Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/510 E. 2022/1016 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/510 Esas
KARAR NO: 2022/1016
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2022
NUMARASI: 2021/746 2022/82
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 06/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı, Davalı … lojistik şirketi ile aralarında 2017 tarihli sözleşme gereği teminat senedi imzalattıklarını, Ancak sözleşmeye göre senetin iş gereği şoför olarak çalıştığından değerli mal taşıdıkları için her çalışana bu prosedür uygulandığını, 2017 yılında emekli olup ayrıldığı için senedi geri istediğini, karşı tarafın kendisini oyaladıklarını, ancak senedi iade etmediklerini, Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile takip yaptığını, Adına kayıtlı … PLAKALI aracına haksız yere haciz konulup mağdur edildiğini, Davalıya borcunun olmadığını, aralarındaki Sözleşmenin açık olduğunu, Senetlerin taşıdığı mallara karşılık teminat olarak verildiğini, Davalıya borcunun olmadığının tespiti ile bizzat davalı tarafından icraya konulan senetlerin iptalini istediğini, Davalı tarafından alacağı olmadığı halde yapılan İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyanın takibinin durdurulması için dava sonuna kadar İhtiyati Tedbir Karan Verilmesine, Yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı tarafça senet altındaki imza inkar edilmediğini, senedin geçerliliğine ilişkin herhangi bir itirazda bulunulmadığını, Davacının senede karşı senetle borçlu olmadığını İspatlama yükümlülüğü altında olduğunu, Davacı yanca borçlu olmadığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, yalnızca soyut ve gerçek dışı beyanlarda bulunulduğunu, Davacı tarafça takibin tedbiren durdurulması talep edilmişse de icra takibinden sonra açılacak menfi tespit davalarında alacağın %115’i teminat olarak yatırılmadıkça tedbir talep edilemeyeceğinden bu talebin de hukuki değere sahip olmadığını, hukuki dayanaktan yoksun tedbir talebinin ve davacının kötüniyetli davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/579 E. – 2021/76 K. ve 02/02/2021 Tarihli kararında: “…Dava konusu icra dosyası UYAP ‘tan celbedilip incelendiğinde takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatıldığı, dava konusu borcun bonodan kaynaklanması nedeniyle 6102 s. TTK madde 4 uyarınca eldeki davanın mutlak ticari davalardan olduğu, bononun teminat senedi olup olmadığını değerlendirmeye ehil mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, HSK ‘nın yargı çevresi belirlenmesine dair kararı gereği davanın Bakırköy Adliyesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla, Davanın görev yönünden usulden REDDİNE, Görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine, davacının ihtiyadi tedbir talebinin görevli mahkemece değerlendirilmesine dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildiği” görülmüştür.Görevsizlik kararı üzerine dosya, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmekle 2021/746 E. numarasıyla yargılamaya devam olunmuştur. Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesi bu mahkemeye verilmiştir. Mahkemece 28/01/2022 tarihinde; “….İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmalarına göre; bilindiği üzere, ispat yükü kural olarak davacıya düştüğünü; yani, davacının davasını dayandırdığı olguları ispat etmesi gerektiğini, Kural olarak herkesin iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğunu, Kendisine ispat yükü düşen taraf iddiasım ispat edemezse, kendisine ispat yükü düşmeyen diğer tarafın onun iddiasının aksini ispat etmesine gerek olmadığını; o olgunun ispat edilmemiş sayıldığını, Hal böyle olunca bir kambiyo senedinin işçi işveren ilişkisi nedeniyle düzenlenmiş teminat senedi olduğunun ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, bu husususun Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 26/12/2013 tarih 2013/35128 Esas, 2013/35128 Karar sayıtı kararında da belirtildiğini, Davacı işe başlarken kendisinden, davalı tarafından teminat senedi adı altında dava konusu senedin alındığını, işyerinden ayrılırken ise senedin iadesini istenmesine rağmen geri iade edilmediğinin görüldüğünü, Bir senedin teminat senedi olduğunun yazılı delil ile kanıtlaması kuralının en önemli istisnalarında birinin senedin işçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklı olarak verilmesi hususu olduğu göz önüne alındığında dosya kapsamına davacı tarafından sunulan Bakırköy 12. İş Mahkemesi 2017/562 esas- 2019/730 karar sayılı ilamı ile, davacının davalı yanında çalıştığı ve 01/09/2017 tarihinde emekliliğe hak kazanması sonucu davalı iş yerinden ayrıldığı hususları sabit görülerek ve yine tüm dosya kapsamına göre alınan senedin davacıdan işe girerken teminat senedi olarak alındığı anlaşılmakla, söz konusu senedin hukuki dayanağının temelinin davacı ile davalı arasındaki iş ilişkisi kapsamında kaldığı sabit görülerek anılan sebeplerle, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. Maddesi uyarınca işçi işveren arasındaki iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan her türlü hukuki uyuşmazlıklara İş Mahkemesince bakılacağı hükme bağlanmış olduğu, görev konusunun kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen dikkate alınacağı da gözetilerek mahkememizin anılan sebeplerle Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı” gerekçesiyle açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 1 14/1 -(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine,görevli mahkemenin Bakırköy İş Mahkemesi olduğu yolunda karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkil ile davacı arasında iş ilişkisinin varlığını ispatlar dosyada herhangi bir bilgi, belge bulunmadığını. Mahkemece SGK ‘ya yazılan müzekkereye SGK tarafından verilen cevapta davacı … ’un … yanında SGK kaydı bulunmadığı belirtildiğini, Sayın mahkemece delillerin değerlendirmesi kısmında Bakırköy 12.İş Mahkemesi’nin 2017/562 e. Numaralı dosyasına atıf yapılmış ise de davacı tarafça dava dilekçesinde delil olarak dayanılmayan ve tahkikat aşamasında duruşmada dosyaya sunulan delile dayanarak iş ilişkisinin varlığını kabul etmenin hukuka aykırı olduğunu, İddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında ilgili delile muvafakatlerinin olmadığını duruşma tutanağına geçirmelerine rağmen bu hususun değerIendirilmeden hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, Her ne kadar delil olarak muvafakatleri olmasa da ilgili Bakırköy 12.İş Mahkemesinin 2017/562 e. Numaralı dosyası incelendiğinde ilgili davanın tarafının müvekkil … olmadığı, müvekkilin tarafı olmadığı bir dosyadan bahisle iş ilişkisinin varlığını kabul etmenin mümkün olamayacağı, Türk Ticaret Kanunun 4.maddesinin 1. Fıkrası mucibince “bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağını, Davaya konu bono Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olup bundan kaynaklı uyuşmazlıklar mutlak ticari dava niteliğinde Olduğundan görevli mahkeme de Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Davacının işe başlarken senedin teminat senedi olarak alındığı iddiası da gerçeklikten uzak olduğunu, Şöyle ki SGK tarafından verilen cevapta davacının iddia ettiği gibi bir çalışma Olgusu olmadığı belirtildiğini, davacının soyut beyanı dışında iş ilişkisinin olduğuna dair dosya da delil bulunmadığını, Davacı senedi teminat olarak verdiğini iddia ediyorsa bunu yazılı delillerle ispat etmekle yükümlü olduğunu, Dava dilekçesinde Sözleşmeden bahsedilmesine rağmen var olduğu iddia edilen sözleşmenin dosyaya sunulmaması, Sgk’dan gelen cevap ile davacının beyanlarının örtüşmemesi değerlendirildiğinde, davacının senedi iş ilişkisi kapsamında verdiğini ispat edemediği, senedin teminat senedi olarak verildiğini de ispat edemediğinin aşikar olduğunu, Sayın mahkemece delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe başlıklı kısımda senedin teminat olarak verildiği kabulüne yer verildiğini, Dosyada senedin teminat olarak verildiğine dair herhangi bir yazılı belge olmamasına rağmen mahkemenin böyle bir kabulde bulunması ve istinaf talebimizin kabulü halinde aynı mahkemenin dosyaya bakması durumunda bu hususun ihsas-ı rey niteliğinde olduğunu, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin hukuka aykırı kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkeme dışında Bakırköy Asliye Ticaret mahkemelerine iade edilmesini talep ettiği görülmüştür. Davanın başlangıçta Büyükçekmece 1 Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, mahkemenin icra dosyasının UYAP üzerinden incelenmesi sonucu takibin bonodan kaynaklanması nedeniyle ticaret mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verdiği ve dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine geldiği görülmüştür. Davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasında, bonolara dayalı olarak toplam 42.150,18-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı senetlerin her birinin 1.595-TL bedelli olup, keşide tarihinin 15/01/2015 olduğu, vade tarihlerinin ise değişik tarihleri içerdiği, keşidecinin davacı, lehtarın ise davalı olduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf davalının yetkilisi olduğu dava dışı … Lojistik şirketinde şoför olarak çalıştığını, bu nedenle kendisinden teminat senedi aldıklarını belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davacı asıl 28/01/2022 tarihli duruşmada iş mahkemesinde açtığı davayı kazanması üzerine davalının bu senede dayalı takip yaptığını beyan etmiştir. Sunulan Bakırköy 12. İş Mahkemesinin 2017/562 E – 2019/730 K sayılı ilamının incelenmesinde, davacının …, davalıların ise …Ltd.Şti ve … A.Ş olduğu ve yargılama sonunda 18/11/2019 tarihinde davacının davasını kısmen kabulüyle bir kısım işçilik haklarına hükmedildiği görülmüştür. Davacı taraf işe giriş sırasında senedin teminat senedi olarak düzenlendiğini iddia etmiş ve davalının da dava dışı işverenin yetkilisi olduğunu belirtiştir. Uyuşmazlık bu haliyle işçi işveren ilişkisi kapsamında teminat olarak düzenlendiği iddia edilen senet nedeniyle menfi tespit isteminden kaynaklanmakta olup davanın iş mahkemesinde görülmesi gerekir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş, ayrıca davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin ise ilk derece mahkemesince değerlendirilmesi yönünden de aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin ilk derece mahkemesince değerlendirilmesine, 3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.06/06/2022