Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/491 E. 2023/1939 K. 21.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/491 Esas
KARAR NO: 2023/1939 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2021
NUMARASI: 2018/355 E. – 2021/65 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kadın giyim üretim yaptığını, müvekkili adına TPMK nezdinde tescilli … numaralı çoklu endüstriyel tasarımdan Tasarım No7, Resim No:1 ve Tasarım No:20 Resim No:1 olan tasarımların yoğun olarak taklit edilip satışa sunulduğunu, bu durumun İstanbul 1.FSHHM’nin 2017/100 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, bu kapsamda 7 numaralı tasarıma benzeyen 4 farklı renk 20 adet taklit ürün ile 20 numaralı tasarıma benzeyen 20 adet olmak üzere toplam 40 adet taklit ürün bulunduğunu, bu ürünlerin … firma etiketi ile satışa sunulduğunun tespit edildiğini, davalı tarafın bu fillerinin müvekkilinin endüstriyel tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğini, taklit ürünlerin müvekkilinin ürünlerinden daha düşük kalitede ve piyasanın altında satışa sunulduğunu, bu nedenle haksız rekabet ortamı oluştuğunu belirterek, hükmedilecek Mahkeme kararının masrafları davalı tarafça karşılanarak kamuya ilanına karar verilmesini, tecavüzün önlemesine, durdurulmasına karar verilmesini, İstanbul 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/100 D. İş sayılı dosyasında kullanılmayan gider avanslarının mahkeme esas dosyasına istenilmesini, İstanbul 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/100 D. İş sayılı dosyasına yaptıkları masrafların davalılardan alınarak davacıya iadesini, SMK’nun 151/2-a maddesi uyarınca hesaplanacak tazminat miktarı kesin olarak tespit edildiği takdirde artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın tespit tarihinden itibaren yılın en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, taklit edilen ürünlerin davalı taraftan alınarak müvekkile teslimine, bu taleplerinin mahkemece kabul görmediği takdirde taklit ürünlerin imhasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BEDEL ARTIRIMI: Davacı vekili 02/11/2020 tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 30.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliğini taşımadığını, davacının tasarıma başvurduğu tarihten çok daha öncesinde bu ürünlerin piyasada bilinen ürünler olduğunu, davacının tasarım hakkına tecavüz iddiasının hukuki zemine oturmadığını, müvekkilinin uzun yıllardır giyim sektöründe tanınmış bir firma olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 16/02/2021 tarihli 2018/355 Esas, 2021/65 Karar sayılı kararıyla; “…Tüm bu açıklamalar muvacehesinde, tarafların tüm iddia ve savunmaları, TPMK kayıtları, İstanbul 1. FSHHM 2017/100 D.İş dosyası, taraflarca sunulan deliller, hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi raporları bir arada değerlendirildiğinde davalıya ait iş yerinde tespit edilen mavi ve beyaz elbise tasarımlarının davacıya ait … ve … tescil numaralı tasarımlarla ortalama tüketici nezdinde bıraktığı genel izlenimde ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelik taşıdığı, alınan bilirkişi raporları ve taraf beyanları doğrultusunda TBK 50. Maddesi gözetilerek tespit edilen ürün adedi, ihlale konu tasarım sayısı, paranın alım gücü ve hak ve nesafet gözetilerek ve taleple bağlı kalınarak takdiren 30.000,00 TL maddi tazminatın tespite ilişkin hazırlanan rapor tarihi olan 25/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5.000,00 TL maddi tazminatın da yine tespite ilişkin hazırlanan rapor tarihi olan 25/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair; Davanın KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacı adına tescilli … çoklu endüstriyel tasarım belgesinden doğan haklarından 07 ve 20 numaralı tasarımlara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti ile, bu tecavüzlerin durdurulmasına ve önlenmesine, tecavüze konu ürünlerin karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere imhasına,-Maddi tazminat talebinin kabulü ile 30.000,00 TL maddi tazminatın 25/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, -Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL maddi tazminatın 25/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalının haksız rekabete ilişkin fiilleri tespit edilmişken verilen manevi tazminatın ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, TTK’nun 58. maddesi uyarınca kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kişinin manevi tazminat talep edebileceğini, manevi tazminatın adalete uygun olması, fiille tazminat arasında ölçülülük ilkesine uygun makul bir oran olması, bir tarafın zenginleşmesine neden olmaması, zarara uğrayan tarafta manevi huzuru ve tatmin duygusunu sağlayacak kadar olması, ayrıca caydırıcılık uyandıran bir oranda olması gerektiğini belirterek, manevi tazminat ve vekalet ücreti yönünden müvekkili lehine olacak şekilde kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde talep ettiği taleplerinin zamanaşımına uğradığını,Davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı davanın belirsiz alacak davası olarak kabul edilemeyeceğini, davacının kısmi dava açtığını, bu nedenle mahkemece davacı vekiline bedel artırımı için süre verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının ancak ıslah yoluyla tazminat talebini arttırabileceğini, ancak dava açılırken talep edilmeyen kısımla ilgili zamanaşımı süresinin dolduğunu, Davacının tasarımlarının yenilik özelliğinin bulunmadığını, bilirkişilere bu konuda araştırma yapma görevi verilmesine rağmen incelemeleri gereken tasarımların sayısının fazlalığını gerekçe göstererek bu konuda inceleme yapmadıklarını, bilirkişi raporlarının eksik inceleme sonucunda hazırlandığını, benzerlik incelemesinin usul ve yasaya uygun yapılmadığını, bilirkişilerin hukuki değerlendirmelerde bulunduklarını, raporlara itirazlarının dikkate alınmadığını,Mahkemece de eksik inceleme yapılarak karar verildiğini,Müvekkilinin tasarımlarının davacının tasarımları ile benzer olmadıklarını,Maddi tazminat hesabı yapılmaması gerektiği halde bilirkişilerce herhangi bir somut veriye dayanılmaksızın tazminat hesabı yapıldığını, benzerliğin tespit edilmemiş olmasına ve üretim ve satış adeti tespit edilmeksizin hesaplama yapılmasının mümkün olmadığını, Yerel mahkeme tarafından hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, zenginleşme yasağına ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosyada mevcut TPMK kayıtları incelendiğinde; 28/07/2016 başvuru ve tescil tarihli, … tescil numaralı çoklu elbise tasarımının davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir. Dosya arasına alınan İstanbul 1. Fikri ve sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/100 D.İş sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine delil tespiti talep edildiği, davalıya ait iş yerinde 21/09/2017 tarihinde yapılan delil tespiti sonucunda hazırlanan 25/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda; keşif sırasında …-… firmasında tespit edilen elbise tasarımlarının, tespit talep eden firmaya ait; tescilli tasarım … numaralı tasarım ile ortalama tüketici nezdinde bıraktığı genel izlenimde, ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelikte olduğu, tescilli tasarım … numaralı tasarım ile ortalama tüketici nezdinde bıraktığı genel izlenimde, ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelikte olduğuna dair görüş bildirildiği tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden alınan 05/09/2019 tarihli raporda; davacıya ait … numaralı çoklu tasarım dosyasına ait 7 ve 20 numaralı elbise tasarımlarının Değişik İş dosyası kapsamında tespit edilen ürünlerle karşılaştırması yapıldığında, davalıya ait ürünlerin bilgilenmiş tüketici nezdinde davacının tescilli ürünlerinden ayırt edilemeyecek düzeyde benzer ürünler olduğu, davalıya ait ürünlerin bilgilenmiş tüketici nezdinde davacının tescilli ürünlerinden ayırt edilemeyecek düzeyde benzer ürünler olması ve davalının bu ürünleri satışa arz etmesi sebebi ile SMK m. 81/1-a gereği tasarım hakkına tecavüz sayılan fillerden olduğu, sektörü uygulamalarına göre yoksun kalınan kazancın 66.000,00 TL’ye ulaşılabileceği görüş ve kanaatini bildirdikleri görülmüştür. Aynı bilirkişi heyetinden alınan 07/04/2020 tarihli ek raporda; bilirkişi heyetinin kök rapordaki kanaatlerinin değişmediğini bildirdikleri görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, tescilli tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasıdır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı her iki taraf vekili de istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekili dava tarihinde davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, cevap ve ikinci cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmadıkları, istinaf aşamasında dava dilekçesindeki taleplerle ilgili zamanaşımı itirazında bulunulmasının HMK’nun 141. maddesi uyarınca savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, ayrıca HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca da ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar istinaf aşamasında dinlenemeyeceğinden, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin davanın belirsiz alacak davası olmadığına dair istinaf talebiyle ilgili yapılan incelemede; 6100 sayılı Kanunun 107. maddesine göre, “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır. Davacının alacağının miktar veya değerini belirleyebilmesi için elinde bulunması gerekli bilgi ve belgelere sahip olmaması ve bu belgelere dava açma hazırlığı döneminde ulaşmasının da mümkün olmaması ve dolayısıyla alacağın miktarının belirlenmesinin karşı tarafın elinde bulunan bilgi ve belgelerin sunulmasıyla mümkün hale geleceği durumlarda alacak belirsiz kabul edilmelidir. Alacağın miktarının belirlenebilmesinin, tahkikat aşamasında yapılacak delillerin incelenmesi, bilirkişi incelemesi veya keşif gibi sair işlemlerin yapılmasına bağlı olduğu durumlarda da belirsiz alacak davası açılabileceği kabul edilmelidir. Somut olaya bakıldığında, davacı tarafça maddi tazminatın SMK’nun 151/2-a maddesi uyarınca davalının rekabeti olmasaydı davacının elde edebileceği muhtemel gelire göre hesaplanmasının talep edildiği, bu hesaplamanın yapılabilmesi için davalının davaya konu üründen kaç adet ürettiğinin, üretim maliyetinin, kaç adet sattığının ve satış fiyatı ile elde ettiği gelirin bilinmesi gerektiği, bu bilgilerin de ancak davalının elinde buluna ticari kayıtların incelenmesi ile tespit edilebileceği, davacının davanın açıldığı zamanda bu bilgilere vakıf olmadığı, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu, dava dilekçesinde de bu hususun belirtildiği anlaşılmakla, mahkemece davacıya HMK’nun 107/2. maddesi uyarınca bedel artırım dilekçesi sunması konusunda süre verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmakla, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Davalı vekilinin bedel artırım dilekçesi ile arttırılan maddi tazminat tutarının zamanaşımına uğradığına ilişkin istinaf talebiyle ilgili yapılan incelemede; HMK’nun 107/2. maddesi uyarınca, belirsiz alacak davası açıldığında, davacı iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın mahkemece verilecek iki haftalık kesin süre içerisinde alacağını tam ve kesin olarak belirleyebileceğinin belirtildiği, dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımı süresinin kesildiği, bu nedenle artırılan kısımla ilgili zamanaşımı itirazında bulunulamayacağı kanaatine varılmakla, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin de reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin davacıya ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerinin bulunmadığı, bilirkişilerin bu konuda araştırma yapmadan rapor hazırladıkları, raporun bu nedenle eksik inceleme sonucu hazırlandığına ilişkin istinaf talebiyle ilgili yapılan incelemede; davalı tarafça davacının davaya konu tasarımlarının hükümsüzlüğü için dava açılmadığı, TPMK’da tescille koruma altına alınan tasarımların hükümsüz kılınana kadar davacının tasarımdan kaynaklanan haklarının korunacağı, bu nedenle bilirkişilerin tescilli tasarımların yenilik ve ayırt ediciliklerine ilişkin araştırma yapmalarına gerek olmadığı, bilirkişi raporunun bu yönden bir eksikliğinin bulunmadığı kanaatine varılmakla, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf taleplerinin de reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin müvekkilinin tasarımlarının davacının tasarımları ile benzer olmadığına ve mahkemece eksik inceleme sonucunda karar verildiğine dair istinaf talepleriyle ilgili yapılan incelemede; gerek 2017/100 D.İş sayılı dosyadan alınan bilirkişi raporu, gerekse ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporlarında konusunun uzmanı olan bilirkişilerin davalının iş yerinde tespit edilen ürünlerin davacının tescilli tasarımı ile benzer olduklarına dair görüş bildirdikleri, dosyada mevcut tasarım tescil kaydı ile davalının ürünlerine ait görsellerin incelenmesi ile de benzerliğin tespit edilebildiği, bilirkişi raporlarının dosyadaki delillere ve oluşa uygun ve denetlenebilir oldukları kanaatine varılmakla, davalı vekilinin buna ilişkin istinaf taleplerinin de reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı vekili hükmedilen manevi tazminatın az olduğu, davalı vekili ise fahiş olduğunu belirterek her iki taraf vekili de istinaf talebinde bulunmuşlarsa da, dosya kapsamına, davalının kusur durumuna, tasarımların kullanıldıkları süreye, tarafların mali durumlarına göre hükmedilen manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmakla, taraf vekillerinin bu yöndeki istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf talepleriyle ilgili yapılan incelemede; davalının ticari kayıtlarında davaya konu ürünlerin satışlarının ayrıca gösterilmemesi nedeniyle satış ve üretim sayısının bilirkişiler tarafından tespit edilemediği, bu nedenle maddi tazminat tutarının kesin olarak belirlenemediği, mahkemece TBK’nun 50. maddesine göre maddi tazminat tutarının takdir edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, tecavüze konu tasarımın iki adet olması, tekstil sektöründeki asgari üretim sayısı ve ürünlerin satış fiyatlarına göre takdir edilen 30.000,00 TL maddi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmakla, davalı vekilinin istinaf taleplerinin tümden reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yandan alınması gereken 269,85 TL maktu harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL eksik harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-Davalı yandan alınması gereken 2.390,85 TL nispi harçtan, peşin alınan 597,72 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.793,13TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderleri olarak, yalnız davacı avansından çıkış olduğu anlaşılmakla, 80,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 40,00 TL’sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 21/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.