Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/466 E. 2022/520 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/466 Esas
KARAR NO: 2022/520
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/214
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan 474.000,00 USD borç aldığını, bu borç karşılığında davalının tefeciliğini örtbas etmek için sözleşme düzenlendiğini ve müvekkilinin borç nedeniyle davalıya dört adet senet verdiğini, devam eden süreçte davalı faizlerin arttığını bahane ederek keyfi olarak yeni sözleşmeler düzenlediğini ve bunu müvekkiline zorla imzalattığını, sözleşmelere göre davalının müvekkiline 02.11.2017 tarihinde 500.000 dolar verdiğini ve 30.04.2018 tarihinde toplam 1.250.000,00 TL fark talep ettiğini, yani verilen borç para haricinde 1.250.000,00 gibi fahiş bir rakam talep edildiğini, üstelik bunun 250.000,00 TL’sinin ise sonradan keyfi olarak düzenlenen sözleşmeye istinaden zorla imzalatıldığını, davalının verdiği tarihte 500.000 Doların yaklaşık 1.900.000,00 TL’ye karşılık geldiğini, davalının yaklaşık 6 ay vade için %70 fark talep ettiğini, talep edilen bedelin o zamanki piyasaya göre fahiş bir bedel olduğu alınacak bilirkişi raporu ile ortaya çıkacağını, olay nedeniyle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/44978 Sor. nolu dosyasında tanık olarak beyanları alınan …, … ve … olayın tefecilik olduğunu ve davalının mutad olarak tefecilik yaptığını beyan ettiklerini, müvekkilinin borcunu 27.03.2018 tarihinden itibaren ödemeye başladığını ve banka kayıtlarıyla ve ödeme dekontlarla da sabit olduğu üzere defalarca kez ödeme yaparak borcunu bitirdiğini, müvekkilin aldığı parayı fazlasıyla ödemiş olmasına rağmen davalı sürekli olarak müvekkile borcun bitmediğini, dövizin yükseldiğini, 3.000.000,00 TL zararının olduğunu ve bunun da müvekkil tarafından fark olarak ödenmesi gerektiğini söylediğini, müvekkilinin buna yanaşmaması üzerine davalının müvekkilinin ofisini basıp müvekkiline silah doğrulttuğunu ve müvekkiline baskı ve silahla tehdit yoluyla 5.000.000,00 TL bedelli senet imzalattığını, tüm bunların …, …, … ve …’ın tanıklığında gerçekleştiğini, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe koyduğu senet ikrah ile elde edildiğini, senedin müvekkilimin gerçek iradesini yansıtmadığını, müvekkilden ölüm tehdidi ile alındığını, buna ilişkin ceza soruşturması İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/44978 Sor.No’lu dosyası üzerinden devam ettiğini, davalının, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/44978 Sor.No’lu dosyasında verdiği ifadesinde müvekkil ile … Fabrikası yıkım işine ortak olduğunu, bu iş için müvekkile 500.000,00 USD verdiğini ve 4 adet 200.000 dolar, 300.000 dolar, 500.000 ve 750.000 TL senet aldığını, senetlerin vadesi geldiğinde müvekkilin ödeme yapmadığını, icraya konu 5.000.000,00 TL bedelli senedi bu borçlarına karşılık olarak müvekkilin kendisine rızası ile verdiğini beyan ettiğini, müvekkil ile davalının … Fabrikasının yıkım işi için asla ortak olmadıklarını, … Fabrikası’nın yıkım işi için arsa sahibi … A.Ş. ile müvekkil sözleşme yaptığını, yıkım işini ve hafriyat ve hurda taşıma işini müvekkilinin yaptığını ve … A.Ş’ye ödemeleri müvekkilinin yaptığını, davalının silah zoruyla imzalattığı 5.000.000,00 TL miktarlı 01/05/2019 tanzim tarihli, 30/05/2019 vade tarihli senedi İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu, takip kambiyo senetlerine özgü olduğundan dolayı müvekkilin mal varlığı üzerine haciz konulduğunu ve müvekkilinin ekonomik olarak mahvına sebep olduğunu, maddi cebir yoluyla düzenlenen bu senede dayalı olarak başlatılan icra takibinin telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet vermesi nedeniyle müvekkili adına başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası hakkında teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/04/2021 tarihli ara kararı ile; imzalanan belgelerdeki imzaların inkâr edilmemesi, davacının, davalıyla adi ortaklık kurduğunu kabul etmediği … Fabrikasının yıkım işini aldığını beyan etmesi, buna bağlı olarak davacının iddialarını yazılı delille ispatlanması gerektiği de gözönüne alındığında yaklaşık ispat kuralının işbu davada ortaya çıkmadığı gerekçesiyle davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI (22.09.2021 tarihli): Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin, Dairemizin 22.09.2021 tarih, 2021/1366 Esas, 2021/1548 Karar sayılı ilamıyla; “Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Davacı taraf, takip ve dava konusu senedin davalı tarafından zorla imzalattırıldığı iddiasında bulunmuş, ayrıca davalının tefecilik yaptığını ileri sürmüştür. HMK’nun 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Dosyaya sunulan deliller dikkate alındığında, somut olay bakımından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine…” karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ: Davacı vekili 02.11.2021 tarihli talep dilekçesinde özetle, davalı hakkındaki İstanbul Anadolu CBS’nin 2021/44978 Soruşturma sayılı dosyası üzerinden yürütülen soruşturmada İstanbul Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2021/1048 Esas sayılı dosyasına tefecilik suçundan kamu davası açıldığı, iddianamenin kabul edildiğini, yağma suçundan İstanbul Anadolu CBS’nin 2021/188940 Soruşturma sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, tefecilik suçunun vaki olması durumunda borç ilişkisinin kesin hükümsüzlük yaptırımı ile sonuçlanacağını, davaya konu İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosyasında davacının haczedilen gayrimenkulünün satış aşamasının tamamlanmak üzere olduğunu, ucuza satılması halinde davacının haklılığı ispatlanmış olsa dahi telafisi imkansız zarar meydana geleceğini, buna göre davacının ihtiyati tedbir talebi ile ilgili olarak iddiasını yaklaşık olarak ispat etiğini, bu nedenlerle icra takibinin durdurulmasını talep ettiği görülmüştür.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/11/2021 tarihli ara kararı ile; kanunun “İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez.” şeklindeki amir hükmü uyarınca icra takibinin durdurulması, dolayısıyla satışın durdurulması mümkün olmadığından davacı vekilinin “icra takibinin durdurulması” şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin reddine” karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI (30.12.2021 tarihli): Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin, Dairemizin 30.12.2021 tarih, 2021/2148 Esas, 2021/2265 Karar sayılı ilamıyla; “Mahkemenin 07/04/2021 tarihli ara kararı ile de “davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verildiği, kararın istinafı üzerine Dairemizin 22.09.2021 tarih, 2021/1366 Esas, 2021/1548 Karar sayılı ilamıyla; “… Davacı taraf, takip ve dava konusu senedin davalı tarafından zorla imzalattırıldığı iddiasında bulunmuş, ayrıca davalının tefecilik yaptığını ileri sürmüştür. HMK’nun 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Dosyaya sunulan deliller dikkate alındığında, somut olay bakımından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine…” karar verildiği görülmüştür. Belirtilen karar tarihinden sonra davalı alacaklı hakkında İstanbul Anadolu 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/724 Esas sayılı dosyası ile ‘Senedin yağması’ suçundan dolayı ceza davası açıldığı istinaf dilekçesiyle bildirildiğinden; mahkemece ilgili ceza dosyasının celbiyle dosya incelendikten sonra dosyadaki diğer dellillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle elde edilecek sonuca göre ihtiyati tedbir konusunda yeniden değerlendirme yapılması gerektiğinden, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına” karar verilmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ: Davacı vekili 03.01.2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen 15.11.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının reddine ilişkin kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 30.12.2021 tarih ve 2021/2148 Esas, 2021/2265 Karar sayılı ilamıyla kaldırıldığını, tefecilik ile elde edilen senedin kesin hükümsüzlük ile geçersiz olduğu gibi yağma suretiyle elde edilen senedin de irade fesadı nedeniyle geçersiz olduğunu, dava konusu senedin ve dayandığı alt ilişkinin tefecilik faaliyeti kapsamında olmasının yanı sıra işbu senedin cebir ve tehdit kullanılarak müvekkiline tanzim ettirildiğini, işbu senet yağması suçu yönünden İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/724 Esas sayılı dosyasıyla senet yağması suçundan ceza davası açıldığını, TBK md. 37 vd. maddeleri kapsamında iradenin bozulmasına (fesada uğratılmasına) neden olan hallerden sayılan korkutma (ikrah) olgusu; korkutulanın, korkunun etkisiyle yaptığı sözleşmeden sorumlu tutulmaması sonucunu doğurduğunu, somut olayda yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmiş olduğunu, ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, Mahkememizin 03.11.2021 tarihli celsesinde de kabul edildiği üzere tefecilik suçu yönünden yaklaşık ispat kuralı gerçekleştiği gibi, yağma suçu yönünden İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/724 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığı nazara alındığında dava konusu senedin yağmalanmak suretiyle elde edildiğinin de yaklaşık olarak ispat edildiğini, davalının, kesin hükümsüzlük ve irade fesadı nedeniyle geçersiz olan, başka bir deyişle tefecilik ve yağma suretiyle ele geçirdiği yaklaşık olarak ispatlanmış dava konusu senede dayanarak başlattığı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkilinin gayrimenkulünü satışa çıkarttığını, geçersiz olduğu yaklaşık olarak ispat edilmiş senede dayanan davalı/takip alacaklısının, müvekkiline ait yaklaşık 40.000.000,00 TL değerindeki gayrimenkulü, 11.02.2022 günü saat 10:30’da düzenlenecek açık artırmayla satacağını, bu nedenle telafisi imkansız zararın doğmak üzere olduğunu, dava konusu tefecilik/yağma suretiyle elde edildiği yaklaşık olarak ispat edilen senede dayalı olarak başlatılan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi hakkında teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, bu taleplerinin kabul görmemesi durumunda mezkur icra takibi hakkında Mahkemece takdir edilecek uygun/makul bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİ KARARI: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/02/2022 tarihli ara kararı ile; “… davalı hakkında İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/724 esas sayılı dosyasında nitelikli yağma suçundan açılan davaya göre davacı açısından yağma suçu yönünden davacının iddiasını yaklaşık olarak ispat etmiş kabul edilmesi gerektiği ve davacı vekilinin iddialarına göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı anlaşıldığından İİK’nin 72/3. maddesi uyarınca İst. Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki takip değeri olan 5.554.931,51 TL’nin %15’i oranındaki 833.239,72 TL teminat karşılığında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine” şeklinde tedbir kararı verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İhtilaf konusu senedin suç teşkil eden eylemler neticesinde elde edildiği konusunda delillerin olması nedeniyle tedbir talebinin İİK.72.maddesine göre değil HMK.389.maddesine göre değerlendirilmesi gerektiğini, Davalı hakkında hem tefecilik hem de yağma suçlarından ayrı ayrı ceza davaları açıldığını, yerel mahkemece ‘Yağma suçu yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği’ kabul edilmesine karşın, istinaf kararlarına rağmen tedbir talebinin reddine karar vermesinin usule aykırı olduğunu, Tefecilik suçu nedeniyle TBK.27.uyarınca yasanın emredici normlarına aykırı olarak düzenlenmiş senet yönünden kesin hükümsüzlüğün sözkonusu olduğunu, Müvekkilin 40.000.000 TL değerindeki taşınmazının haksız yere 22.880.000 TL muhammen bedel üzerinden satışa çıkarıldığını, satışın gerçekleşmesi halinde dava sonunda haklı çıksa bile müvekkilin telafisi imkansız zararlarla karşı karşıya kalacağını, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı verilmesinin gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, talepleri gibi tedbir kararı verilmesi istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından; “‘İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez’ şeklindeki amir hükmü uyarınca icra takibinin durdurulması, dolayısıyla satışın durdurulması mümkün olmadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine, İİK’nin 72/3. maddesi uyarınca İst. Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki takip değeri olan 5.554.931,51 TL’nin %15’i oranındaki 833.239,72 TL teminat karşılığında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine” karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dairemizin 0.12.2021 tarih ve 2021/2148 Esas, 2021/2265 Karar sayılı ilamıyla “Mahkemece İstanbul Anadolu 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/724 Esas sayılı dosyasının celbiyle, dosya incelendikten sonra dosyadaki diğer dellillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle elde edilecek sonuca göre ihtiyati tedbir konusunda yeniden değerlendirme yapılması gerektiği.” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiği, mahkemece 01/02/2022 tarihli ara karar ile; “… davalı hakkında İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/724 esas sayılı dosyasında nitelikli yağma suçundan açılan davaya göre davacı açısından yağma suçu yönünden davacının iddiasını yaklaşık olarak ispat etmiş kabul edilmesi gerektiği ve davacı vekilinin iddialarına göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağı anlaşıldığından İİK’nin 72/3. maddesi uyarınca İst. Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasındaki takip değeri olan 5.554.931,51 TL’nin %15’i oranındaki 833.239,72 TL teminat karşılığında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine” karar verilmiştir. Mahkemenin kabulü ve olayla ilgili olarak davalı hakkında açılan İstanbul Anadolu 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2021/724 Esas sayılı dosyasına göre; davacının senedin yağması ve tefecilik iddialarının yaklaşık olarak ispat edilmiş olduğu ilk derece mahkemesinin istinaf incelemesine konu 01/02/2022 tarihli ara kararı ile kabul edilmiş ve bu karara davalının da itiraz etmemiş olması dikkate alındığında, uygun görülecek teminat karşılığında HMK.389.maddesi uyarınca bu aşamada icra takibinin durdurulmasının ileride telafisi güç veya imkansız zararların oluşmasını engellemek için yerinde olacağı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/214 esas sayılı dosyasında verilen 01/02/2022 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 55,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 276,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.24/03/2022