Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/294 E. 2023/1843 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/294 Esas
KARAR NO: 2023/1843 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/03/2021
NUMARASI: 2016/21 E. – 2021/144 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin “…” isimli sinema filminin hem senaristi hem de yönetmeni olduğunu, davalı yapım şirketi ile ayrı ayrı 90.000,00 TL bedelli öykü sahibi/senarist sözleşmesi ve 30.000,00 TL bedelli yönetmenlik sözleşmesi imzaladığını, senaryo bedeli olarak toplamda 75.000,00 TL aldığını, yönetmenlik bedeli olarak ödeme yapılmadığını, senaryo bedelinden kalan 15.000,00 TL ve yönetmenlik bedelinden 30.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL alacağının bulunduğunu, bu alacakların ödenmesi ve sözleşmelerin diğer hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle, davalı tarafa Beşiktaş … Noterliği’nin 28.09.2015 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, bu ihtarnamenin davalı tarafa 01.10.2015 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı tarafın 30 günlük süre içinde borçlarını ödemediğini, aksine cevabi bir ihtarname keşide ederek gerçeğe aykırı bir takım ithamlar ile müvekkiline borçlarının olmadığını ileri sürdüğünü, ihtarnamenin tebliğinden bu yana taraflar arasında uzlaşma görüşmelerinin sürdüğünü, ancak davalının filmin DVD’sinin “kamera arkası” bölümünde ve jenerik kısmında müvekkilinin onayı olmayan düzenlemeler yaptığını, her iki sözleşmenin de ortak hükmü olmasına rağmen, sözleşmeye aykırı bir şekilde filmin reklam, tanıtım, afiş ve benzeri basılı malzemelerinde alt başlık olarak “…” ibaresine de yer verilmediğini belirterek, müvekkilinin senaryo bedelinden kalan 15.000,00 TL ve yönetmelik bedelinden 30.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL alacağının temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak müvekkiline verilmesini, yerine getirilmeyen sözleşme maddeleri sebebiyle taraflar arasındaki 21.08.2013 tarihli “Öykü Sahibi/Senarist Sözleşmesi” adını taşıyan sözleşme ile 21.08.2013 tarihli “Yönetmen Sözleşmesi” nin ileriye etkili olarak haklı nedenle feshine ve bu sözleşmeler ile davalı taraf lehine tanınmış tüm telif ve diğer haklar ile devam filmleri çekim hakkının davalı tarafa ait olmadığının tespitine, iş bu sözleşmeler gereğince davalı yana verilmiş bulunan 14.08.2015 tarihli muvafakatnamenin hükümsüz olduğunun tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; ödeme dekontları ve ticari defterleri delil göstererek senaristlik sözleşmesine istinaden müvekkilinin davacıya borcunun kalmadığını, davacının hatalı ve eksik hizmetlerinden kaynaklı olarak söz konusu filmden müvekkilinin maddi zarar gördüğünü, bu nedenle yönetmenlik sözleşmesine istinaden var olan 30.000,00 TL borçlarını ödemediklerini, askıya aldıklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 18/03/2021 tarihli 2016/21 E. – 2021/144 K. sayılı kararıyla; “…Davacının 21/08/2013 tarihli “Öykü sahibi/senarist sözleşmesi”ne binaen 15.000 TL ile aynı tarihli “Yönetmen sözleşmesi”ne binaen 30.000 TL olmak üzere toplam 45.000 TL alacağı olduğunu iddia ettiği, bu bedellerin temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istediği, senaryo sözleşmesine dayalı 15.000 TL lik talep bakımından her ne kadar davacı, davalı şirket yetkilisi … 31.07.2015 tarihli banka dekontu ile gönderdiği 14.000 TL.nin 3D Storyboard programı satın alınması için ödendiğini iddia etmiş ise de, taraflar arasında sözleşmeye dayalı senaryo ilişkisi dışında bir başka hukuki ilişki olduğunun davacı tarafından kanıtlamadığı, bir kısım senaryo bedelinin daha davalı şirketi temsilen yetkilisi … tarafından gönderildiğinin davacı tarafından da kabul ve ikrar edilmesi dikkate alındığında, dava konusu yapılan 15.000 TL senaryo bedelinden 14.000 TL ‘nin davacıya ödendiği buna karşın davalının senaryo bedelinin 1.000 TL sini nakten ve haricen ödediğini beyan ettiği, bunu tanık dinleterek ispat edeceğini bildirdiği ve hatta ilk bilirkişi raporuna buna ilişkin tediye makbuzu örneği eklenmiş ise de davalının bu tutarı ödediğine dair tanık dinletmediği, başkaca delil de ibraz etmediği gibi mübrez tediye makbuzunda ödeyenin imzası mevcut ise de tahsil edenin imzası bulunmadığından, senaryo bedelinden kalan 1.000 TL. nin ödendiğinin davalı tarafından kanıtlanamadığı, sonuç olarak davalının 21/08/2013 tarihli “Öykü sahibi/senarist sözleşmesi”nin 3/1 maddesi uyarınca ödemeyi taahhüt ettiği 90.000 TL nin, 89.000 TL ‘lik kısmını ödediği, ancak 1.000 TL’yi ödediğini ispat edemediği, bu nedenle 1.000 TL senaryo bedelinin dava tarihi olan 25/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, yönetmenlik bedeli ve ödeme şeklinin taraflar arasında imzalandığı çekişmesiz olan 21/08/2013 tarihli sözleşmenin 3.maddesinde düzenlendiği, bu maddeye göre ücretin 30.000 TL olduğu, bu ücretin davacıya hiçbir kesinti yapılmadan sözleşmede yer aldığı gibi ödenmesi gerektiği, filmin çekiminde yönetmenin deneyimsizliğinden ya da başka nedenlerden kaynaklanan gibi sorunların yönetmenlik ücretinin hiç ödenmemesine yada kesintiye uğratılarak ödenmesine gerekçe oluşturmayacağı kanaatine varıldığından 30.000 TL yönetmenlik ücretinin dava tarihi olan 25/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer taleplerin ise reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Mahkemece davacının kusurlu ifası nedeniyle yönetmenlik ücretini hak edip etmediği konusunda Mahkemece hiç bir değerlendirme yapılmadığını, itirazlarının tetkik edilmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, filmin zamanında vizyona girmediği, çekimlerin uzadığı ve filmin ciddi zarar ettiğinin davacıya bildirildiğini, sözleşmenin bu nedenle askıya alındığını, Davalıya ödenen 89.000,00 TL senaryo bedeline ek olarak 1.000,00 TL’nin de 27/04/2015 tarihinde müvekkilinin iş yerinde elden nakit olarak ödendiğini, dekontlarının sunulduğunu, davacının senarist ücretiyle ilgili müvekkilinden hiç bir alacağının kalmadığını, Davacının yönetmenlik görevini eksik ve hatalı yaptığını, filmin post-prodüksiyon aşamasında, müzikleri ve final miks işlemlerinin standartların altında üretildiğini, müvekkilinin bu durumdan 02/09/2015 tarihinde yapılan gala gecesinde haberdar olduğunu, kopyalar dağıtıldığından yeniden dağıtım yapılamadığını,Ayrıca davacının yönetmenlik becerilerinin yetersizliği nedeniyle Küba’da çekim sürelerinin 8 gün uzadığını, bu nedenle izin alınan tarihlerde hayvanat bahçesi çekimlerinin yapılamadığı, 9.500,00 USD bedelle hayvan görseli satın almak zorunda kaldıklarını, ayrıca ek uçak bileti konaklama masrafı ve çalışan ücretleri ödemek zorunda kaldığını, filmin bu nedenle 21/08/2015 tarihi yerine 04/09/2015 tarihinde vizyona girdiğini, daha az vizyonda kaldığını, en az 100.000 seyirci kaybettiklerini, Davacının Küba’daki çekimlerde … karakterini canlandıran … farklı bir şive kullandırdığını, bu durumun İstanbul’da yeniden dublaj yapılarak düzeltildiğini, Davacının bu konularda müvekkili tarafından sürekli uyarıldığını, hataların büyük kısmı gala gecesi tespit edildiğinden öncesinde davacıya ihtar çekilerek 30 günlük süre verilmesi imkanının olmadığını, Davacıya üç ay post prodüksiyon imkanı tanındığını, filmin çekimi sırasında davacıya profesyoneller tarafından hatalı işlemleriyle ilgili tüm uyarılar yapılmasına rağmen ısrarcı olduğunu,Müvekkilinin film için 2.637.286,54 TL yatırım yaptığını, zararını karşılayamadığını, filmin devamının çekilmesi düşünüldüğünden müvekkili tarafından hiç bir hukuki takibata başlanmadığını, Yönetmenlik Sözleşmesinin 3.2.b maddesi uyarınca sözleşmenin askıya alındığını, Davacıya sözleşmeler dışında ödemeler de yapıldığını, Davalının uğradığı zarar ve davacının hatalı işleri nedeniyle yönetmenlik bedelinden indirim yapılması gerektiğini, Bilirkişi raporlarında iddialarıyla ilgili hiç bir inceleme yapılmadığını, ancak davalının yönetmenlik hizmetlerini kusurlu olarak ifa ettiğinin bilirkişi raporları ile de tespit edildiğini, Senaryo bedelinin 1.000,00 TL eksik ödendiğine dair kararın da hatalı olduğunu, bu konuda tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, olayla ilgili bilgi sahibi olan …’ın tanık olarak dinlenilmesinden Mahkemece vazgeçilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini, savunma haklarını kısıtladığını, verilen kararın davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasına, davanın tümden reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; davalının sözleşmelerde kararlaştırılan 90.000,00TL senaryo bedelinin 75.000,00 TL’sini ödediğini, kalan 15.000,00 TL ile 30.000,00 TL senaryo bedelini ödemediğini, Davalı şirket yetkilisi … tarafından 31/07/2015 tarihinde kendisine gönderilen 14.000,00 TL’nin senaryo bedeli olarak ödenmediğini, ödeme dekontunda hiç bir açıklama bulunmadığını, filmin 3 boyutlu storyboard çalışmalarının başlatılması için … tarafından kendi özel taahhüdü karşılığında müvekkiline yapılan ayrı bir ödeme olduğunu, müvekkilinin … isimli 3D storyboard programını alarak çok ısa sürede 2250 kare storyboard çalışmasını hazır hale getirdiğini, bu bedelin yalnızca satın alınan program bedeli olmadığını, müvekkilinin bu konuda yaptığı çalışmaların da karşılığı olduğunu, bu nedenle fatura sunulmadığını, …’ın bu parayı kendi borcu için değil de davalı şirketin borcu için gönderdiğini kanıtlaması gerektiğini, 1.000,00 TL bedelin elden ödendiğine dair iddianın da doğru olmadığını, müvekkiline hiç elden ödeme yapılmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Taraflar arasında imzalanan 21/08/2013 tarihli “ÖYKÜ SAHİBİ/SENARİST SÖZLEŞMESİ” ve 21/08/2013 tarihinde imzalanan “YÖNETMEN SÖZLEŞMESİ” örnekleri ile ödeme dekontları ve belgelerinin örnekleri taraflarca dosyaya sunulmuştur.24/05/2018 tarihli duruşmada dinlenen davacı tanığı … beyanında; Küba’ya giden montaj ekibini kurduğunu, filmin montajı, müziği, rengi, sesinin yönetimini kendisinin yaptığını, film vizyondayken bir uyuşmazlık çıktığını öğrendiğini, ancak nedenini tam olarak bilmediğini, film vizyondayken filmin fragmanları olduğunu, davacının yeni bir fragman yapılmasını istediğini, birlikte buluşup fragmanı yaptıklarını, bu kapsamda fragmanla ilgili davalı şirket yetkilisinin haberinin olmadığını daha sonra öğrendiğini, … sesi ilk gönderdiğinde mono olduğunu tespit ettiğini, ses gönderildiğinde galaya bir hafta kalmış olduğunu, … ve …’in sesi hard diske kayıtlı olarak getirdiğini, revizyonu vermiş olduklarını, ancak tekrar mono geldiğini, daha sonraki süreçle ilgili bilgi sahibi olmadığını, ayrıca …’in davacının maaşlı çalışanı olmadığını, ancak tercih ettiği bir kişi olduğunu, …’un yönlendirmesiyle çalıştığını, … beyin ekibinden olmadığını, … beyin bu film için seçtiği müzisyenin … olduğunu, bu film için öncesinden müzik yaptıklarını, …’in davacının tercihi olduğunu, … ’nun yaptığı müziklerin bu film içinde yer almadığını, filmdeki … karakterini canlandıran … ’nin 15 dakikalık bir süre ile kendi sesiyle ve farklı bir şiveyle konuştuğunu, bu şive kullanımının daha sonra dublaj ihtiyacının hasıl olmasına neden olduğunu, Küba’da hayvanat bahçesi çekimi olacağını, ancak gerçekleşmediğini, hayvan görüntüsü videolarının satın alındığını, filme eklendiğini, gecikmede bunun da etkisi olduğunu, davacının sorduğu kitaplara hakim olmadığını, … müzik yaptırıldığını öğrendiğini, … kendi isteğiyle ayrılıp ayrılmadığını net olarak bilmediğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Mahkemece 04/10/2018 tarihli duruşmada; …’ın dinlenmiş olması, alınan bilirkişi raporu mahkemenin ihtisas mahkemesi olup, emsal birçok uyuşmazlıklarda sektörün ve sinema yapımcılarının senarist ve yönetmenlerin sektörün içinde bulunduğu koşulları ve filmlerin çekilme şartlarını bildikleri, bu kapsamda dinlenen …’ın beyanları alınmış olup …’ın dinlenmesi ile ilgili 2 oturumdur duruşmalara iştirak etmemiş oluşu dikkate alınarak dinlenilmesi yönündeki ara karardan sarfı nazar edilmesine karar verildiği tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince alınan 09/03/2017 havale tarihli I.Bilirkişi heyet raporunda; Davalı tarafından, davacıya, senaristtik sözleşmesi gereği yaptığı ödemelerin toplamının 89.000 TL olduğu ve bundan ötürü davacının 1.000 TL alacağının bulunduğu, davacının yönetmenlik sözleşmesine istinaden alacağının 30.000 TL olduğu ancak yönetmenin kendi kusurlarından, yaşanan çekim takvimindeki gecikmelerden, teknik sorunlardan dolayı davalı tarafın sözleşmenin “Yönetmenin bu sözleşmedeki edimlerini yerine getirmemesi veya getirememesi hallerinde yukarıdaki bedeller şirket tarafından ödenmez veya yerine getirinceye kadar askıya alınır” maddesine istinaden ödeme yapmadığı, fakat bu gecikmelerden ve yaşanan sıkıntılardan davalının da sorumlu olduğu, davalının, yapımcının sorumluluğunda bulunan ve açıklandığı üzere, gecikmelerin ve teknik hataların meydana gelmesini önlemeye yönelik görevlerini yapmadığı ancak dava konusu işi takip etmediği, bütün sorunlardan filmin gala gecesinde haberdar olduğu, davacı yönetmenin dava konusu filmin başından sonuna kadar (pre-prodüksiyon, prodüksiyon ve post-prodüksiyon dahil) emek ve zaman harcadığı, ortaya bir eser çıkarttığı göz önünde bulundurulduğunda, davacının da bu emeğinin karşılığını alması gerektiği ancak filmden dolayı davalının zarar etmiş olması ve seyirci sayısının düşüklüğü dikkate alınarak davacının aldığı yönetmen sıfatı ve onun sorumluluğunun farkında olduğu gerekçesi ile yaşanan tüm teknik sorunlardan büyük ölçüde davacının sorumlu tutulabileceği, davalının karşı karşıya kaldığı sorunlar neticesinde ödeme yapmamada haklı sayılabileceği ancak dava konusu işi takip etmediği, bütün sorunlardan filmin gala gecesinde haberdar olduğu, filmin çekimleri için, işi, işleyişi ve sektörü bilen bir uygulama yapımcısı görevlendirmediği, davacının ilk yönetmenlik tecrübesi olduğunu bile bile sözleşmeyi imzaladığı ve yönetici yapımcı tarafından filmin tanıtımın yeterli bir şekilde yapılmadığı gerekçeleri ile davalının da sorumsuz ve hatalı davrandığı, dolayısıyla yaşanan sorundan, yönetmenlik sıfatını ve sorumluluklarını bilerek kabul ettiği, filmindeki ses problemlerinden tamamen yönetmen mesul tutulacağı için (davalının dilekçesine itiraz etmeyip bu durumu kabul ettiği sebebiyle) %30 oranında yönetmenin sorumlu olduğu, %70 oranında da davalının sorumlu ve hatalı kabul edilebileceği, bu durumda da 30.000 TL’nın % 70’i kadarı olan 21.000 TL’den davalının sorumlu tutulabileceği, nihai kararın Mahkemeye ait olduğu, davalı tarafından sözleşmelerin bütün şartlarının yerine getirildiği, davacı tarafından davalıya her hangi bir cayma ihbarı ve/veya fesih iptal ihtarnamesi gönderilmediği gerekçeleriyle sektörel açıdan sözleşmelerin ve/veya muvafakatnamenin iptaline sebep bulunmadığı bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince I. bilirkişi heyetinden alınan 02/08/2017 tarihli ek raporda; Davacının senaristlik ücreti olarak değil, başka bir borç adı altında aldığı 14.000- TL’yi neye istinaden aldığını ispatlaması gerektiği, aksi takdirde bu meblağın da senaristtik ücreti olarak kabul edilmesi gerektiği, zira bütün ödemelerin … tarafından yapıldığı, ödemeler arasındaki tek farkın, dava konusu 14.000-TL’lik ödemenin internet bankacılığı üzerinden yapıldığı ayrıca dava konusu 14,000-TL’lik ödemenin senaristtik için kararlaştırılan tarihlerde yapıldığı, davacı tarafın iddialarının belgelerle ispatlanamadığı, davalı tarafın iddiaları ispatlandığı takdirde davacının, davalının tüm uyarılarına rağmen kendi bildiğini yaptığı ve netice olarak filmde özellikle işitsel olarak pek sorun yaşandığı (yönetmenin farklı bir şive kullandırması veya kullandırılmasına onay vermesinden dolayı … tekrar dublaj yapması, işitsel efektlerin ve müziklerin tek kanaldan kayıt edilmesi ve dolayısıyla filmin sinema surround sistemine uygun olarak kayıt edilmediği), bu sebeple de yaşanan sorunlardan yönetmenin tek başına sorumlu tutulabileceği ancak Küba’daki hayvanat bahçesi çekimlerine yönelik olarak inceleme bölümünde de değindikleri üzere eğer özel izinle yapılması gereken çekimler var ise bu çekimlere öncelik tanınması gerektiği, iş yükü sebebiyle bu özel durumu yönetmenin unutmuş ve/veya tarihi karıştırmış olabileceği, dolayısıyla uygulayıcı yapımcı ve/veya yardımcı yönetmenlerin özel izinle (belirli tarihlerde) yapılması gereken bu çekimlerin o tarihlerde yapılması gerektiğini yönetmene hatırlatması gerektiği ve filmin çekimleri ve post prodüksiyonun zamanında ve standartlar dahilinde tamamlanması konusunda yapımcının sorumlu olduğu bildirilmiştir.İlk derece mahkemesince alınan 12/03/2019 tarihli II. bilirkişi heyet raporunda; Davacı tarafın senaryo bedelinden arka kalan alacak olarak talep ettiği 14.000 TL nin iddia edildiği gibi … isimli 3D stroyboard programının satın alınmasında kullanıldığını ispatlayacak belgenin dosyada mevcut olmadığı bu nedenle davalı tarafın banka havalesi yoluyla gönderdiği ancak açıklama kısmına neyin bedeli olarak gönderildiğini yazmadığı, 14.000 liranın senaryo bedeli olarak ödediğini kabul etmek gerektiği, davacı tarafın sözleşme gereği yönetmenlik ücreti olarak alacağının 30.000 TL olduğu, bu ücretin davacıya hiçbir kesinti yapılmadan, sözleşmede yer aldığı gibi ödenmesi gerektiği, filmin çekiminde yönetmenin deneyimsizliğinden ya da başka nedenlerden kaynaklanan kimi sorunların, yönetmenlik ücretinin hiç ödenmemesine yada kesintiye uğratılarak ödenmesine gerekçe oluşturmayacağı bildirilmiştir. İlk derece mahkemesince II.bilirkişi heyetinden alınan 18/02/2020 tarihli ek raporda; Davacının 21/08/2013 tarihli “Öykü sahibi/senarist sözleşmesi”ne binaen 15.000,00 TL. ile aynı tarihli “Yönetmen sözleşmesi”ne binaen 30.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL alacağı olduğunu iddia ettiği, bu bedellerin (beyan etmediği) temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istediği, senaryo sözleşmesine dayalı 15.000,00 TL lik talep bakımından her ne kadar davacı, davalı şirket yetkilisi … 31.07.2015 tarihli banka dekontu ile gönderdiği 14.000,00 TL.nin 3D Storyboard programı satın alınması için ödendiğini öne sürmüş ise de, taraflar arasında sözleşmeye dayalı senaryo ilişkisi dışında bir başka hukuki ilişki olduğunun davacı tarafından aynı güçte bir başka delille ispat edilememiş olması, bir kısım senaryo bedelinin daha davalı şirketi temsilen yine yetkilisi … tarafından gönderildiğinin davacı tarafından da kabul ve ikrar edilmesinin yanı sıra açıklanan diğer nedenlerle; Davalının, dava konusu yaptığı 15.000,00TL senaryo bedelinin 14.000,00 TL.sini tahsil etmiş sayılmasının kadri marufunda olacağı, buna karşın davalının senaryo bedelinin 1.000,00 TL sini nakten ve haricen ödediğini beyan ettiği, bunu tanık dinleterek ispat edeceğini bildirdiği ve hatta ilk bilirkişi raporuna buna ilişkin tediye makbuzu örneği eklenmiş ise de, davalının bu tutarı ödediğine dair tanık dinletmediği, başkaca delil de ibraz etmediği gibi mübrez tediye makbuzunda ödeyenin imzası mevcut ise de tahsil edenin imzası bulunmadığından, senaryo bedelinden kalan 1.000,00 TL.nin ödendiği davalı tarafından kanıtlanamamış olmakla, bu tutarın (beyan edilmemiş) temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesinin kadri marufunda olacağı, “Yönetmen sözleşmesi” nedeniyle ödenmesi gereken 30.000,00 TL nin bilhassa kök raporda detaylı şekilde açıkladıkları nedenlerle, herhangi bir indirim yapılmaksızın (beyan edilmemiş) temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesinin kadri marufunda olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı, davalının rapora itiraz dilekçesinde her ne kadar ilk bilirkişi heyetinin sunduğu 09.03.2017 tarihli kök raporda davalı yapımcının %70, davacı yönetmenin ise %30 kusurlu bulunduğunun bildirildiği dolayısıyla, ödenmediği çekişmesiz olan 30.000,00 TL. nin %30’unun tenkis edilmesi gerekeceğine ilişkin verilen ilk rapor ile herhangi bir kesinti yapılmasına gerek olmadığına ilişkin rapor arasında çelişki bulunduğu iddia edilmiş ise de, ilk bilirkişi heyetinin sunduğu 07.08.2017 tarihli ek raporun son sayfasında: “…Davalı tarafın da talep ettiği üzere, Sayın Mahkemenin takdir etmesi halinde, davalı tarafın delil listesinde yer alan tanıklardan; uygulayıcı yapımcı …’ın ve post prodüksiyon sürecinde görev almış …’ın dinlenmesi neticesinde en doğru ve hakkaniyetli sonuca ulaşılacaktır…” denilerek delillerin toplanmadığına, bu yüzden kök raporlarında yaptıkları oranlamanın mutlak olmadığına dikkat çekildiği, davacının, akçeli taleplerine ek olarak, taraflar arasındaki iki sözleşmenin haklı nedenlerle Mahkeme tarafından feshine, bu sözleşmelerle davalıya tanınan tüm telif hakları ile devam filmleri çekme haklarının davalı tarafa ait olmadığının tespitine, bu sözleşmelere binaen verdiğini beyan ettiği 14.08.2015 tarihli muvafakatnamenin hükümsüz olduğunun tespiti ve iptaline karar verilmesini talep ettiği, her konuda olduğu gibi raporda özetlenen talepler hakkında da nihai kararın Mahkeme tarafından oluşturulacağı, bununla birlikte, tarafların irade beyanı ile sona erdirebilecekleri bir işlemin mahkeme kararı ile yerine getirilmesi istenemeyeceğinden, bu yoldaki taleplerin reddedilmesinin kadri marufunda olacağı, davalının, davacı tarafından cayma hakkının kullanılıp kullanılmadığı konusunda değerlendirme yapılmadığını, öne sürülerek bu durumun eksik inceleme niteliğinde olduğunun iddia edildiği, bu nedenle detaylı şekilde açıkladıkları üzere davacının, hukuki anlamda FSEK’nun 58. maddesine konu cayma hakkını kullanmış sayılamayacağı, kaldı ki, buna ilişkin koşulların oluşmadığı, zira sözleşmelere konu eserin vücuda getirildiği için Kanun’da düzenlenen cayma hakkının kullanılması imkanının ortadan kalktığı, bu arada davacının, ihtarnamesinde her ne kadar bir başka yol olan fesihten söz edilmiş ise de bir fesih bildiriminde bulunmadığı, kaldı ki davacının dava dilekçesi ile sözleşmelerin feshedilmesini Mahkemeden talep ettiğinin izahtan ari olduğu, tüm bu nedenlerle davacının 19.03.2019 havale tarihli rapora itiraz dilekçesinin 2. sayfası, 3. maddesi ile ilk defa öne sürdüğü sözleşmeyi feshettiğine ilişkin beyanının Mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerektiği, davacının ayrıca sözleşmelerle kararlaştırılmış olunmasına rağmen filmin reklam ve tanıtım malzemelerinde “…” alt başlığına yer verilmediğini ileri sürdüğü, davalının, bu konuda bir düzenleme olmadığını iddia etmiş ise de tam tersine bu hususun yönetmenlik sözleşmesi’nin 3.8., senarist sözleşmesinin ise 3.12.nci maddeleri ile düzenlendiğini, davacının her ne kadar bu hükmün ihlaline akçeli bir talep bağlamamış ise de bu durumun sözleşmelerin davalı tarafından ihlâl edildiğinin kanıtı olarak gösterildiği öte yandan bu ve saydığı diğer ihlâller nedeniyle sözleşme başına 100.000 USD’den toplam: 200.000 USD cezai şart talep hakkı ile manevi tazminat talep haklarını saklı tuttuğunu beyan ettiği eş deyişle, huzurdaki davada cezai şart ya da manevi tazminat talep edilmediği, HMK’nun 26. maddesi uyarınca talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmolunamayacağı cihetle dava konusu dışında tutulan bu konularda irdeleme yapılmasına gerek olmadığı, davalının, cevap dilekçesinde her ne kadar “…Tarafımızdan çek no’ları bildirilen lehdarı ve tarihi yazılmamış, yalnızca tutar ve imza bulunan çek vasfı taşımayan) teminat amaçlı evraklarımızın tarafımıza iade edilmesini talep ediyoruz…” şeklinde beyan ve talepte bulunmuş ise de kendisi tarafından bu konuda açılmış bir karşı dava olmadığından, bir üst maddede belirttikleri gerekçe ile bu konuda da bir irdeleme yapılmasına hukuken imkan bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava; Taraflar arasında 21/08/2013 tarihli ” Öykü sahibi/senarist sözleşmesi ” ve 21/08/2013 tarihli “Yönetmen sözleşmesi ” gereği “…” isimli filmin, davacı tarafından senaryosunun yazılması ve yönetmenliğinin yapılması hususunda sözleşme imzalandığı, sözleşme gereği senaryo bedelinden kalan 15.000,00 TL ve yönetmenlik bedeli olan 30.000,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL alacağın temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, sözleşmelerinin haklı nedenlerle feshine, davalıya tanınmış bütün telif ve diğer hakların yanı sıra devam filmleri çekme hakkının davalı tarafa ait olmadığının tespitine, anılan sözleşmeler uyarınca davalıya verilmiş bulunan 14/08/2015 tarihli muvafakatnamenin hükümsüz olduğunun tespiti ile iptaline ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, her iki taraf vekili de karara karşı istinaf yargı yoluna başvurmuşlardır. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında imzalanan 21/08/2013 tarihli “ÖYKÜ SAHİBİ/SENARİST SÖZLEŞMESİ” başlıklı sözleşmenin ifası konusunda herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, yalnızca bu sözleşmede kararlaştırılan 90.000,00 TL bedelin ödenmeyen kısmıyla ilgili ihtilaf bulunduğu, davacı tarafça yalnızca 75.000,00 TL ödendiği iddia edilirken, davalı tarafça 89.000,00 TL ödeme yapıldığı savunulmaktadır. Mahkemece bu sözleşme kapsamında davacıya 89.000,00 TL ödeme yapıldığı kabul edilerek, kalan 1.000,00 TL için davanın kabulüne karar verilmiş, her iki taraf da bu konuda istinaf talebinde bulunmuştur. Tüm dosya kapsamı, bilirkişi raporları ve sunulan dekont örnekleri ile davacının kendisine ödendiğini kabul ettiği 75.000,00 TL’nin yanı sıra davacıya davalı şirket yetkilisi … tarafından 01/10/2015 tarihinde 14.000,00 TL’nin banka havalesi ile ödendiği, dekontta ödemenin nedenine ilişkin bir açıklama yazılı olmadığı, ancak yakın tarihlerde davacıya … tarafından herhangi bir açıklama yazılmadan gönderilen 01/10/2015 tarihli 14.000,00 TL, aynı tarihli 10.000,00 TL, aynı tarihli 6.000,00 TL ve 02/10/2015 tarihli 15.000,00 TL havalelerin senaryo bedeli olarak gönderildiğinin davacı tarafça da kabul edildiği, davacıya ayrıca verilen 22.500,00 TL bedelli çekle birlikte toplam ödemenin 89.000,00 TL olduğu, uyuşmazlığa konu 14.000,00 TL bedelli ödemenin senaryo bedeli olarak ödenmediğini davacı tarafın ispat edemediği, bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Davacı tarafın ise davacıya eksik kalan 1.000,00 TL senaryo bedelini ödediğini davacının da imzası olan yazılı bir belgeyle veya banka dekontu ile ispat edemediği, delil olarak sunduğu 27/04/2015 tarihli tediye makbuzunda davacının imzasının mevcut olmadığı, toplam alacak miktarına göre bu konuda tanıkla ispatın da mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin de buna ilişkin istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekilinin 21/08/2013 tarihinde imzalanan “YÖNETMEN SÖZLEŞMESİ” ile davacının üstlendiği yönetmenlik hizmetlerini gereği gibi ve süresinde yerine getirmediği, bu nedenle sözleşmenin askıya alındığı, yönetmenlik ücretinden davacının kusuru oranında indirim yapılması gerektiği, raporlar arasında çelişki bulunduğu, tanıklarının dinlenmemesi nedeniyle savunama haklarının kısıtlandığına dair istinaf talepleriyle ilgili yapılan incelemede; sözleşmenin 3.1. maddesinde yönetmenlik bedelinin 30.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı, 3.2.b bendinde, Yönetmenin bu sözleşmedeki edimlerini yerine getirmemesi veya getirememesi hallerinde sözleşme bedellerinin Şirket tarafından ödenmeyeceği veya yerine getirilinceye kadar askıya alınacağı, 3.6. maddesinde Yapımcının en geç Haziran 2015 tarihinde çekimlere başlamak zorunda olduğu, filmin çekimlerin başlamasından itibaren 6 ay içinde çekimlerinin tamamlanacağı, sözleşmenin imza tarihinden itibaren 30 ay içinde gösterime sunulmuş olacağı, Sözleşmenin 5.1. maddesinde ise; taraflardan herhangi birinin işbu sözleşmede öngörülen yükümlülükleri haklı bir sebep olmaksızın süresi içerisinde yerine getirmemesi halinde diğer tarafın, 30 gün içinde Sözleşmeye aykırı davranışların giderilmesi, aksi halde sözleşmenin feshedileceğini noter marifetiyle gönderilecek ihtarname ile bildireceği, bu süre zarfında sözleşmeye aykırı davranışın giderilmemesi durumunda sözleşmenin hiçbir ihbar veya ihtara gerek olmaksızın kendiliğinden fesh olacağı, 5.2. maddesinde ise sözleşmeye aykırı davranan tarafın sözleşmenin feshine neden olması halinde karşı tarafın uğradığı zararların yanı sıra 100.000,00 USD cezai şart ödeyeceğinin yazılı olduğu, bu sözleşmede Yönetmenin edimini gereği gibi ifa etmemesi halinde sözleşmenin askıya alınacağına dair bir madde bulunmadığı, edimini yerine getirmemesi veya getirememesi halinde sözleşmenin askıya alınacağının düzenlendiği, filmin tamamlanıp vizyona girmiş olması nedeniyle artık Yönetmenin edimini yerine getirmediğinden veya getiremediğinin savunulamayacağı, davacının yönetmenlik hizmetini gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle filmin vizyona geç girdiği ve yeterli seyirciye ulaşamadığı iddia edilmesine rağmen davalı tarafça Sözleşmenin 5.1. maddesi uyarınca davacıya bu konularda bir ihtar gönderilmediği gibi, sözleşmenin feshedildiğinin de bildirilmediği, mevcut duruma göre sözleşme bedelinin ödenmesi için açılan bu davada davacının kusurlu olup olmadığının araştırılmasına gerek olmadığı, bu nedenle Mahkemece davalının bir tanığının dinlenmesinden vazgeçilmesinin sonuca etkili olmadığı, şayet davacının kusurundan dolayı davalının uğramış olduğu bir zarar mevcutsa Sözleşme kapsamında bu zararlarını davacı taraftan talep edebileceği, mevcut delil durumuna, alınan bilirkişi raporlarındaki tespitlere göre ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu kanaatine varılmakla, davacı vekilinin istinaf taleplerinin tümden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,2-Davacı yandan alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı yandan alınması gereken 2.117,61 TL nispi harçtan, peşin alınan 529,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.588,21 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 44,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 22,00 TL’sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 76,50 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 38,50 TL’sinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 07/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.