Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/296 E. 2022/494 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/296 Esas
KARAR NO: 2022/494
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2021
NUMARASI: 2021/114 E. – 2021/316 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’nun 1940 yılından beri başta süt ve süt ürünleri ile peynircilik olmak üzere gıda sektöründe geniş yelpazede birçok ürünle ilgili üretim ve ticareti ile ilgili faaliyet göstermekte, bu alanda pek çok çalışmalar yapıp üretim ve üretim metalarında birçok yenilik gerçekleştirmiş olduğunu, 1962 yılından sonra başlangıçta peynir üretimini bir sanayi haline getirmeyi hedef alan ve önemli yatırımlar yapan müvekkili …’nun1967 yılında ilk kez özel ambalajlı peyniri piyasaya sunarak peynir sektöründe yeni bir çağ başlattığını, firma çeşitli ürünler yönünden de tradisyonel üretim tarzını benimseyerek, geleneksel Türk peynirini ve diğer gıda ürünlerini ambalajlı olarak Türk tüketicisine sunmakla, marka bilincini ön plana almış olduğunu, müvekkilinin aynı amaç doğrultusunda, tradisyonel ürünlerine, 1978 yılında standart kalite ve fabrikasyon üretim olan …’ı da ilave etmiş ve “…” ve “…” esas unsurlu markaları yaratarak türk patent ve marka kurumu nezdinde adına tescil ettirdiğini, müvekkili … adına “…” esas unsurlu ilk marka tescili, 09.02.1978 yılında … numara ile yapılmış olduğunu, müvekkilin bağlı olduğu ve yöneticisi olduğu şirketler grubu tarafından “…” ve “…” esas unsurlu markalar 1978 yılından beri nizasız ve fasılasız olarak kullanılmakta olduğunu, müvekkili … A.Ş.’nin de … önderliğinde kurulduğu yıl olan 1989 yılından beri gıda sektörünün birçok dalında ve fevkalade geniş yelpazede faaliyet göstermiş ve halen göstermeye devam etmekte olduğunu, müvekkili … A.Ş. De … gibi şirketler grubu üyesi olup, müvekkil …’nun bu şirketler grubunun kurucusu ve yöneticisi konumunda olduğunu, müvekkili …’nun yönetiminde olan müvekkil şirketler grubu uzun yıllardır koordineli bir şekilde çalışmakta ve birlikte faaliyet göstermekte olduğunu, müvekkillerinin gıda sektörünün birçok dalında markalarını kuruldukları günden bu yana bilfiil nizasız ve fasılasız olarak kullanmakta olduklarını, müvekkili … ve müvekkil şirketlerin türk patent ve marka kurumu nezdinde 1978 yılından beri 03, 16., 29., 30., 32. ve 35. sınıflarda “…” ve “…” esas unsurlu tescilli birçok markası bulunmakta olduğunu, müvekkillerinin fikri ve sınai haklarının korunmasına son derece önem vermekte olup, ürünlerinde kullandıkları tüm markaları tescil ettirmiş olduğunu, müvekkili … adına 09.02.1978 tarih ve … no ile 03., 29., 30. ve 32. sınıflarda “…” ibareli tescilli markası; 19.04.2019 tarih ve … numaralı olarak yine 03., 16., 29., 30., 32. ve 35. Sınıflarda “…” ibareli tescilli markası bulunmakta olduğunu, müvekkili … A.Ş. adına 13.10.2015 tarih ve … numaralı “…” ibareli marka, 12.05.2017 tarih ve … numaralı “…” ibareli marka, 12.05.2017 tarih ve … numaralı “…” ibareli marka ve 18.05.2018 tarih ve … numaralı “…” ibareli marka 29. Sınıfta; 19.01.2017 tarih ve … numaralı “…” ibareli marka 30. Sınıfta tescilli olduğunu, müvekkili … A.Ş. adına ise 13.07.1999 tarih … numaralı “…” ibareli marka, 13.07.1999 tarih … numaralı “…” ibareli marka ve 13.07.1999 tarih … numaralı “…” ibareli marka 29. Sınıfta tescilli olduğunu, huzurdaki davaya konu markaların davalı şirket tarafından kullanılmayan ancak adına tescilli …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … nolu markalar olduğunu, davalı …Tic. A.ş. tarafından markaların kullanımına 5 yıldan fazla süredir ara verilmiş olup, ilgili markalar davalı tarafından ciddi ve etkin şekilde kullanılmamakta olduğunu, davalı şirketin işbu markaların kullanımına 5 yıllık ara vermesinden dolayı, markaların 6769 sayılı SMK’nın 9., 26. ve Geçici 4. maddeleri gereğince tescil edildikleri tüm sınıflar, emtialar ve hizmetler yönünden iptaline karar verilmesini ve sicilden terkin edilmesini talep etme lüzum ve zarureti hâsıl olduğunu, davalı yan dava konusu markaları 5 yılı aşkın süredir 6769 sayılı smk nın 9. maddesi işlevine uygun ve ciddi bir şekilde kullanmamış ve kullanmamakta olduğunu, davalıya ait …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, …, …, …, …,…, …, …, …, …/…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … nolu markalar 6769 sayılı SMKnın 9. Maddesi işlevine uygun şekilde 5 yılı aşkın süredir kullanmamıştır.” şeklinde beyanda bulunarak işbu markaların davalı … SAN. VE TİC. A.Ş. tarafından kullanılmaması sebebiyle iptaline ve sicilden terkin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı tarafça müvekkil şirket markalarının kullanımına 5 yıl süre ile ara verildiği iddiasına dayalı olarak ilgili markaların iptali talebi ile açılan huzurdaki dava; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerinde yer alan yetki kurallarına aykırı olarak İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde ikame edilmiştir. Kanun’un 156 / 5. maddesinde; “Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Sınai mülkiyet hakkı başvurusu veya sınai mülkiyet hak sahibinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmaması hâlinde, dördüncü fıkra hükmü uygulanır.” denilmektedir. İşbu hüküm uyarınca müvekkil şirket marka sahibi, davacılar ise üçüncü kişi konumunda olup, müvekkil şirketin ticari işlerinin yürütüldüğü merkez adresi … Mah. …. Cad. No: … Odunpazarı / ESKİŞEHİR’dir. Bu nedenle davanın Eskişehir Mahkemelerinde (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatı ile Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde) görülmesi gerekmektedir. Yetki kuralları 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda da korunmuş olduğundan, Sayın Mahkemeniz huzurdaki ihtilafın giderilmesi bakımından yetkili olmadığından davanın öncelikle esasa dahi girilmeksizin Yetki itirazımız doğrultusunda reddini ve davanın talep halinde yetkili Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep ederiz. Davacının haksız iddialarını kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydı ile, dava konusu taleplere ilişkin zamanaşımı itirazımız bulunmaktadır. Mahkemenizce yapılacak inceleme ile de açıkça anlaşılacağı üzere, işbu davanın zamanaşımı itirazımız doğrultusunda REDDİNİ talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunarak öncelikle zaman aşımı ve yetki hususunda itirazlarını sunarak, haksız ve hukuki dayanağı olmayan davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22.10.2021 tarih ve 2020/114 Esas – 2021/316 Karar sayılı kararıyla; “… davalının adresinin Organize Sanayi Bölgesi … Cadde …Odunpazarı/ Eskişehir olduğu, davanın marka iptaline ilişkin olduğu dikkate alındığında SMK 156/5 gereği yetkili mahkemenin davalı ikametgahı mahkemesi olduğu, davalı tarafça usulünce süresi içerisinde yetki itirazında bulunulduğu, yetkili mahkemenin Eskişehir Nöbetçi ASHM (FSHHM sıfatı ile) olduğu anlaşıldığından davalının yetkiye yönelik itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davada yetkili mahkemenin davaya bakan İstanbul mahkemeleri olduğunu, zira müvekkilin gerçek hak sahipliğine dayalı olarak dava açtığını, SMK.156/3 maddesi gereğince sınai mülkiyet hakkı sahibi olan müvekkillerinin açtığı davada davacıların yerleşim yeri mahkemesi olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesi tarafından, “… davalının adresinin Organize Sanayi Bölgesi … Cadde … Odunpazarı/ Eskişehir olduğu, davanın marka iptaline ilişkin olduğu dikkate alındığında SMK 156/5 gereği yetkili mahkemenin davalı ikametgahı mahkemesi olduğu, davalı tarafça usulünce süresi içerisinde yetki itirazında bulunulduğu, yetkili mahkemenin Eskişehir Nöbetçi ASHM (FSHHM sıfatı ile) olduğu anlaşıldığından davalının yetkiye yönelik itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Sınai Mülkiyet Kanunu m.156/3 hükmüne göre; sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir. SMK m.156/3 hükmü; davanın türüne bakılmaksızın, davacının iddialarını kendi sınai mülkiyet hakkına dayandırdığı ve üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilecek tüm davalar bakımından uygulama alanı bulacaktır. Bu bağlamda sınai mülkiyet hakkına tecavüz nedeniyle açılacak hukuk davaları ile sınai mülkiyet hakkı sahibinin kendi sınai mülkiyet hakkına dayanarak ileri sürebileceği hükümsüzlük istemli hukuk davalarında SMK m.156/3 hükmü uygulama alanı bulacaktır. Somut olayda asıl dava davacısının kendi marka (sınai mülkiyet) hakkına dayalı olarak açtığı hükümsüzlük davası bulunduğundan, davada yetkili mahkemenin davacının yerleşim yeri olan İstanbul (Çağlayan) mahkemeleri olduğu gözetilerek davaya devamla hüküm kurulması gerekirken, davalının yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/10/2021 tarih, 2021/114 E. – 2021/316 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacılara iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 162,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 59,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 221,60 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/03/2022