Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/501 E. 2022/722 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/501 Esas
KARAR NO: 2022/722 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2021
NUMARASI: 2021/250 E. – 2021/153 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (FSE Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …ana lisansörü olduğu “…” markası ve logosunun 1982 yılından beri iç dış giyim aksesuar ayakkabı alanında kullanıldığını, müvekkili şirket ile markanın tescil sahibi grup şirketi arasında 20.05.2008 tarihli lisans sözleşmesi yapıldığını, bu tarihten önceki dönemde marka sahibi ile … ile lisans sözleşmesi bulunduğunu, bu şirketin borçlu şirket arasında 31.08.2006 tarihli münhasıran alt lisans sözleşmesi yapılmış olduğunu, bu sözleşme uyarınca davalının 8,333 USD lisans bedeli ödemesinin kararlaştırıldığını, bu sözleşmede de davalının internet satışları ile indirimli satışlar yapılmasının yasaklandığını, davalı şirketin lisans süresi boyunca sözleşmeye aykırı olarak yüksek indirimler yapıp markanın itibarını zedelediğini, davalının lisans haklarının 2013 yılında sona ermiş olmasına rağmen markayı lisans bedeli ödemeksizin …, …, … gibi online satış platformlarında kullandığını, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında takip yapıldığını borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 31.08.2006 tarihli münhasır alt lisans sözleşmesi gereğince edimlerini yerine getirdiğini, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, dava açma yetkisinin marka sahibine ait olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde başlatılmadığından Küçükçekmece icra dairesinin yetkili olması sebebiyle Bakırköy Mahkemesinin itirazın iptaline karar veremeyeceğini, davacı marka sahibi ile davalı müvekkili firma arasında 31.05.2014 tarihli protokol imzalanmış olup, bu sözleşme gereğince marka sahibi yetkilisi sözleşmeye aykırı davranarak takip başlattığını, bu sözleşme gereğince davacı tarafın internet üzerinden satışa izin verdiğini, marka hakkına tecavüz bulunmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 2. FSHHM’ nın 22/03/2017 tarihli 2015/99 E – 2017/79 K sayılı kararıyla; “taraflar arasındaki 31.05.2014 tarihli ek protokol düzenlenmiş olduğu bu protokole göre de davalının internet üzerinden satış yapmasını yasaklayıcı hükmün bulunmadığı davalı ile 3. Şahıs … firması arasında alt lisans sözleşmesi olduğu, sözleşmenin sona ermediği, davalının bu sözleşmeye dayalı dava konusu markayı kullanma hakkının bulunduğu, davalının internet sitelerinde satış yapmasını yasaklayan madde bulunmadığı ve davacını talebinin marka hakkının ihlaline dayandığı, ihlale ilişkin delil bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF KARARI: Dairemizin 07/02/2020 tarih, 2017/3973 esas, 2020/368 karar sayılı kararıyla;”… Uyuşmazlığın temelini, 31/05/2014 tarihli Envanter Tasfiye Sözleşmesinin geçerli olup olmadığının tespiti oluşturduğu, ön inceleme duruşması ara kararı üzerine davalı tarafça ibraz edilen 18/12/2015 tarihli dilekçede, davalı vekilinin “sözleşme aslının kendilerinde olmadığını”, 14/12/2015 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekilinin açıkça “31/05/2014 tarihli protokol taraflarca düzenlenmiştir. Davalının imzalamış olduğu sözleşme müvekkilime ibraz edildiğinde, müvekkilim el yazısı ile eklemeler yaparak imzalamıştır” dediğini beyan ettiği, sözleşme örneğinden, davacı yetkilisinin imzasının ve el yazısı ile eklemelerinin bulunduğu, davalı şirket kaşe ve imzası bulunuyorsa da, imzanın üzerinin çizildiği, beyanlardan davalı imzasının, davacı yetkilisinin el yazısı ile eklemelerinden önce atıldığı, davalı tarafın “bu ek protokolün yürürlüğe girmediğini ve uygulanması mümkün olmayan sözleşme olduğunu” beyan ettiği 14 Ağustos 2014 tarihli e-mail ve taraflar arasındaki diğer yazışmalardan, davacı yetkilisinin protokole ekleme yapması ve yeni şartlar koyması nedeniyle protokolün davalı tarafça kabul edilmediği ve taraflarca da uygulanmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı tarafın istinafa cevap dilekçesinde 31/08/2006 tarihli sözleşmenin 31/05/2014 tarihli protokol ile geçersiz hale geldiğini ve eski sözleşmeye göre Royalty bedeli istenemeyeceğini, 31/05/2014 tarihli sözleşmenin geçerli olduğunu ileri sürdüğü, anlaşılıyorsa da; 2014 tarihli protokolün aslının ibraz edilemediği gibi uygulandığına ve edimlerin yerine getirildiğine dair delil de sunulamadığı, taraflar arasındaki 31/08/2006 tarihli sözleşmenin feshedildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir fesih bildiriminin bulunmadığı, davacı vekilinin de takip dayanağı faturayı, 31/08/2006 tarihli sözleşmede belirlenen aylık lisans bedeline göre düzenlediği, uyuşmazlığın 2006 tarihli sözleşme gereğince çözümlenmesi gerektiği , taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenerek davalı tarafça ödenmesi gereken kullanım bedellerinin ödenip ödenmediğinin ve ödenmeyen kısım yönünden faiz talebinin değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde gereğince kaldırılmasına” karar verildiği görülmüştür.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17.09.2021 tarihli 2021/250 E. – 2021/153 K. sayılı kararıyla; “…ticari defter ve delillerin değerlendirilmesinde taraflar arasında akdedilmiş 31/08/2006 tarihli sözleşmeye göre davalının 10/07/2013, 23/07/2013, 27/08/2013 ve 25/09/2013 tarihlerinde toplam 34.117,79 TL ödeme yaptığı, bu ödemelere ait dekontların bulunduğu, takibe dayanak faturanın kapsadığı Temmuz 2013-Aralık 2014 dönemi için başka bir ödemenin tespit edilemediği, bu durumda davacının, davalıdan 116.361,44 USD alacağının devam ettiğinin anlaşıldığı” gerekçesiyle; Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; -İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın takibin 116.361,46 USD’lik kısmı yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Takibe konu alacak miktarı yargılamaya ihtiyaç olduğundan ve likit olmadığı anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalı tarafın defter kayıtlarında 2013 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında yapıldığı belirtilen 34.117,79.-USD bedelin DAVA DIŞI … Ltd.’ye ödendiğinin görüldüğünü, söz konusu firma ile Müvekkili şirketin farklı tüzel kişilikler olup, müvekkiline yapılmış bir ödeme bulunmadığını, ödeme dekontlarında hiçbir açıklama bulunmadığını. Müvekkilinin alacaklarından mahsubunun mümkün bulunmadığını, davalının da cevap dilekçelerinde müvekkiline ödeme yaptığına dair bir iddiasının bulunmadığını, reddedilen kısmın sırf bu nedenle kaldırılması gerektiğini. -Mahkemece icra inkar tazminatının reddine yönelik verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacağın hasar bedeli veya gecikme tazminatı gibi yargılamayı gerektiren bir konu olmadığını beyanla, mahkeme kararının reddine karar verilen 34.117,79 USD ‘lik kısmı yönünden kaldırılarak 149.997,00 USD ve işlemiş faizi üzerinden itirazın iptaline, davanın kabulü ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; eksik ve hatalı bilirkişi raporu ile ve rapora karşı itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, mahkeme kararının gerekçe kısmında rapora itirazlarının neden dikkate alınmadığına dair açıklama yapılmadığını. -Kararın gerekçesinde doğrudan bilirkişi raporuna atıf yapıldığını, itirazları konusunda gerekçe yazılmadığını, bilirkişi raporuna atıf yapılmasının kararın gerekçeli olduğunu göstermediğini. -Bilirkişi raporunda sadece davacı ticari defter ve kayıtlarından yola çıkılarak, müvekkiline ait ticari defter kayıtlarında yer alamayan bir ödeme tutarı için karşılaştırma yapmadan davacının alacaklı olduğu sonucuna varılmasının hatalı olduğunu, davacı defterlerinin incelenmediğini, 17/12/2014 tarihli 149.997,00 USD dolarlık faturaya ait kaydın geçerli olmadığını, karşı tarafla yapılan anlaşmanın sonlandırıldığının dosya içerisindeki delil ve belgelerden net bir şekilde anlaşıldığını, faturanın müvekkilinin defterlerinde yer almamasının sebebinin taraflar arasındaki uyuşmazlık sebebiyle sözleşmenin devam etmemesinden kaynaklandığını, hatta davacı tarafın kabul ve ikrarının bulunduğunu. -Taraflarca elektronik ortamda yapılan yazışmaların delil olarak kabul edilemeyeceğini. -Davacının dava dilekçesinde, müvekkilinin … markalı ürünleri internet sitelerinde %70’e varan indirimlerle piyasaya sürerek markanın itibarının zedelenmesine neden olduğunu, davacının denetim hakkını kullanmasına engel olduğunu, marka değerinin zedelendiğini, lisans haklarının genişletilerek kullanıldığını, marka hakkına tecavüz edildiğini, marka kullanım bedeli yönünden de alacakları bulunduğunu, davalının kullanımının markaya tecavüz niteliğinde bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi, tecavüz var ise 556 Sayılı KHK 66/c maddesi gereğince ödenmesi gereken tazminat miktarının tespiti taleplerinde bulunduğunu, müvekkilinin de taraflar arasında 31/05/2014 tarihli ek protokol yapıldığını, bizzat davacı marka sahibinin internet satışlarına izin verdiğini, 31/08/2006 tarihli sözleşmede internet satışları ile ilgili yasak bulunmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu, 31/05/2014 tarihli ek protokol ile davaya konu markanın lisans alan sıfatıyla kullanılması için 31/03/2017 tarihine kadar süre verildiğini, protokol gereğince sözleşmenin 2017 yılına kadar uzadığını, 556 Sayılı KHK 66/cmaddesi uyarınca tazminat talebinin temelsiz kaldığını, bu süreçte müvekkilinin maddi ve manevi zarar gördüğünü, 2012 yılında davacı firma yetkilisinin müvekkilinin sözleşmesi devam ederken farklı firmalarla görüşmeler yapması ve müvekkilinin ticari ilişkide bulunduğu firmalara ihtar göndermesi nedeniyle müvekkilinin satışlarında önemli miktarlarda düşüş olduğunu, müvekkilinin 2012 yılı için: İnternet Satışı: 44.965 çift – 988.956,00 USD ciro, 2013 yılı için İnternet Satışı : 30.122 çift – 653.032,00 USD ciro, 2014 yılı için: İnternet Satışı: 14.739 çift – 297.203,00 USD ciro satışların önemli ölçüde düştüğünü, 2015-2016 yılında internet satışını sonlandırdıklarını, stoklarını eritme konusunda da yardımcı olmadıklarını, ticari dürüstlüğe aykırı davranıldığını. -31/08/2006 tarihli sözleşmenin davacı ile davalı arasında akdedilen 31/05/2014 tarihli ek protokol ile geçersiz hale geldiğini, davacının eski sözleşmeye dayanarak royalty bedeli talep edemeyeceğini, davacının ek protokol edimlerini de yerine getirmediğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine cevabında; kararın gerekçeli olduğunu, adil yargılanma hakkının ihlal edilmediğini, davalı tarafın müvekkilinin markasını kullandığını ikrar ettiğini, lisans bedelini ödemesi gerektiğini beyanla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra … E sayılı icra dosyasında; davacı şirketin 149.997,00 USD Asıl Alacak, 1.232,85 USD işlemiş faiz alacağının asıl alacağa yıllık %6 Amerikan Doları-Merkez Bankası faizi ile talep edildiği, takip dayanağı olarak … numaralı fatura, Beşiktaş …Noterliğinin … yev.numaralı 29/12/2014 tarihli ihtarnamesinin gösterildiği, 7 günlük itiraz süresi içerisinde borçlu vekilinin, müvekkilinin borçlu bulunmadığından bahisle borca, faize ve faiz oranına itiraz ettiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince dosya kapsamında alınan 18/01/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda; 31/08/2006 tarihli sözleşme uyarınca davalının 6 yıldan uzunca bir süre boyunca royalty bedellerini ve aylık 8.333 USD ödemeyi düzenli olarak yaptığı, davalının …’ye son ödeme tarihinin 26/09/2013 olarak tespit edildiği, … yetkilisi …’un 14/10/2013 tarihli e-mail ile taraflar arasında imzalanan 31/08/2006 tarihli sözleşmenin, tek taraflı olarak denetim şartlarını yerine getirmediğinden 21/06/2013 tarihinde sona erdirildiğini, 31/05/2014 tarihli sözleşmenin 3 yıllık olup 31/03/2017 tarihine kadar geçerli olduğunu, lisan alanın önceki sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği, sözleşme imzalandıktan sonra lisan verene geçmiş lisans ödemeleri için 40.000 USD nakit ödeyeceği, aylık 4.000 USD ve lisans alanın BHPG aylık satış raporları envanteri üzerinden sözleşme bitiş tarihine kadar telif ücreti (%10) ödeyeceğini kabul ettikleri sözleşmenin geçerli olduğunu, bu nedenle mali inceleme yapılmadığı beyan edilmiştir. Takibe konu faturanın tercümesinden; Temmuz 2013- Nisan 2014 için … markası kullanımı 83.333,00 USD, Mayıs 2014- Aralık 2014 için … markası kullanımı 66.664,00 USD olmak üzere bakiye borç 149.997,00 USD olduğu, davalı şirketin Büyükçekmece …Noterliğinin 07/01/2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ekinde, sözleşmenin erken sonlandırılması nedeniyle 100.000,00 ABD Dolarının 31/12/2014 tarihinde taraflarına ödeneceğinin taahhüt edildiğini, ellerinde kalan malların belli bir bedelle iade alınacağının, internet satışı yapılabileceğinin kararlaştırıldığını, faturayı kabul etmediklerini, fatura bedellerini kendilerine olan ödeme taahhütleri yerine getirilmediğinden iade ettiklerini, beyan ettikleri görülmüştür. Dairemiz kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden alınan 29/10/2020 tarihli raporda; takip tarihi itibariyle alacaklı tarafın 149.997,00 USD asıl alacak ve 1.232,85 USD işlemiş faiz talep ettiği, dosya içeriği, İstanbul BAM kararı, mahkemenin 01/07/2020 tarihli ara kararına uygun olarak yapılan hesaplamalar neticesinde davacı takip alacaklısının 115.879,21 USD asıl alacak ve 482,25 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 116.361,46 USD alacak talebinde bulunulabileceği, davalı borçlunun 10/03/2015 tarihinde takibin bütününe itiraz ettiği, yapılan hesaplamalar neticesinde davalının itirazının 116.361,46 USD yönünden iptalinin gerektiğini beyan etmişlerdir. Davacı vekili ve davalı vekilinin rapora itiraz etmeleri üzerine, bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, 02/03/2021 tarihli ek raporda; davacı ticari defter ve kayıtlarının Hollanda da tutulduğu, 2014/2020 kayıtlarının Hollanda da mukim yeminli mali müşavir tarafından incelenerek yapılan açıklamaların Türkçe çevirilerinin sunulduğu, davaya konu faturanın halen ödenmemiş alacak hesabında açık olduğunun teyit edildiği, faturaya ilişkin ödeme dekontuna rastlanmadığı, davalı tarafça sunulan toplam 34.117,79 USD bedelli dekontlarda alıcının … LTD olduğunu, kök rapordaki görüşlerini değiştirecek bir husus bulunmadığını beyan etmişlerdir.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davada, takibin dayanağı 12/07/2014 tarihli faturada “Temmuz 2013-Nisan 2014 için … markası kullanımı 83.333,00 USD, Mayıs 2014-Aralık 2014 için … markası kullanımı 66.664,00 USD olmak üzere bakiye borç 149.997,00 USD marka kullanım bedeli faturası düzenlendiği, davacı tarafça Beşiktaş … Noterliği’nin 29/12/2014 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, “Lisans Sözleşmesinin Haziran 2013 tarihinde sona ermesine rağmen muhatap davalının lisans ödemeksizin markayı kullanmaya devam ettiğinden bahisle, lisans haklarının izinsiz genişletilmesi ve izinsiz kullanılması şeklinde markaya tecavüz filleri nedeniyle, tazminat haklarını ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu beyanla, lisans haklarının sona erdiği Haziran 2013 döneminden sonrasını kapsayan faturayı gönderdiklerini, 7 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiğini” beyan ettiği, davalı tarafın Büyükçekmece … Noterliği’nin 07/01/2015 Tarihli … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ekinde faturayı iade ettiği ve “marka verenin sözleşmenin erken terkini nedeniyle 31/12/2014 tarihinde taraflarına 100.000,00 ABD Dolarının ödeneceğinin taahhüt edildiğini ve ellerinde kalan malların belli bir bedelle iade alınacağının, internette satış yapılabileceğinin kararlaştırıldığını, kendilerine olan ödeme taahhütleri yerine getirilmediğinden faturayı kabul etmediklerini ve iade ettiklerini” beyan ettiği görülmüştür. Dairemizin 07/02/2020 tarih, 2017/3973 esas, 2020/368 karar sayılı kararında da işaret edildiği üzere; uyuşmazlığın temelini, 31/05/2014 tarihli Envanter Tasfiye Sözleşmesinin geçerli olup olmadığının tespiti oluşturduğu, dosyaya sunulan sözleşme örneği, 14 Ağustos 2014 tarihli e-mail ve taraflar arasındaki diğer yazışmalardan, davacı yetkilisinin protokole ekleme yapması ve yeni şartlar koyması nedeniyle protokolün davalı tarafça kabul edilmediği ve taraflarca da uygulanmadığı, 2014 tarihli protokol aslının da ibraz edilemediği, bu durumda 31/05/2014 tarihli Tasfiye Sözleşmesinin geçerli olduğuna dair davalı savunmasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davaya konu ” …” markası ve logosunun Türkiye’de kullanımı yönünden, … ile davalı … arasında, 31/08/2006 tarihli münhasır alt lisans sözleşmesi bulunduğu, sözleşmenin süresinin Haziran 2013’te dolduğu, davacı ile davalı arasında sözleşmenin yenilenmesi konusunda görüşmeler yapıldığı ancak anlaşmaya varılamadığı anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde 2015 yılına kadar internet üzerinden satış yapıldığını beyan ettiği, yıllık satış miktar ve cirolarının açıklanarak, satışların düştüğü, 2015 yılında da sonlandırıldığının beyan edildiği, Haziran 2013 tarihinden sonra da markanın davalı tarafça kullanılmaya devam ettiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK’da Lisans Sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılacağına dair yazılı bir geçerlilik şartı bulunmamaktadır. Davacı tarafça davalı ile … Arasında yapılan sözleşme hükümlerine göre, davalının aylık 8,333 USD lisans bedeli ödemesinin talep edildiği, davalının da Lisans sözleşmesinin 31/07/2017 tarihine kadar geçerli olduğunu savunduğu, sözleşmenin de taraflar arasında fiilen devam ettirildiği anlaşılmakla, faturaya konu dönemde aylık 8.333 USD Lisans bedelinin geçerli olduğunu kabul etmek gerekmiştir. Davalı vekilinin delilleri arasında bulunan toplam 34.117,79 USD bedelli dört adet banka dekontu ile yapılan ödeme, takibe konu alacak miktarından düşülmüşse de, dekontlarda alıcının … LTD olduğu, dekontlarda ödemenin sebebine yönelik açıklama bulunmadığı, davacı ve dekont alacaklısının farklı tüzel kişiler olduğu gözetilmeksizin alacaktan mahsubunun yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin reddine karar verilen 34.117,79 USD alacağa yönelik istinaf sebebinde haklı olduğu anlaşılmıştır. Alacağın konusunun lisans bedeli olduğu ve likit olduğu gözetilerek davacı alacaklı lehine %20 oranında inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, tazminat talebinin reddine karar verilmesi de yerinde görülmemiştir. Davacı vekilinin takip talebinde döviz cinsinden alacağa, yıllık %6 oranında faiz talebinde bulunduğu ve işlemiş faizi bu oran üzerinden hesapladığı anlaşılıyorsa da, mahkemece Devlet bankalarından celp edilen faiz oranlarının ortalaması alınarak bilirkişi raporunda (ihtarnamenin tebliğ tarihine 7 gün eklemek suretiyle ) 01/01/2015 temerrüt tarihinden, 04/03/2015 takip tarihi arasındaki 62 günlük sürede, USD cinsinden hesaplara uygulanan faiz oranı %2,45 olarak tespit edilmekle, 149.997,00 USD alacağın, 62 günlük faizi Dairemizce 623,98 USD olarak hesaplanmakla, icra takibinde istenen 1.232,85 USD faizin 608,86 USD’lik kısmının fazla olduğu ve takip tarihinden itibaren yıllık %6 faiz oranında haklı olmadığı kanaatine varılmakla, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının kısmen kabulüne, kısmen reddine mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, davalı borçlunun 149.997,00 USD asıl alacak ile 623,98 USD işlemiş faize yönelik itirazının iptaline, takibin asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık %2,45 oranında faiz işletilerek takibin devamına, alacak likit bulunmakla, davalı borçlunun takibe konu asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden (149.997,00 USD x2,5232 TL=378.472,43 TL) %20 oranında inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, 3-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 17/09/2021 tarihli 2021/250 E. – 2021/153 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 5- Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’ne ait … esas sayılı dosyasına konu 149.997,00 USD asıl alacak ile 623,98 USD işlemiş faize yönelik itirazının iptaline, takibin asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık %2,45 oranında faiz işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Takibe konu alacak likit bulunmakla, davalı borçlunun takibe konu asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı üzerinden (378.472,43 TL) hesaplanacak %20 oranında inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, 6-İlk derece yargılaması yönünden; A)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 25.961,00 TL ilam harcından, 4.610,99 TL peşin ve icra dosyasına yatan 1.905,50 TL harcın mahsubu ile, 19.444,51 TL bakiye karar harcının, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, B) Davanın kısmen kabulü nedeniyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 35.053,28 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, C) Davanın kısmen reddi sebebiyle, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan (608,86USDx2.5232=1.536,28 TL) 1.536,28 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Ç) Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru, 4.610,99 TL peşin ve 1.905,50 TL icra dosyasına yatan harç olmak üzere toplam 5.544,19 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, D) Davacı tarafından yapılan 365,75 TL tebligat-tezkere ve 5.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.865,75 TL yargılama giderinin, davanın kabul-red oranına göre 5.842,13TL.’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan bakiyenin üzerinde bırakılmasına, 7-İstinaf yargılaması yönünden; a-Tarafların istinaf istemleri kabul edildiğinden yatırılan istinaf harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine, b-İstinaf yargılaması için davacı avansından kullanıldığı anlaşılan 209,00 TL’ tebligat, müzekkere ve posta giderinin 1/2 oranında 104,50 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, ç-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı yönünden kesin, davalı yönünden iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.