Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/341 E. 2023/1845 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/341 Esas
KARAR NO: 2023/1845 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2019
NUMARASI: 2017/625 E. – 2019/361 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tasarımın İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkilinin TPMK nezdinde 23/11/2017 tarih ve …- … numaralı tasarım tescil başvurusunun sahibi olduğunu, davalı Şahinbey Belediyesi’nin müvekkili … stand tasarımı konusunda destek istediğini, müvekkili şirketin hazırladığı tasarımı ve fiyat teklifini davalı belediye ile paylaştığını, davalı Şahinbey Belediyesi’nin tasarımı ve fiyat teklifini aldıktan sonra müvekkili ile irtibatı kestiğini, davalı Şahinbey Belediyesi’nin 15/11/2017 ve 18/11/2017 tarihlerinde … Antalya fuarında müvekkili şirketin tescil başvurusuna konu stant tasarımını izinsiz, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak kullandığını belirterek, 15/11/2017-18/11/2017 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirilen, “…-ANTALYA Fuarı’nda müvekkili … izin alınmaksızın ve kötü niyetli olarak kullandığını ve bu suretle de müvekkili … ait tasarım hakkını ihlal ettiğinin tespitine, davalı Belediye’nin bundan böyle müvekkili …’a ait stant tasarımını hiçbir suretle kullanmamasına, tecavüzün önlenmesine, bu ihlal nedeniyle SMK’nun 159/1-ç ve SMK mad. 151/2-c (Lisans Bedeli Olarak) maddelerine istinaden; ve ayrıca HMK’nun 107. maddesi kapsamında “belirsiz alacak davası” şeklinde olmak üzere, maddi tazminat miktarının Mhakeme tarafından belirlendiğinde artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının kısa vadeli avans kredileri için öngördüğü (ticari) faiz oranı üzerinden hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsiline, bu ihlal nedeniyle, kamu hizmeti sunan kurum niteliği de dikkate alınarak, SMK’nun 146/1-ç maddesine istinaden 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsiline, nihai mahkeme kararının 5 büyük gazeteden birinde masrafı davalı belediyeden alınmak suretiyle yayınlanmasına karar verilmesini ve bu suretle de yargılama masraflarının (yasal vekalet ücreti de dahil olmak üzere) davalı belediye üzerine bırakılmasını vekaleten talep etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili dosyaya sunduğu 01/07/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 10.740,00 TL olarak ıslah ettiklerini bildirmiş, eksik harcı tamamladığı tespit edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı hususunda itirazları olduğunu, müvekkili belediyenin fuar öncesi birkaç tasarım firmasıyla iletişime geçtiğini, bu firmalardan daha önce kullanılan stantlara benzer tasarımlar oluşturmalarını istediğini, bu itibarla 2013 yılında kullandıkları stant resimlerini tasarımcı firmaya mail ile gönderdiklerini, tasarımcı firmanın, müvekkilinin 2013 yılında kullandığı stant örneğinde çok az değişiklik yaparak müvekkiline gönderdiğini, bu tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığını, müvekkilinin 15/11/2017 ve 18/11/2017 tarihlerinde … Antalya Fuarı’nda kullandığı stantta davacı …’ın tasarımından onlarca fark olan yepyeni tasarım meydana getirilip kullanıldığını, davacı tarafın manevi tazminat talep etmesinin kabul edilemez olduğunu, bu nedenlerle öncelikle dava yetkisiz mahkemede açıldığı için yetkisizlik kararı verilmesine, mahkeme yetkili olduğu kanaatinde ise davacının alacak talebi tam ve kesin olduğundan davanın usulden reddine, yine mahkeme aksi kanaatte ise esasa dair izah ettikleri noktalardan dolayı mesnetsiz ve haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince “Mahkememizce toplanan tüm deliller, taraf beyanları ve alınan bilirkişi raporu ışığında; davacı firma ile davalı belediyenin stant tasarımı konusunda görüşmeler yaptığı, davacının, davalının talebi üzerine tasarımı hazırlayarak sunduğu, bu hazırlanan tasarımın davalı iddiaları aksine önceki yıllarda hazırlanan tasarımlardan farklı ve bu itibarla yeni ve ayırt edici özelliklere haiz olduğu, davalı belediyenin davacı ile anlaşma yapmaksızın, onay ve bilgisi dışında, katıldığı fuarda söz konusu tasarım ile benzer olarak algılanan dolayısı ile iltibas ve tecavüz oluşturan stant tasarımını kullandığı kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davacı, davalıya sunduğu fiyat teklifi üzerinden tazminat hesabı yapılmasını talep etmişse de, bu teklifin piyasa koşullarının üzerinde olduğu, davalı belediyenin dava dışı firma ile yapmış olduğu anlaşmaya göre baz alınacak fiyatın ise piyasa koşullarına göre düşük kalacağı, bu itibarla tazminatın TBK 50-51 maddelerine göre belirlenmesi gerektiği anlaşıldığından, somut olayın özellikleri, tecavüzün boyutu, zararın derecesi ve olayların olağan akışına göre 6 bin TL maddi tazminata ve 3 bin TL manevi tazminata taktir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; -Davalının davacıya ait tasarıma tecavüzünün tespitine, tecavüzün önlenmesine, davalının davacıya ait …-… tescil başvuru numaralı tasarımları kullanmasının önlenmesine, -Türk Borçlar Kanunu 50. ve 51.maddeleri nazara alınarak 6.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, -Masrafı davalıdan karşılanmak üzere hüküm özetinin ülke çapında yayın yapan üç büyük gazeteden birinde ilanına,” karar verilmiştir.
İSTİNAF: Davacı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesince maddi tazminat tutarının eksik belirlendiğini, neden sektör uygulaması olan teklif tutarının %20’si olan tasarım bedeline hükmedilmediği, neden 6.000,00 TL tazminata hükmedildiğinin açıklanmadığını, tazminat belirlenirken davalının kötü niyetli olduğunun dikkate alınmadığını, Müvekkilinin maddi zararını ispatladığını, buna göre bilirkişi raporunda da tespit edilen 10.740,00 TL maddi tazminata hükmedilmesi gerekirken TBK’nun 50 ve 51. maddelerine göre tazminat belirlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, tazminatın kusurun ağırlığına göre belirlenmesi gerekirken davalının kusurlu ve kötü niyetli olduğunun dikkate alınmadığını, Mahkemece davalının kötü niyetli olduğu dikkate alınmadığından manevi tazminata da eksik hükmedildiğini, Müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz edildiğinin tespit edilmesine rağmen müvekkili lehine tecavüzün tespiti talebiyle ilgili vekalet ücretine hükmedilmediğini belirterek, belirtilen üç husus açısından ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın esastan kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; davacının tasarım tescil başvurusunun 23/11/2017 tarihinde yapıldığını, başvurunun tescilli bir başvuru olmadığını, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 58. maddesine göre “Tescilsiz tasarım sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması halinde verir” denildiğini, davacı tarafın tasarımın tescil başvurusundan önce kötüniyetli olarak müvekkili belediye tarafından kullanıldığını iddia ettiğini, kamu kurumu olan müvekkilinin kötü niyetli olamayacağını, müvekkilinin fuar için başka bir firmayla anlaşarak yarı fiyatına söz konusu işi yaptırdığını, Davacının davaya konu tasarımları kendisinin yarattığına dair iddiasının doğru olmadığını, müvekkilinin tasarım tescil başvurusuna itiraz ettiğini, müvekkilinin kullandığı tasarımlar ile davacının tasarımlarının benzer olmadığını, örneğin davacı tarafın kendisine ait olduğunu iddia ettiği tasarımdaki 4 bölmeli ahşap sütunun belediyenin … Fuarı’nda kullandığı tasarımda bulunmadığını, aynı zamanda mimari ve kullanılan materyallerin de farklı olduğunu, bu farklılıklara örnek olarak; Standın arka cephesinin tamamen farklı olduğunu, Kolonların ahşap ayak şeklinde olduğunu, Sarkıt lambalarının kullanıldığını,Ağaç renginin davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği tasarımdan farklı olduğunu,Sandalyelerin, zemin ve dekoratif cam fanusların iddia olunan tasarımdan farklı olduklarını,TV ünitelerinin yerlerinin farklı olduğunu, Davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde her iki tasarımın da beyaz gövde ve beyaz kolonlardan oluştuğunu ve ahşap rengi sütunlar kullanıldığını, kolonların dönüş şekillerinin aynı olduğunu belirterek tasarımların aynı olduğunu iddia ettiğini, beyaz renk ve ahşap renk kombinasyonunun her tasarımda bulunabileceği gibi, kolonların dönüş şeklinin de bulunmadığını, her kolonun düz olacak şekilde konumlandırıldığını, tasarımlar arasında aynı olacak şekilde benzerlik bulunmadığını, Yerel Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda benzer olarak sunulan maddelerden:a.) Sütun aralarında ki bitki detaylarında bitki sayılarının ve konumlarının farklı alanlarda kullanıldığını, ancak bilirkişilerce hatalı olarak benzer olduğu yönünde görüş bildirildiğini, bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinin ekinde sundukları resimlerden de açıkça anlaşılacağı üzere, bitkiler sayı olarak farklı olduğu gibi yerleştirme konumlarının da çok farklı olduğunu, b.) Sütunların önündeki banko yerleşimlerinin konumları gereği farklılık oluşturduğunu, projede standın köşelerinde yer alan bankoların uygulamada içeride ve farklı tasarımda kullanıldığını, uygulamada projede olmayan dekoratif cam fanusların bankoların yanında kullanıldığını, bilirkişilerce bu hususun yine dikkate alınmadığını ve hatalı olarak benzer olduğu yönünde görüş bildirildiğini, ancak alanında uzman olmayan herhangi birisinin dahi ilk bakışta bankolar arasındaki farkı anlayabileceğini ve benzer olmadığına kanaat getirebileceğini, bilirkişi heyetinin, karşılaştırılan stantlarda bulunan bankoda; cam fanus gibi esaslı bir fark olmasına karşın stantların benzer olduğu yönünde görüş bildirmesine katılmanın mümkün olmadığını, c.) Televizyonun uygulamada 2 adet, projede 1 adet olduğunu, projede yatay duvar üzerinde konumlanan TV’nin uygulamada 90 derece gelen duvar üzerine konumlandırıldığını, buna rağmen bilirkişi heyetince benzer olduklarının bildirildiğini, ancak gerek adedi, gerek konumu açısından farklı olduklarının net bir şekilde görüldüğünü, d.) Projede logo yerinin farklı olması ile birlikte pleksi üzerine uygulandığını, uygulamada alüminyum profiller üzerinde forex üzeri dijital baskı uygulandığını, bilirkişi heyetince söz konusu detayın da dikkate alınmadan benzer olduğu yönünde görüş bildirildiğini, e.) Taşıyıcı kolonların projede profil ayak, uygulamada ahşap ayak şeklinde olduğunu, bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinin ekinde sunmuş oldukları resimlerde bu farklılığın da açıkça görüldüğünü, f.) Zeminin projede beyaz suntalam, uygulamada (100 cm*100 cm) karolaj zemin şeklinde olduğunu, yine bu farklılığın da hatalı olarak benzer bir detay gibi belirtildiğini,g.) Standın arka cephesinin tamamen farklı dizayn edildiğini, görsellerin yerleşimi ve sütunların tasarımlarının tamamen birbirinden farklı olduklarını, uygulamada yer alan logo ve kabartma harflerle yer alan yazı alanının projede yer almadığını, bilirkişi heyetinin böyle bir farklılık olmasına karşın benzer oldukları yönünde görüş bildirmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu raporun çelişkiler içermekte olup, hükme esas alınacak nitelikte olmadığını, ancak yerel Mahkeme tarafından bu itirazlarının dikkate alınmadığını ve yeterli inceleme yapılmadığını, Yine yerel Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilirkişi heyetince hiç dikkat edilmeyen ve söz konusu bilirkişi raporunda belirtilmeyen diğer farklılıkların da;a.) Uygulamada dekoratif sarkıt lambalar kullanıldığını, aydınlatma unsurlarının tamamen farklı olduğunu, b.) Kullanılan ağaç renginin projedekinden farklı olduğunu,c.) Uygulamada projede olmayan dekoratif cam fanuslar (2 adet) kullanıldığını, d.) Vip alanda projede görsel kullanıldığını, uygulamada görsel ve TV kullanıldığını, duvar kâğıdının tamamen farklı olduğunu, e.) Vip alanın oturma düzeninin projedekinden farklı olduğunu, 2 oturma grubundan oluştuğunu,ü sandalye ve masaların tasımları farklı olduklarını, f.) Vip alanında projede farklı renk parke, uygulamada açık renk parke kullanıldığını,g.) Camlı podestlerin projedekinden farklı olduğunu belirterek, tüm bu nedenlerle mahkeme kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi talep ettiğini bildirmiştir. Davalı tarafça karar ve ilam harcının eksik yatırılması nedeniyle davalıya harcı tamamlaması için muhtıra tebliğ edildiği halde harcı tamamlamadığından, ilk derece mahkemesinin 15/12/2021 tarihli ek kararı ile davalının istinaf başvurusunun HMK’nun 344. Maddesi gereğince yapılmamış sayılmasına karar verildiği, kararın davalı vekiline 21Ocak 2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen karara karşı istinaf yoluna başvurmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf talepleri incelenmemiştir.
DELİLLER: Davacıya ait tasarım tescil belgesi incelendiğinde; … başvuru numaralı ve 23/11/2017 başvuru tarihli tasarımın tescil işlemlerinin devam ettiğinin bildirildiği, bilirkişi raporunda tasarımın 11/12/2017 tarihinde tescil edildiğinin belirtildiği tespit edilmiştir. Mahkemece bir tasarım uzmanı, bir sektör bilirkişi ve bir hesap bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan oldukları 14/03/2019 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; davacı tarafa ait … numaralı tasarımın 23/11/2017 tarihinde tescil edildiğini, davacı tarafa ait … numaralı tasarım ile Davalı Şahinbey Belediyesi’nin 15/11/2017 ve 18/11/2017 tarihlerinde … Antalya Fuarı’nda kullandığı stant arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığını, bu sebep ile benzer olarak algılandıklarını, davacının tasarlamış olduğu stant ile davalı belediyenin fuar öncesi 2013 yılında kullandıkları stantın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar ve ayırt edici yanlar bulunduğunu, davacının tasarladığı standın koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarına sahip olduğunu, davacı tarafın ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğunu, emsal lisans sözleşmeleri ve ekinde yer alan fiyat teklifleri doğrultusunda, davacı tarafın maddi tazminat talebine ilişkin yapılan hesaplamalarda, davacı tarafın, davalı belediyeye gönderdiği fiyat teklifi üzerinden yapılan hesaplamaya göre 10.740,00 TL’si muhtemel kazanç kaybı olduğu, davalı belediyenin dava dışı şirketle yaptığı sözleşme karşılığında ödediği bedel üzerinden yapılan hesaplamaya göre ise 4.550,00 TL muhtemel kazanç kaybı olduğu, hangi tutarın dikkate alınacağına yönelik takdirin sayın mahkemeye ait olduğu” yönünde görüş bildirdikleri anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, tescilli tasarımdan kaynaklanan haklara tecavüzün tespiti ve önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasıdır.Mahkemece davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı vekili hükmedilen maddi ve manevi tazminat turalarının eksik olduğunu belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, dava dilekçesinde 5.000,00 TL manevi ve 1.000,00 TL maddi tazminat talep ettiği, ıslah dilekçesi ile de maddi tazminat talebini 10.740,00 TL olarak ıslah ettiği, talep edilen tazminat tutarlarının HMK’nun 341/2. maddesi uyarınca kesinlik sınırında kaldıkları anlaşılmakla, maddi ve manevi tazminat tutarlarına ilişkin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf talebiyle ilgili yapılan incelemede; ilk derece mahkemesince davalının davacıya ait tasarım haklarına tecavüzünün tespitine ve tecavüzün önlenmesine karar verilmesine rağmen, bu taleple ilgili vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden esas hakkında karar verilerek davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına,2-Davacı vekilinin istinaf taleplerinin kısmen KABULÜNE, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNİN 24/10/2019 tarihli, 2017/625 Esas, 2019/361 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,a-)Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile; b-)Davalının davacıya ait tasarıma tecavüzünün tespitine, tecavüzün önlenmesine, davalının davacıya ait … tescil başvuru numaralı tasarımları kullanmasının önlenmesine, c-)Türk Borçlar Kanunu 50. ve 51.maddeleri nazara alınarak 6.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ç-)3.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, d-)Masrafı davalıdan karşılanmak üzere hüküm özetinin ülke çapında yayın yapan üç büyük gazeteden birinde ilanına,3-İlk derece yargılaması yönünden;a-)Alınması gereken 614,79 TL karar ve ilam harcından peşin alınan, 102,47 TL peşin harç ve 167,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 345,32 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, b-)Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tasarım hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi talebi üzerinden hesaplanan 25.500,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, c-)Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,ç-)Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-)Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen maddi tazminat talebi yönünden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,e-)Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 3.931,00 TL ücret takdirine, bu ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,f-)Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvuru harcı, 102,47 TL peşin harç ve 167,00 TL ıslah harcı, 2.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 268,40 TL tebligat/posta masrafı olmak üzere toplam 2.669,27 yargılama giderinin kabul/red oranına göre 1.526,27 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, g-)Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,4-İstinaf yargılaması yönünden;a-)Davalı vekilinin istinaf talebi incelenmediğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,b-)Davacının istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,c-)İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 242,60 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere topla 404,70TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ç-)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,d-)Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 07/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.