Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/516 E. 2022/856 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/516 Esas
KARAR NO: 2022/856
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2021
NUMARASI: 2020/689 E. – 2021/795 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusunun dayanağını oluşturun İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasından başlatılan icra takibi genel yetkili İcra Müdürlüğünde açıldığını, davalı borçlunun İcra Müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı yerinde olmadığını, davalı … Tic. Ltd. Şirketinin Ticaret Sicilinde kayıtlı merkez adresi “… Mah. … Sok. No:… Üsküdar/istanbul” olduğunu, davalı şirketin şube adresleri de İstanbul Anadolu yakası Çekmeköy ve Üsküdar ilçelerinde yer aldığını bu nedenle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ilamsız ödeme emri gönderilmek suretiyle icra takibi yapılmış ise de; davalının icra takibine itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, davalı tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına hükmedilerek davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından müvekkili aleyhine haksız ve hukuki dayanaktan yoksun dava açıldığını, arabulucuya başvurmadan açılan davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verilmesini , yetki yönünden yetkisiz mahkemede açılmış olması sebebi ile yetki yönünden reddine, açılan davanın reddine , davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/689 E. – 2021/795 K. ve 12/11/2021 tarihli kararında ; “….Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlendiğini, uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava söz konusu olan ticaret mahkemesi görev alam içinde kalacağını, TTK ‘nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevli olduğunu, Davacının tacir araştırmasına ilişkin Ticaret Sicil Müdürlüğü, Esnaf ve Sanatkarlar Odası ve Gelir idaresi Başkanlığına yazılan müzekkerelere yanıt verilmiş olduğu, ilgili müzekkerelerden; ticaret sicil kaydının olmadığı, esnaf ve sanatkar kaydının olmadığı, vergi mükellefiyetine rastlanılmadığının belirtildiği, Benzer bir olaya ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37, Hukuk Dairesinin 14/06/2021 tarih, 2020/267 Esas, 2021/978 Karar sayılı kararında; “davalı ile aralarında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca, davacının … Kurumundan olan alacağının davalı şirket tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının edimini yerine getirmediğini belirterek alacağının tahsilini talep etmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın temlik sözleşmesinden kaynakladığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E,- 2019/328 K.sayılı 21/03/2019 tarihli benzer bir uyuşmazlığa konu kararında ; “davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş’nin bu davada tarafı olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığına ” karar verilmekle, dosyamız davacısının da tacir olduğuna dair bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın, İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde karar verildiği, Sonuç itibariyle; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın Ticaret Kanununda belirtilen işlerden olmadığından mutlak ticari dava olmadığı, gelen cevabi yazılardan davacının tacir olmadığı, her iki tarafı tacir olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davanın Ticaret Mahkemesinin bakacağı davalardan olmadığı, Mahkememizin görevsizliği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE, Davaya bakmaya İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE karar vermiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; işbu davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, Güncel Yargıtay ve BAM içtihatları uyarınca işbu davada görevli Mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın müvekkil şirket ile davacı taraf arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan itirazın iptali davası olduğunu, ihtilaf konusu sözleşme ve iş bu sözleşmenin ifası tacir olan müvekkilin ticari işletmesi ile ilgili olup ticari iş niteliğinde olduğunu, bu çerçevede; TTK ‘nun 19. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan bir iş/sözleşme diğer taraf için de ticari iş sayılacağından, iş bu uyuşmazlığa bakmakla görevli Mahkeme, TTK ‘nun 4. ve 5. maddeleri gereğince ticaret mahkemesi olduğunu, Yanı sıra; TTK 4/1-f bendinde, ” Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davalar ticari dava sayılacağını, dava konusu uyuşmazlık dava dışı Tasfiye Halinde … A.Ş. nezdindeki davacı hesabının müvekkil şirkete temlikine ilişkin sözleşmeden doğduğunu, dolayısıyla dava konusu iş niteliği itibarıyla TTK ‘nun 4/1-f bendi kapsamında kaldığını ve davaya bakmak Ticaret Mahkemesinin görevi dâhilinde olduğunu, nitekim İstanbul BAM 44.HD’nin 30.12.2021 tarihli kararında; “Davaya konu temlik sözleşmesinde temlike konu edilen alacağın … Kurumundan olan alacak olması, … Kurumunun finans şirketi olması sebebiyle takibe konu alacak 6102 Sayılı dava niteliğinde olduğundan uyuşmazlığın TTK 4/1-î ve 5/1 maddesine göre, davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur ” gerekçesiyle Asliye Ticaret Mahkemesini yargı yeri olarak belirlediğini.(İstanbul BAM 44.HD. ‘nin 2021/1653 E., 2021/1696 K.) Yargıtay 20.HD. 25.06.2018 tarihli kararında aynı doğrultuda karar verdiğini, “somut olayda davacı, davalı ile aralarında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca, davacınm … Kurunıundan olan alacağının davalı şirket tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının edimini yerine getirmediğini belirterek alacağının tahsilini talep etmiş olup, TTK’nın 4/1-f maddesi uyarınca bankacılık işlerinden kaynaklanması nedeniyle mutlak ticari nitelikte olduğu anlaşılan uyuşmazlığın, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22 maddeleri gereğince İstanbul 13. Asliye TicaretMahkemesinin YARGIYERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25/06/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.”(Yargıtay 20.HD. 2018/3018 E., 2018/4835 K., 25.06.2018). Yine Yargıtay 19.HD. 03.04.2018 tarihli kararında aynı doğrultuda karar verdiğini, “Mahkemece, taraflar arasında akdedilen sözleşme incelendiğinde davacının dava dışı tasfiye halinde … A.Ş. den olan alacağım davalı şirkete devir ve temlik ettiği, davalı şirketin bu temlik karşılığı davacıya aylık taksitler halinde ödeme yapmayı taahhüt ettiği, davalı şirketin taahhütünü yerine getirmemesi nedeni ile takip yapıldığını, davada uyuşmazlığın dava dışı … AŞ nezdindeki hesabın davalı şirkete temlikine ilişkin sözleşmeden doğduğu; dava konusu işin niteliği itibari ile TTK’nun 4 ve 19. maddeleri dikkate alındığında ticari iş sayılması gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA” (Yargıtay 19.HD. 2016/17275 E., 2018/1741 K.). İstanbul BAM 44.HD. 01.07.2021 tarihli kararında; “Bu durumda, TTK’nın 4-fmaddesindebankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, aym Kanun’un 5 maddesi hükmü gereğince, 01.07.2012 tarihinden sonra Ticaret Mahkemeleri görevli olacaktır (Emsal Bkz. Yargıtay 19 Hl), 03.04.2018 tarih, 2016/17275-2018/1741 EK ve aynı Dairenin 17.03.2015 tarih, 2014/14945-2015/3693 EK sayılı ilamları) Bu hukuki tespitlere göre, davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğundan, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı hukuka aykırı bulunmuştur. Bu sebeplerle, istinafbaşvurusu haklı bulunduğundan; 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesigerekmiştir.” İstanbul BAM 37.HD. 09.07.2020 tarihli kararında; “Somut olayda davacı, davalı ile aralarında düzenlenen temlik sözleşmesi uyarınca, davacının ihlas Finans Kurumundan olan alacağının davalı şirket tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalının edimini yerine getirnıediğini belirterek alacağının tahsilini talep etmiş olup, TTK’nm 4/1-f maddesi uyarınca bankacılık işlerinden kaynaklanması nedeniyle mutlak ticari nitelikte olduğu anlaşılan uyuşmazlığın, İstanbul 6 Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. “gerekçesiyle Asliye Ticaret Mahkemesini yargı yeri olarak belirlemiştir.” (İstanbul BAM 37 HD., 2018/1862 E., 2019/393 K.). Yine İstanbul BAM 16.HD. 07.07.2020 tarihli kararında; “Bu durumda, TTK’nın 4-fmaddesinde bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, aynı Kanunun 5 maddesi hükmü gereğince, 01.07.2012 tarihinden sonra Ticaret Mahkemeleri görevli olacağından, davalılardan Tasfiye Halinde … AŞ De finans kurumu olmakla, uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğu ve ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının yerinde olduğu kanaatiyle ..,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle Asliye Ticaret Mahkemesini yargı yeri olarak belirlemiştir. (İstanbul BAM 16.HD. 2020/1100 E-, 2020/1219 K). Yine İstanbul BAM 14.HD. 29.12.2019 tarihli kararında; “Bu durumda, TTK ‘nın 4-f maddesinde bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, aynı Kanun’un 5 maddesi hükmü gereğince, 01.07.2012 tarihinden sonra Ticaret Mahkemeleri görevli olacaktır (Yargıtay 19 HD 03.04.2018 tarih, 2016/17275-2018/1741 EK ve aynı Dairenin 17,032015 tarih, 2014/14945-2015/3693 E.K). Bu hukuki tespitlere göre, davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğundan, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı hukuka aykırı bulunmuştur. Bu nedenlerle, istinaf başvurusu haklı bulunduğundan; HMK ‘nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir, ” gerekçesiyle Asliye Ticaret Mahkemesini yargı yeri olarak belirlemiştir. (İstanbul BAM 14.HD. ‘nin 2019/1898 E., 2019/1620 K. sayılı kararı), izah edilen nedenler ve sunulan güncel emsal Yargıtay ve BAM ilamları uyarınca davanın tarafları arasındaki uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olup uyuşmazlığın, İstanbul Anadolu 11Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olduğunu, Yargıtay ‘ın ve BAM ‘nin Yargı Yeri Belirlenmesine dair güncel kararlarının da bu yönde olduğunu, İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/689 E., 2021/795 K. sayılı, 12.11.2021 tarihli kararının bozularak kaldırılmasına ve İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine, itirazın iptaline ilişkindir. 6102 Sayılı TTK’nun 3.maddesinde “bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu” belirtilmiş, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, dava konusu uyuşmazlığın TTK 4/1-f bendi gereğince ticari nitelikte olduğu ileri sürülmüşse de, … Kurumu bu davada taraf değildir ve uyuşmazlık taraflar arasındaki temlik sözleşmesinde, davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediği iddiasından kaynaklanmıştır. Benzer uyuşmazlıklara konu davalarda verilen (Bakınız Yargıtay 11.HD’sinin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar; 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar; 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamları) emsal kararlar ile, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/11-2630 E,- 2019/328 K.sayılı 21/03/2019 tarihli benzer bir uyuşmazlığa konu kararında ; “davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki … A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığına ” karar verilmekle, mahkemenin görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/05/2022