Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/310 E. 2022/469 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/310 Esas
KARAR NO: 2022/469
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/251
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı … tarafından müvekkil aleyhine 15/01/2018 tanzim tarih 10/01/2020 vade tarihli 750.000-USD bedelli bono aslına dayanarak ihtiyati haciz talep ettiğini, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2021/205 D.iş 2021/196 Karar numaralı karar ile ihtiyati haciz kararı verildiğini, müvekkilin davalıya böyle bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirketin …San.Tic.Ltd.Şti’ni 20/05/2019 tarihinde devraldığını, yani …nin ticari hayatına …A.Ş. olarak devam ettiğini, davalının ihtiyati haciz kararı aldırdığı senedin tanzim tarihinin 15/01/2018 olduğundan, o tarihte senedin keşidecisinin … olduğunu, ancak senedin vade tarihi olan 10/01/2020 tarihi itibariyle müvekkili şirket …’yi devraldığından senet bedelinin müvekkili şirketten talep edildiğini, ancak senedin 15/01/2018 tanzim tarihli olmadığını, gerçekte eski tanzim tarihi atılarak yeni yaratıldığını ve yaratılmasının dolandırıcılık kastı taşıdığını, davalı ve senet üzerinde imzası bulunan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunulacağını, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası ile takibe giriştiğini, müvekkilinin davalıya sözkonusu senetten doğan borcunun olmadığının tespitini talep etmiştir.
İHTİYATİ HACİZ KARARI ve İTİRAZ; İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 D.iş 2021/196 Karar numaralı karar ile ihtiyati haciz kararı verildiği, davacı vekilinin itirazının duruşmalı olarak yapılan incelemesi sonucunda mahkemenin 27.05.2021 tarihli ara kararı ile reddedildiği anlaşılmıştır. Kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, 2021/1662 -1281 E K sayılı, 29/09/2021 tarihli kararla; ”…ihtiyati haciz kararı verildikten sonra itiraz eden borçlu tarafından aynı mahkemede 2021/251 E. kayıtlı ihtiyati hacze dayanak bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti davası açıldığı, (menfi tespit davasında da borçlu İİK 72/3 maddesine göre ihtiyati tedbir kararı almış olup, alacaklının itirazı üzerine söz konusu 2021/251 E. Sayılı dosyada aynı tarihte ihtiyati tedbire itirazın müraafası yapılmıştır); işbu ihtiyati hacze itirazın da esas hakkında dava açılması nedeniyle menfi tespit davasının açıldığı 2021/251 E. Sayılı dava üzerinden incelenmesi gerektiği anlaşılmakla..” 27/05/2021 tarih ve 2021/205 D.İş – 2021/196 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
MAHKEMENİN İTİRAZIN REDDİ KARARI;Yukarıda belirtilen istinaf kararı üzerine ilk derece mahkemesi tarafından 02.12.2021 tarihli ara karar ile; 2021/205 D.iş sayılı dosyasında yapılan ihtiyati hacze itirazın esas hakkında dava açılması nedeniyle Mahkememizin iş bu esası üzerinden incelenmesine karar verilmiş ve mürafaalı olarak yapılan inceleme sonucunda, itiraz eden vekilinin; ihtiyati hacze konu kambiyo senedinin ekinde ihtarname ve protesto olmadığından bahisle ihtiyati haczin koşullarının oluşmadığı yönündeki itirazının, borçlu şirketin keşideci olması nedeni ile yerinde olmadığı, sair itirazlarının İİK.m.265’te sayılan sınırlı sebeplerden olmadığı anlaşıldığından ihtiyati hacze itirazın reddine” karar veriliştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkemece istinaf ilamının ruhuna ve amacına uygun yorumun yapılmadığını, itirazın esas hakkında açılan menfi tespit davasında incelenmesi gerektiği yönündeki istinaf kararının, esas davadaki delillerin bir arada değerlendirilmesi, çelişkilerin önüne geçilmesi ve haklılık durumunun buna göre tayin edilmesi amacını taşıdığını,Davaya ve takibe konu senedin keşidecisinin müvekkil olmadığını, şirket birleşmesi yoluyla devralınan … Ltd.Şti. olduğunu, halefiyet ilkesi gereğince müvekkile müracaat edildiğini, Mahkemenin ihtiyati haciz kararına itiraz sebeplerinin sınırlı olduğunu belirtmesine rağmen, ihtiyati haciz sebeplerinin de sınırlı olduğunu gözetmediğini,Senedin şirket kayıtlarında yer almadığını, davalı alacaklının senedin varlığından müvekkil şirketi haberdar etmediğini, müvekkilin senedi tanzim eden olmadığından senedin gelip gelmediğini de bilemeyeceğini, bu nedenle temerrüt halinin oluşmayacağını,Senedin alacaklısı … ile senedi imza eden …’in iki ayrı şirket hissesini aynı gün müvekile devrettiklerini, şahısların birlikte hareket ettiklerini, bu konudaki delilleri mahkemeye sunduklarını,Davalı alacaklı …’nın müvekkil şirketten ayrılırken imzaladığı 03.12.2019 tarihli ibraname ile hiçbir şerh ve çekince koymadan müvekkilden alacağının olmadığını beyan ettiğini,Senedin tanzim tarihinin sonradan geçmişe dönük olarak düzenlendiğini, kaldı ki tanzim tarihi doğru kabul edilse bile davalının hisse devri sırasında uhdesinde 750.000 USD bedelli senet olduğunu gizlemesinin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu,İhtiyati haczin geçici bir hukuki koruma sağladığını, alacağın varlığı konusunda yaklaşık ispatın itiraz safhasında da korunması gerektiğini, borçlunun itirazı üzerine yaklaşık ispat çürütülmüş ise başlangıçtaki ihtiyati haciz sebeplerinin geçerliliğini koruduğundan söz edilemeyeceğini. Mahkemenin (sonradan istinaf tarafından kaldırılan) takibin tümüyle durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı ile son olarak verilen ihtiyati hacze itirazın reddi kararının çelişkili olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davadan önce alacaklı davalı …’nın başvurusu üzerine İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 D.İş 2021/196 Karar numaralı karar ile ihtiyati haciz kararı verildiği, davacı vekilinin itirazının duruşmalı olarak yapılan incelemesi sonucunda mahkemenin 27.05.2021 tarihli ara kararı ile reddedildiği, kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi, 2021/1662 -1281 E K sayılı, 29/09/2021 tarihli kararıyla; talebe konu bono yönünden menfi tespit davasının açılmış olması nedeniyle ihtiyati hacze itirazın da menfi tespit davasının açıldığı 2021/251 E. Sayılı dava üzerinden incelenmesi gerektiğine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından 02.12.2021 tarihli ara karar ile; “… mürafaalı olarak yapılan inceleme sonucunda, itiraz eden vekilinin; ihtiyati hacze konu kambiyo senedinin ekinde ihtarname ve protesto olmadığından bahisle ihtiyati haczin koşullarının oluşmadığı yönündeki itirazının, borçlu şirketin keşideci olması nedeni ile yerinde olmadığı, sair itirazlarının İİK.m.265’te sayılan sınırlı sebeplerden olmadığı anlaşıldığından ihtiyati hacze itirazın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, bononun devralınan şirket yetkilisi ve alacaklı tarafından sonradan geçmişe dönük olarak düzenlendiğini, devralınan şirketin de böyle bir borcunun bulunmadığını, şirket kayıtlarında böyle bir bono olmadığı gibi alacaklı davalı tarafından da bu konuda herhangi bir bildirim yapılmadığından bahisle, olayın sahtecilik ve dolandırıcılık olduğundan bahisle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise, davadan önce alacaklının talebi üzerine verilen İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/205 D.İş – 2021/196 Karar sayılı ihtiyati haciz kararına yapılan itirazın reddine dair kararın yerindeliğine ilişkindir. İhtiyati haciz kararı 15/01/2018 tanzim, 10/01/2020 vade tarihli ve 750.000-USD bedelli bonoya dayalı olarak verilmiştir. Bononun keşideci-borçlusunun davacı şirket tarafından birleşme yoluyla devralınan … Ltd.Şti. olduğu, külli halefiyet ilkesi uyarınca keşideci şirketi devralan davacıya müracaat edildiği tarafların kabulündedir. Davacının “Bononun sonradan geriye yönelik düzenlendiği, sahtecilik yapıldığı, böyle bir borcun bulunmadığı” yönündeki iddiaları yargılamayı gerektirmekte olup, bu aşamada ceza soruşturması veya kovuşturması kapsamında alınmış bir rapor veya karar da olmadığından, ihtiyati haciz kararı verilmesi koşullarında bir değişiklik bulunmadığından ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair mahkeme kararı yerinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.18/03/2022