Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/454 E. 2022/1035 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/454 Esas
KARAR NO: 2022/1035
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2021
NUMARASI: 2021/784 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
TALEP: İhtiyati tedbirin reddi kararının kaldırılması
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça müvekkili davacı ve müvekkili davacının annesi aleyhine 1.438.270,55-₺ borç bulunduğu iddiası ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ilgili dosyaya ilişkin ödeme emrinin müvekkiline 16/10/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığı halde kötü niyetli bir şekilde hak kazanılmayan bir parayı tahsil etmek amacı ile başlatılan icra takibinin kabul edilemeyeceğini, başlatılan icra takibine İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/553 esas sayılı dosyası ile itiraz edildiğini, %15 teminat yatırılarak icra takibinin durdurulduğunu, müvekkilinin annesi lehine senet üzerindeki imzanın taklit edilmiş olması sebebi ile İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2021/554 esas sayılı dosyası ile imzaya itiraz edildiğini, 16/10/2020 tediye, 09/03/2020 düzenleme tarihli, ödeyecek kişinin müvekkili … olduğu ve kefil olarak müvekkilinin annesi … olan 1.250.000,00-₺ bedelli senedin davalı tarafça doldurulduğunu, müvekkilinin borcun varlığından banka tarafından aranarak haberdar olduğunu, davalı tarafından müvekkiline senet karşılığında mal veya nakit verilmediğini belirterek hukuki dayanaktan yoksun başlatılan ve kesinleşen icra takibine müvekkilinin davalı tarafa borcu bulunmaması sebebi ile mevcut hacizlerin kaldırılması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, 29.12.2021 tairhli ara karardan sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının yerinde olmadığını, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/102591 soruşturma sayılı dosyasında yürüyen soruşturmada dosyaya alınan Bilirkişi raporu ile Davacının iddiaları gerçek dışı çıktığını ve davlı takipsizlik kararı verildiğini, Davacı …’nın annesi …’nın müvekkiline ait … TİC. LTD. ŞTİ. unvanlı firmada uzun yıllar sigortalı olarak çalıştığını, sonrasında davalının da desteği ile 14/12/2017 yılında kendi adına …TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ unvanlı firmayı kurduğunu, davacı ile birlikte işlettiklerini, müvekkilinin her türlü maddi desteği sağladığını, ticari faaliyetlerine devam etmeleri için kendisinden bir takım tekstil ürünlerini borçlanarak almalarına müvekkelinin müsaade ettiğini, Ev/araç almaları konusunda maddi destekte bulunduğunu, araçlarının benzin, kasko, bakım giderlerinin ve vergilerinin ödenmesi, kredi kartı borçlarının kapatılması hususlarında kendilerine yardımcı olduğunu, masrafların çok fazla büyümesi sebebiyle kendilerinden dava konusu 1.250.000 TL tutarlı senedi aldığını, gerçekte miktarın düşük tutulduğunu, senedin vadesinin de yine borçluları zor durumda bırakmamak adına ileri tarihli kararlaştırıldığını, …’nın sahibi olduğu … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ unvanlı firmanın müvekkiline ait … TİC. LTD. ŞTİ.’ye olan borçlarından kurtulmak adına ticari faaliyetini kızı davacı …’nın üzerine kurduğu … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ üzerinden yürütmeye başladığını, İkikaya firmasında ortak değişikliğine gidilmesinin amacının mal kaçırmak olduğunu, firmanın kağıt üzerinde üçüncü bir … kişiye devredildiğini, Düzenleme tarihinin zamanaşımında herhangi bir önemi bulunmadığını, vade tarihinin 16/10/2020 olduğunu ve senedin zamanaşımına uğramadığını, senette malen/nakden ibaresi kim tarafından inkar ediliyorsa aksinin onun tarafından ispatı gerektiğini davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkeme 29.12.2021 tarihli ara kararı; ” Dilekçe ekinde sunulan deliller tedbir talebinin kabulü yönünde kanaat oluşturmak için yeterli görülmemiştir. Tedbir talebinin konusu yargılamayı gerektirmekte olup, ancak yargılama sonucunda taraf delillerinin toplanmasıyla belirlenebileceğinden bu aşamada yasal koşulları oluşmadığından İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN REDDİNE..” dosya üzerinden karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; dava dilekçesini tekrarlayarak taraflar arasında herhangi bir borç ilişkisi bulunmadığını, 06.10.2020 tediye tarihli 09.03.2020 tanzim tarihli ödeyecek kişi olarak …, kefil olarak annesi … olan 1.250.000TL bedelli senedin davalı tarafından doldurulduğunu, Davalının senede davacının annesinin ad soyad ve TC numarasının eklediğini ve müvekkilinin annesinin imzasını da taklit ederek aval olarak …LTD ŞTİ adına sahte bir senet düzenlediğini, Davacının annesinin TC numarası bulunan kısmın sonradan değiştirildiği ve farklı el ürünü olduğunu, bu durumun davalının kötüniyetini ve senedin sahte olduğunu ortaya koyduğunu, Davalı hakkındaki şikayet yönünden Bakırköy CBS 2020/102591 sor sayılı dosyanın mevcut olduğunu, bu dosyada davalının ifadesinde senedi 2017-2018 yıllarında kendisinin doldurduğunu ifade ettiğini, ancak senedin düzenlenme tarihihi 09.03.2020 olduğunu, HMK 389 maddesi koşulları oluştuğundan tedbir kararı verilmesi gerekirken reddinin hatalı olduğunu belirterek 29.12.2021 tarihli ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davaya konu bono örneği incelendiğinde; 09.03.2020 tanzim, 16.10.2020 vade tarihli, 1.250.000,00TL bedelli senette keşideciye atfen davacı …’ya ait isim ve imzanın olduğu, …’ya atfen “avalimdir” yazılı olduğu ve imzanın bulunduğu, lehtarın … Tekstil Ltd Şti, sırasıyla cirantaların …Ltd Şti ve … olduğu görülmüştür. Davalı vekilinin UYAP’tan sunduğu KYOK incelendiğinde; müştekinin …, şüphelinin … olduğu, “….şüphelinin, … ve …’ya borç para verdiğini, karşılığında da senedi …’in imzaladığını beyan ettiği, bilirkişi raporunun bu iddiayı doğruladığı bu sebeple müştekinin soyut iddiası yönünden şüpheli hakkında kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına..” şeklinde karar verildiği görülmektedir. Somut uyuşmazlıkta; davacı senedin sahte olduğu, davalıya borcu olmadığı iddiası ile dava açmıştır. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşullarının oluşması gereklidir. Dosyadaki iddianın kapsamı, davalı hakkındaki KYOK dikkate alındığında bu aşamada ihtiyati tedbir talebinin reddi yerinde olup davacı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.07/06/2022