Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/451 E. 2022/465 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/451 Esas
KARAR NO: 2022/465 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2021
NUMARASI: 2021/426 E., 2021/968 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2022
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden verilen 29/11/2021 tarihli kararına karşı, davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalılar arasında takibe konu borcun dayanağının, 30.04.2011 vade 10.000 TL bedelli senet, 30.05.2011 vade 10.000 TL bedelli senet, 30.06.2011 vade 10.000 TL bedelli senetten kaynaklandığını, davacı adına İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasıyla borçlular aleyhinde icra takibi başlatmış ve borçlular takibe itiraz edildiğini, itiraz üzerine takip durduğunu, borçluların itirazı haksız olup borçlu itirazında kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz edildiğini, bu nedenle borçluların itirazının iptali (asıl alacak, faize ve tüm ferilerinin itirazının iptaline) takibin devamına ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; ilamsız icra takiplerinde yetkili icra dairesinin, borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğunu, İstanbul İcra Müdürlüğü’nün ve İstanbul Mahkemelerinin yetkisine itiraz ettiklerini, Türk Borçlar Kanunu’nun 146. Madde hükmü uyarınca; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” denildiğini, borcu hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı yanın takibe dayanak yaptığı senetlerin tanzim tarihlerine bakıldığında alacağın zamanaşımına uğradığını, davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin ile davacı yan arasında 2020 yılında yapılan ticari iş neticesinde, müvekkili tarafından davacı yana 3 adet senet verildiğini, müvekkiline anılan senetlere ilişkin olarak protestolar gönderildiğini, protestolardan sonra 2011 yılı içerisinde müvekkilinin anılan senet bedellerini ödediğini, müvekkili tarafından senetlerin ödendiğine ve tarafların birbirlerini gayrikabili rücu ibra ettiklerine dair belge imzalandığını, davanın yetki ve zamanaşımı yönünden usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2021 tarihli 2021/426 E- 2021/968 K sayılı kararıyla; ” takibe konu bonolarda yetkili seçilen mahkemenin HMK 18/2 maddesi uyarınca açıkça belirlenmediği, yetki şartının geçerli olmadığı, kambiyo senetleri bakımından, alacaklının kendi yerleşim yerinde takip yapabilmesi kuralının (TBY m. 89/1) geçerli olmadığı, kambiyo senetlerindeki borcun aranacak borçlardan olduğu için kambiyo senedi alacaklısının kendi yerleşim yerinde takip yapamayacağı, takibe konu senedi düzenleyen şirketin ve kefilin adresinin Bodrum/Muğla olduğu, senetteki yetki şartı geçerli olmadığından takibe yetkili icra dairesinin Bodrum/Muğla olduğu dolayısıyla takibin yetkisiz olan İstanbul İcra Dairesinde yapıldığı” gerekçesiyle, yetkili icra dairesinde başlatılan usulüne uygun icra takibi bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin somut olayda TBK 89. Maddenin uygulanamayacağına yönelik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafça somut hukuki ilişki ve davaya konu senetlerin kabul edildiğini, emsal Yargıtay kararlarına göre (Yargıtay 19. HD., E. 2016/4578 K. 2016/7439 T. 25.4.2016) açıkça akdi ilişkinin inkar edilmesi halinde yine TBK 89’un uygulanmayacağını, senetlerde yetkili mahkemenin İstanbul olduğunun açıkça anlaşıldığını, davalıların İST. İbaresinden kastın İSTANBUL olduğunu anlamamasının mümkün olmadığını, başkaca yer ile karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında, müvekkillerinin adresinin Bodrum/ MUĞLA olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nde başlatılan takibin yetki yönünden reddinin yasaya ve usule uygun olduğunu, takibe konu alacağın 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını, istinaf dilekçesinde davacı vekilinin somut ilişkinin kabul edildiğine dair beyanının gerçeği yansıtmadığını, davaya konu borcun ve somut ilişkinin hiç bir zaman kabul edilmediğini, TBK 89. Maddenin uygulanamayacağını beyanla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlular aleyhine, 30.04.2011 vade 10.000 TL bedelli senet, 30.05.2011 vade 10.000 TL bedelli senet ve 30.06.2011 vade 10.000 TL bedelli senede dayanarak, işlemiş faizleri ile birlikte toplam 56.235,62 TL’nın tahsili talebiyle ilamsız takip başlatıldığı, borçlular vekilinin borca, ferilerine ve İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz ettiği, Bodrum İcra Dairesi’nin yetkili olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. Takibe konu senetlerin keşidecisinin davalı borçlu … A.Ş., kefilinin …, … Yapım olduğu, 26/10/2010 tanzim tarihli oldukları senetlerde ihtilaf vuku unda yetkili yerin “…” olduğunun yazıldığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davada, ilk derece mahkemesince yetkili icra dairesinde başlatılan usulüne uygun icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde usulüne uygun takip başlatılmış olması dava şartlarından olup, davalı borçlular vekilinin süresinde İcra Müdürlüğü’nün yetkisine itiraz ettiği anlaşılmıştır. Kambiyo senedi niteliğindeki bonoya dayalı borçlar aranacak borçlar niteliğinde olup, bonoda belirtilen borçluların yerleşim yerinin bulunduğu yerde, bonoda yetkili olarak gösterilen yerde ve bonoda ödeme yeri gösterilmemişse, bononun düzenlendiği yerdeki İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatılması mümkündür. Davanın dayanağı olan bonolarda, bu bonodan kaynaklanan uyuşmazlıklarda “İST” mahkemelerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince bu ibarenin yetki şartı olarak geçerli olmadığına karar verilmişse de, mahkemenin gerekçesi yerinde değildir. 14.02.1992 gün ve 1992/1 esas,1992/5 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararında, “herhangi bir tereddüde yer vermeyecek şekilde anlaşılabilir olması koşulu ile keşide yerinin kısaltılmasının da geçerli olduğuna” karar verilmiştir. Bu itibarla, yetki koşulu olarak belirlenen yerin kısaltmasının da anlaşılabilir olması koşuluyla geçerli olduğu sonucuna varılabileceğinden, somut olayda, İST ibaresinin İSTANBUL ilinin kısaltması olduğunun anlaşılabilir olması nedeniyle geçerli olduğu, yetkili yer olarak İstanbul’un kastedildiğinin kabulü gerekecektir. Davaya konu bonolardaki bu açıklık, taraflar arasında yetki sözleşmesi niteliğinde olup, genel yetkili icra müdürlükleri yanında, bu sözleşmede belirlenen İcra Müdürlüğü de yetkili olduğundan, davacı tarafından seçimlik hak İstanbul mahkemeleri yönünde kullanılmış olmakla mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 29/11/2021 tarihli 2021/426 E. – 2021/968 K. sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,-Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,3-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 50,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 18/03/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.