Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/480 E. 2023/1690 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/480 Esas
KARAR NO: 2023/1690
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2021
NUMARASI: 2021/168 Esas – 2021/777 Karar
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ: 15/03/2021
KARAR TARİHİ: 21/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkil şirket ile dava dışı … arasında 07.08.2018 tarihinde yazılı bir temlik sözleşmesi imzalandığını, buna göre temlik veren … davalı … Bankası Bebek Şubesi nezdindeki … numaralı şahsi mevduat hesabında bulunan 1.177.865-TL anapara ve ona bağlı faiz ve tüm nemalarını müvekkili şirkete devir ve temlik ettiğini, yine dava dışı temlik borçlusu … Beyoğlu … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ve 07.08.2018 tarihli ihtarnamesi ile banka nezdinde bulunan ana para ve faizlerini müvekkili şirkete devir ve temlik ettiğini davalı bankaya bildirildiğini, davalı banka ile şifahi yapılan görüşmelerde temlik edilen hesaptan Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına teminat mektubu verilmiş bulunduğundan hesabın bloke edildiğini ancak teminat mektubunun iadesi halinde ödeme yapılabileceğinin kendilerine bildirildiğini, bunun üzerine hiç değilse davalı nezdinde bulunan ve müvekkiline temlik edilen ana paranın faizlerinden yararlanmak için 28.08.2018 tarihinde bankaya müracaat edildiğini, bloke tutulan ana paraya işletilen faizlerin müvekkil şirket hesabına ödenmesinin istendiğini, bankaca bu talebe herhangi bir cevap verilmediği gibi işleyen faizler de kendilerine ödenmediğini, bu kez aynı banka şubesine 04.12.2018 tarihinde verilen dilekçe ile blokeye konu yapılan icra dosyası ve bu icra dosyasının dayanağı olan İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2014/89 E. Sayılı dosyasının lehe bozulduğu bildirilerek temlik edilen paranın müvekkili şirkete ödenmesi istendiğini, yine davalı banka yazılı cevap vermediğini ancak şifahi olarak karar kesinleşmeden ödeme yapmayacağını bildirdiğini, bunun üzerine kararın kesinleşmesi beklendiğini, nihayet kararın kesinleşmesi üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ne verilmiş bulunan teminat mektubu aslı ilgili icra müdürlüğünden iade alınarak davalı bankanın Bebek Şubesi’ne 02.02.2021 tarihli dilekçe ile başvurularak teminat mektubu aslı teslim edildiğini, temlik edilen paranın da faiz ve nemaları ile birlikte müvekkili şirketin banka hesabına ödenmesi talep edildiğini, ancak karşı yan banka işbu talebi yerine getirmediğini, müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmadığını, bankanın bu şekilde yasal bir gerekçe olmadan ödeme yapmaktan kaçınması üzerine taraflarınca İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.500.000-TL taleple, 09.02.2021 tarihinde icra takibi başlatıldığını, borçlu banka takibe kötüniyetli itiraz etmiş ve haksız olarak takibi durdurduğunu, her ne kadar borçlu banka tarafından takibe itiraz edilmişse de 18.02.2021 tarihinde haricen müvekkile 1.504.486,68-TL ödeme yaptıklarını, her ne kadar asıl alacak müvekkiline haricen ödenmişse de icra harçları, takip giderleri ve vekalet ücreti ödenmediğinden icra takibi derdest olduğunu, takip açıldıktan sonra asıl alacağın haricen ödenmiş olması icra harçları, takip giderleri ve vekalet ücreti yönünden davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, temerrüte düşen ve takibe haksız itiraz eden davalı/borçlu tüm dosya borçlarından asıl alacak ve ferileri olarak sorumlu bulunmakta olup takip bu yönü ile devam ettiğini, haksız ve mesnetsiz yapılan itirazın kısmen iptali ile icra takibi harç, yargılama gideri, masrafları, ferileri ve vekalet ücreti yönünden takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; “Dava konusu alacak teminat mektubundan kaynaklı olduğunu, teminat mektubu kıymetli evrak olmadığından, teminat mektubundan kaynaklı bankamız riskinin sona ermesi muhatabın ibrasına bağlı olduğunu, bu nedenle, davacı yanın müvekkili bankaya temlik sözleşmesi gereği ödemeyi talep etmesi üzerine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nden teminat mektubuna bağlı riskin kalmadığına dair teyit yazısı getirmesi istendiğini, ihtilafa konu süreç müvekkili bankanın işbu talebi üzerine başlamış olup, İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … E.nolu dosyasına sunulmak üzere müvekkili bankaca 31.10.2016 tarihli, … mektup nolu, 1.165.000.00-TL bedelli kesin teminat mektubu nakit karşılığı düzenlendiğini, işbu teminat mektubu riskine karşılık olmak üzere …’e ait … nolu vadeli mevduat hesabında bulunan tutar rehin olarak verildiğini, işbu rehne ilişkin mevduat rehin sözleşmesi imzalanmış olmakla, rehne konu banka riski sona ermeden bu hesaptaki tutarın kullanılması mümkün olmadığını, söz konusu rehin devam ederken … tarafından iletilen Beyoğlu …Noterliği’nin … yevmiye nolu ve 07.08.2018 tarihli ihtarnamesi ile rehne konu olan … nolu hesapta bulunan tutarın ödeme tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte davacı şirkete temlik edildiği bildirildiğini, davacı yan dava dilekçesinde 28.08.2018 ve 04.12.2018 tarihinde yaptıkları başvurulara rağmen blokedeki tutarın ödenmediğini ileri sürse de belirtilen tarihlerde halen teminat mektubu riski müvekkili banka nezdinde devam ettiğinden müvekkili bankanın riski mevcut iken ödemenin yapılamayacağı bildirildiğini, kaldı ki mevduat rehni kapsamında risk sona ermeden ödemenin yapılmamış olmasında hukuka ve bankacılık teamüllerine aykırı bir yön bulunmadığını, söz konusu başvurulardan sonra davacı yan bu kez 02.02.2021 tarihli dilekçe ile müvekkili bankaya müracaat ederek dilekçe ekinde teminat mektubu aslını getirdiklerini belirterek temlik sözleşmesi gereği ödemenin kendi hesaplarına yapılmasını talep ettiklerini, teminat mektubu aslının iadesi üzerine müvekkili banka nezdinde gerekli süreç başlatıldığını, TTK’nun ilgili hükümleri, Yargıtay içtihatları ile de sabit olduğu üzere teminat mektuplarının kıymetli evrak niteliği bulunmadığını, bu nedenle, dava konusu olayda teminat mektubunun aslının iade edilmiş olması, teminat mektubu ile ilgili riskin sona erdiği anlamına gelmediğini, muhatap tarafından, teminat mektubu ile ilgili herhangi bir hak ve alacağı kalmadığının beyan edilmesi halinde, teminat mektubuna ilişkin müvekkili bankanın riski sona erdiğini, bu nedenle de gerek davacı yana gerekse de lehine mektup düzenlenen icra dosyası borçlusu … vekillerine icra dairesinden borcun sona erdiğine veya mektupla ilgili bankadan bir alacak kalmadığına ilişkin bir yazının getirilmesi gerektiği bildirildiğini, tüm bu süreç devam ederken davacı yan beklemeksizin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasından düzenlenen 10.02.2021 tarihli ödeme emrini tebliğ ettirdiğini, ödeme emrinin tebliğ tarihinde teminat mektubu ile ilgili süreç devam ettiğinden ve henüz davacı yanın gerçekten alacaklı olup olmadığı net olarak tespit edilmediğinden müvekkili bankaca haksız olarak düzenlenen ödeme emrine itiraz edilerek takibin durması sağlandığını, davacının makul bir süre beklemeksizin 10.02.2021 tarihinde açmış olduğu ilamsız takibin haksız ve kötüniyetli olduğu muhakkak olduğunu, nitekim tüm bunlara rağmen dosya borçlusu tarafından gerekli bilgiler doğru olarak temin edilemediğinden bizzat müvekkili banka tarafından da İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’ne talepte bulunarak mektuba konu borcun sona erip ermediği sorulduğunu, İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen 18.02.2021 tarihli yazıya istinaden de mektubun veriliş nedeni olan Mahkeme kararı ile iade edildiğinin tespiti üzerine de aynı gün beklenmeksizin teminat mektubunun çıkışı yapılarak rehne konu hesaptaki bloke kaldırıldığını ve sonrasında da davacı firmanın talebinde belirttiği hesap numarasına hesapta bulunan tutar işleyen faizi ile birlikte 1.504.486.68TL. olarak ödendiğini, davacıya temlik edilen hesap vadeli hesap olup, hesabın faizi de işlemeye devam ettiğinden bir kayıpları da bulunmadığını, davacı yan müvekkili bankadan bu alacağını elde edeceğini bildiği halde iyiniyetten uzak olarak bu takibi başlattığını, kaldı ki takip tarihinde henüz alacağı dahi net değil iken takip tarihi itibariyle takibin haklı olduğu da söylenemeyeceğinden müvekkili bankanın itirazı haklı ve hukuka uygun olup, davacı yanın talebinin reddi gerektiğini, diğer yandan davacının haksız ve kötü niyetli olarak takibi açtığı açık olduğundan, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 27/10/2021 tarih ve 2021/168 Esas – 2021/777 Karar sayılı kararıyla; “…Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili tarafından davalı bankaya 02/02/2021 tarihli başvuru dilekçesi ve ekinde uyuşmazlığa konu teminat mektubu aslının sunulduğu, ancak muhataptan riskin sona erdiğine ilişkin alınmış bir teyit yazısının sunulmadığı, davalı bankadan bu yönde bir talepte de bulunulmadığı, …’e ait iken davacıya temlik edilen ana para ve işlemiş faizi ve diğer nemalarının ödenmesinin talep edilmekle yetinildiği, Muhatap İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’ne 07/02/2021 tarihinde lehtar (takip borçlusu) vekili tarafından sunulan talep dilekçesi içeriğinden, davalı bankaca 02/02/2021 tarihli başvuruya istinaden riskin sona erdiğine ilişkin teyit yazısı sunulmasının istenildiğinin anlaşıldığı, muhatap icra müdürlüğü tarafından da lehtar (takip borçlusu) vekilinin talebine istinaden davalı bankaya hitaben 11/02/2021 tarihli “teminat mektubunun Lehtar/Bankaya iade edildiği”ne dair yazının e-tebliğ yolu ile gönderildiği, 18/02/2021 tarihinde davalı banka tarafından …’e ait rehne konu hesaptaki paranın davacı temlik alana ödendiği, Davacı tarafça, muhatap icra müdürlüğüne 07/02/2021 tarihinde riskin sona erdiğine ilişkin teyit alınmak üzere yapılan başvurunun neticesi beklenmeksizin 09/02/2021 tarihinde …’e ait iken davacıya temlik edilen ana para ve işlemiş faizi ve diğer nemalarının tahsili amacıyla davalı banka aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, davalı banka tarafından “bankamıza mevduat rehnine konu hesapta bulunmakla rehnin dayanağı olan teminat mektubunun kaldırılabilmesi için takip tarihi itibari ile usulüne uygun bir başvuru yapılmadığı” gerekçesi ile takibe itiraz edildiği, davacı tarafça davalı bankaya yapılan 02/02/2021 tarihli başvuruda teminat mektubu aslı ile birlikte muhataptan riskin sona erdiğine ilişkin alınmış bir teyit yazısının sunulmadığı, davalı bankadan bu yönde bir talepte de bulunulmadığı, bu hali ile davalı bankanın takibe itirazının haklı olduğu, teminat mektubunun lehtarı (takip borçlusu) vekili tarafından muhatap icra Müdürlüğü’ne yapılan başvuruya istinaden davalı bankaya muhatap icra Müdürlüğünün bildiriminin ulaşması sonrasında davalı banka tarafından temlik alan davacıya makul sürede rehne konu hesaptaki paranın ödendiği anlaşılmakla, davacı tarafça açılan davanın reddine, davacının kötü niyetli olarak icra takibine giriştiği hususunda davalı tarafça ispata yarar bir delil sunulmadığından şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Temel uyuşmazlık konusunun teminat mektubu olmayıp, müvekkil şirketin devraldığı para olduğunu, davalının iddiasının aksine tarafımızca usulüne uygun bir başvuru yapılıp teminat mektubu bankaya iade edilmesine rağmen başvurumuza davalının herhangi bir cevap vermekten imtina ettiğini, Herhangi bir hukuki dayanak, yasal araştırma yükümlülüğü, kanundan doğan bir bekleme süresi olmamasına, bankayı engelleyen hukuki bir norm bulunmamasına rağmen müvekkile temlik aldığı bedelin ödenmediğini, davalı yan, 12.02.2021 tarihli takibe itiraz dilekçesinde yer alan usulüne uygun başvuru yapılmadığı, bu nedenle de borç bulunmadığı iddiasını kanıtlayamadığını, Herhangi bir hukuki gerekçe göstermeksizin müvekkile ait bir paranın talebe rağmen ödenmemesi gerek Bankacılık Kanunu’na gerekse de TBK m. 183 vd. Hükümlerine açıkça aykırı olduğunu; teyit yazısı alınması gerektiğine ilişkin bir yasa, hukuki düzenleme de olmadığını, yazılı hiçbir düzenleme olmadığı gibi teamül de bulunmadığını, Bu nedenle mahkemenin bankanın prosedürünü kabul edip tarafımıza makul bir süre bekleme külfeti yüklemesinin de hukuka aykırı olduğunu, kaldı ki ne kadar süre beklenmesi gerektiği hususunun da belirsiz olduğunu, davalı bankaca “makul süre” kavramından söz edilmekte ama bu makul sürenin ne kadar olduğunun öngörülmediğini, Dosyadan alınan bilirkişi raporunda makul sürenin maksimum beş gün olması, 08.02.2021 tarihi itibariyle bankanın temerrüte düştüğünün kayıt altına alındığını, müvekkil şirket davalı bankanın teminat mektubu muhatabından teyit istediğini bilmediğini, bu kapsamda dosyadan alınan bilirkişi raporunda bankanın hatalı olduğunun tespit edildiğini, Takip çıkış miktarı kadar yapılan ödeme ile davalı yan da müvekkil şirketin haklılığını, itirazın yerinde olmadığını ve kötü niyetli olduğunu açıkça kabul ettiğini, ancak davalının bu kabulü icra takibini ortadan kaldırmadığını, zira takip açıldıktan sonra asıl alacağın haricen ödenmiş olması icra harçları, takip giderleri ve vekalet ücreti yönünden davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından; “…davacı tarafça davalı bankaya yapılan 02/02/2021 tarihli başvuruda teminat mektubu aslı ile birlikte muhataptan riskin sona erdiğine ilişkin alınmış bir teyit yazısının sunulmadığı, davalı bankadan bu yönde bir talepte de bulunulmadığı, bu hali ile davalı bankanın takibe itirazının haklı olduğu, teminat mektubunun lehtarı (takip borçlusu) vekili tarafından muhatap icra Müdürlüğü’ne yapılan başvuruya istinaden davalı bankaya muhatap icra Müdürlüğünün bildiriminin ulaşması sonrasında davalı banka tarafından temlik alan davacıya makul sürede rehne konu hesaptaki paranın ödendiği anlaşılmakla, davacı tarafça açılan davanın reddine, şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının, dava dışı … ile aralarında temlik sözleşmesi bulunması nedeniyle temlik veren …’ün davalı … Bankası Bebek Şubesi nezdindeki … numaralı şahsi mevduat hesabında bulunan 1.177.865-TL anapara ve ona bağlı faiz ve tüm nemalarını devir ve temlik aldığını, davalı bankaya başvurularına ve ödeme yapılmama gerekçesi olarak gösterilen teminat mektubu aslını icra müdürlüğünden iade alarak davalı bankaya teslim etmelerine rağmen ödeme yapılmadığı gibi herhangi bir cevap da verilmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalı bankanın takip tarihinden sonra takip çıkış bedelini haricen ödediğini, ancak masraf, vekalet ücreti ve ferilere ilişkin alacaklarının kaldığını beyanla işbu kısmi itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Davacının teminat mektubunu iade ederek ödeme talebinde bulunması üzerine davalı banka tarafından davacıya hiçbir cevabın verilmemiş olması hususu gözetildiğinde; dosyada mevcut bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, makul bekleme süresinin ancak 5 gün ile sınırlı olacağının kabulüyle, davacı tarafından bankaya başvuru tarihinden bir hafta sonra icra takibinin başlatılmasının davalı bankanın temerrüdüne ve kusuruna dayalı olduğunun kabulü gerekmektedir. Bu duruma göre, takip tarihinden sonra davalı tarafından yapılan ödemenin takipteki tüm ferileri de kapsaması zorunludur. İşbu davada davacının talebi de ödenmeyen ferilere yöneliktir. Davalı tarafından davacıya takip tarihinden sonra davadan önce yapılan ödeme sonrasında, davacının feriler yönünden alacaklı olduğunun tespiti gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 20.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/10/2021 tarih ve 2021/168 Esas – 2021/777 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-İlk derece yargılaması yönünden; a)Davanın kabulü ile; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyada asıl alacağın davadan önce ödenmiş olması nedeniyle takibin ferileri yönünden devamına, b)Şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, c)Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, ç)Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti ile 118,10 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.836,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, e)Davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-İstinaf yargılaması yönünden; a)İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, b)İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 61,00 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 281,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/11/2023