Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/526 Esas
KARAR NO: 2023/1946 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2021
NUMARASI: 2019/350 E. – 2021/423 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin 2000′ li yılların başından itibaren ilk önce internet üzerinden e-ticaret sitesinde akvaryum ile ilgili ürünleri ve devamında kedi-köpek malzemelerinde satışını yapmaya başladığını, davacı şirket tarafından önceleri daha çok akvaryum ile ilgili ürünlerin satışına ağırlık verirken 2008 den sonra … sitesini de hizmete açarak kedi, köpek, kemirgen, sürüngen ve kuş ürünlerinin de satışını yapmaya devam ettiğini, hali hazırda bu ticari faaliyetini de aktif şekilde büyüterek devam ettirdiğini, buna ilişkin internet sitesinin davacı şirkete ait olduğunu gösteren görselleri dilekçe ekinde sunduğunu, davacı şirketin hali hazırda yaklaşık 9000 çeşidi geçen ürün gamı ile internet üzerinden hobicilere ve hayvan severlere güvenli hizmet sunduğunu, ayrıca bu süreçte, 6100 yerli kedi, köpek ve kuşlar için mama ve su kapları gibi birçok ürün ve plastik yardımcı ürünlerin de davacı şirket tarafından üretilmekte olduğunu, davacı şirketin akvaryum ile ilgili ürünleri www…com, diğer tüm evcil hayvan ürünlerini, kedi-köpek-kuş-kemirgen ve sürüngen ürünlerini ise www…com.tr adlı internet sitesi üzerinden satışa sunduğunu, davacı şirketin yaptığı yatırımlar, koyduğu emek ve sermaye ile 2008 yılından beri tescilsiz markasına ayırt edicilik kazandırdığını, ancak davacı şirket tarafından, yoğun ve ciddi surette kullanılmak suretiyle ayırt edici nitelik kazandırdığı www…com.tr esas unsurlu tescilsiz markanın aynısını ayırt edilmeyecek kadar benzeri olan “…” ibareli davacı markası ile aynı şekilde davalı tarafından kötü niyetli ve haksız olarak tescil ettirdiğini, davacı şirketin tescilsiz markası ile dava konusu markanın görsel karşılaştırılmasına bakıldığında, ikisinde de esaslı unsurun “…” kelimesi olduğunu, davalı taraf markası ile davacı şirketin 2008 yılından beri tescilsiz olarak kullandığı markasının birebir aynısı olduğunu, bu markaların telaffuzları sırasında tüketiciler nezdinde markalar ile ilgili bağlantının çok rahat bir şekilde kurulabilmekte olduğunu, her iki markanın birbirinin aynısı veya devamı olduğu algısını oluşturduğunu, davalı markası ile davacı şirketin 2008 yılından beri tescilsiz olarak kullandığı markasının yazılışı, okunuşu ve telaffuz bakımından birebir aynı oluşu sebebiyle tüketici tarafından karıştırılma ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, haksız ve kötü niyetli olarak tescil ettirilen dava konusu marka sebebiyle davacı tarafın haksız kazanç sağladığını, davacı şirketin büyük emek ve masraflarla yatırılan, piyasada ekonomik bir anlamı olan “…” esas unsurlu markasının, toplumda ve sektöründe oldukça iyi bilinen ibareler olmaları nedeniyle ilgili olduğu mal ve hizmetler için, diğer tescilli markalar gibi aynı veya benzer mal ya da hizmetler önünden karıştırılma tehlikesi temelinde korunmasının yanında, benzer olmayan mal ve hizmetler açısından da korunduğunu, davalının davacı adına tescilli www…com.tr tescilli internet alan adı ile ilgili, “tr” uzantılı internet alan adlarını vermeye yetkili ODTÜ’ye haksız şikayette bulunduğunu, diğer bir değişle bu internet alan adını alabilmek amacıyla kötü niyetli olarak şikayette bulunduğunu, davacı şirketin ticari faaliyetlerinde elektronik ticaret sitesi olarak kullandığı www…com.tr internet sitesi ve alan adının 30.01.2008 tarihinden beri davacı şirket adına tescilli ve kayıtlı olduğunu bilerek, yasa ve uygulamadaki boşluklardan yararlanan davalı tarafın www…com.tr sitesini kendi adına aldığını, davacı şirketin emeği ve çabası sonucunda tanınmışlık kazandırdığı haklı bir güven ve itibara sahip “…” esas unsurlu ve 2008 yılından beri tescilsiz olarak kullandığı markasının orijinal ve özgün markalar olduğunu, bu markanın bir benzerinin farklı sınıflar için dahi tescil edilmesinin sonucu, markanın ayırt edici karakterinin zedelenmesine yol açacak ve markanın saygınlığının ve itibarının azalmasına neden olacağını, dolayısıyla davacı şirketin oldukça iyi bilinen ve 2008 yılından beri tescilsiz olarak kullandığı markasının ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan ve davalı adına 23.07.2019 tarihinde tescil edilen … numaralı “…” esas unsurlu markanın hükümsüzlüğüne, iptaline ve ilgili sicilden terkinine, alan adına erişimin engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının “…” markası için yaptığı başvurunun ayırt edici olmaması nedeniyle reddedildiğini, davacının www…com.tr adlı web sitesini 2008 yılından beri kullandığını, davalı adına kayıtlı “…” markasının ayırt edici olmaması nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiğini, buna karşılık TPE kayıtları nezdinde yaptığı araştırmada davacının “… şekil” marka başvurusunun SMK ve TPE’nin aradığı koşulları taşımadığı için haklı nedenle reddedildiğini tespit ettiklerini, davacının hayvan ve hayvan ürünlerine dair mal ve hizmet alanı içeren sınıflar kapsamında “… şekil” ibaresi ile başvuru yapmış olmasının, davalının “…” ibareli markasının reddi için haklı ve yeterli bir sebep teşkil etmediğini, davacının “… ŞEKİL” markasına dair başvuru belgesiyle www…com.tr domaini aldığını, yasal koşulları sağlanmayan domainin haklı gerekçeyle iptal edildiğini, …tr den satın alınan com.tr uzantılı domainlerin alımlarında ya ticari unvanı ya da marka tescili şartının arandığını, buna karşılık davacı tarafın www…com.tr ibaresini marka başvurusu ile ve hakkı olmamasına rağmen aldığı www…com.tr adlı sitede domainini satışa sunduğunu, buna dair belgelerle birlikte ODTÜ nezdinde itiraz etmek suretiyle, davacı adına kayıtlı bu domainin iptalini talep ettiğini, iptal kararından önce davacı adına kayıtlı olan domainin e-ticarette kullanılması, faturalarda www…com.tr domainin kullanılmış olması, davacının, davalı adına tescilli bulunan “…” markasının kullanıma dayalı hak sahibi olduğunu ispat etmediğini, davacı tarafın “…” ibaresini içerir faturaları sunduğunu, iş bu faturaların onun önceden kullanıma dayalı hak sahibi olduğunu ispat ettiğini öne sürdüğünü ve davalı adına kayıtlı “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebini iş bu iddiaya dayandırdığını, buna karşılık davacının hiçbir zaman “…” markasını adına tescil ettirmediği gibi “…” markasını da hiçbir surette kullanmadığını ve kullanıma dayalı hak sahipliği elde etmediğini, zira davacının 2008 yılı itibariyle kullanıma açtığı www…com.tr sitesini daha önce almak için başvuruda bulunduğunu, fakat TPE tarafından ayırt edicilik koşulunu sağlamaması sebebiyle reddedilen … nolu marka başvuru belgesiyle birlikte alındığını, markanın gereken koşulları sağlamaması sebebiyle davacının talebinin reddedildiğini, itirazların dahi reddedilmesinden sonra domainin tamamen …tr politikası ve kurallarına aykırı olarak kullanılmaya devam edildiğini, ancak domainin kullanılabilmesi için o ibareyi içeren markanın da domain sahibi adına tescilli olması gerektiğini, oysa davacının domain sahipliği hakkı hukuki koşulları taşımadığı için hem domain kullanım hakkını yitirdiğini, hem de kullanım hakkı olmayan domaini e-ticaret sektöründe ve faturalarında kullanması sebebiyle açıkça …tr politikası ve anlayışı kurallarına aykırı hareket ettiğini, hem de haksız rekabete yol açtığını, bu itibarla da davacı şirket hakkında gerekli mercilerde hukuki ve cezai başvurularda bulunacaklarını, davalı adına kayıtlı “…” markasının 15.sınıfta tescil edildiğini, müzik kutuları ve müzik aletleri ile davacının kullanım alanına giren mal ve hizmet gruplarının birbirinden tamamen farklı olduğunu, davalının haksız rekabet oluşturduğu markanın tanınmışlığından faydalandığı şeklindeki iddiayı da, davayı da kabul etmediklerini, davalının ayrıca bu sınıflar haricinde tescil ettirdiği markalar olup, iş bu markaları domain satın almak için değil, gerçek anlamda tescil ettirmek suretiyle markanın sağladığı haklardan faydalanmak için aldığını, TPE nezdinde herkesin her sınıfta marka başvurusu yapmak hürriyetine sahip olduğunu, markanın ayırt edici olup olmadığı ve gerekli şartları taşıyıp taşımadığının TPE yetkisinde olduğunu, dolayısıyla davacının iddia ettiğinin aksine müvekkilinin farklı sınıflarda marka tescilleri olmasının kötü niyetli bir tutum olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 08/12/2021 tarihli 2019/350 E. – 2021/423 K. sayılı kararıyla; “…davacı uzun süre bu alan adı altında faaliyet göstermiş ve tacir olarak faturaların da bu alan adını kullanmıştır. Davalı ise hiçbir çaba sarf etmeden yasayı dolanarak ve kötüniyetli olarak genelin kullandığı ibareler ile marka başvuruları yaparak marka yedeklemesi yaptığı, davalının asıl amacının bu yedekleme suretiyle markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma ve engelleme amacı taşıdığı, dolayısıyla davalı eylemimin MK 2. maddesine ve hakkaniyet ilkesine aykırı olduğu gözetilerek ve hukuki yönden HMK 266. madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli birinci bilirkişi raporu dikkate alındığında ; Davalı adına … tescil nolu “…” ibareli markanın kötü niyetli tescili gözetilerek hükümsüzlüğüne, www…com.tr ibareli alan adının karar kesinleştiğinde erişiminin engellenmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Daha önce davacı kullanımında olan www…com.tr alan adının, bizzat davacı tarafça satılık/kiralığa çıkarıldığını, müvekkilin kanunu dolanmadığını, tam tersi yönetmelik kapsamında bir vatandaş olarak şikayet hakkını kullandığını, yerel mahkemece bu durumun müvekkili aleyhine yorumlanmasının hukuken kabul edilebilir olmadığını,Müvekkilinin “…” ibareli marka başvurusunu 07/02/2019 tarihinde yaptığını, buna karşılık domainin ilana çıkarıldığını Mayıs 2019’ da fark eden müvekkilinin 04/05/2019 tarihinde domainle ilgili itirazını …tr’ ye bildirdiğini, dolayısıyla ortada yasayı dolanmak şeklinde kötü niyetli bir tescilin bulunmadığını, müvekkilinin daha domain satılığa çıkarılmadan marka başvurusunu yaptığını, Dosyaya sunulan iki bilirkişi raporunun birbiri ile tamamen çelişki halinde olmasına karşılık, yerel mahkemece iki rapor arasındaki çelişki giderilemediği gibi, neden 2. bilirkişi raporu uyarınca karar tesis edilmediği konusunda da gerekçeye yer verilmediğini, bu durumun açıkça bozma sebebi olduğunu,Müvekkilin e-ticaret işi ile iştigal etmemesinin, aleyhine yorumlanacak bir husus olmayıp, aksine müvekkilinin davacının önceki ticari faaliyetinden bir menfaat elde etme, dolayısıyla markayı kötü niyetle tescil ettirmesi gayesi taşımadığını ispatladığını,Marka sahibinin adına tescil ettirdiği markaları derhal kullanma zorunluluğu bulunmadığını, müvekkilinin kötü niyetle marka tescil ettirmediğini, yerel mahkemenin bu hususta savunmalarını dikkate almadığını, davacının adına tescilli olup yenilenmeyen, harcı yatırılmayan yahut kullanılmayan markalarını değerlendirme dışı bıraktığını,”…” ibaresinin ilk kez davacı tarafça yaratılmış bir ibare olmadığını, üstelik davacının sunduğu faturalarda www…com.tr ibaresinin yanı sıra www…com ve www…com ibarelerinin de kullanıldığını, alan adını satılığa çıkaran davacının internet sitesindeki telefon ve adresinin de güncel olmadığının 2. bilirkişi raporu ile sabit olduğunu,Müvekkilinin dava dışı başka markalarını gerekçesine taşıyan yerel mahkemenin, kendilerinin de cevap dilekçesinde ve delillerinde sundukları davacının müddete düşürdüğü başkaca markalarını gerekçesine yazmadığını belirterek, eksik inceleme sonucunda tesis edilen, silahların eşitliği ilkesine aykırı olarak yürütülen, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden, yalnızca davacı iddiaları ve çelişkili, yetersiz bilirkişi raporu ışığında; yargılama sonucunda verilen hukuka ve usule aykırı kararın kaldırılması ile haksız, yasal dayanaktan yoksun ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada mevcut TPMK kayıtları incelendiğinde; 07/02/2019 başvuru, 22/07/2019 tarihinde tescil edilen … tescil numaralı “…” markasının 15. sınıfta “Müzik aletleri ve kutuları” emtiası için davalı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.Davalı tarafından marka yedeklemek amacıyla tescil edildikleri iddia edilen markaların tescil kayıtları incelendiğinde; …, gibi intrenet ortamında çokça aranabilecek tanımlayıcı kelimeleri, tanımlayıcı olmadıkları farklı sınıflarda tescil ettirdiği, … için tescil başvurusunda bulunduğu tespit edilmiştir.Dosyada bulunan www…com.tr alan adı sahiplik bilgileri incelendiğinde; 11 Ekim 2019 tarihinde davalı adına tahsis edildiği, 10 Ekim 2024 tarihine kadar geçerli olduğu tespit edilmiştir. Cevap dilekçesi ekinde sunulan internet görüntüsü incelendiğinde; ODTÜ tarafından 19/07/2019 tarihli ileti ile davalıya www…com.tr alan adıyla ilgili şikayeti hakkında bilgi verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince bilirkişiler … oluşan bilirkişi heyetinden alınan 08/01/2021 tarihli raporda; dava konusu ve davalı tarafından güncel olarak kullanıldığı beyan edilen “www…com.tr” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, ilgili internet sitesinin güncel olarak “Anasayfa” ve “Basında” olmak üzere sadece 2 sayfadan oluştuğu, davacının dilekçelerinde “… … markasının tescilsiz olarak davacı şirket tarafından 2008 yılından beri yoğun ve aralıksız olarak kullanıldığını. …” beyan etmesi üzerine; dava konusu olan ilgili internet web sitesinin “www…com.tr” adresinde davacı tarafından beyan etmiş olduğu gibi 2008 yılından bu yana yoğun bir şekilde kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına web arşiv sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili internet sitesinin 2008 ile 2017 yılları arasında arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve davacı tarafından beyan etmiş olduğu gibi e-ticaret sitesi olarak yoğun ve aralıksız bir şekilde kullanıldığının tespit edildiğini, raporda da görüleceği üzere, özellikle …. sitesinde yapılan incelemede davacı tarafın dava konularından www…com.tr alan adını ve web sitesini 2008 yılından, işbu davanın oluştuğu 2019 yılına kadar yaklaşık / ortalama 10 yıl civarında kullandığı, bu sitede davacının da dilekçelerinde bahsettiği gibi akvaryum ürünleri, kedi, köpek, kemirgen, sürüngen ve kuş ürünleri konularında e-ticaret yaptığı, konuyu ve yaptığı işi ciddiye aldığı, bu işten geçimini sağladığı, ülkemizin içinden geçtiği ekonomik sıkıntılardan markalaşma konularında bazı şeyleri eksik yaptığı ya da yapamadığı, bu nedenle de “…” ismini tescil ettirmede bir ihmalinin görüldüğü, ancak bu marka ve raporda anlatılan işle iştigal etmede yaklaşık / ortalama 10 yılın az bir süre olmadığı, özellikle web.archive.org sitesindeki incelemelerden bu işe büyük emek harcadığının anlaşıldığının görüldüğünü, davalı yanın dava konusu, davacının e-ticaret işi ile ilgili bir iştigal sahasının olmadığı, dava konusu “…” markasını da … tescil no ile 15. sınıfta, “müzik aletleri ve kutuları” alanında tescil ettirdiği, bu sektörün davacının dava öncesi yaptığı e-ticaret ile alakasının olmadığı, raporda işaret ettikleri gibi, dava konusu iş sahasında, “…” markası ile (davacının iş konusu) iştigal eden yaklaşık 120 markanın çoğunlukla 35. sınıfta tescil edildikleri, davalının www…com.tr davacıdan aldığı web alanının anlamının “…” olarak 15. sınıfta “müzik aletleri ve kutuları” olarak tescil ettirdiği konularla alakasının olmadığı, davalıda bulunan www…com.tr web alanındaki sitenin dava başladığından bu yana neredeyse 1 yıl geçmesine rağmen 1 sayfadan ibaret, aktif olmayan bir site görünümünde olduğu, dosya kapsamında mevcut deliller uyarınca, davacının www…com.tr alan adını kendi adına davalı marka başvurusu 07.02.2019 tarihi öncesinde, kendi adına tanınır hale getirdiği www…com.tr alan adı bakımından, 6769 Sayılı SMK’ nın 6/3.maddesi uyarınca öncelikli hak sahibi olduğu, ancak hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı “…” ibareli davalı markasının 15. sınıfta “ Müzik aletleri ve kutuları” mal emtiası bakımından tescilli olması karşısında bu mal emtiası davacının öncelikli ve gerçek hak sahipliği iddialarına konu kullanımları dışında kaldığı Yargıtay 11. HD kararları ışığında, davacının hükümsüzlük taleplerinin yer bulmayacağı, evcil hayvan ürünleri satışına ilişkin ürünlerin satış hizmetleri bakımından tanımlayıcı bir ibare olan “…” ibaresini davacı yan tarafından tanınmış marka statüsüne ulaştırdığı iddialarının ve davacı yanın 6769 Sayılı SMK’ nın 6/5. maddesi kapsamında ileri sürdüğü hükümsüzlük taleplerini yer bulmayacağı, dava konusu somut olay bakımından, davalı yanın davacı www…com-tr alan adlı internet sitesine karşı başvurmuş olduğu şikayet uyarınca, davacının tescilsiz suretle kullanmakta olduğu markasından haberdar olduğu, davalının … numaralı “…” ibareli marka başvurusunu, www…com.tr alan adının kendi adına tescilini sağlamak ve ODTÜ tarafından talep edilen marka başvurusunu sunabilmek adına, jenerik bir ibareyi, anılan ibarenin jeneriklik arz etmediği farklı bir mal grubu bakımından tescil ederek (15. sınıftaki “Müzik aletleri ve kutuları ” bakımından) ODTÜ nezdinde tescil sağladığı ve yine benzer daha birçok ibare için tescil başvurusu gerçekleştirmekte olduğu gözetildiğinde, davalının … numaralı “…” ibareli markanın başvurusunun yasayı dolanmak sureti ile kötüniyetli olarak gerçekleştirildiği, davacının 6769 Sayılı SMK’ nın 6/9. maddesi kapsamında kötüniyete dayanan hükümsüzlük taleplerinin Mahkemece yerinde görülerek, kabulü halinde … numaralı “…” ibareli marka tescilinin tescilli olduğu tüm sınıflar bakımından hükümsüzlüğünün mümkün olacağı yönünde görüş bildirmişlerdir. Bilirkişi raporuna itiraz üzerine bilirkişiler …’den oluşan heyetten alınan 30/06/2021 tarihli raporda; Davacının … ibaresini “akvaryum ürünleri, kedi, köpek, kemirgen, sürüngen ve kuş ürünleri” nin satışına ilişkin hizmetlerde ilk ve öncelikli olarak kullanmaya başladığı, davalı adına hükümsüzlüğü talep edilen… no ile tescilli “…” markasının 15. sınıfta yer alan “ Müzik aletleri ve kutuları” mal emtiası bakımından tescilli olduğu, söz konusu markanın davacının öncelikli ve gerçek hak sahibi olduğu “…” ibaresinin markasal olarak kullanıldığı 35. Sınıftaki “akvaryum ürünleri, kedi, köpek, kemirgen, sürüngen ve kuş ürünlerinin satışına” ilişkin hizmetler açısından benzer ve ilgili olmadığı, dolayısıyla bu anlamda davalı adına … no ile tescilli marka açısından hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı, davacının www…com.tr ibaresini markasal olarak kullandığı ve davalının hükümsüzlük talebine konu … no ile tescilli “…” markasının tescili için yaptığı başvuru tarihi olan 07.02.2019 tarihi itibariyle “Tanınmış Marka” olmadığı, …com.tr ibaresi ile “…” ibaresinin görsel, fonetik ve kavramsal açıdan benzer olduğu, davalının markasının tescil kapsamındaki emtialar ile davacının tescil kapsamı dışında uzun zamandır kullandığı hizmetlerin birbirinden tamamen farklı olduğu, davacının www…com.tr ibaresinin kullanımının yapıldığı hizmetler ile davalının markasının tescil kapsamındaki malların orta düzeyde tüketiciye hitap eden mal ve hizmetler olduğu, “…” ibaresinin söz konusu mal ve hizmetlerde orta düzeyde tüketiciye sunulması sonrasında orta düzeyde tüketici nezdinde iltibasa neden olmayacağı ve davalının markasının hükümsüzlük koşullarının mevcut olmadığı, davacı tarafından 2008 ile 2017 yılları arasında kullanılan www…com.tr web sitesinin bu yıllar arasında aktif olarak ve “… ” adı ile alakalı bir şekilde kullanılırken, şu anda davalı tarafından sadece 2 sayfadan oluşan bir web sitesi olarak yayında olduğu ve web sitesinin kendine ait bir içeriğinin olmadığı, Ana Sayfasında bir Youtube videosuna link verdiği, Hakkımızda sayfasında ise internette yer alan bazı haber sitelerine link verdiği, dolayısıyla web sitesini sadece yayında olduğu, ancak aktif olarak kullanılmadığı anlaşılmış, davacının markasal kullanımının yapıldığı hizmetler ile davalının markasının tescil edildiği malların benzer ve ilgili olmadığı tespitleri de göz önüne alınarak, davalının … no ile tescil edilen “…” markasına ilişkin başvurusunu kötü niyetle yaptığına dair kanaat oluşmadığı bildirilmiş, ancak raporun 22. sayfasında kötüniyete ilişkin takdirin mahkemenin takdirinde olduğu beyan edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, tescilsiz kullanımdan kaynaklanan öncelik hakkına dayanılarak ve kötüniyetli tescil edildiği iddiasıyla açılan marka hükümsüzlüğü ve alan adına erişimin engellenmesi davasıdır.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili karara karşı istinaf yargı yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalıya ait marka tescil kayıtları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı ile; davacının “…” ibaresini tescil ettirmek üzere TPMK’na yaptığı başvurunun reddedildiği, ancak bu marka başvurusuna dayanarak 2008 yılında www…com.tr alan adını adına tahsis ettirdiği, bu alan adlı internet sitesinde evcil hayvanlar için ürün satışları yaptığı, ancak bu faaliyet alanı için “…” ibaresi tanımlayıcı bir kelime olduğundan tescilinin mümkün olamayacağı, davalının ise 07/02/2019 tarihinde yaptığı başvuru sonucunda, 22/07/2019 tarihinde … tescil numaralı “…” markasını 15. sınıfta “Müzik aletleri ve kutuları” emtiası için kendi adına tescil ettirdiği, bu arada ODTÜ’ye davacının alan adıyla ilgili şikayette bulunarak, alan adını kendi adına tahsis ettirdiği, halen alan adında aktif bir kullanımının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacının 2008 yılından bu yana kullandığını belirttiği “…” markasının tanınmış marka olduğunun ispatlanamadığı, davalının markasını tescil ettirdiği emtialar ile davacının “…” markasıyla ticaretini yaptığı evcil hayvan ürünlerinin farklı sınıflarda olması nedeniyle, davacının SMK’nun 6/3. maddesi uyarınca tescilsiz kullanım ve öncelik hakkına dayanarak davalının markasının hükümsüzlüğünü talep edemeyeceği, mahkemenin buna ilişkin tespitinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.Mahkemece davalının markasının kötüniyetle tescil edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının kötüniyetli olup olmadığının somut olayın özelliklerine göre takdir edilmesi gerekir. Her iki bilirkişi raporunda bu konuda farklı görüşler belirtilmişse de, hukuk bilgisi ile çözülmesi gereken bu hususta delillerin mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, bilirkişi raporlarında diğer tespit ve görüşler arasında bir çelişki bulunmadığı, bu nedenle raporların kötüniyetle tescil konusunda çelişkili olmasının sonuca etkisinin bulunmadığı, kanaatine varılmış, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Bir marka başvurusunun hangi hallerde kötüniyetle tescil ettirildiği her bir somut olayda ayrı ayrı değerlendirilecek olmakla birlikte, yerleşik Yargıtay uygulamalarında daha çok güvenin kötüye kullanılması, kullanmak yerine başkalarının ticaretine engel olmak, sözleşmeye aykırılık vb. suretiyle marka tescilleri kötüniyetli marka tescili halleri olarak kabul edilmektedir. Kötüniyetli tescilin varlığı için kötüniyet tescil başvurusu anında var olmalıdır. Somut olaya bakıldığında, davalının internet ortamında sıkça aranması mümkün olan başkaca tanımlayıcı kelimeleri tanımladıkları mal ve hizmetler dışında kalan mal ve hizmetler için tescil ettirdiği veya tescil başvurusu yaptığı, dava konusu markayı tescil ettirdiği “Müzik aletleri ve kutuları” mallarıyla ilgili veya tescil ettirdiği diğer markaların kapsamlarında yer alan mal ve hizmetlerle ilgili ticari bir faaliyetinin bulunmadığı, e-ticaret faaliyetlerinin hızla önem kazandığı bu dönemde yalnızca bazı alan adlarını adına tahsis ettirebilmek ve bu alan adlarını başkalarının kullanmasını engellemek, yani başkalarının ticaretine engel olmak amacıyla marka tescil başvurusu yaptığı kanaatine varıldığı, bu nedenle kötüniyetli olduğu, davacının başka marka tescil başvuruları yapmış olmasının eldeki davanın sonucunu etkilemeyeceği, zira eldeki davanın davalının markasının hükümsüzlüğü için açıldığı, yararı olan herkesin marka hükümsüzlüğü davasını açabileceği, davacının 2008 yılından bu yana kullandığı marka ve alan adıyla ilgili haklarını korumak amacıyla dava açmasının kötüniyetli kabul edilemeyeceği, bu nedenlerle Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmakla, davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 63,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 21/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.