Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/321 E. 2023/1601 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/321 Esas
KARAR NO: 2023/1601
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2021
NUMARASI: 2020/348 – 2021/1039
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin müşterisinden aldığı 9 adet çekin arabasından çalındığını, müvekkilin hırsızlık olayından sonra savcılığa şikayette bulunduğunu, ayrıca ödemeden men kararı aldığını, çalınan çeklerden işbu davaya konu … Bankası’nın … no’lu, 30/04/2018 vade tarihli çekin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla takibe konulduğunu, söz konusu çek ile ilgili olarak İstanbul 22. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/397 E. sayılı dosyasıyla yaptıkları imza itirazının itiraz eden borçlu yönünden takibin durdurulmasına karar verildiğini, imza itirazına ilişkin yargılama devam ederken, takip alacaklısı görünen davalı faktoring şirketinin haciz işlemleri sonucu çekin keşidecisinden çek bedelini tahsil ettiğini, davalı faktoring şirketinin iyi niyetli hareket etmediği, haksız ve hukuka aykırı eylemleri nedeniyle müvekkili zarara uğrattığını ileri sürerek, dava konusu çek bedelinin müvekkile işleyecek faizi ile birlikte geri ödenmesine, tespit edilmesi halinde müvekkilin maddi ve manevi zararının giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taraf yani borçlunun, takibe konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya borcunu cebri icra borcu altında olmadığını, bu nedenle işbu davayı açma sıfatına haiz bulunmadığını, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, takibe ve davaya konu olan İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının çekinde yer alan ciranta … San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin, müvekkil firmanın müşterisi konumunda olduğunu, söz konusu firma ile 18/01/2018 tarihli sözleşme ile müşteriden, takibe ve davaya konu çek de dahil olmak üzere ileri vadeli çekler alındığını, davaya konu çekin, alacak bildirim formu ile müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin üzerine düşen araştırma yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve herhangi bir sorun olmadığının görüldüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı yapılması zorunlu olan istihbarat çalışmasının yapıldığı kanaatinin oluşmadığı, ayrıca faktoring işlemine konu faturanın davalının faktoring sözleşmesi yaptığı … Tic. Ltd.Şti.’nin kayıtlarına girişinin yapıldığını belgeleyen ve her ay vergi dairesine verilmesi zorunlu olan BS formuna dahil edilip edilmediğinin de sorgulanmadığı, bu nedenle oluşan zarardan davalı faktoring şirketinin sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 21.381,60-TL’nin 10.07.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; -Husumet yokluğu ve hak düşürücü süre hususu yönünden itirazlarını tekrar ettiklerini,-6361 Sayılı Yasanın 9/2. maddesi değil, 9/3.maddesinin uygulanması gerektiğini, bu kapsamda faktoring şirketinin kambiyo senedini iktisap ederken bile bile davacının yani kendisinin zararına hareket etmiş olduğunu ispat etmesi gerektiği ancak bu yönde bir ispatın da davacı tarafça yapılmadığını,-Genişletici bir yorumla raporda yer verilen ve hükme esas alınan BA ve BS formlarının beyanında alıcı ya da satıcının bir birbirinden sorumlu olmadığın, bu formları esas alarak iki şirket arasındaki alacak borç ilişkisini tayin etmenin de mümkün olmadığını, hal böyleyken istihbarat kisvesi altında müvekkil faktoring şirketini sorumlu tutmanın faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslara açıkça aykırılık teşkil ettiğini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, davalı faktoring şirketi tarafından çekin keşidecisinden tahsil edilen çek bedelinin, çekin lehdarı olan davacıya ödenmesi istemine ilişkindir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda, yukarıda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, davaya konu çekin çalındığını, davalı faktoring şirketinin haksız ve hukuka aykırı şekilde çeki takibe koyarak, çek bedelini keşideciden tahsil ederek müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürmüştür. 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2. maddesi ”Faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal ve hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz veya tahsilini üstlenemez” hükmünü içermektedir. Yasaya göre faktoring şirketinin, faktoring işlemi ile devraldığı alacak, alacağın temliki hükümlerine tabidir. Faktoring işleminin müşteri (firma), faktoring şirketi (faktor) ve borçlu olmak üzere üç tarafı bulunmaktadır. Faktoring işleminin bu tarafları arasındaki ilişkiler yönünden 6361 sayılı Yasanın 9/2 ve 6098 sayılı TBK’nın 188/1.maddesi hükümlerinin uygulanması gerekir. Buna göre borçlu, faktoring işlemini öğrendiği sırada önceki alacaklısına karşı sahip olduğu def’ileri, alacağı faktoring sözleşmesine dayanarak devralmış olan faktoring şirketine karşı da ileri sürebilecektir. 6361 sayılı Yasanın 9/2. ve TBK’nın 188/1. maddesi karşısında faktoring işleminin tarafları arasındaki ilişkiler yönünden şahsi def’ilerin ileri sürülebilmesinde faktoring şirketinin iyiniyetli ya da kötüniyetli olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır.Somut olayda davaya konu çekin lehdarı davacı, sonraki cirantalar …Ltd.Şti ile …Ltd.Şti, hamili ise davalı olup, davacının üçlü faktoring ilişkisi içerisinde yer almadığı görülmektedir. İlk derece mahkemesince alınan 30/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda, yapılan faktoring işleminde, 6361 sayılı Kanunun 9/2. maddesine ve belirtilen Kanuna istinaden BDDK tarafından yayımlanan Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümlerine uyulduğu belirtilmiştir. Bu durumda davacının üçlü faktoring ilişkisi içerisinde yer almadığı, 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/3. maddesi uyarınca faktoring şirketinin çeki iktisap ederken kötü niyetli olarak çeki iktisap ettiği de ispatlanamadığı, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; faktoring şirketinin sorumluluğu genişletilerek, faktoring müşterisinin faturayı BS formu ile bildirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden hüküm kurularak, davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-6100 Sayılı HMK.nun 1-b-2 maddesi uyarınca; İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 15/12/2021 tarihli 2020/348 esas 2021/1039 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın REDDİNE, 4-Alınması gereken 269,85 TL ilam harcının peşin alınan 365,15TL harçdan mahsubu ile artan 95,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,6-Davacı tarafından yapılan masrafların üzerinden bırakılmasına, 7-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 8-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 54,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 274,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 10-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.02/11/2023