Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/313 E. 2022/846 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/313 Esas
KARAR NO: 2022/846
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/10/2021
NUMARASI: 2017/206 2021/184
DAVANIN KONUSU: Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesini duruşmada tekrarla; müvekkilinin Türk Patent Enstitüsü nezdinde 16/06/2009 başvuru tarihli … nolu “Sıvı Tibbi Atıkların Dezenfeksiyonunu ve Kullanılan Temizleme Solüsyonlarının Nötralizasyonunu Yapan Cihaz” başlıklı buluşu 22/08/2011 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin, TPE nezdinde tescil ettirmiş olduğu “Sıvı Tibbi Atıkların Dezenfeksiyonunu Ve Kullanılan Temizleme Solüsyonlarının Nötralizasyonunu Yapan Cihaz” ürününü incelemeli patent olarak tescil ettirmeden önce bu konuya ilişkin olarak yıllarca araştırma yaptığını, Ar-Ge çalışmaları yaptırdığını, bin bir emek ve mesai harcayarak bilim ve teknik dünyasına kazandırdığını, davalı şirketin ise 20/06/2012 başvuru tarihli ve … nolu “Nötralizasyon ve Dezenfeksiyon Cihazında Yapılan Gelişme” başlıklı faydalı modeli 21/06/2013 tarihinde tescil ettirdiğini, davalıya ait söz konusu faydalı modelin müvekkilinin faydalı modeli ile birebir aynı şekilde benzer olduğunu, faydalı modelin yeni olması gerektiğini, bir faydalı modele konu olan buluşun başvuru tarihinden önce kullanılmış olması halinde yeniliğin ortadan kalkacağını, faydalı model belgesi başvurusundan önce söz konusu buluşa konu olan bir patent veya faydalı model başvurusunun yapılmış olmasının, başvurunun ilanı daha sonra yapılmış olsa dahi yeniliği ortadan kaldıracağını, buna göre müvekkili adına 22/08/2011 tarihinde incelemeli patent olarak tescilli bulunan “Sıvı Tıbbi Atıkların Dezenfeksiyonunu ve Kullanılan Temizleme Solüsyonları Nötralizasyonunu Yapan Cihaz” isimli patentin davalının … başvuru numaralı “Nötralizasyon ve Dezenfeksiyon Cihazında Yapılan Gelişme” isimli faydalı model belgesinden önce tescil ettirildiğini, davalı şirketin müvekkilinin patent ile koruma altına aldığı ürünün aynısını veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretip satışını yaptığını ve bu eylemlerinin müvekkilinin patentten doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğini, bu nedenlerle davalıya ait … numaralı faydalı modelin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, müvekkilinin patent hakkına tecavüzün tespitine, önlenmesine ve giderilmesine, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekiline maddi ve manevi tazminat taleplerini açıklaması için kesin süre verilmiş ve 21/05/2014 havale tarihli dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini bildirmiştir. Davacı vekili vermiş olduğu ıslah dilekçesi ile 19.264,24 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı – karşı davacı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiş, karşı davasında ise; davacı- karşı davalının patentinin yenilik şartını taşımadığını bildirerek 2009/04678 nolu patentin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini istemiştir. Davalı-k.davacı vekili karşı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davalı-karşı davacıya ait makinenin bizzat incelenmesi sonucunda gerek Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/432 Esas sayılı dosyasında , gerekse Mahkememizce Gebze’ye yazılan talimat sonrasında hazırlanan bilirkişi raporları ile, incelenen makineler üzerinde “…” ibaresinin açıkça görüldüğü, her ne kadar Samsun’daki bilirkişi rapora davalı-karşı davacı tarafça itiraz edilmişse de, incelenen makinenin kendilerine ait olmadığına dair bir itirazlarının bulunmadığı, kendilerine ait … tescil numaralı faydalı modele uygun olarak üretim yaptıklarını savundukları, ancak bu faydalı modelin yenilik özelliğinin mevcut olmadığı, incelenen davalı-karşı davacıya ait cihazların davacı-karşı davalıya ait … tescil numaralı incelemeli patentinde bulunan 16 istemin tamamını barındırdığı, bu nedenle davalı-karşı davacının bu cihazı üretmesi ve satması eylemlerinin davacı-karşı davalıya ait patentten kaynaklanan haklarına tecavüz niteliğinde olduğu, davacı-karşı davalının maddi ve manevi tazminat talep edebileceği, davalı-karşı davacının ticari kayıtları bilirkişi incelemesi için sunulmadığından lisans bedeli olarak ödenmesi gereken tazminat tutarının kesin olarak tespit edilemediği, bu nedenle tazminat tutarının BK’nun 50. maddesi uyarınca mahkememizce takdir edilemesi gerektiği anlaşılmakla, davalı-karşı davacının kusur derecesi, tecavüz edilen patentin tescil süresi, buluş konusunun önemi, tecavüzün niteliği ve devam ettiği süre, tarafların mali durumları dikkate alındığında davacı-karşı davalının ıslah dilekçesi ile talep ettiği 19.246,24 TL maddi tazminat ve dava dilekçesi ile talep edilen 5.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu” gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, davalı karşı davacı vekili bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının patente tecavüz taleplerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira müvekkilinin 20/06/2012 tarihinde FM başvurusunu yaptığını ve 21/06/2013 tarihinde tescil edildiğini, bu süreçte davacı ya da başka bir 3.kişi tarafından itiraz yapılmadığını, dolayısıyla müvekkilinin yaptığı üretim ve satış nedeniyle bir tecavüzden bahsedilemeyeceğini, patent KHK sının 136/1 maddesinin tescil edilmemiş ürünler için geçerli olduğunu, Yargıtaya göre tescilin hukuka uygunluk sebebi olduğunu, müvekkilinin FM ye konu ürününü üretip satmakta haklı sebebi bulunduğunu, tazminat istemi yönünden ıslah talebine esas bilirkişi raporunda davacının ticari kayıtlarının muvazaalı işlemler ile hukuka aykırı şekilde tutulduğunun açıkça görüldüğünü, raporun müvekkilinin ticari kayıtları incelenmeksizin düzenlenmesi nedeniyle hükme esas alınamayacağını, davacının ilgili dönemde sattığı 5 adet ürünün 3 tanesini kendisinin pazarlama ve kiralama şirketi olan … Tic.Ltd.Şti sattığının tespit edildiğini ve bu muvazaalı satışlar üzerinde tazminat hesabı yapıldığını, davacının envanter defterini usulüne uygun tutmadığının tespit edildiğini dolayısıyla HMK 222/4 maddesi gereğince açılış ve kapanış onayları bulunmayan ve birbirini doğrulamayan ticari kayıtların tazminat hesabına esas alınamayacağını, öte yandan müvekkilinin kayıtlarına ise başka bir icra dosyası nedeniyle el konulduğunu, ve yedieminde bulunduğundan ibraz edilemediğini, dolayısıyla eksik inceleme ile karar verildiğini, yine Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/432 E sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunun müvekkilinin savunma hakkı kısıtlandığından delil olarak değerlendirilemeyeceğini, ayrıca bu dosyadaki raporun Samsun Gazi Devlet Hastanesi ve Samsun Halk Sağlığı Labaratuvarında tespit olunan müvekkiline ait cihazların yalnızca dışarıdan görüntüsüne bakılarak hazırlandığını, cihazların hiçbir şekilde incelenmediğini, ayrıca müvekkilinin cihazında yapılan geliştirmelerin davacının cihazında bulunmadığını, müvekkilinin cihazındaki yeniliği ortaya çıkaran asıl ekipmanlara yönelik hiçbir inceleme yapılmadığını, yine patent vekili … tarafından iki cihazın çalışma prensipleri ve ekipmanlarının işlevleri hedef alınarak ayrıntılı ve karşılaştırmalı olarak hazırlanan ve cevap dilekçesi ekinde dosyaya sundukları raporun mahkemece değerlendirilmediğini, müvekkiline ait FM ye konu cihazın tüm istemleri itibariyle yenilik unsuru taşıdığını, bu cihazın yalnızca tıbbi atıkların nötralizasyonu ve dezenfeksiyonunu değil tıbbı atıkların yanında hayvansal ve endüstriyel atıkların nötralizasyonu ve dezenfeksiyonunu hedef aldığını, müvekkilinin tarifnamesi incelendiğinde günümüzde kullanılan bu cihazlardan bahsedildiğini ve bu cihazlardaki eksiklere değinilerek geliştirilen bu hususlara odaklanıldığının anlatıldığını, müvekkili tarafından geliştirilen … Paslanmaz Kabin, elektrik filtresi ve UV dezenfeksiyon veya O3 eklemleri var olan nötralizasyonu ve dezenfeksiyon sisteminin geliştirilmesi yönünde yenilik arz ettiğini, UV dezenfeksiyon sisteminin ultraviyole ışınlar kullanılarak klor ile dezenfekte edilemeyen atıkların tamamen dezenfeksiyonunu sağlamayı amaçladığını, dolayısıyla yenilik unsurunun bulunduğunu, istemler bazında yapılan karşılaştırmada ise, istem 1 de öncelikle iki cihazın tankların üretildiği malzemeler bakımından farklılıklar gösterdiğini, ayrıca çalışma yöntemlerinin ve sahip oldukları parçaların farklı olduğunu, buna göre müvekkilinin FM sinin 1 nolu isteminin yenilik unsuru taşıdığını, istem 2 yönünden müvekkilinin cihazındaki dozaj pompalarının davacınınkinden farklı olarak dijital özelliğe sahip olduğunu, buradaki asıl yeniliğin sıvı seviye sensörleri (9), elektrik filtresi (15), kontaktör (16) ve kontrol panosu (17) olduğunu, bu ekipmanların hiçbirinin davacının cihazında bulunmadığını, dolayısıyla 2 nolu istemin de yenilik unsuru taşıdığını, istem 3 yönünden ise müvekkilinin cihazında pH tankının atık suyun ilk olarak doldurulduğu tank olup, bu tankta pH ölçümü yapılarak nötralize işleminin gerçekleştirildiğini, istem 4 yönünden müvekkilinin cihazında klor ölçümlemesinin redox ölçme probu ile sağlandığını, davacınınkinde ise Orp ile ölçüm yapıldığını, dolayısıyla her iki buluşun çalışma prensibinin farklı olduğunu, bu nedenle 4 nolu isteminde yenilik unsuru taşıdığını, istem 5 yönünden ise, müvekkilinin cihazında Selenoid ya da elektrikli valf kullanıldığını, davacınınkinde ise çekvalf kullanıldığını, bu itibarla 5 nolu isteminde yenilik unsuru içerdiğini, 6 nolu istem yönünden ise, müvekkilinin cihazında UV dezenfeksiyon filtresi (13) ve zaman sayacı (14) kullanıldığını, bu ekipmanların davacı cihazında bulunmadığından bu istemin de yenilik unsuru taşıdığını, müvekkilinin FM sinin yenilik unsuru taşıdığının davacı tarafından da bilindiği, kendi ürünleri satılmadığı için işbu davayı kötü niyetli olarak açtığını, hükme esas alınan 05/10/2018 tarihli raporun hatalı tespitler içerdiğini, yargılama sırasında alınan 7 bilirkişi raporuna da itiraz ettikleri halde mahkemenin bu itirazları dikkate almadığını, 05/10/2018 tarihli raporun eksik inceleme ve tekrarlarla dolu olduğunu, kaldı ki bu raporun davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde alınan raporu esas aldığını, söz konusu 05/10/2018 tarihli rapora itiraz ettiklerini heyetçe düzenlenen 17/04/2019 tarihli ek raporda ise itiraz ve taleplerinin hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, 08/10/2019 tarihli celsede aynı heyetin ek rapor için görevlendirildiğini, yalnızca cihazların fotoğrafları eklenerek raporun 28 sayfa iken 31 sayfaya çıkarıldığını, başka bir değişiklik yapılmadığını, eşdeğerlik doktrini uyarınca davacı tarafın patente tecavüze yönelik soyut ve mesnetsiz iddialarının hiçbir geçerliliğinin bulunmadığını, karşı dava yönünden ise davacının patentine konu ürününün hükümsüzlüğünün sabit olduğunu, zira söz konusu ürünün karşı davalının başvurusundan önce uluslar arası alanda kamuya arz edildiğini, bu kapsamda dosyaya 30/06/1997 tarihli 5,917,047 Sayılı ABD patenti, 04/03/2003 tarihli … sayılı Avrupa patenti ve 11/01/1194 başvuru tarihli 5,427,737 Sayılı ABD patenti nedeniyle yenilik unsurundan yoksun olduğunu ancak bilirkişilerin sunulan ürünler ya da tercümesi olmadığı gerekçesiyle inceleme yapmadığını, ya da sadece yüzeysel olarak karşı davalının incelemeli patentine konu ürününün yenilik unsuru taşıdığı sonucuna varıldığını, yalnızca ürününün adının internete yazıldığı takdirde dahi davaya konu davacı karşı davalıya ait cihazın birçok firma tarafından satışa arz edildiğinin görüleceğini, davacı vekili tarafından hiçbir firmaya lisans verilmediği ikrarının da bu iddiayı desteklediğini, 25/06/2021 tarihli duruşmada beyanı alınan Çevre Mühendisi tanık …’ın bu cihazın 70, 80 yıldır kullanılmakta olduğu yönündeki beyanıyla da iddialarının doğrulandığını, ancak mahkemenin bu hususu dikkate almadığını bildirmiştir. Davacıya ait … numaralı patent belgesinin 16/06/2009 tarihinden itibaren 20 yıl süre ile verilen incelemeli patent olduğu, buluş başlığının “sıvı tıbbi atıkların dezenfeksiyonunu ve kullanılan temizleme solüsyonlarının nötralizasyonunu yapan cihaz” olduğu, tarifnamenin celp edildiği görülmüştür. Davalıya ait … numaralı faydalı modelin 20/06/2012 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile verildiği, buluş başlığının “nötralizasyon ve dezenfeksiyon cihazında yapılan geliştirme” olduğu, tarifnamenin celp edildiği görülmüştür. Dava dilekçesine ekli bulunan Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/432 Sayılı dosyasına sunulan marka ve patent vekili ile makine mühendisi tarafından düzenlenen raporda, tespit talep eden davacının incelemeli patent belgesine konu teşkil eden ürünü ile mahalinde tespit edilen ürünlerin aynı özellik ve niteliklere sahip olup, ürünlerin incelemeli patent belgesi ekindeki istemlerle tam uyumluluk gösterdiği, bu nedenle patentten doğan haklara tecavüz eden ürün olarak sayılması gerektiği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. 25/06/2014 tarihli celsede dinlenen davacı tanığı … “Ben davalı … Sistemlerinde Çevre Mühendisi olarak çalışıyorum . Bu cihaz arıtma sisteminde PH dengesini sağlamak için kullanılır. 70-80 yıldır kullanılmaktadır. İnternet ortamına girilirse kullanıldığı anlaşılır. Bu cihaz hastane ortamında atıkları için de kullanılmaktadır. Başka amaçlı da kullanılabilir tıbbi atıklar alanında nötrotilizasyon cihazı olarak ta kullanılmaktadır ben ayırca şirketin karalandığını başka firmalara e-mailler atıldığını duydum” şeklinde beyanda bulunduğu aynı celse dinlenen Tanık … ise, “ben davalı … Sistemlerinde imalat ve teknik işler müdürüyüm kuruluşumuz nötürilizasyan cihazı üretmektedir. Bizim ürettiğimiz cihazda PP tankı bulunmakta iken davacı tarafta paslanmaz çelik tank bulunmaktadır. İkisi arasında fark vardır” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. 28/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda; … nolu “Nötralizasyon ve Dezenfeksiyon Cihazında Yapılan Gelişme” buluş başlıkh faydalı model belgesinin başvuru taribi itibariyle yenilik unsuru taşımadığı, … nolu “Sıvı Tıbbi Atıkların Dezenfeksiyonunu Ve Kullanılan Temizleme Solüsyonlarının – Nötralizasyonunu Yapan Cihaz” buluş başlıklı incelemeli patent belgesinin başvuru tarihi itibariyle yenilik unsuru taşıdığı” yolunda görüş bildirmiştir. 18/03/2016 tarihli bilirkişi raporunda;
ASIL DAVA BAKIMINDAN; a. 2012 07217 sayılı faydalı model belgesinin (1) ve (4) no.lu istemlerinin yenilik unsurundan yoksun bulunması sebebiyle 551 sayılı KHK md.165/V uyarınca sadece (1) ve (4) noJlu Istemlerin iptali suretiyle kısmen hükümsüz kılınabileceği; b. 2012 07217 sayılı faydalı modeli belgesinin 1 ve 4 no.lu istemleri iptal edildiği takdirde, bu istemlerde yer alan unsurlar itibariyte Davalı-Karşı Davacı’nın ürettiği ve ticaret alanına koyduğu ürünler vasıtasıyla 2009 04678 sayılı patente kısmen tecavüz ettiği sonucuna varılabileceği;
KARŞI DAVA BAKIMINDAN; Davacı-Karşı Davalı’ya alt … sayılı patente konu buluşun yenilik unsurunu haiz olduğu” yolunda görüş bildirmiştir. 17/02/2017 tarihinde sunulan ek raporda, kök rapordaki kanaat ve sonuçlarda farklılık bulunmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. 16/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda;
ESAS DAVA BAKIMINDAN; Davalı adına tescilli Taydalı model belgesinin “İstem 1” ve “İstem 4” istemlerinin davacı patenti karşısında yenilik kriterine haiz olmadıkları ve hükümsüzlüklerinin Muhterem Mahkeme’nin takdirinde olduğu: davalı adına tescilli faydalı model belgesinin geriye kalan istemlerinin istem 2, İstem 3. İstem 5 istem 6 içerdikleri özelliklerin 551 Sayılı KHK nn 161 ve devamı maddeleri uyarınca korunması gereken küçük-faydalı buluş vasfına sahip oldukları. 1 no.lu İstemden bağımsız olarak korunabilecekleri: Davalı ürünün davacı patentine tecavüz teşkil ettiği iddiasında. tecuvüzün varlığı veya yokluğu hususunda heyetimizin görüş oluşturmasına yeterli gelecek davalı ürünü incelemesinin dosyada bu aşamada yer almadığı.
KARŞI DAVA BAKIMINDAN: Davacı adına tescilli patentin davalı delilleri karşısında yenilik ve buluş basamağı kriterlerini muhafaza ettiği” yolunda görüş bildirmiştir. Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kanalıyla alınan 05/10/2018 tarihli kök raporda, davacı karşı davalı talebi yönünden 2012/07217 numaralı faydalı modelin yenilik unsuru taşımadığı ve hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, davalı karşı davacı talebi yönünden … numaralı patent belgesi yönünden yenilik şartlarını taşıdığı hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, asıl davada davacı karşı davalının talep ettiği, tecavüz şartlarının oluştuğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi kanalıyla alınan 17/04/2019 tarihli ek raporda, kök raporun içeriğinin değişmesine yer olmadığı, davacı karşı davalı talebi yönünden … numaralı faydalı modelin yenilik unsuru taşımadığı ve hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, davalı karşı davacı talebi yönünden … numaralı patent belgesi yönünden yenilik şartlarını taşıdığı hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. 20/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı vekili tarafından belirlenen saate şirket merkezinde yapılan incelemede Davacı şirketin muhasebe sistemi ürün maliyetlerin kontrol edecek ve yılsonunda stok durumunu takip edecek şekilde tutulmamıştır. Dava konusu ürünün karlılık durumu ve elde edilecek gelir yılık brüt karlılıktan hareket edilerek hesaplanmıştır. Davacı şirketin dava konusu ürünleri dava döneminde daha çok kendi pazarlama ve kiralama şirketleri olan “… Tic Ltd Şti” şirketine satmaları dolayısı ile satılan mal maliyeti ve karlılığı defter ve belgeler üzerinde tam tespit edilememiş şirketin karlılığı yıllık bazda Brüt karlılıktaki kar oranından hareketle tespit edilmiştir. Davacının dava konusu ürün satışını adet ve tutarını tespit etmek amacı ile yapılan incelemede muhasebe sitemindeki stok ismi ile tescilli ürün isminin farklı olduğu, Dava konusu ürün satışında davacının dava dönemi kapsayan sürede 8 adet ürün sattığı ve bu ürünlerden 128.308,24 TL Gelir elde ettiği tespit edilmiştir. Davalının dava konusu ürün ile ilgili defterler ve belgeleri incelenmek istenmiş ancak … Ticaret Limited Şirketi Vekili Av. …-Av … ile yapılan görüşme neticesinde (Tel:… …(gmail.com) davalının işyerine alacaklılar tarafından haciz işlemi uygulandığı tüm resmi evrak ve verilerin alacaklı tarafından alındığını bundan dolayı dava dosyası için talep etmiş olduğum hiçbir evrakı veremeyeceklerini 19/04/2021 tarihinde tarafıma beyan etmişlerdir. İstanbul Ticaret odasının 03/03/2020 tarih ve … sayılı yazısı Yüce mahkemenin İstanbul Ticaret odasına göndermiş olduğu 04/02/2020 Tarih ve 2017/206 esas yazıya cevaben İstanbul Ticaret odasının 03/03/2020 tarih ve … sayılı yazısı ile lisans bedelinin davalının elde etmiş ise toplam cironun %15 i lisans bedeli belirlenmesinde uygun olacağı yönünde görüş oluşturulmuştur.” Davalının defter ve belgeleri incelenemediğinde Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli hesaplanamamıştır. Manevi tazminatın, toplum içinde itibarı, statü ve güvenin sarsılmasının karşılığının giderilmesi olan marka sahibinin manevi tazminat talebinin tarafların kusur ve tutumları doğrultusun da tamamen sayın mahkemenin takdirinde bulunduğu, Ancak, Sayın Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğu, tespit edilecek tutar üzerinden faiz hesaplanmasının, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, patente tecavüzün tespiti, önlenmesi ve giderilmesi ile maddi ve manevi tazminat talebine ayrıca davalıya ait faydalı modelin hükümsüzlüğüne, karşı dava ise; davacıya ait patentin hükümsüzlüğü talebine ilişkindir. Davalı -k.davacıya ait makine Samsun 3.AHM’nin 2013/432 E.sayılı dosyasında incelenmiş ayrıca yargılama sırasında ise Gebze’ye yazılan talimatlar ile bilirkişilere de incelettirilmiştir. Gerek Samsun 3.AHM ye sunulan raporlar gerekse 05.10.2018 tarihli bilirkişi raporu içeriği dikkate alındığında davalı-karşı davacıya ait cihazların, davacı-k.davalıya ait incelemeli patentte bulunan 16 istemin tamamını barındırdığı, buna göre davalı karşı davacının söz konusu makinayı üretip satması eylemlerinin patentten doğan haklara tecavüz niteliğinde bulunduğu, dolayısıyla davalı-k.davacının maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği anlaşılmıştır. Davacı-karşı davalı, tazminat hesaplanmasını 551 sayılı KHK’nun 140/2-c maddesi uyarınca talep ettiği, davalı-k.davacının defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, davacı-k.davalının defterleri üzerinde yapılan incelemede ise davacının 8 adet ürün sattığı ve bundan 128.308,24 TL gelir elde ettiği yolunda bilirkişi raporunda görüş bildirildiği, davalı-k.davacının defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle tazminat tutarının net olarak hesap edilemediği, buna göre mahkemece BK’nın 50.madde uyarınca değerlendirme yapılarak sonuca gidildiği, izlenen bu usul ve yöntemde bir isabetsizlik bulunmadığı, yazılı şekilde maddi tazminat ile ihlalin niteliği ve süresi dikkate alındığında manevi tazminata hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, ayrıca alınan bilirkişi raporlarından davalı-k.davacıya ait faydalı model belgesinin yenilik özelliğinin de bulunmadığı, bu husus gözetilerek yazılı şekilde faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmakla, davalı-k.davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Karşı dava bakımından yapılan değerlendirmede ise, davacı-k.davalıya ait patentin yenilik şartlarını taşıdığı, hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, alınan bilirkişi raporu içeriğinden anlaşılmakla, davacı-k.davalı vekilinin karşı davaya yönelik istinaf talebinin de reddi gerekmiştir. Hal böyle olunca, usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı-k.davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı – karşı davacı vekili vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Asıl dava yönünden alınması gereken; 1.656,26 TL harçtan, peşin alınan 414,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.242,26 TL harcın davalı – karşı davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Karşı dava yönünden alınması gereken; 80,70 TL harç peşin alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davalı – karşı davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/05/2022