Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/311 E. 2023/1721 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/311 Esas
KARAR NO: 2023/1721
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021
NUMARASI: 2020/371 E, 2021/785K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı tarafça müvekkilleri aleyhinde Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibe itiraz ettiklerini, ancak icra müdürlüğünce alacağın fon alacağı olduğu dikkate olması nedeni ile itirazlarının dikkate alınmadığını ve müvekkilleri aleyhinde haciz işlemlerine devam edildiğini, alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkillerinin davalıya icra takibine konu edildiği gibi bir borcunun bulunmadığını beyan ile mahkemece müvekkillerinin borçlu olduğu kanaatine varılması halinde borç miktarının sözleşmeye istinaden 30.000 TL olduğunun tespitini, takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini, % 20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevabında, davacıların … A.Ş Merter Şubesi ile … San Tic Ltd Şti arasında akdedilen kredi sözleşmesine başkaca kişiler ile birlikte kefil olduklarını, borcun ödenmemesi üzerinden … A.Ş tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, bu dosyadan alacağın 09/10/2001 tarihinde TMSF’ ye 14/02/2006 tarihinde de TMSF den müvekkiline temlik edildiğini, davacıların yetki itirazı gereği takibin Kahramanmaraş … İcra Müdürlüğüne tevzi edildiğini, bu takibin de davacıların itirazına uğradığını, davacı şirketin tasfiyeye girdiğini, ihtarların usulüne uygun olarak yapıldığını, bu nedenle alacağın zamanaşımına girdiği iddiasının yerinde olmadığını, davacıların kötü niyet tazminatı taleplerinin de yerinde olmadığını beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:”…Dava dışı kredi asıl borçlusu Dava dışı asıl borçlu …San. Tic. Ltd. Şti. ile davacı Bankanın Merter Şubesi arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiği, dosyamız davacıları … ile …San.ve Tic. A.Ş. sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olduğu, kefalet limitlerinin 30.000,00 TL olduğu, yaptırılan inceleme neticesinde sunulan tarafsız, bilimsel veriler ve dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli bilirkişi raporları ile kredi asıl borçlusunun 10.08.1998 tarihi itihariyle toplam kredi alacaklısı bankaya 3.650,00TL borçlu olduğu, davacı kefillerin imzaladığı sözleşmeler toplamı 30.000,00 TL olduğu, kat ihtarının ne zaman tebliğ edildiği ve temerrüdün oluştuğu anlaşılamadığından, davacı kefillerin temerrüdünün icra takibi ile oluştuğu kabul edilerek, kredi alacaklısı bankanın, davacı kefillerden temerrüt tarihi itibariyle 30.000,00 TL alacaklı olduğu hesap ve tespit edilmiş ve davacıların Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında 247.849,25 TL borçlu olmadığı anlaşılmakla, davacıların davasının kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile neticeten;”Davacıların davasının KISMEN KABULÜNE, davacıların Adana … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında, 247.849,25 TL borçlu olmadığının tespitine,Yasal şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince yapılan istinaf incelemesinde 2017/4908 E. Ve 2020/1262K. Sayısı ile 09.07.2020 tarihinde “…. Davalı yanca sunulan belgeler incelenmeden ve alacağın varlık ve miktarı tam olarak ortaya konmadan eksik inceleme ile hüküm oluşturulduğu…” gerekçesi ile kaldırılmış ise de kaldırma kararının gerekçesinin kabul edilemeyeceğini, davalının süresinde delillerini sunmadığını, defalarca ihtarat yapılmış olmasına rağmen bilirkişi incelemesi aşamasında dahi sunulmayan ve istinaftan önceki karar celsesi sunulan delillere muvafakatinin olmadığının beyan edildiğini, davanın Yazılı yargılama usule tabi olup, HMK. Md 140/5.md uygulanacağını, davalı şirket kendi yeddinde bulunan (TMSF’nin cevabi yazısına göre) belgeleri tüm ihtarlara rağmen dosyaya sunmadığını, Dosyaya süresinden sonra sunulan belgeler kendi yeddinde olan belgeler olduğunu; TMSF, 12.06.2016 tarihli yazısında, bu belgelerin … varlığa devredildiğini açık ve net olarak mahkemeye bildirdiğini, Davalının ise, Hem 20.12.2016 tarihli hem de 28.03.2017 tarihli dilekçesinde bu belgelerin kendilerinde ait olduğunu kabul ettiğinin, istinafta da beyan ettiğini, , söz konusu belgeler üzerinden yapılan inceleme tarafımızca kabul etmediklerini, İstinaf Mahkemesince kendilerinin borç doğuran işlemin reddetmedikleri ve borcun ödendiğinin savunulduğu yazılmış ise de; müvekkilinin kefaletlerinin bulunduğu bir çok kredi sözleşmesi olduğunu ve takibe konu edilen … Merter Şubesinden birden fazla kredi kullanılmış olduğunu – ki dosyaya sunulan evraklarda da bu durum sabit olduğunu, bu kredilerin Maraş Şubesi kredileri ile birleştirildiğini, fakat takibe konu kredinin kullandırılıp kullandırılmadığının belli olmadığını dava dilekçemizin 3. Sayfasının 1c bendinde beyan edildiğini,Delil olarak kabul etmedikleri belgeler incelendiğinde kullandırılan spot kredinin tarihi 18.06.1998 olduğunu, 10.08.1998 tarihinde kullandırılan bir kredi dosya kapsamında bulunmadığının görüleceğini, müvekkiklinin bir ödeme iddiası bulunmadığını, dosyaya sunulan evraklar arasında; 1997 yıllında kullanılan kredilerin bulunduğu ve bunların ödendiği ve yine asıl borçlu şirket tarafından sunulan dilekçe ile, kredilerin Kahramanmaraş’daki kredilerle birleştirilmesi talebi görüleceğini, Dosyadaki 01.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda tarihsiz kredi sözleşmesine dayalı olarak ve ihtarnamede kredi kullandırım tarihi 10.08.1998 olarak belirtilen fakat dosyaya sunulan belgelerde bu tarihte kullandırılan bir kredi dahi bulunmazken , müvekkillerinin 30.000,00-tl. kredi limiti ile sorumlu tuttuğunu, İstinaf İncelemesinden sonra alınan bilirkişi raporunda incelenen ,delil olarak aleyhlerine kullanılmasına muvafakatleri olmayan belgelerin, sadece dava dışı …San. Tic. Ltd. Şti.’nin borçlu olduğunu ortaya koyduğunu,müvekkilinin kefil olarak imza attığı tarihsiz sözleşmeye dair kredi kullandırılıp kullandırılmadığının ispatının mümkün olmadığını, Raporda, dava dışı asıl borçluya yapılan ödemeyi dosyadaki tarihsiz ve müvekkilinin kefil olduğu kredi sözleşmesiyle ilişkilendirerek, yapılan hesaplamaların da kabul etmediklerini, Sunulan sözleşmenin kullandırılan hangi krediye ait olduğu belli olmadığını, Takibe konu edilen 18.06.1998 tarihli kullandırmadan önce mi sonra mı imzalandığı da belliolmadığını, Sadece kredi limiti ve imzaların yer aldığı iş bu sözleşmenin kullandırıldığı iddia oluna 4.150.000,00-TL. Nin sözleşmesi olduğuna dair hiçbir kayıt bulunmadığını, İhtarname de kredi kullandırım tarihi ise 10.08.1998 olarak yazıldığını, İhtarname de belirtilen tarihte kullandırılan bir kredi olmadığını, rapora itirazlar değerlendirilmeden hüküm verildiğini,Rapora dayanak yapılan 18.06.1998 tarihin %90 faiz oranı ile 4.150.000.000,00-TL. Tutarındaki Ticari SPOT kredi kullandırım formu ve 10.08.1998 tarihinde 500,00-TL. ( eski para 5.000.000,00-TL.) ödeme yapıldığına dair tespit bilirkişinin de belirttiği üzere, dava dışı asıl borçlu … Ltd.Şti.nin 10.08.1998 tarihinde 3.650,00-TL. Borcu olduğunu gösterdiğini, Bu ödemenin ve kredi kullandırım formunun kredi takibe dayanak yapılan kredi sözleşmesi ile bir bağı olup olmadığı belirlenmediğini, Kredi sözleşmesi tarihsiz olduğunu,Asıl Borçlunun Kredi kullandıran bankanın Kahramanmaraş Şubesinden de o tarihlerde kredi kullandığını, Tarihsiz kredi sözleşmesi ve tebliğ şerhi olmayan (ki ihtarnamedeki, adresler şirket açısından ticari kayıtlardaki adres, müvekkili açısından da kredi sözleşmesindeki adres değilken) ihtarnamenin varlığının müvekkilinin borçlu olduğunu ispata yeterli olmadığını, Hiçbir belge ve bilgi olmaksızın sadece tek taraflı düzenlenmiş ve tebliğ dahi edilmemiş ihtarnamelere dayanarak, takip başlatıldığını, müvekkilinin mağdur olduğunu, %20 tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 22/03/2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde belirtildiği üzere davacılara gönderilen ihtarname davacılara tebliğ edilmemiş dahi olsa, Adana … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından önce, dava konusu kredi ile ilgili davacılar hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini, İtiraz edilen hususlar dikkate alınmadan hatalı hesaplama üzerinden karar verildiğini, önceki takip tarihi olan 2001 tarihi üzerinden hesaplama yapılarak hüküm kurulması gerektiğini, … A.Ş. Merter Şubesi ile …. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmesine davacılar … San. ve Tic. A.Ş. de bir takım kişilerle birlikte kefil olduklarını, Kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacılar da dahil olmak üzere asıl borçlu ve kefillerin tamamına Bakırköy …. Noterliği’nin 10.09.2001 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi gönderilerek hesap kat edilmiş ve ihtarname tarihi itibariyle 31.342,55 TL borçlu oldukları borçlulara bildirildiğini, -ihtarnamenin imha edildiğinin bildirildiğini-, Borcun ödenmemesi üzerine … A.Ş. tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyayla icra takibi açıldığını,banakanın batması üzerine alacakların TMSF’ye 09.10.2001 tarihli alacak temlik sözleşmesiyle devredildiğini, TMSF’nin de kendilerine temlik edilen bu alacakları 14.02.2006 tarihli temlik sözleşmesiyle … A.Ş.’ye temlik ettiğini, … A.Ş. İle davalı şirketin birleştiğini, Temlikten sonra İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası aranmasına rağmen, dosya bulunamadığını, Davacı tarafın, tamamen birbirinden farklı 2 krediyi tek krediymiş gibi göstermeye çalıştığını ancak, davacı tarafın iddiası doğrultusunda her iki krediye, kredinin borçlularına kredi tarihlerine bakıldığında dahi, davacı tarafın beyanının aksinin ortaya çıktığını, … A.Ş. Kahramanmaraş Şubesi’nden çekilen kredinin tarihinin 16.05.1997- 25.01.1998, ihtar tarihi 06.08.1998, kredi asıl borçlusu … SAN VE TİC AŞ kefillerinin ise; …, … olduğunu, … A.Ş. Merter Şubesi’nden çekilen kredinin 10.08.1998 tarihli, İhtar tarihi 10.09.2001 Kredi borçlusu … SAN. TİC. LTD. ŞTİ. Kredi kefilleri: ….SAN. TİC. A.Ş. … SAN. VE TİC. A.Ş. Şeklinde olduğunu, … A.Ş. Merter Şubesi’nden çekilen kredi Kahramanmaraş Şubesi’nden çekilen krediden daha sonraki bir tarihte çekildiğini, Bu durumun, davacıların, bu iki kredinin kapatılarak Kahramanmaraş Şubesinde toplandığına dair iddiası açık bir şekilde çürüttüğünü, Kredi kullanan şirketlerin farklı şirketler olduğunu, Davacının iddiası gibi ilk çekilen kredinin Merter Şubesi’nden çekilen kredi olsa, kredi borçlusu olan …San. Tic. Ltd. Şti. neden Kahramanmaraş Şubesi’nden çekilen kredi de kefil olmadığının sorgulanması gerektiğini, Kahramanmaraş Şubesi’nden çekilen krediyle ilgili Kahramanmaraş … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasının derdest olduğunu,Davacı tarafın bahsetmiş olduğu … adına kayıtlı … ili, … ilçesi, .. Mevkii, … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tesis edilen 100.000,00 TL bedelli ipotekin de … A.Ş. Kahramanmaraş Şubesi’nden … San. ve Tic. A.Ş. tarafından çekilen kredi için verilmiş teminat olup, dava konusu yapılan borçla hiçbir ilgisi bulunmadığını (Bu ipoteğin de Türkoğlu İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla 30.000,00 TL bedelle paraya çevrilmiş olduğunu) belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Adana … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı … A.Ş.nin borçlular … San. Tic. Ltd. Şti., … San. ve Tic. A.Ş., … San. Tic. A.Ş., … ve … hakkında 31.342,55 TL asıl alacak, 246.414,69 TL işlemiş faiz, 92,01 TL masraf olmak üzere toplam 277.849,25 TL alacağın, asıl alacağa %27,50 yıllık faiz, işlemiş ve işleyecek faizin %5 bsmv vergisi ile tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla tahsili talebi ile ilamsız takip başlatılmış, takibin dayanağı olarak … AŞ tarafından keşide edilen 10.09.2001 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi, genel kredi sözleşmesi, alacak temlik sözleşmesi, kredi alacağı temlik sözleşmesi olarak belirtilmiştir.Dosyada 3 ayrı bilirkişi raporu alınmmıştır.1.raporda; Emekli Banka Müdürü Bilirkişi … davalı bankanın dosyaya sunduğu hesap kat ihtarı ekinde bulunan hesap özeti bilgileri esas alındığında, davacı kefillerin temerrüt tarihi olan 21/06/2013 itibariyle 30.000 TL alacağı bulunduğunu, takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar % 27,5 temerrüt faizi ve faizin % 5 i BSMV istenebileceğine dair görüş bildirmiştir.2.bilirkişi raporunda Borçlar Hukuk Uzmanı Prof Dr …, SPK Uzmanı Mali Müşavir … ve önceki bilirkişi … raporunda özetle; … A.Ş den davacıların kredi borcunun kullandırımına ilişkin kredi kulanım talimatı, tediye fişi ve borçlu cari hesap ekstreleri yerinde inceleme için talep edildiğni, kayıtların Gebze de olduğunun belirtildiğini ve zaman istenildiğini, bu görüşmeleri neticesinde de davaya konu kredi ilişkinisi kanıtlayacak talep edilen belgelerin dosyaya sunulmadığını, 28/07/2015 tarihli bilirkişi raporundan ayrılmayı gerektirecek bir durum olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece 06/04/2017 tarihinde 2014/939 Esas 2017/247 Karar sayısı ile davacıların davalıya Adana …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 247.849,25 TL borçlu olmadığının tespiti ile davacının davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalı yan istinaf başvurusunda bulunmuş, Dairemizin 2017/4903 Esas 2020/1262 Karar sayısı ile 09/07/2020 tarihli ilamı ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır. Kaldırma kararından sonra mahkemece Bankacı Bilirkişi … ve e.banka müdürü … ile e.banka müdürü .. alınan rapoda özetle; Davalı/Alacaklı bankanın dava dosyasına sunmuş olduğu ekstre ve kredi kullandırım belgeleri esas alındığında yapılan hesaplama sonucunda, davacı/borçlu kefillerden Takip Tarihi (Temerrüt) 21.06.2013 itibariyle 30,000,00,-TL alacaklı olduğunu, davacı kefillerin 21.06.2013 Takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar 30.000,00TL Asıl alacak üzerinden %27,5 temerrüt faizi ve faizin %5’i BSMV istenebileceği yönünde görüş bildirmişlerdir.Mahkemece İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının ve Bakırköy … Noterrliğinin 10/09/2001 tarih ve … Yevmiye Sayılı ihtarname ile tebliğ şerhi aslının celbine karar verilmiş ise de, Bakırköy …. Noterliğine yazılan müzekkereye cevaben istenilen evrakın imha edilmiş olduğunun bildirilmiş, İstanbul …. İcra Müdürlüğünce ise istenilen dosyanın takipsizlik şekilde kapatıldığının ve dosyanın imha edildiğinin bildirilmiştir.
GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının Dairemizce yapılan istinaf incelemesinde; “…Her ne kadar mahkemece davacı yanın borç doğuran işlemi tümüyle inkar ettiği için alacağın varlığını ispat külfeti davalı yana yükletilmiş ise de ; davacılar borç doğuran işlemi inkar etmemekte, borcun ödendiğini savunmaktadır.Bu durumda ispat külfeti yer değiştirmemiştir…. Kredi kullandıran Banka, bankaya el koyan TMSF ve nihayetinde temlik alan … yönetimi farklı tüzel kişilikler olup, el konulan banka kayıtları doğrudan davacının yedindeki belgelerden olmadığından HMK 221. Madde prosedürü de uygulanmadığından yani ibraz mükellefiyeti belge elinde olmayan davalıya yükletilerek , ibraz edilmemiş kabul edilmesi usul hükümlerine aykırı düşmektedir. Bu nedenle davalı yanca sunulan belgeler incelenmeden ve alacağın varlık ve miktarı tam olarak ortaya konulmadan eksik inceleme ile hüküm oluşturulduğu anlaşılmış olmakla ;davalı yanın istinaf başvurusunun kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Kararın kaldırılış şekline nazaran ise davacı yanın istinaf başvurusu bu aşamada incelenmemiştir…” şeklindeki gerekçeler ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.Dairemizin kaldırma kararının gerekçesi, bilirkişi raporu, dosyada davalı yanca sunulan belgeler dikkate alındığında; bilirkişi raporunda davacıların dava dışı … şirketinin asıl borçlu olduğu krediye istinaden 30.000TL kefalet limiti ile sorumlu olduğunun tespit edildiği, davacıların ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunmadıkları, davalı yanca 10.09.2001 tarihli ihtarnamenin tebliğ şerhinin ibraz edilemediği gibi noterlikce imha edildiğinin bildirildiği, daha önce başlatıldığı belirtilen icra dosyasının takipsizlikle kapatıldığı ve dosyaya ulaşılamadığı bu durumda takipten önce temerrüdün gerçekleştiği ispat olunamadığından işlemiş faiz talebi yönünden menfi tespit talebinin kabulünün yerinde olduğu, dikkate alınarak davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik karar yönünden taraf vekillerinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili kötüniyet tazminatına hükmedilmemesinin yerinde olmadığını ileri sürmüş ise de; takibin sözleşemeye dayalı borç iddiası ile başlatıldığı, davalının takipte kötüniyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.Açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf isteminin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Alınması gereken 16.930,58-TL harçtan, peşin alınan 4.232,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.697,93-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2023