Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/527 E. 2023/1947 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/527 Esas
KARAR NO: 2023/1947 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2021
NUMARASI: 2019/352 E. – 2021/431 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 21/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … tescil numarası ile tescil başvurusunda bulunduğu 5 ve 9 numaralı tasarımlar ile müvekkili tarafından yapılmış ve Türkiye de ilk kez davacının müşterisi … ait @… adlı … sayfasında kamuya arz edilen ve üretilmiş (dikilmiş) tasarımlarının davalı … tarafından üretim ve satışının yapıldığını, yine aynı davalıya ait olan @… … satış sayfasında, http://www….com/… adlı internet sayfasında da satışının yapıldığını, davacıya ait orijinal ürün örneği ile ihbar olunan … Konfeksiyon’dan satın alınarak temin edilen taklit ürün örneğinin İstanbul 1. FSHHM 2019/200 D. İŞ sayılı dosyasına ibraz edildiğini, davalının “… Mh. … Sk. No:… Eminönü / Fatih/ İstanbul” adresindeki iş yerinde ve yine davalıya ait “@…” adlı … sitesinde ve http://www…com/… adlı internet sitesinde keşif ve bilirkişi incelmemesi yapıldığını, , 2019/200 D. İş sayılı delil tespit dosyasından alınan bilirkişi raporu ile tasarım hakkına tecavüzün varlığının tespit edildiğini, ortalama olarak bir tasarımdan 2500 -3000 adet kesim üretim yapıldığını, müvekkilinin ürün başına üretim maliyeti ile satış fiyatı arasındaki farkın ürün başına mahrum kalınan karı gösterdiğinden, ürün başına kar ile 3000 üretim adedinin çarpılması halinde de mahrum kalınan karın hesaplanması gerektiğini belirterek, öncelikle davanın … Ticaret Ltd. Şti.’ne ihbarını, taklit ürünlerin başta davalıların iş yerlerinde, diğer mağazalarında üretim ve satışının durdurulmasına, görüldüğü yerde toplatılmasına, ürünün satışını yapan internet sitelerinde satışının durdurulması yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalıların tasarım hakkına tecavüzün tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, belirsiz alacak davası hükümlerine göre alacak miktarı tam ve kesin olarak belirlendiğinde, taleplerini arttırmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın delil tespitinin yapıldığı 09.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 30.000,00 TL manevi tazminatın delil tespitinin yapıldığı 09.09.2019 tarihinden işleyecek değişken oranlardaki ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı aleyhine verilecek mahkeme kararının masrafı davalıya ait olmak üzere kamuya duyurulması için ülke çapındaki gazetelerden birer tanesinde yayınlanmasını talep ve dava etmiştir.
BEDEL ARTIRIMI: Davacı vekili 8.7.2021 tarihli talep artırım dilekçesiyle maddi tazminat istemini 47.382,00 TL olarak artırmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının belirsiz alacak davası açarken sembolik bir şekilde 1.000,00 TL maddi tazminat talep ettiğini, HMK’nun 107. maddesi uyarınca dava açılırken asgari bir miktar veya değeri belirtmek suretiyle dava açılabileceğini, asgari değerin, objektif çerçevede tespit edilmesi mümkün olan miktarı veya değeri ifade ettiğini, bu nedenle davacının belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının talebinin kendi beyanına göre davaya konu 3 ürün x 3.000 adet x ürün başına kar olduğuna ilişkin iddiasının dayanaksız olduğunu, davalının davacının iddia edildiği gibi her üründen farklı renklerde ve farklı bedenlerde binlerce ürün üretecek ne yeterli bir alt yapısı, ne de ekonomik gücü bulunmadığını, ürünü satacak müşteri çevresine de sahip olmadığını, tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunun hiçbir şekilde işbu davada esas alınamayacağını, raporun taraflı ve eksik inceleme ile hazırlandığını, hatta mahkemece itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verildiğini, ancak maddi imkansızlık nedeniyle müvekkilinin bilirkişi ücretini yatıramamasından dolayı yeniden rapor alınamadığını, müvekkilinin ticari hayatında son derece dürüst ve güvenilir bir tacir olduğunu, davaya konu ürünlerin, hukuken koruma altına alınabilecek nitelikte birer tasarım olmadıklarını, dava konusu ürünlerin hiçbir yeniliğinin ve ayırt ediciliğinin bulunmadığı, hükmedilecek manevi tazminat tutarının adalete uygun olması gerektiğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağını, SMK’nun 151/2-a maddesi uyarınca maddi tazminat hesabı yapılabilmesi için davacının olağan durumda ne kadar gelir elde ettiğinin araştırılarak, Mahkemece bir hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, her bir taleple ilgili zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının bulunduğunu, davacı tarafın haksız kazanç sağlamak adına ve kötü niyetli olarak bu davayı açtığını belirterek, bu sebeple açılmış davanın tüm talepler yönünden reddi gerektiğini beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/12/2021 tarihli 2019/352 E. – 2021/431K. sayılı kararıyla; “…-Davalının davacıya ait tescilli tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,-Tasarım hakkını ihlal nedeniyle SMK 151/2-a maddesi ve somut olayın özelliklerine göre 2.526.72- TL maddi tazminatın 9.9.2019tarihinden itibaren değişir oranlı ticari faiz ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,-5.000 TL manevi tazminatın tespit tarihi olan 9.9.2019 tarihinden itibaren değişir oranlı ticari faiz ile davalıdan tahsiline,, fazlaya ilişkin istemin reddine,-Davacının dava konusu tasarımının davalı yanca üretiminin, satışının, önlenmesine,” karar verilmiştir.
TAVZİH TALEBİ VE RET KARARI: Davacı vekili dosyaya sunduğu 27/01/2021 tarihli tavzih dilekçesi ile müvekkili lehine hatalı hükmedilen vekalet ücretlerinin düzeltilmesini talep etmiş, Mahkemece 31/01/2021 tarihli kararla, vekalet ücretleriyle ilgili talebin istinaf nedeni olabileceği belirtilerek, tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; yerel Mahkemece kabul edilen maddi ve manevi tazminat yönünden müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretlerinin hatalı olduğunu, maddi tazminat yönünden 2.526,72 TL, manevi tazminat yönünden 5.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, tarifenin açık hükmü gözetilmeksizin eksik vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,Dava dilekçesinde talep etmiş olmalarına rağmen yerel Mahkemece sadece davada yapılan yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulduğunu, 2019/100 D.İş sayılı delil tespiti dosyasındaki yargılama giderlerine ilişkin her hangi bir hüküm kurulmadığını,Alınan bilirkişi raporları ile davalının tasarım haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetin tespit edildiğini, SMK’nun 151/2-a maddesi uyarınca müvekkilinin mahrum kalacağı karın bilirkişi raporu ile 47.382,00 TL olarak tespit edilmesine, davalının hatalı olsa da üretim miktarı tespit edilmiş olmasına rağmen yerel mahkemece hesap tercihlerine aykırı olarak delil tespiti sırasında tespit edilen 48 adet ürün üzerinden tazminat hesabı yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bilirkişi raporunda beden serisi 5 adet, renk serisi ise en az 4 adet olarak üretim yapıldığı (üretim için malzeme, kesim, dikim maliyetleri açısından), koleksiyon dışında normal imalatın kesim işleminde, normal olarak her katta 5 beden bulunduğu, pastal katı olarak 15 kat düşünüldüğünde, yine atılan kesim pastallarının her renk için ayrı ayrı olduğu düşünüldüğünde, bir model için en az 300 adet olarak üretime girilebildiği, bu sayının modelin satış rakamları tam olarak tespit edilemediği için tazminatın hesabında davaya konu model başına minimum 300 adetinin üretim ve satışının normal değerler olarak değerlendirildiği belirtilerek tazminat hesabı yapıldığını, davalının piyasa ortalamalarına göre minimum üretim miktarının belirlenmesi gerektiğini, sadece bir renk kumaştan bir pastal kesim yapıldığı düşünüldüğünde: 100 kat X 5 beden X 1 renk =500 adet ürün kesimi yapıldığının anlaşıldığını, maksimum miktarın belirlenmesinde ise; birden fazla kumaş ile birden fazla pastal kesim yapıldığında ise ürün adedinin 500’ün katları şeklinde arttığını, ortalama olarak bir tasarımdan 2500 -3000 adet kesim üretim yapıldığının bilindiğini, buna rağmen davalının üretim miktarının 2500 adet yerine 300 olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu,Delil tespiti ile davalının iş yerinde 6 farklı renkte ürün tespit edildiğini, bu durumun 6 farklı renkte ve 5 farklı bedende üretim yaptığına göre davalının en az 3000 adet üretimde bulunduğunu gösterdiğini (100 kat X 5 beden X 6 renk = 3.000 adet),Müvekkilinin delilleri toplanmaksızın ve ticari kayıtları incelenmeksizin karar verildiğini,Yerel Mahkemece maddi tazminatın belirlenmesinde TBK’nun 50. maddesinin hastalı uygulandığını, davalının üretim miktarının belirlenmesinde kullanılması gereken TBK’nın 50. maddesinin, tazminat miktarının belirlenmesinde kullanılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Yerel Mahkemece TBK’nın 50. maddesi uyarınca belirlenen maddi tazminatın müvekkilinin zararını karşılamadığı gibi, caydırıcılığının da bulunmadığını, Yerel Mahkemece hükmedilen 5.000,00 TL- manevi tazminatın müvekkilinin manevi zararlarını karşılamak açısından yetersiz kaldığını belirterek, istinaf taleplerinin kabulüne, istemleri doğrultusunda kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacını belirsiz alacak davası açarken sembolik bir şekilde 1.000,00 TL maddi tazminat talep ettiğini, HMK’nun 107. maddesi uyarınca dava açılırken asgari bir miktar veya değeri belirtmek suretiyle dava açılabileceğini, asgari değerin, objektif çerçevede tespit edilmesi mümkün olan miktarı veya değeri ifade ettiğini, bu nedenle davacının belirsiz alacak davasının hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, Davacı tarafça davaya konu edilen tescilsiz tasarımın ilk kez müşterisi olan …’e ait @… isimli Instagram hesabında 03/07/2019 tarihinde kamuya sunulduğunun iddia edildiği, ancak davacının ispat yükü kendi üzerinde olmasına rağmen bu iddiasını ispatlayamadığını, …’in davacının müşterisi olup olmadığı, aralarında nasıl bir ilişki bulunduğu, dava konusu ürünün davacıdan satın alınıp alınmadığının, ilk kez davacı tarafından kamuya sunulup sunulmadığının davacının soyut iddiasından başkaca bir delille ispatlanamadığını, buna rağmen maddi tazminat hesabına konu edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Davacının maddi tazminat hesabına ilişkin dosyaya hiç bir delil sunmadığını, hesaplamanın farazi ihtimallere göre yapıldığını, davacının zarara uğradığını ve zararla müvekkilinin satışa sunduğu ürünler arasındaki nedensellik bağını ispatlayamadığını, bu durumun hukuka, usule ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Müvekkilinin kasti olarak başkasına ait tasarımları taklit etmediğini, küçük çaplı bir işletme olması nedeniyle davacının ticari itibarını zedelemesinin mümkün olmadığını, fahiş tutarda manevi tazminata hükmedildiğini, Müvekkilinin iş yerinde tespit yapıldığı 09/09/2019 tarihinde dava konusu tüm ürünlerin satışını durdurduğunu, bu hususun da mahkemece göz ardı edildiğini, manevi tazminatın olayın özelliklerine göre belirlenmesi gerektiğini, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ülkenin ekonomik koşulları ve tarafların kusur durumları da dikkate alınarak manevi tazminatın takdir edilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, haksız ve ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada mevcut TPMK kayıtları incelendiğinde; 05/03/2019 başvuru ve tescil tarihli, … tescil numaralı tasarımların davacı adına tescilli oldukları tespit edilmiştir. İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2019/100 D.İŞ sayılı dosyası incelendiğinde; davacının davalı aleyhine delil tespiti talebinde bulunduğu, davalıya ait iş yerinde 09/09/2019 tarihinde delil tespiti yapıldığı, bilirkişi … tarafından hazırlanan 13/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “davacı tarafın sunmuş olduğu tekstil tasarımlarının keşif esnasında … mah., … sok., No:… Eminönü/Fatih/İSTANBUL adresinde 48 adet olarak kullanıldığının tespit edildiği, üç adet tasarımın … olarak araştırılması sonucunda Instragarma’da bulunan ürünlerin …Tic. A.Ş.’ne ait olduklarının tespit edildiği, güncel olarak ürünlerin satışının devam ettiği, http://www…com/ isimli sitede … ait sitenin bulunamadığını, davalıdan temin edilen ürün ile davacıya ait orijinal ürün arasında kıyaslama yapıldığı, davacıya ait tasarıma tecavüz olduğunun tespit edildiğine dair görüş bildirildiği tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince bilirkişiler … oluşan bilirkişi heyetinden alınan 08/02/2021 tarihli raporda; “…Davacı tarafa ait 05.03.2019 başvuru tarihli … – 5 numaralı tasarım tescili davalı tarafa ait @… sitesinde yer alan 26 Mart 2019 tarihli “…” kod numaralı ürün arasında ve … numaralı tasarım tescili ile davalı tarafa ait @… … sitesinde yer alan 29 Mayıs 2019 tarihli “…” kod numaralı ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını, davacı tarafa ait olduğu iddia edilen @… … adresinde 03 Temmuz 2019 tarihinde kamuya sunulan tescilsiz tasarım ile davalı tarafa ait @… instagram sitesinde yer alan 30 Ağustos 2019 tarihli “…” kod numaralı ürün arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davalı ve davacı ticari defterlerinin; TTK Md.64-66 ve V.U.K. madde 220-226’ya göre açılış ve kapanış tasdiklerinin ticari usul ve kanunlara uygun olarak süresi içerisinde yapıldığını ve işlendiğini, davalı kayıtlarından ve ticari defterlerinden davaya konu ürünlerin satış adetlerinin ayrılmasının mümkün olmadığını, mahkemenin tazminata hükmetmesi durumunda davalı tarafın mikro işletmeler sınıfında bulunduğu davacı firma talepleri gibi her bir model için 3000 adet üretim yapıp satabilecek bir kapasitede bulunmadığını, sektörel üretim değerlendirmesi sonucu minimum her model için 300 adet üretim yapılabileceği, buna istinaden davacı firmanın 6967 Kanunun 151/2-A maddesi gereği yoksun kalacağı karın minimum 47.382,00 TL olarak tespit edilebileceğini, mahkemenin 2019/200 D.İş dosyası kapsamında tespit edilen 48 adet ürün üzerinden tazminata hükmetmesi durumunda ise tazminatın 2.526,72 TL olacağını, manevi tazminatın mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı tarafa ait 2019/01492 5 numaralı tasarımın dayanak olarak sunulan 23 Ocak 2018 tarihli ürün görseli arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını” bildirmişlerdir. İlk derece mahkemesince aynı bilirkişi heyetinden alınan 15/06/2021 tarihli EK raporda; “…Davalı kayıtlarından ve ticari defterlerinden davaya konu ürünlerin satış detaylarının (süre-adet vs. ) ayrılmasının mümkün olmadığı, davaya konu ürünlere ait birim karın davacının mali verileri ve maliyet detaylarına dayandırılarak hesaplandığı ve 52,64 TL birim kar tespit edildiğini, kısa süreli kullanım olmasına rağmen sektör olarak davaya konu ürünün kök raporda da aksettirildiği üzere her model için 300 adet optimum üretim adeti olabileceğini, kök raporda yapılan hesaplama dışında başkaca mali bir hesaplama yapılamayacağını, kök raporda değerlendirildiği üzere davalı tarafın mikro işletmeler sınıfında bulunduğu ve davacının her bir model için 3000 adet üretim yapıp satabilecek bir kapasitesinin bulunmadığını, manevi tazminatın mahkemenin uhdesinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığını” bildirmişlerdir.
GEREKÇE: Dava, davacıya ait iki adet tescilli, bir adet tescilsiz tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı her iki taraf vekili de istinaf yargı yoluna başvurmuşlardır.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dosya incelendiğinde; davacıya ait iki adet tescilli, bir adet tescilsiz tasarıma davalı tarafça tecavüz edildiği iddiasıyla dava açılmasına rağmen, Mahkemece uyuşmazlık konusunun yalnızca tescilli tasarımlara tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi olarak belirlendiği, hükmün sonuç kısmında yalnızca davalının davacıya ait tescilli tasarım hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine karar verildiği, tescilsiz tasarımla ilgili bir hüküm kurulmadığı, hükmün gerekçe kısmında da tescilsiz tasarıma tecavüz edilip edilmediğine dair bir gerekçe yazılmadığı, ancak maddi tazminat belirlenirken üç tasarımın da hesaplamaya dahil edildiği, bu şekilde hem hükmün gerekçesinde, hem de gerekçe ile hükmün sonuç kısmı arasında çelişki olduğu tespit edilmiştir. Bu durumun, HMK’nun 297/1-c maddesi uyarınca hükmün gerekçeli olarak yazılması, ayrıca 297/2. maddesi uyarınca hükmün sonuç kısmında taleplerin her biri hakkında verilen hükmün yer alması gerektiğine ilişkin usul kurallarına aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.Ayrıca davacının hak iddia ettiği tescilsiz tasarımın ilk kez davacı tarafından kamuya sunulup sunulmadığı, ürünün ilk kez yayınlandığı belirtilen @… adlı Instagram sayfasının sahibi ile davacı arasında bir ilişki bulunup bulunmadığının da davacının tasarım üzerinde hak sahibi olup olmadığının tespiti için araştırılması gerekirken bu hususta hiç bir inceleme yapılmadığı, davacının bu tasarımla ilgili aktif taraf ehliyeti bulunup bulunmadığının da araştırılması gerektiği kanaatine varılmakla, taraf vekillerinin diğer istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmaksızın, HMK’nun 355. maddesi uyarınca resen tespit edilen eksiklikler nedeniyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dava şartlarının mahkemece araştırılması, hükmün gerekçesindeki ve gerekçe ile hükmün sonuç kısmındaki çelişkilerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 15/12/2021 tarihli 2019/352 E. – 2021/431 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraf vekillerinin istinaf istemleri kabul olunmakla, istinaf peşin harçların talepleri halinde iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak yalnız davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 67,00TL(posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 33,50 TL’sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/12/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.