/2021 tarihinde menfi tespit davasının takipten önce açılmış olması halinde delil durumuna göre takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkün ise de, davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin haklarını etkiler şekilde tedbir kararı verilmesinin usulen mümkün olmadığı, takip alacaklısının dosyanın tarafı olmadığı gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; dosyadaki mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, davalının müvekkilini tehdit ederek elde edilen senedin takibe konulduğunu, irade sakatlığı nedeniyle senedin geçersiz olduğunu, senet lehtarı … vekilinin savcılıkta verdiği beyanda müşteki şahsın müvekkilini yıllardır tanıdığını, müvekkilinin müştekiye borç verdiğini, müştekinin de senet imzalayıp teslim ettiğini bildirdiğini, aynı vekilin mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde müvekkilinin davacıya borç para verdiğini, bu alacağına karşılık davacıdan iki adet bono aldığını, daha sonra müvekkiline Bodrumda bulunan bir taşınmazının borca karşılık devredeceğini beyan ettiğini, bu süreçte davacının senetlerden bir tanesini iade aldığını ancak tapuda devrini yapmadığını, müvekkilinin de bu süreçte borca karşılık elinde bulunan bonolardan birinin üçüncü şahıs …’ya ciroladığını beyan ettiğini, Bodrum Savcılığı tarafından takipsizlik kararı verilmesi üzerine itiraz ettiklerini, Bodrum 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararıyla takipsizlik kararının kaldırıldığını, yeniden yapılan soruşturmada lehtarın davacıya verdiği borç tutarının 200.000-EURO olarak açıkladığını ve davacı hakkında takip yaptığını kabul ettiğini, buna göre lehtar …’nın kardeşine yaptığı cironun gerçek ciro olmadığını, senedi takibe koyanın kendisi olduğunu açıkça kabul, beyan ve ikrar ettiğini, takip alacaklısı senet hamili olan …’nın bu durumda TTK hükümlerine göre üçüncü kişi konumunda olmadığını, …’nın …’nın kardeşi olduğunu, iki kardeşin bile bile borçlunun zararına hareket ettiklerini ve kötü niyetli olduklarını, müvekkili tarafından senet hamili görünen davalının kardeşi … hakkında İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/133 E sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını, anılan bu dosyanın işbu dosya ile birleştirildiğini, dolayısıyla mahkemenin üçüncü kişilerin haklarını etkiler şekilde tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı yönündeki gerekçesinin hatalı olduğunu, davalının dava açıldıktan sonra kötü niyetle senedi kardeşine ciro ettiğini, öte yandan HMK’nın 394/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati ihlal edilen üçüncü kişilerin de ihtiyati tedbir öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbir ve şartlarına itiraz edebileceklerini, birleştirilen İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/133 E sayılı dosyasının takip alacaklısı …’nın yetkili hamil olmadığını gösterdiğini, işbu davanın takipten önce açılması nedeniyle İİK 72/2 maddesi gereğince takibin durdurulmasına dair karar verilebileceğini, ayrıca …’nın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyada açtığı icra takibinin İstanbul BAM 22.H.Dnin 29/09/2021 tarihli 2021/1038 E – 2453 K sayılı istinaf kararı ile iptal edildiğini, bunun üzerine …’nın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasıyla abisi lehtar … ve davacı hakkında yeniden takip başlattığı, ayrıca …’nın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında 06/08/2021 tarihinde iki ayrı temlik sözleşmesi ile … ve … isimli üçüncü şahıslara temlik yaptığını, temlikinde kötü niyetli olduğunu, buna göre …’nın bahse konu senetten kaynaklanan alacağın tamamını talep etme hak ve yetkisinin bulunmadığını bildirerek kararın kaldırılmasını ve İİK’nın 72/2 maddesi çerçevesinde icranın durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. … tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında 22/09/2020 tarihinde davacı ve davalı aleyhine senede dayalı olarak toplam 70.210,96 Euro’nun tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığı, takip dayanağı senedin 11/06/2020 tanzim 10/09/2020 vade 70.000 Euro bedelli nakden kaydıyla düzenlenmiş keşidecisinin davacı, lehtarın davalı, hamilin ise dava dışı … olduğu görülmüştür. Davanın başlangıçta Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı ve Ticaret Mahkemesinde görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Davacının İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/133 E sayılı dosyasında takip alacaklısı … aleyhine aynı iddialar ile menfi tespit davası açtığı, mahkemenin ise 10/09/2021 tarihinde hukuki ve fiili irtibat nedeniyle dosyanın Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/832 E sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür. İstanbul Anadolu 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/256 Esas 2021/120 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacı tarafından … aleyhine imzaya ve borca itiraz davası açıldığı, mahkemenin imzanın davacıya ait olduğu yolunda bilirkişi raporu ile İİK 169/a maddesi kapsamına göre davayı reddettiği görülmüştür. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/119048 Soruşturma Sayılı 2021/14646 Karar Sayılı takipsizlik kararının incelenmesinde davacının davalı hakkında yağma suçundan şikayette bulunduğu, yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, karara yapılan itirazın da reddedildiği görülmüştür. Mahkemece 19/03/2021 tarihinde tek hakimle icra edilen duruşmada senet bedeli olan 70.000 Euro’nun dava tarihindeki değerinin 659.862 TL olduğu belirtilerek eksik harcın tamamlanmasının istenildiği, davacı tarafça da 30/03/2021 tarihinde eksik harcın ikmal edildiği anlaşılmıştır. 12/04/2021 tarihli ara kararla eksik harcın tamamlandığından bahisle dosyanın heyetçe görülmesine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Mahkemece davanın taraf olmayan 3.kişilerin haklarını etkiler şekilde tedbir kararı verilmesi mümkün bulunmadığı gerekçesiyle talep reddedilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, … tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca davacı tarafından İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/133 E sayılı dosyasında takip alacaklısı … aleyhine menfi tespit davası açıldığı, mahkemenin de 10/09/2021 tarihinde hukuki ve fiili irtibat nedeniyle davaların birleştirilmesine karar verildiği görülmüştür. İstinafa konu karar 24/11/2021 tarihlidir. Dolayısıyla mahkemenin yukarıda bahsedilen gerekçesi yerinde değildir. Bu bakımdan davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi Dairemizce değerlendirilmiştir. Bilindiği üzere ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için HMK’nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca yaklaşık ispat şartının gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda dava dosyasına sunulan deliller dikkate alındığında bu aşamada ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği kanaatine varılmıştır. Bu açıdan mahkemece verilen red kararının gerekçesi yerinde olmamakla birlikte sonucu itibariyle doğru olduğundan davacı vekilinin istinaf talebinin düzeltilen bu gerekçe ile reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafça yatırılan peşin harç toplamı 118,60-TL den mahsubu ile kalan 37,90-TL nin talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/03/2022