Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/365 E. 2023/1745 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/365 Esas
KARAR NO: 2023/1745
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2021
NUMARASI: 2019/752 Esas – 2021/790 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 24/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkili şirket arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, davalı sözleşme hükümlerine aykırı davrandığından, davalı kiracı şirkete ihtarname keşide edilerek 60 günlük yasal süre içinde kira borcunun ödenmesi, aksi takdirde sözleşmenin fesih edileceğini ve fesih süresi sonundan itibaren 3 gün içerisinde sözleşme konusu malları tesliminin ihtar edildiğini, işbu ihtarnamelerin kiracı şirket yetkisine usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davalı kiracının işbu ihtarımıza rağmen borçlarını ödemediğini davalının sözleşme hükümlerine uymaması neticesinde sözleşmenin fesh edilmiş olması, davalı ile müvekkili arasında sürekli borç ilişkisinin sona erdiğini ve davalının haksız zilyet durumuna düştüğünü, davalı tarafın kiralama konusu malları müvekkili tarafa iade edilmediğinden ihtiyati tedbir kararıyla müvekkili şirkete teslimini talep etme zorunluluklarının hasıl olduğunu ve ihtiyati tedbir kararı alındığını belirterek, sözleşmenin feshinin tespiti ile birlikte finansal kiralama konusu 1 adet 2016 model … marka … Torna Tezgahı (Seri no: …) malın müvekkiline iadesini, mahkeme masraf ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı taraf ile finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini müvekkilinin bu sözleşmenin kendisi tarafından yüklenilen ödeme edimini sözleşmenin değeri olan 73.000 EURO’nun 50.000 EURO olan kısmını yerine getirdiğini, sözleşmeden kararlaştırılan bedelin büyük bir bölümü ödendiğini, finansal kiralamanın yapıldığı dönem dönemde EURO kurunun 3.2912 olduğunu, öngörülmeyecek şekilde kur artışı olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olarak bu konuda yapılandırma talep ettiğini, firma tarafından kabul görmediğini, sözleşmenin davacı tarafından hazırlanan genel sözleşmelerden olup, müvekkilinin sözleşmenin hazırlanmasına etkisinin olmadığını, bu nedenle müvekkilinin yükümlülüklerini ağırlaştırılan maddeleri kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini, döviz cinsinden kurulan sözleşmenin TL’ye uyarlanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/11/2021 tarihli 2019/752E. – 2021/790K. sayılı kararıyla; “…Bu açıklamalar ışığında dosya incelendiğinde, davalının süresinde ödemeleri yapmadığı ve sözleşmenin feshine sebep olduğu anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan rapor değerlendirildiğinde, davalı kiracının finansal kiralama sözleşmesinde belirtilen ödeme tablosu dahilinde kira bedelini ödemediği saptanmıştır. 6361 sayılı Kanun 23/1.maddesi uyarınca finansal kiralama konusu malın mülkiyeti kiralayana aittir. Yine 6361 sayılı Kanun’un 33/1maddesi hükmüne nazaran da sözleşmenin kiralayan tarafından feshi halinde kiracı malı iade ile yükümlüdür. Bu noktada davalının sözleşmenin uyarlanmasına dair savunmasına da değinmek gerekmektedir. Davalı tarafça sözleşmenin uyarlanması talebi mahkememiz vasıtası ile ileri sürülmüştür. Bu durumda mahkememiz bu talebi yenilik doğuran bir dava hakkı olarak değerlendirmektedir. Zira dava neticesinde önceki durumdan farklı yeni bir durum oluşacaktır. Yenilik doğuran dava hakları, ancak dava yoluyla kullanılabilir. Burada açılan dava yenilik doğuran dava, hakimin vereceği karar ise yenilik doğuran hükümdür. Burada hakimin vereceği karar ile yeni bir hukuki durumun meydana gelmesi söz konusudur ki buna “hükmün kurucu etkisi” denir . Bu bakımdan yenilik doğuran dava hakkı, hak sahibinin tek taraflı irade beyanıyla kullanılır. Hak sahibinin dava açması hem bir usuli işlem hem de bir irade açıklaması niteliğindedir. Burada hak sahibinin muhataba yöneltilmiş bir iradesi bulunmaz, zira bu davada muhatap yani davalı bir davranışta bulunmaya mahkûm edilmez. Burada hükmün kesinleşmesiyle beraber kurucu (inşai) etkisi ve sonuçları kendiliğinden oluşur. (Dr. Latif TİLE; Uyarlama Sebebi Olarak Aşırı İfa Güçlüğü, s.221 Antalya 2018 Eren’den naklen) Davalı tarafça cevap dilekçesi ile uyarlama talep edilmiş ise de bir dava olarak ileri sürülebilecek bu talebin cevap dilekçesinde bir savunma olarak ileri sürülmesi mümkün görülmemiştir. Davalı tarafça sözleşmenin uyarlanması talebini içeren bir karşı dava bulunmamaktadır.Bu nedenle davalının sözleşmenin haksız nedenle feshedildiği süresinde ödeme yaptığını ispatlayamadığı değerlendirilerek; -Davanın KABULÜ ile, Davacı Finansal Kiralama şirketi ile davalı arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesine konu 1 Adet … marka, 2016 Model yılı, … Model, … Seri NoLU Cnc Torna Tazgah makinasının tüm teçhizat ve aksesuarıyla davalıdan teslim alınarak davacı şirkete AYNEN İADESİNE, ” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporundaki görüşe göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, borcun büyük bir kısmının ödendiğini, buna ilişkin itirazlarının Mahkemece dikkate alınmadığını,Yargılama boyunca belirttikleri olağanüstü kur artışları, mücbir sebepler, sözleşmenin Türk Lirasına uyarlanmasına ilişkin hususlar, ifa zorluğu, sözleşmenin genel sözleşmelerden olduğu ve ağırlaştırıcı unsurların kabul edilemeyeceği aşikâr iken bu savunmalarının göz ardı edildiğini, Sözleşme borcunun büyük kısmının ödenmiş olup, kalan kısım için davacı tarafından icra takipleri başlatıldığı halde sözleşmenin iptali ile malın iadesi yönündeki karşı taraf taleplerinin aşırı olduğunu, İstanbul Adliyesinde icra takipleri başlatıldığını, davalı ve eşinin araçlarına, gayrimenkullerine hacizler konulduğunu, borcun tahsil kabiliyetinin söz konusu olduğunu, davacının kötü niyetli şekilde haksız olarak malın iadesini istediğini, açıkça hakkını kötüye kullandığını, gerekçeli kararda bu hususun yer almamasının açık bir bozma sebebi olduğunu,İlk derece hakimliğince ihtarların usule uygun tebliğ edildiğini belirterek hüküm tesis etmiş olsa da, Mahkemece ilgili noterliklere müzekkere yazılarak tebligata ilişkin bilgilerin alınması gerektiğini, Noterliklerden gelecek cevaplarda görüleceği üzere usule uygun bir ihtarname ve tebliğinin söz konusu olmadığını, bu nedenle davanın zaten usulsüz açılmış sayılması gerekeceğini,Borcun büyük bir kısmı ödeyen ve kalan kısmında ödemek isteyen müvekkili açısından malın iadesinin büyük bir zarara ve haksızlığa yol açacağını, müvekkilinin borcunu ödemek istese de davacı tarafından talep edilen tutar ile raporda ortaya çıkan alacak arasında büyük bir fark bulunduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı asil daha sonra dosyaya sunduğu ek istinaf dilekçesinde ise; mahkemenin salt davacı lehine hükümler içeren sözleşmenin denkliği konusunda değerlendirme yapmadığını, eksik ve yanlış olarak düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak karar verildiğini, Mücbir sebeplerin tartışılmadığını ve riayet edilmediğini, sözleşmeye konu malın çok düşük bir meblağ ile satıldığını, kendisine haber verilmediğini, bu nedenle mağdur olduğunu,Mahkemece kendisinin öncelikli alım hakkının göz ardı edildiğini, Adil yargılanma hakkının, silahların eşitliği ilkesinin ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, yeniden esas hakkındaki talepleri doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya içinde bulunan İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1343 D.İş sayılı dosyası incelendiğinde; … A.Ş. Tarafından … aleyhine ihtiyati tedbir talep edildiği, Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 1 adet 2016model … marka … Torna Tezgahı Seri no: … ibaret malların yediemin sıfatı ile ihtiyati tedbir talep edene teslimine karar verildiği tespit edilmiştir. Dosyada mevcut sözleşme örneği incelendiğinde; davacı şirket ile davalı arasında 10/06/2016 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 30. maddesinde kiralayanın kira bedellerinin belirlenen vade ve miktarda ödenmemesi halinde Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun sözleşmenin feshine ilişkin düzenlemeleri uyarınca sözleşmeyi fesih hakkına sahip olduğunun düzenlendiği görülmüştür. Beyoğlu … Noterliğinin 19 Eylül 2019 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; davacı şirket tarafından davalıya 26.381,14 Euro ve 3.980,82 Euro borcun tebliğ tarihinden itibaren üç gün içinde ödenmesi, aksi takdirde kiralananın geri alınabileceği, yasal yollara başvurulabileceğinin ve sözleşmenin feshedilebileceğinin ihtar edildiği, ihtarnamenin davalıya 20 Eylül 2019 tarihinde tebliğ edildiği, Yine Beyoğlu … Noterliğinin 11 Haziran 2019 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi incelendiğinde; davacı şirket tarafından ihtarnamenin 4. maddesinde belirtilen borçların 60 gün içinde ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedilebileceğinin ihtar edildiği, ihtarnamenin davalıya 13/06/2019 tarihinde tebliğ edildiği tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesince muhasebe ve denetim finans uzmanı bilirkişiden alınan 15/06/2021 tarihli raporda;”…davacı finansal kiralama şirketi ile davalı kiracı arasında finansal kiralama sözleşmesinden doğan finansal kiralama borcundan ötürü davalı yana Beyoğlu …Noterliği’nin 11.06.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Beyoğlu ….Noterliği’nin 19.09.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek gönderildiğini ve tebliğ edildiğini, 10.06.2019 ihtar bakiye tarihi itibariyle davacı finansal kiralama şirketinin ticari defterlerinde davalının davacıya 10.06.2016 Tarih-… Numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi’nden doğan; 6.477,77-EUR vadesi geçmiş kira borcu, 459,00-EUR vadesi geçmiş sigorta prim borcu olmak üzere 6.936,77-EUR tutarında ve 2.329,62-TL tutarında masraf borcunun kayıtlı bulunduğunun saptandığını, davacı finansal kiralama şirketi tarafından 11.06.2019 tarihinde keşide edilerek gönderilen ihtarnamenin davalı kiracıya 13.06.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnamede bildirilen 60 günlük ödeme süresi bitim tarihi ile sözleşme fesih tarihinin tatil günleri dikkate alınmak suretiyle 15.08.2019 tarihi olduğunu, davacı finansal kiralama şirketi tarafından finansal kiralama sözleşmelerinin feshedildiğine, vadesi geçmiş finansal kiralama borçlarına ilaveten muaccel hale gelen kira bedellerinin 3 gün içinde ödenmesine ve finansal kiralama sözleşmesine konu mallarında 3 gün içinde şirkete iade ve teslim edilmesine ilişkin olarak keşide edilen ihtarnamenin davalı kiracıya 20.09.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnamede verilen 3 günlük ödeme ve mal iade süresinin de tatil günleri dikkate alınmak suretiyle 25.09.2019 tarihinde dolduğunu,25.09.2019 tarihi itibariyle davacı finansal kiralama şirketinin ticari defterlerinde davalının davacıya 10.06.2016 Tarih-… numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi’nden doğan 10.659,06-EUR tutarında vadesi geçmiş kira borcunun, 459,00-EUR tutarında vadesi geçmiş sigorta prim borcunun, 3.009,84-TL tutarında masraf borcunun, 61 KDV Dahil 13.497,05-EUR tutarında vadesi gelecek kira borcunun kayıtlı bulunduğunu, taraflar arasında akdedilen finansal kiralama sözleşmesi ile serbestçe belirlendiği şekilde işbu tarihe kadar işleyen temerrüt faizi hariç olmak üzere 24.615,11-EUR (25.09.2019 tarihli T.C. Merkez Bankası EUR/TRY Efektif Satış Kuru:6.2750-TL üzerinden karşılığı 154.459,82-TL’dir.) ile 3.009,84-TL’den oluşan toplam 157.469,66-TL tutarında finansal kiralama borcu bulunduğunun saptandığını, finansal kiralamaya konu malın teslim alındığı şekilde kiralayana iade ve teslim edilmesi borcu ile sözleşme fesih şartlarının gerçekleşmiş olduğunu” mütalaa etmiştir.Davacı tarafça dosyaya sunulan 28/02/2021 tarihli değerleme raporu incelendiğinde; davaya konu kiralanan eşyanın değerinin 302.400,00 TL olduğunun tespit edildiği, davacı tarafça eksik harcın tamamlandığı tespit edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama sözleşmesinin feshi nedeniyle kiralananın iadesi davasıdır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından karara karşı istinaf yargı yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı tarafça sözleşmenin feshine dair kendilerine usulüne uygun olarak ihtarname tebliğ edilmediği iddia edilmişse de, dosya içinde bulunan tebliğ belgeleri ile her iki ihtarnamenin de davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Ayrıca davalının cevap dilekçesinde ve ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında bu yönde bir itirazda bulunmadığı, bu nedenle HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca istinaf aşamasında ileri sürülen bu savunmanın dinlenemeyeceği anlaşılmıştır.Davalı tarafça kurdaki beklenmeyen artış nedeniyle sözleşmenin uyarlanmasını talep etmelerine rağmen bu konuda değerlendirme yapılmadığı savunulmuşsa da, sözleşmenin uyarlanması talebinin ayrı bir dava konusu olduğu, davalı tarafça bu konuda usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı, bu konunun yalnızca cevap dilekçesinde ileri sürüldüğü, bu nedenle mahkemece bu konuda değerlendirme yapılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekili, borcun büyük kısmının ödenmesine rağmen hem kiralananın iadesine karar verilmesi, hem de davacı tarafça alacağının tahsili için icra takibine başlanmasının müvekkilinin mağduriyetine neden olduğunu ve davacının hakkını kötüye kullandığını belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre kiralayanın kira parasını ödemekte temerrüde düşmesi halinde sözleşmenin feshedileceğinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin feshi nedeniyle kiralanan malın kiralayan davacıya iade edilmesi gerektiği, alınan bilirkişi raporu ile davalının toplam 157.469,66 TL tutarında finansal kiralama borcu olduğunun hesaplandığı, davacının sözleşme feshedilene kadar olan dönem için kira alacaklarını talep etmesinin yanı sıra kiralananın iadesini de talep edebileceği, bu durumun hakkın kötüye kullanılması olmadığı, Mahkemece usulüne uygun olarak yargılama yapıldığı, davalı tarafa savunma yapma, delillerini bildirme haklarının tanındığı, adil yargılanma hakkının, silahların eşitliği ilkesinin ve hukuki dinlenilme haklarının ihlal edilmediği kanaatine varılmakla, davalı vekilinin tüm istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 20.656,94 TL harçtan, peşin alınan 5.164,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.492,44 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2023