Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/509 E. 2023/1954 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/509 Esas
KARAR NO: 2023/1954 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2021
NUMARASI: 2021/245 E. – 2021/265 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 21/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı … vekili dava dilekçesinde; davalı aleyhine Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/375 E., 202014/157 Karar sayılı kararıyla davalının “… ve “…” isimli şekilde iş yerinde, tabelalarında markasal olarak kullanılması ve internet üzerinde tanıtım yapmasının engellenmesine ve men’ine, marka tecavüzünün tespitine ve men’ine karar verilmiş olmasına rağmen davalı yanın işyerinde tabelasında ve internet üzerinde “…” ve “…” ibarelerini markasal olarak kullandığını, müşterilerin her iki işletme arasında bağlantı kurduklarını, müvekkilinin “…” ve “…” ibareli markaların tek ve gerçek hak sahibi olduğunu, bu markaların piyasada tanınmış ve yüksek itibar sahibi markalar olduklarını, davalıların markasal kullanımlarının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu gereğince marka tecavüzü teşkil ettiği gibi TTK hükümleri gereğince de haksız rekabete sebebiyet verdiğini, müvekkilinin davalının haksız rekabeti ve Sınai Mülkiyet Kanunu’na aykırılık teşkil eden eylemleri nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, ticari itibarının da zarar gördüğünü, müvekkili markasının aynen alınması suretiyle oluşturulan 29,30,43.sınıfta tescilli … tescil nolu “…” markasının müvekkilinin seri markaları ile ayniyet oluşturacak şekilde benzerliğinin daha ilk bakışta açıkça görüldüğünü, davalının kötüniyetli şekilde tescil ettirdiği … nolu “…” markasının kötüniyetli tescil ettirilmiş olması nedeni ile hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiğini, açıklanan nedenlerle davalı kullanımlarının müvekkilinin … ve … tescil numaralı “…” ile “…+Şekil”, … tescil numaralı “…+Şekil”, … tescil numaralı “…+Şekil” markalarına vaki tecavüzünün tespitine, men’ine, ref’ine, davalının hukuka, ticari ahlak ve teamüle aykırı eylemleri ile yol açmış oldukları haksız rekabetin tespitine, men’ine, ve ref’ine, dilekçede bildirdikleri internet sayfalarına erişimin engellenmesi ve yayının kaldırılmasına, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte, 90.00,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle; müvekkilinin uğradığı ticari itibar kaybına karşılık olarak 10.000,00 TL itibar kaybı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, davalı adına kayıtlı … nolu markasının kötüniyetli tescil edilmiş olmasından ötürü hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili 08/11/2021 tarihli dilekçesi ile 1.000,00 TL olan maddi tazminat taleplerini 309.114,96 TL olarak artırdıklarını bildirerek eksik harcı tamamladıkları görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı adına kayıtlı … numaralı bir marka tesciline rastlanmadığını, davacının iddiasına mesnet aldığı markaların gerçek hak sahibi olduğu anlaşılan … vefatı nedeniyle marka tescillerinin mirasçıları … adlarına sağlandığını, böylece davacının tek başına bu davayı açmaya ehliyetinin bulunmadığını, davanın öncelikle aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesinin gerekeceğini, dava açılmadan önce arabuluculuk görüşmesinin de diğer mirasçıların katılımı olmadan yalnızca davacı … tarafından yapıldığından, bu eksikliğin sonradan giderilmesinin mümkün olmadığını, davacının tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1998/85 Esas, 2000/266 Karar sayılı ilamıyla “…” ibaresinin kullanma hakkının müvekkilinde olduğunun hüküm altına alındığını, müvekkilinin kullanımının haksız rekabet de teşkil etmeyeceği vurgulanarak davacı yanca açılan davanın reddedildiğini, İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2001/637 Esas, 2002/491 Karar sayılı ilamıyla yine “…” ibaresinin kullanım hakkının müvekkilinde bulunduğunun tespitiyle, davalı …Tic. Ltd. Şti’ne ait ticaret unvanından “…” ibaresinin terkin edildiğini, İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2002/661 Esas, 2003/465 Karar sayılı ilamıyla “…” ibaresinin işletme adı olarak kullanılmasının verilen izin nedeniyle karşı taraf tescilli markasına tecavüz oluşturmayacağının hüküm altına alındığını, söz konusu kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davacı vekilince müvekkili eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinden söz edildiğini, ancak kesinleşmiş mahkeme kararları çerçevesinde işletme adı olarak yapılan kullanımın haksız rekabet teşkil edemeyeceğini, müvekkilinin işletme adı dışında markasal bir kullanımı bulunmadığını, davacının markaya tecavüz tarihlerini belirtmediğini, Bakırköy 1. Fikri ve Sına Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/375 Esas sayılı davasının açılma tarihi 28/12/2012 olduğundan davacının iddialarının da bu tarihten sonraki tarihlere ilişkin olması gerektiğini, aksi takdirde derdestliğin söz konusu olacağını, dava dilekçesinde bildirilen sosyal medya hesaplarının müvekkiline ait olmadığını, paylaşımların ne zaman ve kim tarafından yapıldığının bilinmediğini, bu paylaşımlardan müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacı tarafından hükümsüz kılınması istenilen … sayılı markasının tescil edildiği sınıfların 29, 30 ve 43. sınıflar olduğunu, dosyada mevcut ortaklıktan ayrılma protokolü hükümleri, davacının markanın kullanıldığı iddiasıyla birden çok dava açmış olması karşısında, müvekkilinin kötüniyetinden söz edilemeyeceğini, tescilin 2013 yılına ait olması ve davacı tarafından markadan habersiz olunduğu ileri sürülemeyeceğine göre, aradan geçen süre dikkate alındığında (5) yıllık hükümsüzlük davası açma süresinin de çoktan dolduğunu, davacının hakkın kullanılmasının suistimali niteliğinde olan talebinin kabul edilmemesinin gerektiğini belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/12/2021 tarihli 2021/245 E. – 2021/265 K. sayılı kararıyla; “…Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;-Davalının, davacıya ait 196486, 2009/23160, 2015/45335 ve 2016/105739 tescil numaralı markalardan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, ref ve men’ine -*https://www…..com/p/… *https://www…..com/… *https://www…..com/… *https://www.google.com/… *https://www…..com.tr/… *https://www…..com.tr/… *https://www…..com.tr/… *https://www…..com.tr/… *https://goo.gl/maps/… *https://tr…..com/… *http://www…..to/…, *http://www…..to/…, *http://www…..to/…, *http://www…..to/… isimli internet sitelerine erişimin engellenmesine, -309.114,96 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin ve unsurları oluşmayan itibar tazminatı talebinin reddine, -Davalıya ait … tescil numaralı markaların hükümsüzlüğüne, -Hüküm özetinin masrafı davalı tarafça karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına, ” karar verilmiştir.
TAVZİH KARARI: Mahkemece 28/01/2022 tarihli tavzih kararında, “…. Mahkememizce verilen 22/12/2022 tarihli gerekçeli kararın künye kısmında her ne kadar davacı olarak … yazılmış ise de, dosyanın tetkikinden, … davayı … adına vesayeten açtığı, …. yargılama devam ederken vefat ettiği, bu sebeple …. mirasçı sıfatını aldığı anlaşılmakla, HMK 304/1-2 maddesi uyarınca kararanı taraflara tebliğ edilmemiş olması sebebiyle evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda; künyeye davacının … Mirasçıları şeklinde eklenerek … mirasçı olarak düzeltilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: 1-Mahkememizin 22/12/2021 tarih ve 2021/245 Esas, 2021/265 Karar sayılı kararının künye kısmında her ne kadar davacı … yazılmış ise de, müteveffanın … olduğu anlaşılmakla, künyeye davacının “…” şeklinde eklenerek … olarak düzeltilmesine 2-İşbu kararın şerh olarak karar asıllarına işlenmesine,” karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı … tarafından tek başına dava açılamayacağını, diğer mirasçıların arabuluculuk sürecine dahil olmadıklarını, bu eksikliğin yargılama sırasında giderilemeyeceğini, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, Markaya tecavüz eylemi tek bir eylem olduğundan, Bakırköy 1. FSHHM’nin 2012/375 Esas sayılı aynı konuda açılan davası nedeniyle davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, Davacının tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını,Bilirkişi raporunda faaliyet karı üzerinden maddi tazminatın belirlendiğini, ancak net kar üzerinden maddi tazminat belirlenemeyeceğini, net karı aşan kısım için maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini,Bilirkişi raporunda tazminatın başlangıç tarihi olan 19/02/2015 tarihli paylaşımın müvekkili ile ilgisi olmayan “…” isimli bir vatandaşa ait olduğunu,Islahla artırılan kısım için ıslah tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerekirken dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu,Tazminat koşullarının mevcut olmadığını, tecavüze dayanak gösterilen yorumların müvekkiline ait olmadığını,Yargı kararı ile sabit olan işletme adı olarak kullanım haklarıyla ilgili Mahkemece hiç bir araştırma yapılmadığını, adi ortaklığın feshi sözleşmesinin de incelenmediğini,Bilirkişi raporunda markanın satışlara etkisi %15 ile %25 arası değiştiği belirtildiği halde Mahkemece bu oranına neye göre %20 olarak kabul edildiğine dair bir sebep belirtilmediğini, bilirkişi raporundaki bu oranın da çok yüksek olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyaya sunulan Bakırköy …. Noterliğinin 22 Mayıs 2019 tarihli, … Yevmiye numaralı mirasçılık belgesi incelendiğinde; … 18/04/2019 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak … kaldığı tespit edilmiştir.Yargılama sırasında … dışındaki mirasçıların davaya muvafakat ettiklerine dair dilekçe ve davacı vekilini vekil tayin ettiklerine dair vekaletnamelerini dosyaya sunmuşlardır.Dosyada bulunan TPMK kayıtları incelendiğinde; … numaralı “…” markasının 43 sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” için 28/07/1997 tarihinde, … numaralı “…+Şekil” markasının 43 sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, Hayvan bakım evleri hizmetleri” için, … numaralı “…+Şekil” markasının 43 sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” için, … numaralı “…+Şekil” markasının 32 ve 33. sınıflarda “Biralar; bira yapımında kullanılan preperatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz). Alkollü içecekler (biralar hariç): Şaraplar, rakılar, viskiler, likörler, alkol içeren kokteyller.” için davacılar adına tescilli oldukları tespit edilmiştir. 21/01/2013 başvuru, 28/01/2014 tescil tarihli, … tescil numaralı “…+Şekil” markasının davalı şirket adına 29, 30 ve 43. sınıflarda (43. Sınıfta yalnızca geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, hayvan bakım evi hizmetleri) için tescilli olduğu tespit edilmiştir.Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2012/375 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının …, davalının …Tic. San. Ltd. Şti.olduğu, yargılama sonunda 23/09/2014 tarih, 2014/157 karar sayılı kararıyla davacı tarafın markaya tecavüzün tespiti, meni yönünden davasının kabulüne, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin kabulüne ve davalı tarafa ait … numaralı markanın tescilli olduğu 43.sınıf yönünden herhangi bir kullanımı ispat edilemediğinden söz konusu markanın iptaline karar verildiği, kararın Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/12/2015 tarih, 2015/641 esas, 2015/13585 karar sayılı ilamıyla ilk derece mahkemesince verilen kararın tazminat yönünden bozulmasına karar verildiği, sair hususlar yönünden kararın kesinleştiği ve mahkemece 21/03/2018 tarih, 2017/98 esas, 2018/88 karar sayılı ilamıyla maddi tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddi ile 956.380,14 TL maddi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, manevi tazminatın kısmen kabul, kısmen reddi ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verildiği ve kararın Yargıtay tarafından bozularak Mahkemenin 2021/173 esasına aldığı görülmüştür. İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2001/637 Esas, 2002/491 Karar sayılı ilamı istenilmiş, incelendiğinde; davacıların … Tic. Ltd. Şirketi, …, davalının ise … Tic. Ltd. Şirketi olduğu, haksız rekabetin önlenmesi ve ticaret unvanının terkini davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, davalı şirketin unvanından “…” sözcüklerinin terkinine, davalının iş yerinde bu sözcükleri kullanmasının önlenmesine, tabela ve tanıtım ürünlerinin toplatılıp imhasına ve hükmün ilanın karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek 02/10/2033 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir. İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2002/661 Esas, 2003/465 Karar sayılı ilamı istenilmişse de, dosyanın Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2021/173 Esas sayılı dosyası ile birlikte Yargıtay’a gönderildiği ve UYAP’ta kayıtlı olmadığından ilam temin edilememiştir. Davacının delil tespiti talebinin kabulü ile marka vekili ve bilişim uzmanı bilirkişiden alınan 16/03/2020 havale tarihli raporda; “..davalı yana ait … kod numaralı markanın, davacı yana ait davaya mesnet markalar ile ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vereceği ve kötüniyetle tescil edildiği görüşleri neticesinde hükümsüz kılınması için şartların oluştuğu, davalı yanın dava konusu olan davalı yana ait internet sitesi üzerindeki ve tabelalardaki kullanımlarının ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verebileceği yönünde değerlendirmeleri neticesinde davacı yanın marka hakkına tecavüz edildiği, davalı yanın davaya konu kullanımlarının ticari unvanının “…” ve ticari unvanında yer alan “…” ibarelerini baskın unsur olarak markasal biçimde kullanması neticesinde davacı yan ile haksız rekabet teşkil eder eylemlerde bulunduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir. Aynı heyete SMM bilirkişisi eklenmek suretiyle davalının, davacı marka haklarının tecavüzü ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, maddi, manevi ve itibar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarı, ayrıca … tescil numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında alınan 01/07/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “…dosyanın esası bakımından kök raporlarındaki görüşlerini değiştirmelerini gerektirir herhangi bir durumun var olmadığı, davalı tarafın incelenen ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı tarafın, dava konusu markaya yönelik tespit edilebilen en eski kullanımlarının (internet sitesi ve satış faturaları) 2015 yılı başı olduğu, bu nedenle hak ihlal süresi olarak, 2015 yılının başından başlayarak, dava tarihine kadar olan sürenin dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, markanın, satışa sunulan ürün ya da verilen hizmete olan etkisi somut olarak hesaplanamasa da, teamüllere göre markanın tanınmışlık kriterleri de göz önüne alınarak, satışlara olan etkisinin %15 ile %25 arasında değiştiğine yönelik genel kabul görmüş uzman görüşlerinin bulunduğu, davalı tarafın, 2015 yılından başlayarak, dava tarihine kadar olan süre içerisinde, mali tablolarında beyan ettiği Faaliyet Kazancı üzerinden, dava konusu markanın etkisinin %20 civarında olduğu varsayılarak yapılan hesaba göre, davacı tarafın talep edebileceği maddi tazminat tutarının 309.114,96 TL olarak hesap edildiği” hususlarını bildirmişlerdir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, maddi ve manevi tazminat, itibar tazminatı ile marka hükümsüzlüğü davasıdır.Mahkemece marka hükümsüzlüğü ve marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, durdurulması davası ile maddi tazminat davalarının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, itibar tazminatı davasının reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yargı yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı … ve davaya muvafakat eden diğer mirasçıların murisi … dava açılmadan önce 18/04/2019 tarihinde öldüğü, buna rağmen tavzih kararında yargılama sırasında öldüğünün yazıldığı görülmüşse de, bu hata sonuca etkili olmadığından bu hususa değinilmekle yetinilmiştir. Her ne kadar davalı vekili …’ın tüm mirasçılarının birlikte dava açmaları gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, dosyada mevcut veraset ilamı incelendiğinde davacılarn …’ın mirasçıları oldukları, … ait markaları mirasçı sıfatıyla iktisap ettikleri, markanın korunması için tek başlarına her bir mirasçının dava açma hakkı bulunduğu, …’ın terekesinde mevcut iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrildiğine dair dosyada bir delil bulunmadığı, murisin terekesiyle ilgili açılan davada ilgili mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, dava açıldıktan sonra veraset ilamında mirasçı oldukları belirtilen tüm mirasçıların açılan davaya muvafakat verdikleri ve vekillerinin davayı takip ettiği, taraf teşkilinin bu şekilde sağlandığı görülmekle, buna ilişkin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekili arabuluculuk görüşmelerine tüm mirasçıların katılmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, dava yalnızca tazminat davası olmayıp, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması davasıdır. Objektif dava yığılması söz konusu olduğundan, arabuluculuk dava şartı değildir. Bu nedenle davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin 2012/375 Esas sayılı davası nedeniyle derdestlik itirazında bulunmuşsa da, işbu davanın 18/02/2020 tarihinde açıldığı, 2012/375 Esas sayılı davanın konusunun davanın açıldığı tarihten önceki kullanımlar olduğu, işbu davanın konusunun ise daha sonraki tarihlerde gerçekleştiği iddia edilen davalı kullanımları olduğu anlaşılmakla, buna ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığına dair istinaf talebinde bulunmuşsa da, dava konusu kullanımların 2015 yılında başladığı, markaya tecavüz eylemi aynı zamanda suç teşkil ettiğinden ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, bu sürenin de 2015 yılında yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nın 61/A maddesi ve TCK’nun 66/1-e maddesi uyarınca asgari 8 yıl, azami 12 yıl olduğu, dava açıldığı tarihte zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, buna ilişkin istinaf talebinin de reddine karar verilmiştir.Davalı vekili ıslahla talep edilen maddi tazminat tutarı için ıslah tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, talep edilen tazminatın kaynağı haksız fiil olup, haksız fiilden kaynaklanan zarar haksız fiil tarihinde gerçekleşmiş olmakla, ıslahla talep edilen tazminat tutarına da haksız fiil tarihinden itibaren faiz uygulanmasında hukuka aykırılık bulunmadığından, buna ilişkin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekili “…” ibaresini işletme adı olarak kullanma hakkı bulunduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2012/375 esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının …, davalının …Tic. San. Ltd. Şti.olduğu, yargılama sonunda 23/09/2014 tarih, 2014/157 karar sayılı kararıyla davalının “ ….” markasını işletme adı dışında markasal olarak kullanmasının davacının marka haklarına tecavüz teşkil ettiğine karar verildiği, kararın yalnızca tazminat nedeniyle bozulduğu, dosyada mevcut bilirkişi raporları ve davalı tarafa ait fatura örnekleri ile davalının “ …” ibaresini faturalarında şirket unvanının altında markasal olarak kullandığı, ayrıca … isimli kullanıcı tarafından “…” ibaresinin markasal olarak Instagram hesabında kullandığı, ayrıca tespit edilen diğer internet sitelerinde de bu ibarenin davalıya ait işletmeyle ilgili kullanıldığının görüldüğü, davalının daha önce hakkında bu konuda verilen mahkeme kararı bulunmasına rağmen bu kullanımların devam ettiği, bu durumun davacılara ait işletme ile davalıya ait işletmelerin karıştırılmasına neden olduğu, bu nedenle davalının işletme adı dışında bu ibareyi markasal olarak kullanmasının davacılara ait marka haklarına tecavüz teşkil ettiği kanaatine varılmakla, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekili maddi tazminat hesaplanırken markanın satışlara etkisinin %20 olarak kabul edilmesi nedeniyle istinaf talebinde bulunmuşsa da, bilirkişiler tarafından bu oranın %15-%25 arasında olduğu belirtilerek, ortalama olarak %20 oranı üzerinde hesaplama yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekili maddi tazminatın net kar üzerinden hesaplanması gerekirken faaliyet karı üzerinden hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuş, yapılan incelemede bilirkişi ek raporunda 2015-2020 yılları arasında davalının tüm gelirini yiyecek ve içecek satışından elde ettiği belirlendikten sonra her yıl için faaliyet karı ve net karının ayrı ayrı tespit edildiği, SMK’nun 151/2-b maddesi uyarınca maddi tazminatın davalının elde ettiği net kazanç üzerinde hesaplanması gerekirken faaliyet karı dikkate alınarak hesaplama yapıldığı, her ne kadar SMK’nun yürürlüğe girdiği 10/01/2017 tarihinden sonraki tecavüzler için markanın satışlara etkisi dikkate alınmaksızın net kar üzerinden tazminat hesabı yapılması gerekiyorsa da, bilirkişi raporunda markanın satışlara etkisinin %20 olduğu kabul edilerek bu oran üzerinden yapılan hesaplamaya davacı tarafça itiraz edilmediğinden ve bu konuda istinaf talebinde bulunulmadığından davalı lehine kazanılmış hak oluştuğu kanaatine varılmakla, davalı vekilinin maddi tazminatın hesaplanmasına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden hüküm kurulmasına, hükmün diğer kısımlarının kazanılmış haklar da korunarak aynen tekrarına, davalının hesaplanan dönemdeki toplam net karı olan 1.195.866,92 TL’nin %20’si kadar 239.173,38 TL maddi tazminata hükmedilmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 22/12/2021 tarihli, 2021/245 Esas, 2021/265 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, -Davalının, davacıya ait … tescil numaralı markalardan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, ref ve men’ine -*https://www…. *https://www….com/… *https://www….com/… *https://www…. *https://www….com.tr/…. *https://www…..com.tr… *https://www…..com.tr/… *https://… *https://….com/v/… *http://www….to/…, *http://www…..to/…,
*http://www….to… *http://www…..to/… isimli internet sitelerine erişimin engellenmesine, -239.173,38 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin, manevi tazminat talebinin ve unsurları oluşmayan itibar tazminatı talebinin reddine, -Davalıya ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, -Hüküm özetinin masrafı davalı tarafça karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına, 3-İlk derece yargılaması yönünden; a-Alınması gereken 17.704,13 TL harçtan, alınan 1.724,83 TL peşin harç ve 5.261,83 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 10.717,47 TL haracın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, b-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebine yönelik 37.876,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ç-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen maddi tazminat talebine yönelik 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, e-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, f-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen itibar tazminat talebine yönelik 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, g-Davacı tarafından yapılan 4.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 113,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.113,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 3.308,73 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,ğ-Davacı tarafından yatırılan 1.724,83 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı ve 5.261,83 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 7.041,06 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, h-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davalı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,b-İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcının, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,ç-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, tazminat davası yönünden kesin, tecavüzün tespiti yönünden iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 21/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.