Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/478 E. 2022/2097 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/478 Esas
KARAR NO: 2022/2097
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2021
NUMARASI: 2020/188 2021/908
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine senede dayalı icra takibi başlattığını, oysa müvekkilinin takipten çok önce banka havalesiyle 50.000 TL ödeme yaptığını, bu ödemelerin dikkate alınmadığını belirterek müvekkilinin davalıya 50.000 TL bakımından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; huzurdaki davanın niteliği gereği dava şartı olarak arabuluculuğa başvurma şartının gerekmesinden dolayı usulden reddinin gerektiğini, davacının davası bakımından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı tarafın 50.000,00 TL ödeme yaptığından bahsettiğini, bahsedilen ödeme dekontlarından hiçbirinin dava konusu icra takibine dayanak senede ilişkin olmadığını, bu nedenlerle dava şartının yerine getirilmemesinden ve zamanaşımı itirazlarından dolayı davanın usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, davacı/borçlunun haksız itirazından dolayı %20 den az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine ve tüm yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın menfi tespit davası olduğu, zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Dairemiz 09/06/2020 tarih ve 2020/966-2020/956 Esas-Karar sayılı kararı ile; “…Eldeki dava, icra takibi nedeniyle menfi tespit davası olup konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebine ilişkin değildir. Dolayısıyla eldeki dava zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan değildir. Mahkemece açıklanan bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI SONRASI İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/188E. Sayılı kararı ile; “…Her ne kadar 07/01/2021 tarihli celsede davacı vekili tarafından,önceki vadeli bono bedelinin lehtara ödendiği ancak bononun kendilerine teslim edilmediği belirtilmiş ise de senet bedelinin ödenmesi halinde senedin iade edilmiş olduğunun karine olarak kabul edildiği,HMK 190.maddesi uyarınca bu karinenin aksini iddia eden davacı tarafından iddiasının ispat edilmesi gerektiği görülmüş ise de bu yönde bir ispat faaliyeti bulunmadığından bu yöndeki iddiaya itibar edilmemiştir. Davacının menfi tespit davasında kötü niyetli olmadığı anlaşıldığından davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının müvekkili tarafından yapılan ödemeyi inkar etmediğini ancak dava dışı 2. Bir bononun bulunduğu ve ödenenin bu bonoya mahsuben yapıldığını iddia ettiğini, ancak davalının bu bononun varlığını ispatlayamadığını, sadece 2 adet fotokopi evrak sunduğunu, davalının savunmasının müvekkili tarafından yapılan 19/06/2017 tarihli ödemenin 27 şubat tarihli bonodan mahsup edildiği, 10.000,00 TL’nin de elden tahsil edildiği yolunda olup, oysa müvekkilinin elden yapıldığı iddia edilen bu ödemeye ilişkin bir belge sunmadığını, gerçeğin ise 27 şubat tarihli bononun müvekkili tarafından 19/06/2017 tarihinden önce ödendiği ve bononun teslim alındığını, davalıda ise sadece 27/03/2017 tarihli bononun kaldığını, buna göre davalının alacağını açıkça ispat etmesi gerektiğini, takip tarihi itibariyle davalının elinde sadece 27/03/2017 tarihli 60.000,00 TL bedelli bononun bulunduğunu, mahkemenin bilirkişi raporunda belirtilen hususları ve rapora karşı beyanlarını dikkate almadığını, itirazda belirttikleri üzere rapor ekinde sunulan hesap hareketlerinde 09/08/2017 tarihli … belge No’lu 60.000,00TL tutarındaki “şüpheli hesap virman işlemi” kaydının mevcut olduğunu ve 10/08/2017 takip tarihinde davalı defterlerine göre davalının elinde 2 adet bono bulunmadığı hususunun raporda ve kararda nazara alınmadığını, yine davalı ile dava dışı … arasındaki hesap hareketleri incelendiğinde aralarındaki hesabın 01/03/2017 tarihinde sıfırlandığını, buna karşılık müvekkili tarafından yapılan ilki 27/03/2017 tarihinde olmak üzere 3 adet ödemenin 27/03/2017 tarihinden sonra olduğunu, davalının defter ve kayıtlarının ayrıntılı ve yeterli incelenmeden davalının savunmalarını ispatlayamadığı gözetilmeden iddialarının kabul edilmesinin hatalı olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: Davalı tarafından davacı ile dava dışı …Ltd.Şti aleyhine bonoya dayalı olarak toplam 62.451,65 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı bononun 21/12/2015 tanzim, 27/03/2017 vade tarihli, 60.000,00 TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının dava dışı …Ltd.Şti, hamilin ise davalı olduğu görülmüştür.Yargılama sırasında alınan 05/04/2021 tarihli Bilirkişi kök raporunda özetle; “davacıya ait 2037 yılına ait yevmiye, mizan ve defteri kebirin 28.01.2021 tarihli dilekçe ekinde pdf forma tında beyan edildiği, yapılan incelemede defterlerin noter açılış kapanış tasdik bilgilerinin bulunmadığının görüldüğü, davalı … A.Ş. A.Ş’ne ait yasal defterlerin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri İle TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, huzurdaki davaya konu 27.03.2017 vade tarihli 60.000,00 TL tutarlı senedin davacı tarafından dava dışı … Ltd.Ştnne tevdi edildiği, … Kırtasiyenin ise ilgili senedi davalı … A.Ş.İne ciro ettiği, İlgili senedin davalı nezdinde 29.03,2017 tarihinde … belge numarasıyla … Ltd. Ştl hesabında borç kaydedilerek karşılıksız çıkan senetler hesabına virman yapıldığı, bunun haricinde davalı nezdinde yine 60.000,00 TL tutarlı diğer bir senedin de … belge numarasıyla 01.03.2017 tarihinde karşılıksız çıkan senetler hesabına virman yapıldığının tespit edildiği, dava dışı … isimli şahsın davacı adına davalıya toplamda 50.000,00 TL tutarlı banka havalesi yoluyla ödeme gerçekleştirdiği, ayrıca 19.06,2017 tarih 10.000,00 TL tutariı banka tahsilatının davalı ticari defterlerinde … yevmiye numarası ile dava dışı … Ltd. Ştl cari hesabına alacak olarak kaydedildiği, davalı vekilin bu tutarın müvekkil şirket çalışanı … tarafından müvekkil firma adına elden tahsil ettiğini beyan ettiği, böylece davalıdan toplamda 60.000,00 TL tutarlı olarak gerçekleştirilen tahsilatın davalı nezdinde dava dışı … hesabına alacak olarak kaydedildiği, davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari münasebet bulunmamasına karşın davacının huzurdaki davaya konu senedi dava dışı … Ltd.Şti’ne tevdi etmesi ve bu firmanın da senetleri davalıya ciro etmesi nedeniyle davaa adına davalıya gerçekleştirilen tüm ödemelerin davalı nezdinde senetlerin alındığı … hesabına alacak olarak kaydedildiği, bu hususun 1 numaralı Muhasebe Uygulama Genel Tebliğinde yer alan “Özün Önceliği tanımıyla Öıtüştüğü, zira davalının muhatap alması gereken Tırmanın senetleri aldığı … olması gerektiğinin anlaşıldığı, davalının takip ile yıllık %9,75 oranında avans faizi talep ettiği, Sayın Mahkemece davalının faiz talebinin haklı olduğunun benimsenmesi halinde lehinde hüküm kurması halinde, 27.03.2017 vade tarihinden 10.08.2017 takip tarihine kadar hesaplanan temerrüt faizinin 2.163,70 TL okluğu, (60.000*135 gün*%9,75/36500) buna karşın takipteki talebe bağlı kalınarak istenebilir faiz tutarının 2,145,00 TL olabileceği, davalının takiple 180,00 TL komisyon ile 126,65 TL tutarlı protesto bedelinin ödenmesini talep ettiği, hususla ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu” sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.Davacı taraf takibe konu senet bedelinin 50.000,00 TL’sinin ödendiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.Davalı vekili davacının sunmuş olduğu ödeme dekontlarındaki ödemelerin alacaklı oldukları başka bir senede ilişkin olduğunu savunmuş ve bu konuda bir kısım deliller sunmuştur. Ayrıca yapılan defter incelemesinden de davalının ticari defterlerinde bir başka senedin daha bulunduğu anlaşılmaktadır.Davalı taraf ayrıca dava konusu olmayan bu senede ilişkin protesto evrakını da dosyaya sunmuştur.Yapılan bu açıklamalar gözetildiğinde ve davacının ödemelerinde de hangi senede ilişkin ödeme yapıldığı hususunun açık ve net olarak ortaya konmaması nedeniyle davacının yaptığı bu ödemelerin takip ve dava konusu senede ilişkin olduğu hususunun kanıtlanamadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılarak davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.09/12/2022