Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/407 E. 2023/1722 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/407 Esas
KARAR NO: 2023/1722
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2021
NUMARASI: 2018/912E, 2021/1014K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını; icra takibinin dayanağı olan senetteki imzanın şirket yetkililerine ait olmadığını, ticari defter ve kayıtlarında da yer almadığını belirterek, icra takibi ve takibin dayanağı senet bakımından davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini ayrıca davalıdan %20 haksız takip tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğunu, senedin davacı şirket tarafından …’a verildiğini, lehtar olan bu şahsın cirosu ile de senedin müvekkiline geçtiğini; lehtarla keşideci arasındaki ilişkiyi bilmediklerini; iyi niyetli hamil olarak icra takibi başlattıklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini; davacıdan da %20 kötü niyetli dava tazminatı tahsiline karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”….Senette iki imza olup, bunlardan birisinin … ait olduğu Adli Tıp Kurumu Raporuyla tespit edilmiştir. Senedin şirketi bağlaması için diğer imzanın şirket yönetim kurulu başkanı … ait olması gerekmektedir. Ancak, senetteki imza basit tersim niteliğinde olduğundan ve şirket yöneticisinin toplanan imzası da bu nitelikte olduğundan; senetteki imzanın … ait olduğu Adli Tıp tarafından tespit edilememiştir. Mahkememizce, toplanan ve alınan imzalar gözle karşılaştırılmış olup, senetteki ikinci imzanın … ait toplanan diğer imzalara benzediği; en azından açıkça farklı olmadığı; öte yandan daha önemlisi dosyaya ibraz edilen ve şirket yöneticisi … Tuzla Polis Merkez Amirliğinde verdiği bu senetle ilgili ifadesinde senedi kendisinin imzaladığını açıkça kabul edip diğer imzalayanın da … olduğunu bildirmiş olması karşısında; mahkememizce senetteki ikinci imzanın … ait olduğu kanaatine varılmıştır. Bu ifade tutanağında, davacı şirketin o tarihte bir inşaat yaptığı, inşaattan … isimli bayanın daireler aldığını, bu dairelere karşılık verdiği paranın teminatı olarak söz konusu senedi imzalayarak bayana verdiklerini açık açık anlatmıştır. Mahkememizce bu anlatım nazara alınarak … söz konusu dairelerin devrinin yapılıp yapılmadığı tapusunun verilip verilmediği sorulmuş; verildiği bildirilirse o taktirde tapu kayıtlarının getirtilebileceği değerlendirilmiş ancak davacı vekili açıkça … herhangi bir daire devri yapılmadığını son celse bildirmiştir. Senedin teminat senedi olduğu lehtara karşı ileriye sürülebilir; üzerinde açıkça teminat için verildiğine dair bir şerh yoksa iyi niyetli hamile karşı ileriye sürülemez. Ancak, bu halde dahi senedin teminat şartının dahi gerçekleştiği ortaya çıkmış; mahkememizce söz konusu senedin şirketin yönetim kurulu başkanı ve üyesi tarafından imzalandığı kanaatine varıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Davalı taraf her ne kadar kötü niyetli dava tazminatı talep etmişse de, kötü niyetli dava tazminatına hükmedilmek için davacının talebiyle icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesi ve buna ilaveten icra veznesine de bir miktar paranın girmiş olması gerekir. Bu iki şartın birlikte gerçekleşmesi halinde tazminata hükmedilir. Davamızda verilmiş bulunan bir ihtiyati tedbir bulunmadığından şartlar gerçekleşmemiş olup, davacı aleyhine tazminata hükmedilmemiştir…” şeklindeki gerekçe ile neticeten “davanın reddine, Davalı tarafın kötü niyetli dava tazminatı talebinin de şartları oluşmadığından dolayı REDDİNE” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf isteminde özetle;Mahkemenin yetersiz ATK raporuna göre davanın reddine karar verdiğini, Müvekkili şirket aleyhine yapılan icra takibine konu senetteki imzaların, müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, imza örnekleri ile icra takibine konu senetteki imzaların karşılaştırması yapıldığında, senetteki imzaların müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığı çok net anlaşıldığını,bilirkişi raporunun, şirket yetkilisi … için hüküm kurmaya elverişli olarak yazılmadığını, rapor içeriğinde, şirket yetkilisi olan … imzaları ile senetteki imzalar karşılaştırılmış ve “önemli derecede benzerlikler” olduğu varsayılarak senetteki borçlu imzasının … el ürünü olduğu tespit edilmiş ise de, bu inceleme işlemi bilimsel verilere dayanmadığını, karşılaştırma yapılırken tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin ele alınmış olması ve buna göre tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması ve sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş bir raporla, kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta, ortaya konması gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2001/12-436 K. 2001/467 T. 30.5.2001 Kararının dikkate alınması gerektiğini,Raporda sadece “önemli derecede benzerlikler” şeklinde sebep gösterildiğini, bu hususun imzanın, müvekkili şirket yetkilisi olan … el ürünü olduğu konusunda kanaat getirmek için yeterli olmadığını, ATK raporunun davanın reddine gerekçe olamayacğını,İcra takibine konan senetdin müvekkil şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, Senedin kim tarafından ne şekilde tanzim edilip tedavüle çıkartıldığı belli olmadığını, 3 yıllık zamanaşımı süresinin bitmesine çok az bir süre kala takibin başlatılmış olmasının davalı tarafın kötü niyetini gösterdiğini, imzaların, müvekkil şirket temsilcilerinin el ürünü olduğuna dair kesin bir delil elde edilemediğini, Mahkemenin …’ ın davaya dahil edilmesine yönelik talebin reddinin yerinde olmadığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın 700.000,00 TL bedelli senede dayandığını hükmedilmesi gereken vekâlet ücreti 52.050,00 TL olması gerekirken, mahkemece sehven 62.550,00 TL nispi vekâlet ücretine hükmedildiğini belirterek hükmün bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında; davalı tarafça bonoya dayalı olarak davacı şirket ve dava dışı … aleyhine icra takibi başlatıldığı, 700.000,00 TL senet bedelinin işlemiş faiz ve komisyon alacağıyla birlikte 920.787,90 TL olarak tahsilinin talep edildiği görülmüştür.Davaya ve icra takibine konu senet incelendiğinde; 25/05/2015 tanzim tarihli, 30/07/2015 vade tarihli, 700.000,00 TL bedelli senet olduğu; senedin keşidecisi olarak davacı şirketin … Anonim Şirketi olan eski ticaret unvanı ile yer aldığı, lehtarın .. olduğu, senedin lehtar tarafından davalıya cirolandığı, senette nakden kaydı olduğu, keşideci kaşesi üzerinde iki ayrı imza olduğu görülmüştür. Ticaret sicil kayıtlarında, senedin tanzim tarihinde ismi … Anonim Şirketi olan davacı şirketin … AŞ ismini aldığı, senedin tanzim tarihinde yetkililerinin … oldukları anlaşılmıştır. Adli Tıp Fizik İhtisas Dairesi’nin raporunda; şirkete ait kaşenin solunda atılı imzanın teşhise götürecek önemli karakteristik materyal ve yazı unsuru içermeyen, tersimi basit, taklidi kolay imza olması nedeniyle söz konusu imzanın aidiyetinin şirket yetkililerinden birine ait olup olmadığı hususunun tespit edilemediğini; senetteki kaşenin sağında atılı imzanın ise, “kuvvetle muhtemel” … eli ürünü olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 2021/133582 esas ve 2021/117712 karar sayılı KYOK kararı verilmiş olup ilgili karar incelendiğinde … ve … bonodaki şirkete atfen atılı imzaları kabul ettikleri, senedin … isimli şahsa 8 adet daire satılması nedeni ile teminat senedi olarak verildiğini, sonrasında yükümlülük yerine getirilmiş ise de senedin iade edilmediğini beyan ettiklerine yer verildiği, neticeten resmi belge sahteciğine yönelik her türlü şüpheden uzak delil elde edilemediği hukuki uyuşmalık olduğu gerekçesi ile KYOK verildiği görülmüştür.
GEREKÇE Davacı, dava konusu bonodaki keşideci imzasının şirket yetkililerine ait olmadığını, senedin ticari defterde kayıtlı olmadığını, borç olmadığını, alacaklının nakdi alacağı ispatla yükümlü olduğunu iddia ederek menfi tespit kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/133582 Sor. No, 2021/117712 Karar no, 17.12.2021 Tarihli kovuşturmaya yer olmadığı kararına da yansıyan ifadelere göre; dava konusu senedin tanzim tarihinde davacı şirketin birlikte temsilcileri olan … ve … bonoda şirkete atfen yer alan imzaları açıkça kabul ederek senedin … isimli şahsa 8 adet daire satılması nedeni ile teminat senedi olarak verildiğini, teminatın dayanağının yerine getirildiğini ancak lehtar … senedin iade etmediğini beyan ettikleri görülmekle imzalar şirket yetkilileri tarafından kabul edildiğinden davacı vekilinin imza incelemesine ilişkin istinaf istemi yerinde görülmediği gibi, senedin teminat senedi olduğuna yönelik savunmanın davalı hamile karşı ileri sürülemeyeceği dikkate alındığında mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Senet lehtarı ile hamil arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı gibi dahili davalı olarak lehtarın davaya eklenmesi usulen de mümkün olmadığından mahkemece bu yöndeki talebin reddi yerindedir. Davanın takibe konu asıl alacak ve ferileri dikkate alınarak 910.000TL üzerinden harçlandırıldığı hükmolunan vekalet ücretinin de yerinde olduğu da dikkate alındığında davacının vekalet ücretine yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir.Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmediğinden davacının yerinde görülmeyen istinaf isteminin HMK 353.1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2023