Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/496 E. 2023/1681 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/496 Esas
KARAR NO: 2023/1681
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2019
NUMARASI: 2019/59 Esas – 2019/710 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu “… A.Ş. Karatay şubesine ait 13/12/2018 keşide tarihli, … seri numaralı 19.736,00 TL bedelli çek” müvekkil … Tic. A.Ş tarafından lehdar … San. Tic. Ltd. Şti.’ne olan ticari borcuna karşılık olmak üzere keşide edildiğini, lehdara kargo ile gönderildiği esnada çek, müvekkilin ve lehdarın bilgisi dışında ve rızası hilafına kaybolduğunu, lehdar tarafından Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/978 E.sayılı dosyası üzerinden çek zayii davası ikame edildiğini ve çek hakkında tedbiren ödeme yasağı kararı alındığını, tedbir kararı çekin arkasının yazdırılmasına ve akabinde icra takibine konu edilmesine engel olmadığından çekin tedavüle çıktığını, kaybolan çekin … A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında icraya koyduğunu, çeki çalan kişiler tarafından … Tic. Ltd. Şti.’nin kaşesi sahte olarak üretilerek yeni sahte imza atılmak suretiyle çekin tedavüle konulduğunu, bu sahte imza ve kaşe ile yapılan cirodan sonra kaşesi olan … Taah. Tic. San. Ltd. Şti.’nin yetkilisinin Ukrayna’da ikamet ettiğini, bu imza ve kaşelerin de sahte olma ihtamalinin yüksek olduğunu, lehdar şirket, müşterek imza kuralı ile temsil ve ilzama yetkili olduğunu, lehdar şirketin Türkiye Sicil Gazetesinde ilan edilen Ortaklar Kurulu Kararı ile müvekkil şirket ortaklarından … ile …’un 20 yıl süre ile şirket kaşesi altına atacakları müşterek imzaları ile şirketi temsil ile ilzama yetkili kılındıklarını, lehdar şirket yetkililerinden birisine ait olmayan tek imza müşterek yetki koşulunu sağlamadığını, davalı … A.Ş’nin çekin iktisabında ağır kusurunun bulunduğunu, hakkında zayi kararı alının çeke ilişkin olarak hiçbir araştırma yapmadan ve çek üzerinde yer alan ciro silsilesinin meşruluğunu kontrol etmeden faktoring ilişkisi kuran davalı şirket, davaya konu çeki, finansal kiralama faktoring ve finansman şirketleri kanununa aykırı bir şekilde elde ettiğini bildirerek, dava konusu … A.Ş Karatay şubesine ait 13/12/2018 keşide tarihli, … seri nolu 19.736,00 TL bedelli çekten dolayı müvekkil şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkil şirket ile diğer davalı … Tekstil İnşaat Ve Tic. Ltd. Şti arasında imzalanan faktoring sözleşmesi kapsamında, ciro yoluyla tevdi alınan dava konusu çeke ilişkin müvekkil tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, icra dosyası borcun davacı borçlu … tarafından ödenerek icra dosyasının kapatıldığını, müvekkil şirketin dava konusu çeki sözleşme çerçevesinde 15/08/2018 tarihli alacak bildirim formu ve çek senet tevdi bordrosuna istinaden ciro yoluyla müvekkil şirkete intikal ettiğini, çeki veren kişinin devralınan faturada alacaklı gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın da faturadaki borçlu ile aynı olduğunu, fatura ile kambiyo senedi arasındaki tutarların uyumlu olduğu hususlarında gerekli araştırmaları yaparak çeki iktisap ettiğini, bu yüzden çekin iktisabında kötü niyeti ve ağır kusuru bulunmadığını, somut olayda davaya konu çekte lehtardan hamile ciro silsilesinin tam olduğunu, herhangi bir kopukluk bulunmadığını, Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/978 esas sayılı dosya nezdinde verilen ödeme yasağı kararının 16/10/2018 tarihinde verildiğini ve çekin faktoring işlemine tabi tutulduğu tarihten sonra olduğunu, davada davacı kendi imzasını kabul ettiğini, davacının keşideci durumunda olduğunu, davalının da senedi ciro yoluyla hamil olduğunu, çek metnindeki ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığını, davacının iddia ettiği hususların hukuka aykırı olduğunu bildirerek haksız ve kötü niyetli davacının %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına çarptırılması kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2019 tarih ve 2019/59 Esas – 2019/710 Karar sayılı kararıyla; “… somut olay bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı tarafın çekte kendisinden sonra gelen lehtar … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin imzasının sahte olduğuna ilişkin bir imza defi ileri sürdüğü, davacı tarafın şahsında doğmayan bir imza defini ileri süremeyeceği, bu hususun davacının sorumluluğunu sona erdirmediği, imza definin ancak şahsında doğan dava dışı … San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin ileri sürebileceği, davacı tarafın şahsında doğan başka bir defi ileri sürmediği, mevcut durumda davacının sorumluluğunu ortadan kaldıran başka bir neden olmadığı, davacının takip konusu çekten dolayı borçlu olduğundan davanın reddine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava konusu çek lehdarın zilyetliğine girmeden kaybolduğunu, dava konusu çek, müvekkil şirket tarafından lehdar … San. Tic. Ltd. Şti.’ye kargo ile gönderildiğini, kargo ile taşıma sırasında çek kambiyo senedinin taraflarının rızaları halefine kaybolduğunu, Çekin sahte imza ile ciro edildiğini; çeki çalan kişiler tarafından … tic. ltd. şti. nin kaşesi sahte olarak üretilerek yine sahte imza atılmak suretiyle çekin tedavüle konulduğunu, bu cirodan sonra kaşesi olan … Tic. San. Ltd. Şti. nin yetkilisi Ukrayna’da ikamet ettiğini, keza … Tur. ve San. Tic. Ltd. Şti.nin kaşedeki adresi ile ticaret sicildeki adresinin farklı olduğunu, bu kaşenin ve imzanın da sahte olma ihtimalinin yüksek olduğunu, Lehdar şirketin, müşterek imza kuralı ile temsil ve ilzama yetkili olduğunu, lehdar şirketin 21.08.2017 tarih ve 9393 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilen Ortaklar Kurulu kararı ile müvekkil şirket ortaklarından … ile … 20 yıl süre ile şirket kaşesi altına atacakları müşterek imzaları ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığını, Davalı şirket emredici mevzuata aykırı hareket etmiş olup kötüniyetli olduğunu, dava konu çeki elinde bulunduran davalı … A.Ş. çekin iktisabında ağır kusurlu hatta kötü niyetli olduğunu, zira davalı … davaya konu çeki, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun’nun 9. maddesine uygun olarak elinde bulundurmadığını, Davalı şirket çeki usûlüne uygun iktisap etmediğini, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun “Şirketin Yapamayacağı İş ve İşlemler” başlıklı 9. maddesinin 2. fıkrası; “… Faktoring şirketi Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile Kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları, devir alamaz veya tahsilini üstlenemez…” düzenlemesini içermektedir. Dolayısıyla faktoring şirketlerinin devir aldığı alacak, bir kambiyo senedinden kaynaklanıyor olsa bile, alacağı doğuran temel ilişkiye ait fatura veya benzeri belgelerle bunu tevsik etmeleri gerekmektedir. İşbu düzenleme emredici nitelikte olup Faktoring şirketinin müşterisinden temliken aldığı bir alacağı takip edebilmesi için; alacak bir kambiyo senedinden kaynaklansa bile faktoring sözleşmesi ile beraber, alacağı doğuran temel satım ilişkisine ait fatura ve benzeri belgeleri de ibraz etmesi zorunludur. Davalı şirket istihbarat yükümlülüğünü yerine getirmediğini; 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan “Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”in “İstihbarat çalışması” başlıklı 5. Maddesi: “Kuruluş tarafından müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmalarının yapılması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerekir. İstihbarat çalışması; … Müşterilerin mali durumlarının değerlendirilerek bunların itibarı ve işlem geçmişleri de dikkate alınmak suretiyle gerektiğinde fatura borçlusu ve kambiyo senedi veya diğer senedin keşidecisine de başvurularak borcun teyit edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve ulaşılabilmesi mümkün olan ilgili veri tabanlarından yararlanılması yoluna gidilmesi hususları dâhil olmak üzere asgari olarak yukarıda belirtilen usul ve esasları içerecek şekilde yapılır ve bunların yetersiz kalması durumunda ilave yöntemlere başvurulur.” şeklinde düzenlenmiş olup, istihbarat yükümlülüğü kapsamında kambiyo senedinin keşidecisine başvurularak borcun teyit edilmesi gerektiğini açıkça düzenlediğini, Hakkında zayi kararı alınan çeke ilişkin olarak hiçbir araştırma yapmadan ve çek üzerinde yer alan ciro silsilesinin meşruluğunu kontrol etmeden basiretli tacir olmanın gereklerine de aykırı şekilde faktoring ilişkisi kuran davalı şirket, davaya konu çeki, Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanun’nun 9. maddesine aykırı bir şekilde elde etmiştir. İşbu husus Kanun’a aykırı bir şekilde davalı şirketin çekin iktisabında ağır kusurlu olduğunu açıkça göstermektedir. Nitekim Türk Ticaret Kanunu’nun 792. Maddesi uyarınca herhangi bir suretle hamilin elinden çıkan senedi ele geçiren yeni hamil, çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olduğunu, Faktoring şirketi tarafından faturasız devraldığı çek için şahsi defilerin de ileri sürülebileceğini; davalı faktoring şirketinin 6361 sayılı Yasanın m.9/2’e aykırı şekilde çeki devralması sebebiyle kambiyo senetlerinde uygulanan mücerretliğin sona erdiğini, bu sebeple sınırlı defi sistemi geçerliliğini yitirdiğini, alacağın devri hükümlerinin uygulanması gereken olayda müvekkil şirket bedelsizlik defini davalı faktoring şirketine karşı da ileri sürülebileceğini, Sonuç olarak; davalı şirketin çekin iktisabında Kanun’a aykırı olarak ağır kusurlu ve kötüniyetli bir şekilde hareket ettiği, hakkında zayi kararı alınan çeke ilişkin olarak hiçbir araştırma yapmadan ve çek üzerinde yer alan ciro silsilesinin meşruluğunu kontrol etmeden faktoring ilişkisi kurduğunun sabit olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davacı tarafın çekte kendisinden sonra gelen lehtar şirketin imzasının sahte olduğuna ilişkin bir imza defi ileri sürdüğü, davacı tarafın şahsında doğmayan bir imza defini ileri süremeyeceği, imza definin ancak şahsında doğan dava dışı lehtarın ileri sürebileceği, mevcut durumda davacının sorumluluğunu ortadan kaldıran başka bir neden olmadığından davanın reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, dava dışı lehdar … Tic. Ltd. Şti. lehine keşide ettiği 13/12/2018 keşide tarihli ve 19.736,00 TL tutarlı çekin lehtara gönderildiği sırada kargoda çalındığını, çekin haksız olarak ele geçirilerek takibe konulduğunu, çekteki lehtar imzasının sahte olduğunu, cirantalar ve hamil ile aralarında ticari ilişki bulunmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuştur. Davalı … A.Ş. ise, çekin ticari ilişki kapsamında ve fatura ile cirantadan devir ve teslim alındığını, davacı beyanlarının gerçek dışı olduğunu beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Somut uyuşmazlıkta; davacının takibe konu çekin keşidecisi olduğu, çekin davacı tarafından dava dışı lehtar … San. Tic. Ltd. Şti.’ye gönderildiği sırada kargoda çalındığının ve davalı … A.Ş.’nin meşru hamil olmadığının iddia edildiği, davacının çekteki imzasını inkar etmemesi karşısında davalının meşru hamil olmadığını ispat yükünün davacıda olduğu, çek üzerindeki ciro zincirinin görünüşte düzgün olduğu da dikkate alındığında davalı … A.Ş.’nin meşru hamil olmadığı hususu ispat edilemediğinden ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/11/2023