Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/402 E. 2023/1699 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/402 Esas
KARAR NO: 2023/1699
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2022
NUMARASI: 2020/608 2022/13
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353.Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından keşide edilen … Bankası … Mah.şubesine ait … çek numaralı, 20.000 USD bedelli çekin, lehdar ile davacı arasında devam etmekte olan ticari ilişki içerisinde çekin lehdarı ….San.ve Tic.Ltd.Şti.ne teslim edildiğini, davacının davalı lehdar ile olan ticari ilişki neticesinde davaya konu çeki vadeli olarak teslim etmiş olup, çekin davacıya iadesi gerekirken çek üzerinde tahrifat yapıldığını, ancak davaya konu çekin, davacı elinden çıktıktan sonra keşide tarihinde tahrifat yapılmak suretiyle tarihi öne çekilerek bankaya ibraz edildiğini, çekin gerçek keşide tarihi 31/01/2021 iken 31/10/2020 olarak düzenlenmek ve çekin keşide tarihi kısmında davacının imzası taklit edilerek tahribat yapıldığını, çekin tarih kısmında 2021’in son rakamı değiştirilerek sıfır yapıldığının herhangi bir inceleme yapılmaksızın çıplak gözle dahi anlaşıldığını, yine keşide tarihi üzerinde yapılan ve keşide tarihi kısmına atılan paraf imzanın çekin imza kısmında yer alan ve davacıya ait olan imzaya benzemediğinin de açıkça görüldüğünü, keşide tarihinde tahrifat yapılarak meydana getirilen değişiklik ile çekin kambiyo vasfını kaybettiğini, bu nedenlerle öncelikle ilgili çekin icra takibine konulması halinde davacının telafisi imkansız zararları doğacağından ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davaya konu çek üzerinde yapılan tahrifat nedeniyle kambiyo vasfını kaybeden çekten borçlu olmadıklarının tespitine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ….San.ve Tic.A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının yargılamaya konu olan çeki ticari ilişki içinde olduğu ve alacaklı olduğu … Tekstilden ödeme olarak aldığını, çeki bankadaki hesabına koyan davalı firmanın çekin karşılıksız çıkması nedeniyle çeki, ödeme olarak almış olduğu üst ciroya iade ederek ödemesini aldığını, çekteki yetkili ve meşru hamil sıfatının sona erdiğini, bu nedenle davanın husumet nedeniyle reddini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davalının çekte iyiniyetli 3.kişi konumunda olduğunu, davalının, davacı ile ilk ciro arasındaki ticari ilişkiden, hukuki ve cezai ihtilaftan haberdar olmadığını, aradaki hukuki ve ticari ilişkiyi, aradaki ihtilafı bilmesi veya bilebilecek durumda olmasının da mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ….San.Tic.Ltd.Şti.vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ikame edilmeden önce arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, davacı iddialarını kabul etmediklerini, söz konusu çekin ilk keşide tarihinin tarafların anlaşması ile 31/01/2021 olarak belirlendiğini, ancak sonrasında yine tarafların anlaşması üzerine 31/10/2020 olarak şirket yetkilisi tarafından paraflanarak revize edildiğini, mevzuat gereği çek ödeme aracı olup vadenin söz konusu olmadığını, çekin görüldüğünde ödenmesi gerektiğini, ayrıca davacının dilekçesinde davalı şirket ile olan ticari ilişkileri nedeniyle işbu çeki davalıya teslim ettiklerini ikrar ettiğini, çekin ibraz tarihinden bir kaç gün sonra doğrudan dava açılmasının davacının çekin keşide tarihinin değiştirilmesinde kesinlikle bilgi sahibi olduğunu ispatladığını, zira davalının çeki bankaya ibraz ettiğinin davacı tarafça öğrenilmesinin başkaca hiçbir yolu bulunmadığını, kaldı ki davalının çekin keşide tarihini tek taraflı olarak ve tahrifat yaparak değiştirmesinde hukuki ya da maddi hiçbir yararı bulunmadığını, davalının işbu çeki sonrasında kendisinin borçlu olduğu kişilere ciro edeceği çok açıkken, kendi yararına aykırı olarak çek üzerinde oynama yapmak suretiyle borçlu olduğu kişilere ilişkin ödemelerini öne almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, çekte keşidecinin onayı, imzası olmadan değişiklik yapıldığı hususunu kesinlikte kabul etmemekle birlikte çekte tahrifat yapılmasının çekin kambiyo senedi vasfını etkilemediğini, tahrifat yapıldığı olgusu kesinleşse dahi, çekin keşide tarihinin çekte tahrifat yapılan tarihten önceki, ilk keşide tarihi olarak kabul edildiğini, davacının iddia ettiği gibi çekin kambiyo vasfını yitireceği olgusunun ancak çekin ibraz tarihinin geçirilmesi halinde geçerli kabul edildiğini, bu nedenlerle davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının çekte 1.ciranta olup çeki davalı …San.ve Tic.Ltd.Şti.den alacağına karşılık aldığını, daha sonra davalının borcuna karşılık işbu çeki ….San.ve Tic.A.Ş.ye verdiğini, 20/03/2020 tarihli çek giriş bordrosundan da anlaşılacağı üzere davalının dava konusu çeki davalı-lehdar-…’den alırken çekin keşide tarihinin 31/10/2020 olduğunu, bu nedenle davalının çek üzerinde tahrifat yapmasının mümkün olmadığını, çekin keşide tarihi geçtikten sonra 03/11/2020 tarihinde … tarafından bankaya ibraz edildiğini ancak bankanın “işbu çekte vadede tahrifat yapıldığından herhangi bir işlem yapılmamıştır ” şeklinde yazı yazarak çekin hamiline ödeme yapmadığını, bu durum üzerine davalı hamil … çeki davalı … iade ettiğini ve çekin arsındaki ismi üzerine İPTAL yazarak çekteki sorumluluğunu sona erdirdiğini, davalı … de dava konusu çeki alarak davalı … 04/11/2020 tarihinde iade ettiğini ve çekin arkasındaki ismi üzerine İptal yazarak çekteki sorumluluğunu sona erdirdiğini, bu nedenle davalı … işbu dava ile ilgisi kalmadığını, çek aslının da davalı … olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte yerleşik Yargıtay içtihatları gereği iddia edilen tahrifat doğru bile olsa çekin kambiyo vasfını yitirmeyeceğini, yanlızca çekin keşide tarihinin tahrifattan önceki tarih olarak kabul edileceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, somut olayda takip dayanağı çekin keşide tarihinde düzeltme yapıldığı ve yanında da paraf imzası bulunduğu, bu durumda bu düzeltmenin taraflar açısından geçerli olduğunun kabulü gerektiği, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmadığı, çekin geçerli bir ciro silsilesiyle davalıya geçtiği, davalının yetkili hamil olduğu, fatura içeriği malların teslimi yapılmadığına yönelik iddianın bulunulmadığı gibi, davalının çeki kötü niyetli veya ağır kusurlu olarak edindiğinin de kanıtlanamadığı, bu sebeplerle çek bedelinin istirdadının talep edilemeyeceği, dava konusu çekin dava açıldıktan sonra 04/11/2020 tarihinde … İplik tarafından önceki cirantası …’a ve onun tarafından da … iade edilmiş olduğu dikkate alınarak işbu davalılar yönünden davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, davalı … Sanayi ve Ticaret AŞ. Yönünden reddine, ihtiyati tedbir kararının uygulanmamış olması nedeniyle davalı lehine kötüniyet tazminatı verilmesine yer olmadığına, davalılar …(… ) ve …San.Tic.AŞ. yönünden davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde yargılama sırasında ileri sürdüğü beyanlarını tekrar ederek, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkil şirketin keşide tarihinde değişiklik yaptığına dair herhangi bir belge bulunmadığını, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde müvekkilimin davaya konu çek yönünden borçlu olmadığı ispatlandığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti.istinaf dilekçesinde, bir kimsenin kendisinin keşide ettiği çekten haberdar olmamasının, akabinde yaptığı değişiklikten ve bizzat kendisinin attığı imzadan haberdar olmaması mümkün olmadığını, davacı şirket aleyhine asıl alacağın %20 ‘sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesi gerekirken İİK md.72/4 gereğince tedbir uygunlanmadığından tazminat talebimizin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup, yargılama sırasında istirdat davasına dönüşmüştür.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Karar davacı vekili ve davalı … Ltd. Şti vekili tarafından istinaf edilmiştir.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davanın çekin keşide tahrifat yapılması nedeniyle kambiyo vasfında değişiklik yapıldığı iddiasına dayalı olarak açıldığı, dava dilekçesinde bedelsizlik iddiasının ileri sürülmediği, HMK’nın 26.maddesi uyarınca hakimin taleple bağlı olduğu, bilirkişi incelemesi sonucu çekin keşide tarihindeki yapılan parafın davacı şirket yetkilisine ait olduğunun tespit edildiği, ihtiyati tedbir kararının uygulanmaması nedeniyle davalı … Ltd. Şti’nin talep ettiği kötü niyet tazminatının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekili ve davalı … Ltd. Şti vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin ve davalı …. Ltd. Şti vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yönünden alınması gereken 269,85- TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı yönünden alınması gereken 269,85- TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15TL harcın davalı … Ltd. Şti’nden alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapıldığı anlaşılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olarak toplam 26,00 TL posta masrafının 1/2 oranında 13,00TL’nin davalı … Ltd. Şti’nden alınarak davacıya verilmesine,5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapıldığı anlaşılan posta, tebligat, müzekkere, bilirkişi ücreti olarak toplam 50,00TL posta masrafının 1/2 oranında 25,00TL’nin davacıdan alınarak davalı … Ltd. Şti’ne verilmesine,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/11/2023