Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/486 Esas
KARAR NO: 2023/1684
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2021
NUMARASI: 2020/44 Esas – 2021/1003 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/01/2020
KARAR TARİHİ: 21/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından gönderilen ve davalı bankanın Topçular şubesince başka bir çek için kullanılan 50.000 TL’nin müvekkili şirketin hesabına iadesi için bankaya ihtarname gönderildiğini, davalı bankaya çek ödemesi için gönderilen EFT’nin çek keşidecisi … isimli kişinin başka çekinin ödenmesi için kullanılmasından kaynaklanan alacak için davalı banka aleyhinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas numaralı icra takibi açıldığını, davalı her ne kadar müvekkiline borçlu olmadığını iddia etmişse de, müvekkili şirket tarafından borçlu bankanın Topçular şubesine 30/04/2019 tarihinde gönderilen EFT’nin açıklama kısmına özellikle “30/04/2019” vadeli çek için” ibaresi yazılıp çekin arkasında cirosu bulunan müvekkili firma hesabından 50.000 TL eft yapıldığını, fakat çek takasta sorulduğu halde borçlu banka tarafından başka bir çekin ödendiğini, paranın başka bir çek için kullanılmasının tamamen borçlu banka şubesinin kusurundan kaynaklandığını, davalı banka kötü niyetli olarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle borçlunun haksız olan itirazının iptaline, takibin 50.400,68 TL olarak devamına, bu miktara takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini % 20 icra inkar tazminatını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili tarafından “bedelinin ödendiği” iddia edilen çekin 30.04.2019 keşide tarihli, 50.000.-TL bedelli, … no.lu çek olduğunu, işbu çekin dava dışı … tarafından keşide edilmiş olup, çek davacıya ciro ile devredilmiş davacı da çeki ciro ile devretmiş olmakla çekin son hamili … San. Tic. Ltd. Şti.’dir, İşbu çek 03.05.2019 tarihinde çek hamili tarafından müvekkili Banka’ya ibraz edilmiş, müvekkili Banka tarafından yapılan kontrollerde çek karşılığının bulunmadığının tespit edilmesi üzerine çek hamilinin talebi gereği işlem yapılarak çek yaprağı sorumluluk bedeli çek hamiline ödendiğini, işbu durum da çek arkasına müvekkili Banka tarafından şerh edilmiş olduğunu, çek hamili tarafından da çek yaprağı sorumluluk bedelinin tahsil edildiği ve çek aslının teslim edildiğini, bu kapsamda müvekkili banka tarafından yapılan işlem 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. Maddesi ile öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmekten ibaret olduğunu, bu kapsamda dava konusu olayda müvekkili Banka tarafından usul ve hukuka uygun işlem yapıldığını, Çek Kanunu ile yetkili çek hamili tarafından bir çekin ibrazı halinde muhatap banka tarafından çek bedelinin hangi koşullarla ödeneceği açıkça düzenlendiğini, davacı, dava konusu olayda ne yetkili hamil olarak çeki müvekkili Banka’ya ibraz etmiş ne de çekin cirantası olarak müvekkili Banka’ya dava konusu çeke ilişkin bir ödemede bulunduğunu, bu kapsamda; davacı tarafından ne sebeple müvekkili Banka’ya husumet yöneltildiği de anlaşılamadığını, diğer yandan davacının dava konusu çek görüntüsüne göre ciranta sıfatını haiz olmakla; dava konusu çekten keşideci ve diğer cirantalar ile birlikte çek hamiline karşı sorumlu olduğunu, davacı bir şekilde çek bedelini ödemiş ve borcundan kurtulmuş ise işbu çekin hamili olması gerektiğinin sabit olduğunu, davacının çekten doğan borcunun ancak bu şekilde son bulacağı mevzuat hükümleri gereği muhakkak olduğunu, davacının çekin diğer borçlularına karşı başvuru hakkını da ancak ve ancak bu şekilde elde edebileceğini, davacının tüm iddia ve talepleri ödeme yaptığını iddia ettiği keşideci ile kendisi arasındaki ilişkiye ilişkindir. bu nedenle ancak ve ancak davacı iddia ve taleplerini çek keşidecisine yöneltebileceğini, bu nedenle; davanın, yukarıdaki açıklamalarımız gereği ve husumet yokluğundan müvekkili banka yönünden reddi ile davanın dava konusu çekin keşidecisi …’a ihbarını, müvekkili bankaya husumet yöneltilebilmesinin mümkün olmaması nedeniyle davanın husumet yokluğundan reddine, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2021 tarih ve 2020/44 Esas – 2021/1003 Karar sayılı kararıyla; “… davacının, davalının Topçular Şubesine “30/04/2019 vadeli çek için” açıklamalı 50.000,00 TL tutarında havale yaptığı, ancak davalı bankanın işbu bedeli dava dışı …’ın başka bir çekinin ödenmesinde kullandığı, bu nedenle davacı tarafından davalı hakkında dosyamıza konu icra takibinin başlatıldığı, alınan bilirkişi raporunda özetle; bankacılık uygulamalarına göre davacının şartlı havale gönderdiği, davalı bankanın havale bedelini havale alıcısının hesabına alacak kaydedilmesi sırasında sistemden “30/04/2019 vadeli çek için” açıklamasıyla havale kadar bloke koyması ve çekin ibrazı sonucunda havalenin ödenmesinin gerektiği, ancak davalı banka tarafından gelen havalenin şartlı olarak geldiği dikkate alınarak işlem yapmaması nedeniyle kusurlu olduğu, bu nedenle davacının takip tarihi itibarı ile 50.000,00 TL asıl alacak ve 400,68 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.400,68 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle rapora itibar edilerek bankanın şartlı havaleye uygun bir şekilde işlem yapmaması ve havaleye konu 50.000,00 TL’nin havale amacı dışında kullanılmasına neden olması dikkate alınarak davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptaline, alacak likit olduğundan, iptaline karar verilen kısmın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava konusu olayda çek kanunun gereği yetkili hamil tarafından ibraz edilen çek hakkında çek kanunu hükümleri uyarınca işlem yapılmasının söz konusu olduğunu, mahkeme tarafından dava konusu hatalı şekilde “havale ilişkisi” olarak değerlendirildiğini, Dava konusu işlemde müvekkil banka hesabına yapılan bir ödeme ya da müvekkil bankaya verilen bir talimat da bulunmadığını, davacının kendi hesabından çek hamili hesabına bir ödeme yapmış olmakla bu ödemeye müvekkil bankanın bir dahlinin bulunmadığını, kaldıki çek hukuku gereği bir çek için borçtan kurtulunması ancak çek aslının iade alınmasına bağlı olduğunu, Dava konusu işlemde; davacı tarafından yapılan EFT işleminin sadece alıcı hesabına para transferi yapmaktan ibaret olduğu bir çek ödemesine ilişkin bankaya talimat, bilgi verilmediğini, çek aslının da keşideci davacı nezdinde olmadığını, Müvekkil banka tarafından tüm işlemlerin çek mevzuatı hükümlerine uygun şekilde gerçekleştirildiğini, davacının basiretli bir tacir olarak çek işlemlerini bilmesi gerektiğini, çek aslını iade almaksızın bir ödeme yapmış, bu ödemeyi de banka aracılığıyla değil de kendisi alacaklı hesabına para transferi yoluyla yapmış ise, bu işlemin tüm risk ve sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, Davacı taraf çek bedelini ödediğini iddia etmekle birlikte davacı tarafından müvekkilim bankaya yapılan bir ödeme bulunmadığını ve talepleri keşideci ile arasındaki ilişkiye ilişkin olmakla müvekkilim bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, Davacı dava konusu çekte ciranta sıfatını haiz olmakla; dava konusu çekten keşideci ve diğer cirantalar ile birlikte çek hamiline karşı sorumlu olduğunu, davacının çek bedelini ödemiş ise işbu çekin hamili olması gerektiğini, Davacının tüm iddia ve taleplerinin ödeme yaptığını iddia ettiği keşideci ile arasındaki ilişkiye ait olduğundan, davacının iddia ve taleplerini ancak çek keşidecisine yöneltebileceğini, Mahkemenin hükmüne dayanak olarak bilirkişi raporunu göstermiş ise de; işbu hatalı hukuki değerlendirmeler içeren rapora itirazlarımızın mahkemece yok sayıldığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından; “-DAVANIN KABULÜ İLE; -Davalının İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile 50.000 TL’lik asıl alacağa avans faizi(yıllık % 19,50 oranını geçmemek kaydıyla) işletilmek suretiyle takibin talepnamedeki diğer koşullar ile devamına, -Alacak likit olduğundan, iptaline karar verilen kısmın %20’si oranında hesaplanan 10.080,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.” karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının cirantası olduğu 30.04.2019 keşide tarihli, 50.000.-TL bedelli, … no.lu çekin ödenmesi amacıyla “30/04/2019 vadeli çek için” açıklamasıyla dava dışı çek keşidecisinin davalı banka nezdindeki hesabına EFT yoluyla gönderdiği, ancak bedelin belirtilen çekin ödenmesinde kullanılmayarak çek hakkında “karşılıksız” işleminin yapıldığı, açıklanan işlemde davalı bankanın talimata aykırı davrandığı ve kusurlu olduğu iddiasıyla EFT’ye konu bedelin iadesi için icra takibi ve akabinde işbu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından yapılan EFT işleminde “30/04/2019 vadeli çek için” ibaresinin olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak paranın banka emrine değil, dava dışı keşideci …’ın hesabına gönderildiği gözetildiğinde, açıklamanın davalı banka değil, dava dışı keşideci yönünden hukuki sonuç doğuracağının kabulü zorunludur. Somut olayda davalı bankaya verilmiş bir talimat bulunmadığından, belirtilen çekin ödenmesi yükümlülüğü dava dışı keşidecinin sorumluluğunda olup, çekin keşideci tarafından ödenmemesi halinde davacının bu nedenle oluşan alacağını keşideciden talep edebileceği, dolayısıyla davalı bankadan talep edemeyeceğinin kabulüyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2021 tarih ve 2020/44 Esas – 2021/1003 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-İlk derece yargılaması yönünden; a)Davanın REDDİNE, b)Alınması gereken 269,85 TL harcın, peşin alınan 601,88 TL harçtan mahsubu ile artan 332,03 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, ç)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 1.320,00 TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d)Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf yargılaması yönünden; a)İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, b) İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 40,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 260,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, c)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/11/2023