Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/331 E. 2023/1602 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/331 Esas
KARAR NO: 2023/1602 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2021
NUMARASI: 2020/288 E., 2021/198 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket aleyhine davalı şirket tarafından 12.430,00 TL fatura alacağı tahsili istemiyle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin böyle bir borcunun olmadığını, takip dayanağı faturanın itiraz edilerek davalıya iade edildiğini, faturaya dayanak yapılan şeyin 288 Euro bedelli bir malzemeye dayalı olduğu ve malzemenin … Müşavirliği Ltd. Şti. Tarafından nakliyesinin İspanya’dan “…” klozu ile 30.03.2011 tarihinde yapılarak Erenköy Gümrük Gümrük Müdürlüğünde … Antrepoya bedelsiz olarak teslim edildiğini, müvekkiline hiçbir bildirimin yapılmadığını, malın antrepoda 3,5 yıl bekletilmesi ve bekleme süresi için antrepo bekleme ücreti istenmesinin yasal düzenlemelere aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, alacaklının haksız ve kötü niyetli icra takibi nedeniyle asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak aleyhine icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının faturayı tebliğ aldığını, süresi içinde itiraz etmediğini, faturayı kabul etmiş olduğunu, fatura alacağı için icra takibi başlatıldığını, davacının ödeme emrine itiraz etmediğini, 30/03/2011 tarihinde Gümrük Beyannamesi verildiğini ve Gümrük Beyannamesinin verilmesinden sonra davacının eşyanın müvekkili şirketin antreposunda olduğunu bilmediğinin iddia etmesinin kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, taraflar arasında bir sözleşme kurulduğunu, yasaya göre eşyanın antrepoda kaldığı sürece antrepo ücreti talep edilebileceğini, antrepo ücretlerinin serbest piyasa rayiçlerine göre belirlendiğini, yükün antrepoya teslimiyle davalı depo tarifesinin de kabul edilmiş olacağını savunarak, davanın ve haksız ve hukuki dayanaktan yoksun icra inkar tazminatı talebinin reddine, davacının % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, Dairemizin 2017/4806 E-2020/1088 K.sayılı kaldırma kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda; davacının dolaylı temsilcisi gümrük müşavirine vekalet verdiği, gümrük müşavirinin iş bu vekalete binaen Erenköy Gümrük Müdürlüğünden … sayı ve 30/03/2011 günlü antrepo beyannamesini tescil ettirdiği, eşyanın 30/10/2011 tarihinde tasfiyelik hale gelmiş olmasına rağmen, tasfiye sürecinin mevzuatın öngördüğü sürelerde davalı antrepo işleticisi tarafından yerine getirilmediğinden eşyaların uzun süre antrepoda kalmasına antrepo işleticisinin sebebiyet verdiği, diğer yandan davacının bu süreçte söz konusu eşyanın teslim alınması hususunda eylemde bulunmaması nedeniyle müterafik kusurunun bulunduğu kanaati ile bilirkişi raporunda eşyanın antrepoya alındığı tarih ile icra takibine dayanak fatura tarihi arasında hesaplanan 6.689,77-TL’sı tutar ile ilgili mevzuat kapsamında anılan Genelge ile belirlenen süre dikkate alınarak hesaplanan 1.358,65-TL’sı tutar arasında oluşan fark tutar olan 5.331,12-TL’sı tutarın %20’si oranında müterafik kusur uygulanarak 7.422,68-TL’sı tutarında borçlu olmadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibe konu borcu alacaklısına ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiğinden davalı tarafın %20 tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, davanın 7.422,68-TL’lik kısmının kabulüne, 5.331,12-TL’lik kısmının reddine karar verilmiş; davacı vekili reddedilen kısım yönünden kararı istinaf etmiş; davalı vekili de istinafa cevap dilekçesinde katılma yoluyla istinaf talebinde bulunmuştur. Karar tarihi itibariyle davanın reddedilen kısmı kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL’nin altında kaldığından davacının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. HMK’nın 348/2.maddesine göre; “İstinaf yoluna başvuran, bu talebinden feragat eder veya talebi bölge adliye mahkemesi tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın talebi de reddedilir.” Davalı yönünden istifa konu miktar her ne kadar istinaf sınırının üzerindeyse de, HMK’nın 348/2.maddesi uyarınca davacının istinaf talebi esasa girmeden reddedildiğinden; davalının istinaf talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: 1-Davacı yönünden istinaf incelemesine esas miktar, HMK’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 5.880,00TL’nin altında kaldığından, aynı Kanun’un 352.maddesi uyarınca davacının istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE, 2-Davacının istinaf talebi kesinlik sınırı nedeniyle esasa girmeden reddedildiğinden; HMK’nın 348/2.maddesi uyarınca davalının katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinin REDDİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar peşin harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/11/2023