Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/326 Esas
KARAR NO: 2023/1867
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ İstanbul Anadolu 1. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 17/06/2021
NUMARASI: 2018/301 2021/126
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu; ( müzakereden çıkan dosyalar için )
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” markasının sahibi olduğunu, İstanbul Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerince Bakırköy 2. Sulh Ceza Hakimliği’ndin arama el koyma kararına istinaden davalının adresinde yapılan arama neticesinde davalıya ait … marka 1924 adet çanta, 921 adet şal, 611 adet şal, 22 adet şal, 1145 adet eşarp, 40 adet valiz, 120 adet kemer cinsi eşyaya el konulduğunu, ürünlerin fotoğraflarının çekilerek müvekkiline gönderildiğini, müvekkili tarafından ürünlerin taklit olduğunun teyit edildiğini, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek, davalının eylemlerinin marka haklarına tecavüz eylemi ve haksız rekabet eylemi olduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, giderilmesine, hızlı imhasına, depolama-sundurma ücretinin davalıya tahmiline, mahkeme kararının Türkiye’nin bütününde yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede masrafları davalı tarafından karşılanmak üzere yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında ceza soruşturmasının devam ettiğini, müvekkiline yapılan arama işleminin yasaya uygun yapılmadığını, bu nedenle bu aramaya dayanılarak dava açılamayacağını, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Bölge Müdürlüğü Ekiplerince tutulan arama ve el koyma tutanaklarında bu hususlara değinilmediğini, yasanın zorunlu tuttuğu kişilerin adlarının tutanakta yer almadığını, bu nedenle yasaya aykırı olarak elde edilen bu tutanağın delil olarak kabul edilemeyeceğini, davalının olayla ilgisinin kesin ve kuşkuya yer verilmeyecek şekilde ispatlanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü Erenköy Tasfiye İşletme Müdürlüğü tarafından … marka ve şekil ibareli 1924 adet çanta, 921 adet şal, 1145 adet eşarp, 40 adet valiz, 120 adet kemer ürünlerinin Kaçak Eşya Teslim Tutanağı ile tasfiye işlemlerinin durdurulmasına karar verildiği, bundan dolayı davalı hakkında marka hakkına tecavüz suçundan dolayı açılan ceza davasında 1 yıl 15 gün hapis ve 100,00 TL adli para cezası verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, stanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü tarafından el konulan ürünler üzerinde davacı şirkete ait tescilli şekilde ve markaların kullanıldığı, inceleme yapılan ürünlerin taklit markalar olduğu ve imal edilirken kullanılan derinin gerçek markanın kullanıldığı deri kalitesinde olmadığı, davalı tarafça yapılan bu kullanımın markasal nitelikte olduğu ve davacı şirkete ait tescilli markalara tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile; davalının davacıya ait “… ” markasına taklit çanta, valiz, eşarp, şal ve kemer ürünleri üzerinde kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine ve giderilmesine, davaya konu taklit ürünlerin karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak sureti ile imhasına, depolama-sundurma ücretinin davalıdan alınmasına, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’ nin bütününde yayın yapan tirajı yüksek bir gazetede masrafları davalıdan alınmak suretiyle bir kez yayınlanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, yargılama sırasındaki savunmalarını tekrar ederek, müvekkili hakkında ceza davasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmediğini, ceza dosyasında verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin el konulan ve kaçak ve markalı olduğu iddia edilen malların maliki, sahibi yada satın alanı olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı adına tescilli … markasının davalı tarafça taklit ürünler üzerinde kullanılması sebebiyle meydana geldiği iddia edilen tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi ve giderilmesine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının adresinde el konulan ürünler üzerinde davacı şirkete ait tescilli ve markaların kullanıldığı, inceleme yapılan ürünlerin taklit markalar olduğu, davalı vekilinin ceza yargılamasına ilişkin itirazlarının hukuk davasında değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2023