Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/405 E. 2023/1702 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/405 Esas
KARAR NO: 2023/1702
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2020
NUMARASI: 2017/913 2020/322
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının kendisinden 80.000-TL alacağı olduğu iddiasıyla Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını, borca itiraz sürelerini kaçırdığı için bu takibin kesinleştiğini, haciz baskısıyla borcu ödemek zorunda kaldığını, davalı taraf ile hiç bir hukuki ilişkisinin olmadığını, iş bu senetteki yazıların ve imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek, davanın kabulü ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, ödenen miktarın ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile istirdatına, kötü niyetli davalının %20 tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu senette ciranta durumunda olduğunu, dava konusu senedi yapılan ticarette alacağına karşılık olarak … isimli kişiden aldığını, senedin vadesinde ödenmemesi üzerine tüm borçlular hakkında yasal işlem başlatıldığını, davacıya ödeme emirlerinin tebliğ edildiğini, takibe ve borca itiraz edilmemesi ve borcun da ödenmemesi üzerine davacının taşınmazına haciz konularak ihtirazı kayıt ileri sürülmeden davacı tarafından ödemede bulunulduğunu savunarak, davanın reddine, davalının dava bedelinin %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince alınan 02/01/2020 tarihli raporda, dava konusu senetteki yazının davacının eli ürünü olduğu, imzalarında kuvvetle muhtemel davacının eli ürünü olduğunun açıklandığı, davacının icra dosyasına senet borcunu ödediği, herhangi bir itirazı kaydının olmadığı gerekçesiyle menfi tespit ve davasının reddine, kötü niyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde;-Senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, yerel mahkemenin eksik ve hatalı inceleme yaptığını, Adli Tıp Raporunda imzaların müvekkiline kesin olarak ait olduğuna dair bir görüş olmadığını, ispat yükü davalı tarafta olduğundan, imzanın kesin olarak müvekkilime ait olmadığı belli olduğuna göre mahkemenin yorum hakkını müvekkili lehine yapması gerektiğini,-Gerekçeli karara dayanak teşkil eden bilirkişi raporunun hatalı ve eksik olduğunu,-Atılan borçlu imzaların ve yazıların müvekkiline ait olmadığını,-Müvekkilinin kambiyo senedinden dolayı kişisel defileri davalı tarafa ileri sürebileceğini, -Müvekkilinin aynı zamanda bedelsız kalan senet iddiası olduğunu,davalının icra hukuk mahkemesinde müvekkili ile taşınmaz alım satım ilişkisi olduğunu ileri sürdüğünü, -Davalının ispat yükünü yazılı olarak kanıtlamak zorunda olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı dava dilekçesinde davaya konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ayrıca davalı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece davaya konu senetteki imzanın davacıya ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacının borcunun olmadığı yönündeki iddiası yönünden herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.Somut olayda hükme esas alınan ATK raporunun; davacının mahkemede alınan imzalarının dışında resmi kurumlardan getirtilen mukayese imzanın incelenmesi ile hazırlandığı, davaya konu senedin düzenleme tarihinin 10/07/2015 olduğu, mukayese imzalar içinde senedin düzenleme tarihinden öncesine ait tek imzanın 11/06/2013 tarihli belgedeki imza olduğu, diğer mukeyese imzaların tamamının senedin düzenleme tarihinden sonraki 2016-2017 ve 2018 yıllarına ait olduğu, dolayısıyla imza incelemesinin senedin düzenleme tarihinden önce ve bu tarihe yakın yeterli emsal imza toplanmadan hazırlandığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümü için, resmi kurumlardan davaya konu bononun düzenleme tarihinden önce ve bu tarihe yakın, davacının imzasının bulunduğu yeteri kadar mukayeseye esas imza toplandıktan sonra, grafologlardan oluşacak bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Yine kabule göre, imzanın davacıya ait olduğu kabul edildikten sonra, ispat yükünün davacının üzerinde olduğu dikkate alınarak, dosyadaki mevcut delillere göre davacının bedelsizlik iddiası yönünden karar verilmesi gerekirken, bedelsizlik iddiası yönünden inceleme yapılmaması da doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2- BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 20.06.2020 tarih 2017/913 esas 2020/322 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 94,1‬0 TL posta masrafı olmak üzere toplam 314,8‬0TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/11/2023