Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/449 E. 2023/1678 K. 21.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/449 Esas
KARAR NO: 2023/1678
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2021
NUMARASI: 2020/795 Esas – 2021/1018 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafından müvekkil aleyhine 19 tanesi 20.000,00-TL, 1 tanesi ise 17.000,00-TL bedelli ve tamamı, 08/08/2018 tanzim, 09/08/2018 vade tarihli olan toplam 20 adet senet dolayısıyla, borçlu olduğundan bahisle yapılan talebe ilişkin olarak tesis edilen, Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/327 D.İş, 2018/325 K. Sayılı ve 15/08/2018 tarihli ihtiyati haciz kararına (Ek-1) istinaden, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını belirterek öncelikle kötü niyetli olarak açılan takibin durdurulmasına, akabinde iptaline, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile dosyasına konu 19 tanesi 20.000,00-TL, 1 tanesi ise 17.000,00-TL bedelli ve tamamı 08/08/2018 tanzim, 09/08/2018 vade tarihli olan toplam 20 adet senetin iptali ve bu senetlerden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetli hareket eden davalının %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, Küçükçekmece …İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası müvekkilinin menkul ve gayrimenkul üzerine konulan hacizlerin fekkine, haciz tehdidi altında davalıya ödenen 35.000,00-TL bedelin istirdatına, davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; 6102 sayılı TTK m 4/a’ da yer alan ”bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” denildiğini, TTK m.776 ve devamında bono ve emre yazılı senetler düzenlendiğini, böylece huzurdaki davanın da ticari dava olduğunu, bu sebeple göreve ilişkin itirazlarını sunarak görevsizlik kararı verilmesini, davacının süresi içinde borca ve imzaya itiraz etmediği, 03/10/2018 tarihli haciz tutanağında borçlunun borcunu kabul ettiği ve bir kısmını ödediği, buna göre davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2021 tarihli 2020/795 E. – 2021/1018 K.sayılı kararıyla; “…Davacı taraf haciz tutanağında borcu kabul ettiği gibi senetteki tarihlerin usule aykırı doldurulduğu, 1 gün sonra ödeme tarihi olmasının olağana aykırı olduğu iddiasına ilişkin herhangi bir delil sunamadığı, senetlerin sebepten mücerret olduğu, teminat senedi olduğunun kabul edilmesi durumunda dahi davacı tarafından sunulan 24/06/2021 tarihli protokole göre borcun olmadığının anlaşıldığı, bu protokolün senet ve takip tarihlerinden sonra düzenlendiği, takip tarihi itibariyle senetlerin kambiyo vasfında olduğuna dair tereddüt bulunmadığı, davacının sahibi olduğu … Ltd. Şti. adına şahsen hareket etmesinin ve protokolde şahsi alacak olmadığının belirtilmesinin senette borçlu olarak görünen davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı değerlendirilmekle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminat talebinin de reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Müvekkil halı imalatı ile uğraşmakta olup davalı ile bu kapsamda ticari ilişkilerinin bulunduğunu, aralarında açık hesap şeklinde yürütülen ticaretin sonlandırıldığı tarihe kadar müvekkil tarafından yapılan ödemeler bir süre senetle gerçekleştirildiğini, 2015 yılında yapılan iş hacmi artınca müvekkil tarafından ileride yapılacak muhtemel işlerin teminatı olarak toplu şekilde senet düzenlenerek davalıya verilmeye başlandığını, Nitekim dava konusu senetlerin de müvekkil tarafından davalıya verilen ancak herhangi bir borcun göstergesi değil, ileride yapılacak muhtemel işlerin teminatı olarak verilen senetler olduğunu, muhtemel işler ticari ilişkinin sona ermesi nedeniyle gerçekleşmediğinden davacının teminat olarak verilen dava konusu senetlerden dolayı borçlu olmadığını, Davalı tarafından, müvekkil ile aralarındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen tüm faturalar, … Ltd. Şti. adına düzenlenmiş faturalar olup, dava konusu senetler de aynı şekilde davalı ile … Ltd. Şti. arasındaki ticarete istinaden, adı geçen şirketin sahibi olan müvekkil … tarafından ileride yapılacak işler nedeniyle düzenlenerek davalıya verildiğini, Müvekkil ile davalı arasında iki şahit huzurunda düzenlenen 24/06/2021 tarihli protokol kapsamında da, 2013-2021 yılları arasında müvekkil … ile tek başına sahibi ve yetkilisi bulunduğu … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı adına düzenlenen tüm senetlerin, davalı ile … San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlendiği, senetlerin avans ve teminat amacıyla düzenlenerek davalıya verildiği, söz konusu senetlerde borçlunun müvekkilin şirketi değil de bizzat kendisinin gösterilmesinin nedeninin davalının daha güvenilir olacağı düşüncesi ile bu bu şekilde talep etmesi olduğu, verilen senetlerin … San. Tic. Ltd. Şti. borç hesabından tahsil edilerek mahsup edildiği ve işletme defterine işlendiği belirtilmiş olup, dava konusu senetlerin davalı ile … şirketi arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlendiği bizzat davalı tarafından da kabul edildiğini, Neticeten toplam bedeli 397.000-TL olan 20 adet senedin tamamının tanzim tarihinden bir gün sonrasına vade tarihi koyarak düzenlenmesi hayatın olağan akışına da aykırı olup, söz konusu senetlerin davalı ile müvekkilin sahibi bulunduğu … San. Tic. Ltd. Şti. arasındaki ilişkiye istinaden düzenlenmediğini iddia eden davalının aradaki hukuki ilişkiyi ispat etmesi gerektiğini, Zira menfi tespit davasında ispat yükü, MK’nın 6. maddesindeki genel kural gereği davalı (alacaklı) ya düştüğünü, yani borçlu borcun varlığını inkar ediyorsa, bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşeceğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır. İlk derece mahkemesi tarafından, “… 24/06/2021 tarihli protokolün senet ve takip tarihlerinden sonra düzenlendiği, takip tarihi itibariyle senetlerin kambiyo vasfında olduğuna dair tereddüt bulunmadığı, davacının sahibi olduğu … Ltd. Şti. adına şahsen hareket etmesinin ve protokolde şahsi alacak olmadığının belirtilmesinin senette borçlu olarak görünen davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı değerlendirilmekle davanın reddine, davacının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminat talebinin de reddine.” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, davaya konu bonoların davalı ile olan halı ticareti kapsamında teminat ve avans olarak verildiğini, aralarında açık hesap ilişkisi olduğunu, hesabın kapatıldığını ve bakiye borcunun bulunmamasına rağmen davaya konu bonoların haksız olarak tahsile konulduğundan bahisle menfi tespit ve istirdat isteminde bulunmuş; davalı ise, davacı iddialarının doğru olmadığını ve aksinin yazılı delille ispatının gerektiğini, davacının haciz tutanağında borcu ikrar ettiğini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan 16.09.2021 tarihli dilekçe ile, “Davaya ve takibe konu alacağın İstanbul …Noterliği’nin 08.06.2021 tarih ve … yevmiye numaralı temliknamesi ile …’a temlik edildiği” bildirilerek, ilgili noter belgesi sureti de ibraz edilmiştir. Mahkemece HMK’nın dava konusunun devri başlıklı 125. maddesinde sayılan seçimlik haklarından hangisini kullanacağı konusunda kesin süre verilerek, davacının temlik alana karşı davaya devam etmek istemesi halinde temlik alanın davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmesi gerekirken, temlik sözleşmesi dikkate alınmadan yargılama yapılması usule aykırı olduğundan; sair yönlerden inceleme yapılmaksızın, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2021 tarih ve 2020/795 Esas – 2021/1018 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 84,10 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 304,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/11/2023