Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/280 E. 2023/1882 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO 2022/280 Esas
KARAR NO : 2023/1882 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİH: 30/06/2021
NUMARASI : 2021/142 E. – 2021/124 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/12/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin İsviçre menşeli bir firma olduğunu, scooter ticareti ile iştigal ettiğini, davalının müvekkilinin uzun yıllardır tüm dünyada tanıtıp maruf hale getirdiği markayı kötü niyetli olarak Türkiye’de tescil ettirdiğini, öncelikle dava dışı … … sayılı “…+şekil” ibareli markayı kendi adına tescil ettirdiğini, sonrasında markayı …’a devrettiğini, bahse konu marka hakkında dava açmış olduklarını, dava neticesinde markanın hükümsüz kılındığını, bahse konu dava devam ederken davalıların kötü niyetli olarak davaya konu markayı tescil ettirdiklerini, Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/911 Esas, 2013/405 Karar sayılı davanın davalısı … huzurda görülen davanın konusu olan markayı davalı …’a devrettiğini, davalı …, dava dışı … ve … kötüniyetli olduklarının açık olduğunu, müvekkilinin dava konusu markanın gerçek hak sahibi olduğunu, bu hususun Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin karar ile sabit olduğunu belirterek, bu nedenlerle davalı adına tescilli bulunan 2013/08239 başvuru numaralı markanın hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; … numaralı “…” markasının hükümsüzlüğü ve haksız rekabetin tespiti için açılan davanın Bakırköy FSHHM’nce karar bağlandığını, kesin hüküm bulunduğunu, davacı şirketin marka üzerinde hak sahibi olan şirket olup olmadığının belli olmadığını, TPMK kayıtlarında markanın … adına tescilli olduğunu, HMK’nun 114. ve 115. maddeleri uyarınca dava şartının bulunmadığını, … ibaresinin yaygın olup, farklı firmalar adına tescilli olduğunu, dava konusu … nolu markanın 28. sınıfta tescilli olup, esasen ilgili sınıfta markanın esas unsurunu oluşturan “…” ibaresinin … numarası ile … A.Ş adına tescilli olduğunu, davacının dilekçesinde markalarını dünya çapında tanınmış bir marka olduğunu iddia ettiğini, fakat bu hususta dosyaya herhangi bir delil ve belge sunmadığını, markanın tescilli olduğu 28. sınıftaki mal ve hizmetlerden hangisi üzerinde davacının gerçek hak sahipliği iddia ettiğinin belli olmadığını, davacının yurt dışında tescilli markalarını Türkiye’de kullanımının mevcut olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli hak sahibi olduğunu, davacının kötü niyet iddialarının afaki olduğunu savunarak, müvekkili aleyhine açılan davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 30/06/2021 tarihli 2021/142 E. – 2021/124K.sayılı kararıyla; “…somut olayda taraf markaları arasında görsel, işitsel, kavramsal benzerliklerinin yüksek düzeyde olduğu, dosya içerisinde yer alan Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/911 esas, 2013/405 karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/7753 esas, 2014/14833 karar sayılı ilamları ile söz konusu markanın 2007 yılından önce davacı yanca Türkiye’de ticarete konu edildiği, uluslararası tescillerinin de bulunduğu, bu nedenlerle davacının gerçek hak sahibi olduğu hususlarının kesinleştiği ve kesin delil mahiyetinde olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olan davalıya ait markanın gerçek hak sahibinin, bu markayı uzun yıllardır Türkiye’de de kullanan davacıya ait olduğunu bilmesi gerektiği, söz konusu markanın orjinalliği dolayısıyla “tesadüfen” ayniyet derecesinde benzerinin tescilinin olağan hayatın akışına aykırı olduğu, bu nedenle davalının kötüniyetli kabul edilmesi gerektiği hukuki kanaatine ulaşılmıştır. SMK 25.md yollamasıyla bir hükümsüzlük sebebi olarak belirlenen SMK 6/son’da yer alan kötüniyet nedeniyle davalı markasının hükümsüzlüğüne dair; -Davacının davasının KABULÜ ile,-Davalıya ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “…” ibaresinin zayıf marka olduğunu, SMK’nun 5/1. maddesi uyarınca tek başına marka olarak tescil edilemeyeceğini, Davacının markasını kullanmadığına dair ileri sürdükleri definin Mahkemece dikkate alınmadığını, Davacının markanın 28. sınıfta tescilli olduğu hangi mal ve hizmetler için öncelik hakkı bulunduğunu ispatlayamadığını,Ülkesellik ilkesi gereğince yurt dışında tescilli markalarıyla ilgili hak iddiasında bulunamayacağını, buna rağmen tüm sınıflarda markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, “…” ibaresinin halen dava dışı firmalar adına tescilli olduğunu, Mahkemece markanın orijinal olması nedeniyle tesadüfen oluşamayacağı gerekçesiyle davalının kötüniyetli olduğuna dair gerekçesinin hatalı olduğunu, “..” ibaresinin orijinal olmadığını, zayıf marka olduğunu, kötüniyetin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini belirterek, tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse yeniden karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelendiğinde; dava konusu 2013 08239 tescil numaralı “…+Şekil” markasının 28/01/2013 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle … adına 28. Sınıfta “Oyunlar ve oyuncaklar. Salonda oynanan oyunlar, harici ekran ya da monitör ile bağlanıp oynanabilen oyunlar için aletler, makineler ve cihazlar (jetonla çalışanlar dahil). Hayvanlar için oyuncaklar. Çocuk bahçeleri, parklar ve oyun parkları için oyuncaklar. Jimnastik ve spor aletleri ile ö malzemeleri. Suni yılbaşı ağaçları ve bunlar için süsler, suni karlar, çıngıraklar, parti ve benzeri eğlenceler için malzemeler, kağıttan parti şapkaları” için tescil edildiği, Eyüp …Noterliğinin 04 Mayıs 2015 tarihli, … Yevmiye numaralı Marka Devir Sözleşmesi ile davalı …’a devredildiği, halen davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır…. tescil numaralı “…+Şekil” markasının 12. sınıfta “Land Craft (Kara Aracı)” emtiası için … adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/911 esas, 2013/405 karar sayılı dosyası incelendiğinde; davacının … Ltd., davalının … olduğu …. tarafından … devredilen … tescil numaralı “…” markasının davacıya devri, bu talebin kabul görmemesi halinde hükümsüz kılınması için dava açıldığı, yargılama sonunda … tescil numaralı “…” markasının hükümsüzlüğüne karar verildiği ve hükmün 04/12/2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince marka patent vekili … alınan 29/01/2021 tarihli raporda; “….Husumet itirazı bakımından; somut uyuşmazlıkta unvanları … Ltd. olan iki ayrı şirket bulunmadığı, AG olanın şirketin Almanca unvanı olduğu Ltd’nin ise İngilizcesi olduğu, dolayısıyla Davacı ile Wipo ve Türkpatent kayıtlarında hak sahibi görünen şirketin aynı şirket olduğu, davalıya ait 2013/08329 tescil sayılı marka ile davacıya ait yurtdışında ve Türkiye’de tescilli … ibareli markaların halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, huzurdaki davada hükümsüzlüğü talep edilen 2013/08329 tescil sayılı markanın tescil tarihinin 04/02/2015 dava tarihinin ise 06/03/2019 olduğu dikkate alındığında 5 yıllık sürenin dolmadığından davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğramadığı, somut uyuşmazlık bakımından kötü niyetli tescilin mevcut olduğu, davacının … ibareli markanın gerçek hak sahibi olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hükümsüzlüğü davasıdır.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili tarafından karara karşı istinaf yargı yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Öncelikle davalı vekilinin husumete ilişkin istinaf talebi incelenmiş, marka tescil kaydı ve bilirkişi raporu ile davacı şirketin … tescil numaralı “…+Şekil” markasının sahibi olduğu, ticaret unvanında yer alan “LTD” ibaresinin İngilizce, “AG” ibaresinin ise Almanca şirketin türünü ifade eden kısaltmalar oldukları, aynı anlama geldikleri, marka tescil sahibi şirket ile davacı şirketin aynı şirket oldukları, bu nedenle davalı vekilinin husumete ilişkin istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davalı vekilinin diğer istinaf talepleriyle ilgili yapılan incelemede ise; davacı adına TPMK’da tescilli “…+Şekil” markası ile yurt dışında tescilli “…+Şekil” markasında yer alan şekillerin neredeyse aynısının davalı adına tescilli … tescil numaralı “…” markasında kullanıldığı, her iki markanın da esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, “…” ibarelerinin davacının markasının tescilli olduğu mal ve hizmetler için zayıf marka olmadığı, markaların hitap ettiği ortalama tüketici kitlesi tarafından markaların karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davacının “…” markasını Türkiye’de kullandığının Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/911 Esas, 2013/405 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile tespit edildiği, markalar arasında SMK’nun 6/1. maddesi uyarınca karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu kanaatine varılmıştır.Davalı vekilinin müvekkilinin kötüniyetli olmadığına ilişkin istinaf talebi incelendiğinde; Bir marka başvurusunun hangi hallerde kötüniyetle tescil ettirildiği her bir somut olayda ayrı ayrı değerlendirilecek olmakla birlikte, Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında daha çok güvenin kötüye kullanılması, kullanmak yerine başkalarının ticaretine engel olmak, sözleşmeye aykırılık vb. suretiyle marka tescilleri kötüniyetli marka tescili halleri olarak kabul edilmektedir. Kötüniyetin markanın tescilini talep edildiği anda mevcut olması gerekir. Davalının markasını … isimli kişiden devraldığı TPMK kayıtları ile tespit edilmiştir. …, Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/911 Esas, 2013/405 Karar sayılı kararı ile sonuçlandırılan davanın davalısı olup, mahkemece aleyhine karar verildikten sonra, hükümsüz kılınan markanın aynısını yeniden tescil ettirmiştir. …’ın Mahkemece verilen hükümsüzlük kararını etkisiz kılmak amacıyla, markanın davacıya ait olduğunu bilerek kötüniyetli şekilde markayı tescil ettirdiği dosya kapsamındaki deliller ile tespit edilmiş olmakla, ilk derece mahkemesince markanın kötüniyetle tescil edildiğine dair tespitinin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır.Her ne kadar davalının markası 28. sınıfta, davacının Türkiye’de tescilli markası ise 12. sınıfta tescilliyse de, bir markanın kötü niyetle tescili halinde tescil ettirenin, tescil kapsamındaki bir kısım emtialar için iyi niyetli, bir kısım emtialar için ise kötü niyetli olduğu söylenemeyeceğine göre, davalının markasının tesciliyle ilgili işlemin temelindeki bu sakatlık nedeniyle, markanın kapsamındaki tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin kararında hukuka aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmakla, davalı vekilinin tüm istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL eksik harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 49,10 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 12/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.