Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/286 E. 2022/480 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/286 Esas
KARAR NO: 2022/480
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/271
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …, davalıdan aldığı borca karşılık davalıya 10/10/2012 tanzim, 20/12/2013 vade tarihli 50.000,00 TL bedelli senet verdiğini, davalının 50.000,00 TL bedelli senedi rakam kısmına ”1″ yazı kısmına da ”yüz” ekleme suretiyle senedi 150.000,00 TL bedelli senet haline getirdiğini ve senedin İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. nolu dosya ile takibe konulduğunu, takibin HMK m.209 gereğince tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına, talebimiz kabul görmediği takdirde hacizli taşınmazların satışının teminatsız olarak durdurulmasına, İstanbul 15. Ağır Ceza Mah. 2019/53 E., 2020/66 K. sayılı ilamı ile davalının icra takibine dayanak senette sahtecilik yaptığı tespit edilip bu karar kesinleştiğinden, İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasındaki senet ve takipteki asıl borç ve ferileri yönünden 100.000 TL borçlu olmadığımızın tespiti ve takibin 100.000 TL ve ferileri yönünden iptaline karar verilmesini, davalı takipte haksız ve kötüniyetli olduğundan dava konusu iptali talep edilen alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.12.2021 tarih ve 2021/271 Esas sayılı ara karar ile; “Somut olayda dava, icra takibinden sonra açıldığından, maddenin açık lafzından da anlaşılacağı üzere ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Öte yandan İİK, icra takip hukuku açısından HMK’na göre özel kanun olup takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İİK hükümlerinin uygulanması gerekir. Nitekim Yargıtay 12.HD’nin 17/02/2015 tarih ve 2014/28104 E., 2015/3050 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi HMK’nun 209.maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup icra takibine etkisi yoktur. Yine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 10/09/2018 tarih ve 2017/1388 E., 2018/3978 K. sayılı ilamında da İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında HMK’nun 209/1 maddesinin uygulama yerinin olmadığı belirtilmiş olup davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi isteminin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davalıya verilen 50.000,00 TL bedelli senedin bedel kısmının tahrifat yoluyla 150.000,00 TL haline getirilerek icra takibi başlatıldığını, İstanbul 15.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/53 Esas sayılı dosyasında davalının takibe konu senedin bedel kısmında tahrifat yaptığının tespitiyle davalının sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini ve hükmün kesinleştiğini, hem savcılık aşamasında hem de ağır ceza mahkemesi tarafından alınan raporlarla sahteciliğin sabit olduğunu,Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince, senetteki sahteciliğin imza inkarı dışında bir sebebe dayalı olması halinde HMK.209/1 maddesi gereğince teminatsız olarak tedbir kararının verilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi istenmiştir.
DELİLLER:*İstanbul 15.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/53 Esas – 2020/66 Karar sayılı kesinleşme şerhi içeren karar örneği; davalı …’e resmi belgede sahtecilik suçundan neticeten 10 ay hapis cezası verildiği, davaya konu senedin icra takibine konu bono olduğu ve senedin bedel kısmında tahrifat yapılarak miktarın 50.000 TL’den 150.000 TL’ye çıkarıldığı anlatımına yer verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, davaya konu bononun bedel kısmında tahrifat yapıldığından bahisle artırılan kısım yönünden menfi tespit ve ihtiyati tedbir isteminde bulunmuş; davalı ise davacı iddialarını kabul etmeyerek davanın ve tedbir talebinin reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… dava icra takibinden sonra açıldığından, ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Öte yandan İİK, icra takip hukuku açısından HMK’na göre özel kanun olup takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İİK hükümlerinin uygulanması gerekir. Takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi HMK’nun 209.maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup icra takibine etkisi yoktur. Yine Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 10/09/2018 tarih ve 2017/1388 E., 2018/3978 K. sayılı ilamında da İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davalarında HMK’nun 209/1 maddesinin uygulama yerinin olmadığı belirtilmiş olup davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi isteminin reddine” karar verilmiştir.Tedbir talebinin reddine dair karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava sahtecilik iddiasına dayalıdır. Davacı takibe konu edilen bonodaki 50.000,00 TL olan bedelin tahrifat ile 150.000,00 TL’ye çıkarılarak takibe konulduğunu, tahrifat ile artırılan 100.000,00 TL miktar yönünden davalıya borçlu olmadığını iddia etmektedir. Davacının şikayeti ile başlatılan soruşturma sonucunda açılan ceza davasında İstanbul 15.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/53 Esas – 2020/66 Karar sayılı kararı ile davalının resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın bu şekilde kesinleşmiş olduğu görülmüştür. Ceza soruşturması ve kovuşturması sırasında yaptırılan grafolojik incelemelerlerle, bononun bedel kısmında tahrifat yapıldığının tespit edildiği hususu da gözönüne alındığında; mahkemece menfi tespite konu bedel olan 100.000,00 TL yönünden HMK.209/1 maddesi gereğince takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile talebin reddine karar verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 11.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/271 esas sayılı dosyasında verilen 16/12/2021 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 50,00 TL posta masrafı ve 85,00 TL dosya fotokopi masrafı olmak üzere toplam 355,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.21/03/2022