Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/351 E. 2023/1737 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/351 Esas
KARAR NO: 2023/1737
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ18/11/2021
NUMARASI: 2019/982 Esas – 2021/880 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekiliBakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde; davalının müvekkili aleyhinde bonodan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden takip başlattığını, bonodaki yazı ve imzanın müvekkiline ait olmadığını, bononun sahte olarak düzenlendiğini, ayrıca bono vasfının da bulunmadığını, bono ön yüzünde müvekkili ile birlikte …arslan isimli şahsın kefil olarak gösterildiği, fakat aynı şahsın bono arka yüzünde de cirosunun bulunduğu ve bono emrühavalesine düzenlenen davalı/alacaklının bono arka yüzünde cirosunun bulunmadığını, bu şekilde bononun ciro silsilesinin de bozuk olduğunu belirterek, müvekkilinin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası bakımından davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/187 Esasa,2019/250 Karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilerek dosyanın Bakırköy 5.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2021 tarihli 2019/982E. – 2021/880 K. sayılı kararıyla; “…mahkememizce aldırılan ve hükme esas alınan her iki raporda da davaya konu senedin üzerindeki imzaların davacı …’ın el ürünü olmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına konu 20/05/2015 düzenleme 23/12/2015 vade tarihli, 16.220,00TL bedelli senet nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, İİK.72/5 maddesinde; “borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa , talebi üzerine , borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar , haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın % 20’sinden aşağı olamaz. ” denmektedir. İş bu kanun hükmüne göre davacının lehine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; yargılama sırasında müvekkili tarafından icra dosyasına yapılan ödemeler nedeniyle bu ödemelerin istirdatına karar verilmesini talep ettikleri halde bu konuda karar verilmediğini, salt menfi tespit kararı verildiğini, müvekkilinin 14/07/2020 tarihinde 1.719,01 TL, 18/08/2020 tarihinde 1.831,73 TL, 10/09/2020 tarihinde 1.831,73 TL, 11/10/2020 tarihinde 1.592,20 TL, 25/11/2020 tarihinde 1.987,87 TL, 18/12/2020 tarihinde 1.522,90 TL, 05/03/2021 tarihinde ise 27.662,56 TL olmak üzere toplam 38.148,00 TL ödeme yaptığını,Mahkemece hem menfi tespit hükmü verilen miktar üzerinden, hem de istirdatına karar verilen miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının talepleri gibi düzeltilerek onanmasına, müvekkili tarafından icra dosyasına yapılan tüm kesinti ve ödemelerin reeskont avans faiziyle birlikte istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.Davalının süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının imza örneğinin geç alındığını, Mahkemece kriminal rapor beklenmeden karar verildiğini, Mahkemece üç defa tedbir kararı verilmesine rağmen davacının teminatı yatırmamasının iddiasının gerçek olmadığını gösterdiğini,Davacının farklı imzalar kullandığına dair davacı tarafından kendisine verilen ve delil olarak dosyaya sunulan çekteki imzası ile dava konusu bonodaki imzasının farklılığının dikkate alınmadığını,Davacının 2016 yılından bu yana arsa ve tarlalarına haciz koyulmasına rağmen çalıştığı belediye tarafından maaşından kesinti yapılarak borcun ödenmeye başlaması üzerine bu davayı açmış olmasının ve davacının kızına haciz yapılmaması için kendisine ait tarla, ev ve bağların tapu bilgilerinin bizzat kendisi tarafından verilmiş olmasının, değer tespiti 2018 yılında yapılmasına rağmen bu zamana kadar beklenmiş olmasının dikkate alınmadığını,Davacının mahkeme huzurunda yeminli ifadesinin alınmadığını, Senette cirosu bulunan davacının öz kızının imza incelemesinin yapılmadığını,Davacının hangi imzasını sık olarak kullandığının kesinleştirilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı hakkında … numarası ile Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu yapıldığını belirterek, kararın iptaline karar verilerek yargılamanın yeniden yapılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Bakırköy … İcra Müdürlüğü ‘nün … esas sayılı takip dosyasının UYAP üzerinden yapılan incelemesinde, alacaklının …, borçlunun … olduğu, 16.220,00TL asıl alacak, 2.852,00TL faiz olmak üzere toplam 19.074,00 TL alacak için 04/05/2016 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığı, takip dayanağının 23/12/2015 vadeli senet olduğu, takip dosyasına değişik tarihlerde ödemeler yapıldığı tespit edilmiştir.Takibe konu senedin dava dilekçesinin ekinde onaylı örneğinin sunulduğu, incelendiğinde; 20/05/2015 keşide, 23/12/2015 vade tarihli, 16.220,00 TL bedelli, lehtarı …, borçlusu …, kefili … ve Yıkama … olan bono olduğu, bedelin ne şekilde alındığına dair bonoya bir açıklama yazılmadığı, bononun arkasında …’ın imzasının mevcut olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince davaya konu senet üzerinde imza incelemesi için dosyanın bilirkişi Dr. … tevdii edildiği, inceleme sonucu hazırlanan 15/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; inceleme konusu 20.05.2015 düzenleme tarihli 23.12.6015 ödeme günlü alacaklısı … borçlusu … olarak görünen 16.220TL’lık senet aslındaki imzalarının … eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.Yine Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 10/03/2021 tarihli raporuna göre; davaya konu senet üzerindeki … adına atılı imzalar ile …’ın mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72. maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı her iki taraf vekili de istinaf yargı yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; icra dosyası incelendiğinde yargılama devam ederken davacı tarafça icra dosyasına değişik tarihlerde bir takım ödemelerin yapıldığı, buna ilişkin ödeme makbuzlarının icra dosyasında mevcut olduğu, ancak davacı tarafça yargılama sırasında icra dosyasına ödeme yapıldığına dair bir delilin dosyaya sunulmadığı, bu nedenle Mahkemece istirdat konusunda bir karar verilmemesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istirdat taleplerinin reddine karar verilmiştir.Davalı tarafın istinaf talepleri incelendiğinde; Mahkemece iki adet bilirkişi raporu alındığı, son raporun İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alındığı, her iki raporda da senet üzerindeki imzaların davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, davacının bu konuda icra takibinin başlatılmasından yaklaşık üç yıl sonra bu davayı açmasının kötüniyetli olduğunu ispat için yeterli olmadığı, davacının senette imzası olduğu belirtilen kızının imzasının incelenmesine de gerek olmadığı, davalının davaya cevap dilekçesi sunmadığı ve delil bildirmediği, bu nedenle yemin deliline de dayanmadığı, davacının duruşmada yeminli olarak dinlenmesini talep edemeyeceği, davalının başkaca imzalar kullandığına dair davalı tarafça dosyaya hiçbir delil sunulmadığı, bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf taleplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmakla, davalının da istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 1-Davacı vekili ile davalının istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-Davalıdan alınması gereken 1.107,98 TL harçtan, peşin alınan 277,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 830,98 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.24/11/2023