Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/28 E. 2023/1482 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/28 Esas
KARAR NO: 2023/1482
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2021
NUMARASI: 2017/731 E, 2021/63K.
ASIL DAVANIN KONUSU: Markanın Hükümsüzlüğü
BİRLEŞEN DAVA KONUSU: Ticaret unvanının terkini, alan adına erişimin engellenmesi
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ ASIL DAVADA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … Ltd.‘nin (..) Türkiye’deki ilk yetkili temsilcisi olan … Ltd. Şti.’nin uzman danışman kadrosuyla kurumların ihtiyaçlarına özel olarak tasarladığı süreçlerle farklı sektör ve tüm kademelere yönelik Değerlendirme ve Gelişim Merkezi uygulamalarını gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin ve davalı şirketin insan kaynakları sektöründe faaliyet gösterdiklerini, bu sektörde … ibaresinin işe alım süreçlerindeki bir test ya da teknik adı olarak kullanılan genel bir ibare olduğunu, Türkçe karşılığının DEĞERLENDİRME olduğunu, bu hali ile DEĞERLENDİRME SİSTEMLERİ olarak tek başına ya da esas unsur olarak 35,41 ve 42.sınıflarda tescilinin mümkün olmadığını, herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını, davalının sektörde kullanılan bir genel ibareyi tescil ettirip, üzerinde tekel hakkı yaratmaya çalışarak kötü niyetli hareket ettiğini, belirterek davalının … esas unsurlu … nolu markaların 35, 41, 42. Sınıflarda hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … 2007 yılında … tarafından kurulduğunu, kendi geliştirdiği psikolojik ölçme ve değerlendirme araçlarıyla sektörde söz sahibi olmuş sektörün önde gelen ölçme ve değerlendirme firmalarından biri olduğunu, sektörde “… akla gelen ilk firma olduğunu, dava konusu markaların birçoğunun tescil tarihinden sonra 5 senelik sürenin geçtiğini, bu nedenle bu markalar yönünden zamanaşımı sebebi ile usulden reddini talep ettiklerini, davacı yanın uzun süre sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, müvekkili tarafından davacı aleyhine Savcılık şikayeti ve öncesinde de tespit gerçekleştirildiğini, davacının dava dilekçesinde bu süreçten kötü niyetli olarak bahsetmediğini, müvekkilinin davacı aleyhine gerçekleştirdiği ilk tespit tarihinden yaklaşık 2 sene geçtikten sonra davanın açıldığını, dava konusu markanın müvekkili tarafından Türkiye’de tüketiciler nezdinde maruf ve meşhur hale getirildikten sonra “…” markasına sahip çıkma çabası içerisinde olduğunu, müvekkili firmanın 1 Mart 2014 tarihinden bu yana dava dışı …&… unvanlı firmanın temsilcisi olduğunu, esasen … ibaresinin tüm Dünya’da çok sayıda firma tarafından marka olarak kullanıldığını ve tescil ettirildiğini, dava dışı… Firmasının asıl faaliyet alanı ölçme ve değerlendirme değil, personel seçme ve yerleştirme olduğunu, sektöre özgü terimler olduğu iddia edilen ibarelerin sektörde müvekkil firma dışında bir firma tarafından kullanılmadığını, davacı tarafından müvekkiline ait markanın taklit edilerek 2015 yılında şirket unvanı olarak tescil ettirildiğini, ardından da müvekkiline ait markanın “google” arama motorunda “…-anahtar kelime” olarak kullanılmaya başlanıldığını, ve müvekkilinin tanınırlığından faydalanmak çabası ile sürecin kötü niyetli olarak devam ettirildiğini, müvekkiline ait markaların tüketiciler nezdinde tanınır olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA Birleşen İstanbul 1.FSHHM’nin 2018/62 esas-2018/334 karar sayılı dosyasında davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin tescilli markalar, ticaret ünvanı ve eskiye dayalı kullanımı ile maruf ve meşhur hale getirdiği halihazırda TPMK nezdinde tescilli “…” ibareli markalarıyla iltibas teşkil eden davalı yana ait ticaret ünvanının ticaret sicilinden terkinini, hpttp://www….com.tr ibareli alan adına erişimin engellenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından dayanak gösterilen markalar hakkında müvekkil şirket tarafından 2.FSHHM 2017/731 esas sayılı dosyası ile marka hükümsüzlüğü davacı açıldığını, bu dosyanın bekletici mesele yapılmasını, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…Somut uyuşmazlık açısından mutlak red nedenlerine dayalı açılan işbu hükümsüzlük davasınm hak düşürücü süre açısından herhangi bir süreye tabi olmadığı ve sessiz kalma yoluyla hak kaybının işbu davada uygulanamayacağı sonucuna varılmıştır. Her ne kadar davalı tarafça davanın süresinde açılmayıp sessiz kalma yolu ile hak kaybının oluştuğu şeklinde savunma da bulunulmuş ise de elde ki davanın 20.11.2017 tarihinde açıldığı, davacı tarafın davalı markalarını tescil tarihinden itibaren bildiği varsayımı ile hareket edildiğinde, dava tarihi itibariyle sadece … sayılı marka tescilinin üzerinden beş yıldan uzun süre geçtiği, diğer markaların tescil tarihinin üzerinden ise 1,5 yıl geçtiği görülmekle sessiz kalma savunması yerinde görülmemiştir. Somut olayda; davalı tarafından verilen hizmetlerin, … ibaresinin herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığı insan kaynakları sektörünün faaliyet alanı olan 35. Sınıfın 03. alt sınıfında yer alan “İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri’’’ kapsamında kaldığı, ayrıca davalı marka kullanımlarında yer alan “Solutions” ibaresi, bir çember içerisinde kollarını her iki yana açmış insan figürü içeren logo ve san renk unsurunun taraf markalanm farklılaştırdığı ve ilgili tüketici nezdinde kanştınlma/ilişkilendirme ihtimalini ortadan kaldırdığı, sonuç olarak işbu birleşen davada, davalı marka kullanımlarının davacı marka hakkına tecavüz oluşturmadığı kanaatine ulaşılmıştır.Somut olay bakımından yapılan incelemede; “…” ibaresinin davalının faaliyet gösterdiği “İnsan Kaynakları” sektöründe ayırt edici nitelikten yoksun, tanımlayıcı, herkesin kullanımına açık ve serbest bir kelime olması, davalı ticaret unvanında bu ibareyi gören tüketicinin davacı markalarından ziyade, sektörde kullanılan anlamı ile yani iş görüşmelerinde veya şirket içi kariyer yükselmelerinde insan kaynaklan ve çözüm ortağı fîrmalannm uyguladığı değerlendirmenin adı olarak algılayacağı, dolayısıyla davacı markaları ile davalı ticaret unvanı ve kullanımlan arasında kanştınlma/ilişkilendirme ihtimali bulunmadığı, davacının, davalının 09.04.2015 tarihinde tescil ve ilan edilen “… Limited Şirketi” ticaret unvanının terkinini talep etme koşullarının oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır… Şeklindeki gerekçe ile”1-Asıl dava yönünden davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı adına TPMK nezdinde tescilli … numaralı “… şekil” ibareli markanın 35.sınıftaki 03.alt sınıf kapsamında bulunan “iş yönetimi, idaresi, ve bu konular ile ilgili danışmanlık hizmetleri, (muhasebecilik hizmetleri dahil)” hizmetleri yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 35.sınıftaki diğer alt sınıflar ve diğer sınıflar açısından talebin reddine,davalı adına TPMK nezdinde tescilli … numara ile tescilli “…+” markasının 35.sınıftaki 03.alt sınıf kapsamında bulunan “iş yönetimi, idaresi, ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, personel işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat, ihracat, acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme(başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi ) hizmetleri ” yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 35.sınıftaki diğer alt sınıflar ve diğer sınıflar açısından talebin reddine, davalı adına TPMK nezdinde tescilli … numara ile tescilli “… plus” markasının 35.sınıftaki 03.alt sınıf kapsamında bulunan “iş yönetimi, idaresi, ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, personel işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat, ihracat, acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme(başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi ) hizmetleri ” yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 35.sınıftaki diğer alt sınıflar ve diğer sınıflar açısından talebin reddine,davalı adına TPMK nezdinde tescilli … numara ile tescilli “… partner” markasının 35.sınıftaki 03.alt sınıf kapsamında bulunan “iş yönetimi, idaresi, ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, personel işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat, ihracat, acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme(başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi ) hizmetleri ” yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 35.sınıftaki diğer alt sınıflar ve diğer sınıflar açısından talebin reddine,davalı adına TPMK nezdinde tescilli … numara ile tescilli “…” markasının 35.sınıftaki 03.alt sınıf kapsamında bulunan “iş yönetimi, idaresi, ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, personel işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat, ihracat, acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme(başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi ) hizmetleri ” yönünden HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, 35.sınıftaki diğer alt sınıflar ve diğer sınıflar açısından talebin reddine, … sayılı markalar yönünden talebin reddine,Birleşen İstanbul 1.FSHHM’nin 2018/62 Esas, 2018/334 Karar sayılı davanın REDDİNE,” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı-birleşen dosyada davacı vekili istinaf dilekçesinde; eksik incelemeye dayanan denetime ve hüküm kurmaya elverişsiz Bilirkişi raporuna itirazlar dikkate alınmadan karar verildiğini,Marka hükümsüzlük davasının 6769 sayılı SMK madde 25/6 hükmünde düzenlenen hak düşürücü süreye tabi olmadığı yönündeki görüşün Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi T. 20.11.2006, E. 2005/11284, K. 2006/11888 sayılı karar;”Somut olayda davacının hükümsüzlüğünü talep ettiği markanın 22.11.1996 tarihinde tescil edildiği, 5 yıl geçtikten sonra iş bu davanın 03.11.2003 tarihinde açıldığı sabit olup, davalı vekilinin zamanaşımı def’inin 556 s. KHK.nin 42. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece mutlak red nedenlerine dayalı tescil engellerinin kamu düzeniyle doğruda ilgisi nedeniyle hükümsüzlük davalarının her zamana açılabileceğine yönelik gerekçesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” şeklinde karar verildiğini,Müvekkilinin ilk marka başvurusundan sonra 10 sene, davacı aleyhine gerçekleştirmiş olduğu ilk tespit tarihinden de yaklaşık 2 sene geçtikten sonra ve marka maruf hale getirildikten sonra açılan davanın kötüniyetli olduğunu, TMK 2 maddesinin dikkate alınması gerektiğini, SMK kapsamında bir marka başvurusunun genel ibare olduğunun kabulü halinde dahi ayırt edicilik kazanmış olması halinde red edilemeyeceğinin belirtildiğini, bilirkişilerin bu hususu tartışmadığını,Müvekkiinin bugüne kadar 3.5 milyondan fazla kişi psikometrik araçlarla değerlendirildiğini, müvekkilinin çalışmalarını yönelttiği kişilerin sayısı dikkate alındığında bu kişilerin hepsinin üniversite mezunu olduğu, ingilizce bildiği, marka bakımından uzman sayılabilecek kişiler olduğu tespitinin dayanaksız olduğunu, Türkiye’nin İngilizce bilme düzeyi de dikkate alındığında, tüm bu kişilerin … ibaresini “genel bir ibare olarak” kabul edileceği iddiası somut olaya uygulanamayacağını, 30.09.2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda “…” ibaresinin müvekkil firma tarafından uzun senelerdir yoğun olarak kullanıldığı tespit edildiğini, Raporda ve kararda tek başına “…” ibareli markaların insan kaynakları sektörü açısından tescilinin mümkün olmadığının belirtildiğini, Ancak … ibaresi tüm Dünya’da çok sayıda firma tarafından marka olarak kullanılmakta olduğunu, ülkemizde mutlak red nedeni kapsamında olduğu iddiasının ispata muhtaç olduğunu,müvekkiline ait markaların tüketiciler nezdinde ayırt edicilik kazanmış olduğunu, Müvekkilinin 2007 senesinde İstanbul Ticaret Odasına kaydedildiğini, Ticaret Ünvanında yer alan … ibaresi de esasen … ibaresinin baş harflerinden oluştuğunu, 2007 yılından bu yana davacı firma ile aynı sektördeki ticari faaliyetlerini “…” hakim unsurlu aşağıdaki markaları nezdinde sürdürdüğünü, belirterek kararın kaldırılmasını asıl davanın reddini , birleşen davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME -Davalı-birleşen dosyada davacı … LTD ŞTİ unvanı ile 05.02.2007 Tarihinde ticaret sicile tescil edilmiş olup iş konusu; özel ya da kamu kuruluşlarına her fonksiyondan ya da görevden çalışanlara her seviyeden yöneticilere yönelik farklı amaçları doğrultusunda ölçme ve değerlendirme faaliyetleri sergilemek ve ana sözleşmedeki diğer işler olarak belirtilmiştir.-Mahkemece hükümsüzlük kararı verilen markalar; … numaralı “… şekil” ibareli marka 16,35,41 ve 42 .sınıflarda “iş yönetimi, idaresi, ve bu konular ile ilgili danışmanlık hizmetleri (muhasebecilik hizmetleri dahil) alt sınıfı kapsar şekilde 29.11.2008 Tarihli başvuruya istinaden 28.06.2010 tarihinde davalı şirket adına tescil edilmiştir. … numara ile tescilli “…” markası 16,41,35 sınıfta “iş yönetimi, idaresi, ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, personel işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat, ihracat, acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme(başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi ) hizmetleri ” kapsar şeklide 01.12.2015 Tarihli başvuruaya istinaden 20.10.2016 da tescil edilmiş. … numara ile tescilli “…” markasının 16,41,42, 35.sınıfta “iş yönetimi, idaresi, ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, personel işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat, ihracat, acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme(başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi ) hizmetleri ni kapsar şekilde” 09.03.2016 başvuru tarihi ile 08.12.2016 da tescil edilmiştir. davalı adına TPMK nezdinde tescilli 2015/98264 numara ile tescilli “…” markasının 16,41 ve 35 .sınıfta, 35.sınıftaki 03.alt sınıf kapsamında bulunan “iş yönetimi, idaresi, ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, personel işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat, ihracat, acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme(başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi ) hizmetlerini kapsar şekilde ” 19.07.2016 da davalı adına tescil edildiği görülmüştür.Davalıya ait olup hükümsüzlük istemi reddedilen markalar; … ibareli markanın 35. sınıfta, … PERİ KİŞİLİK ENVANTERİ 35.sınıfta , … POZİSYONUNA ÖZGÜ YETENEK TESTİ ibareli markanın 35. sınıfta tescilli olduğu, … Bankacılık Sektörüne Özgü Yetenek Testi ibareli markanın 35.sınıfta tescilli olduğu, … Task Gİşe/Kasa Pozisyonuna Özgü Yetenek Testi ibareli markanın 35.sınıfta tescilli olduğu, … Enb İngilizce Testi ibareli markanın 35.sınıfta tescilli olduğu, … TESTİ ibareli markanın 35.sınıfta tescilli olduğu, … Step Kişilik Envanteri ibareli markanın 35.sınıfta tescilli olduğu, … ibareli markanın 35, 41 ve 42. Sınıflarda tescilli olduğu görülmüştür. Bilirkişiler marka vekili, bilişim uzmanı İK sektör uzmanı raporunda özetle; “.www…..com.tr alan adı 06 Mayıs 1015 tarihinde alınmış olduğu, 2 Kasım 2006 Perşembe tarihli …@… mail adresinden 22 adet mail adresine İngilizce içerikli mail gönderildiği ve mail imza kısmında ise … & … Ltd yazdığı 1 adet mail görüldüğü, Google Arama Motorunda “…” araması yapıldığında ilk sayfada çıkan arama sonuçlarının büyük bir kısmı/tamamına yakını … www …..com.tr web sitesinde bulunan (Davalı “Birleşen Dosya Davacı”) logonun/web sitesinin olduğu görülmektedir. … teriminin/terimlerinin Google arama Motoru tarafından tanınır olduğu, davalı “Birleşen Dosya Davacı” tarafından aktif bir şekilde kullanıldığı anlamına/anlamlamına gelmektedir. www…tr ve www…..com.tr alan adlarına bakıldığında her 2 alan adı içersinde de “…” kelimesi/ibaresinin olduğu, web sitesi incelendiğinde her iki alan adı içerisinde bulunan web sitesi de insan kaynaklan alanında hizmet verdikleri “yetenek yönetimi, işe ahm süreçleri” gibi hizmetlerin verildiği görülmektedir. … – kelimesinin tek başına ayırtedicilik vasfına sahip olmadığı, ancak diğer kelimelerle birlikte kullanılması halinde ve ayrıca SMK hükümleri çerçevesinde diğer şartlan taşıması halinde ayırtedicilik vasfını kazanabileceği, … ve … numaralı …+ MARKALRI haricindeki markalarda … KELİMESİ içermekle birlikte barındırdığı diğer kelimelr ile birlikte kullanılması sonucu ayırt edici vasfa hazi olduğu, SMK 25/6 md. çerçevesinde davacı tarafın marka sahibi olmaması sebebiyle hükümsüzlük davasında Sessiz kalma yoluyla hak kaybı yaşamasının uygulanabilmesinin mümkün olamayacağı,… ibaresinin sektörde jenerik bir kelime olması genel bir ibare olması, ayırt edicilik vasfına haiz olmadığı, … ile tescilli markaların kullanımın benzemediği, insan kaynakları çalışanlarının büyük kısmının üniversite mezunu olduğu, bu grubun UZMAN tüketici grubu olarak değerlendirilmesi gerektiği, ortalama tüketici nin daha bilgili ve dikkatli olduğunu, bu sebeple davacının markaları ile birleşen dava dosyasındaki davalının unvanı ve websitesindeki kullanımı arasında iltibas oluşmadığı, yönünde görüş bildirilmiştir.İkinci bilirkişi heyetinde marka vekili, insan kaynakları uzmanı, Bilişim uzmanı 17.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davacıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen “….com.tr” internet web sitesinin kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 06 Mayıs 2015 tarihinin kayıt olunduğu ve alan adı sahibinin “… Limited Şirketi” davacıya ait olduğu, davalıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen “www…..com.tr” alan adının aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 05 Ekim 2007 tarihinin kayıt olunduğu ve alan adı sahibinin “… A.Ş.” davalıya ait olduğu, Söz konusu “www…..com.tr” ve “www….com.tr” alan adlarına bakıldığında her iki alan adı içerisinde de “…” kelimesi/ibaresinin olduğu, web sitesi incelendiğinde her iki alan adı içerisinde bulunan web sitesi de insan kaynakları alanında hizmet vermiş oldukları, “…” kelimesinin, “İnsan Kaynakları” sektöründe hem İngilizce’deki orijinal haliyle, hem de Türkçe karşılığı olan “Değerlendirme” anlamı ile “İşe alım alanında bir kişinin mesleki kapasitesini değerlendirmeyi ve ölçmeyi tanımlamak” amacıyla kullanıldığı, Türkiye’de “İnsan Kaynakları” alanında ilgili hizmetin alıcıları açısından ayırt edicilikten yoksun ve tanımlayıcı bir ibare olduğu, kısmen hükümsüzlük koşullarının oluştuğunu, Hükümsüzlüğü talep edilen … unsurlu markaların, davalının kullanımları sonucunda herkesin aklına gelen anlamından farklı olarak bağımsız bir anlam kazanmadığı, bu durumun aksini ispat eden bir delilin dosya içerisinde bulunmadığı, “…” ibaresini esas unsur olarak içeren davalı markalarının, davalı kullanımları sonucunda SMK 5/2. maddesi anlamında ayırt edici nitelik kazanmadığı, davalının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayan bir niyet taşıdığına ilişin bir olguya da olayın dosya kapsamında bulunmadığı, dolayısıyla davalı markalarının kötüniyetli olarak başvurulmadığı ve hükümsüzlüğü talep edilen tüm markalar açısından SMK md. 6/9 kapsamında “Kötüniyet” nedenine dayalı hükümsüzlük koşulunun işbu davada oluşmadığı, Mutlak red nedenlerine dayalı açılan işbu hükümsüzlük davasının hak düşürücü süreye tabi olmadığı ve sessiz kalma yoluyla hak kaybının uygulanamayacağı, birleşen davada, … ibaresinin însan Kaynaklan sektöründe ayırt edici nitelikten yoksun, tanımlayıcı, ve herkesin kullanımına açık bir kelime olduğu, davacı markaları ile davalı marka kullanımlar ve ticaret unvanı arasında kanştırılma/ilişkilendirme ihtimali bulunmadığı, dolayısıyla davalı marka kullanımlarının ve ticaret unvanının davacı marka hakkına tecavüz oluşturmadığı, davacının, davalının ticaret unvanının terkinini talep edemeyeceği…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır. İstanbul CBS 2016/67914 sor sayılı dosyadaki KYOK ve rapor örneği dosyaya alınmış, raporda ASSESSEMENT ibaresinin değerlendirme anlamında olup zayıf ibare olduğu, tek başına ayıt ediciliği olmadığına ilişkin marka vekili bilirkişinin görüşü, delil tespit dosyası örneği dosyadadır.
GEREKÇE: Asıl dava, davalıya ait … tescil no’lu markaların 35, 41 42. Sınıflarda hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, birleşen dava ise davacıya ait ticaret ünvanının ticaret sicilinden terkini ve www….. com.tr ibareli alan adına erişimin engellenmesi istemine ilişkindir. Asıl davada davacı, markaların genel ibare olup ayırt edici olmadığını, tescilin kötüniyetli olduğunu ileri sürmüştür.İlk derece mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı-birleşen dosyada davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekili usule ilişkin istinafında, davanın süreden sonra açılmış olmasına rağmen bu yöndeki itirazın reddinin yerinde olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemenin gerekçesinde; hükümsüzlük kararı verilen markalardan sadece … numaralı “… systems şekil” ibareli marka yönünden 5 yıllık sürenin dolduğu belirtilmiş, ancak mutlak red nedeni olduğu kabul edilerek tüm markalar yönünden esastan inceleme yapılmış ise de; markanın hükümsüzlüğü davasının tescilden itibaren 5 yıllık süre içinde açılması gerektiği, ancak kötüniyetli tescil halinde davanın süreye tabi olmadığı dikkate alınarak tüm markaların süre yönünden ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece sektör bilirkişisinin yer aldığı son bilirkişi heyeti raporuna göre … ibaresinin insan kaynakları sektöründe tanımlayıcı ibare olduğu gerekçesi ile hükümsüzlük istemi kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; raporda yer verilen “muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, ithalat, ihracat, acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme(başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi ) hizmetleri, iş yönetimi , idaresi ve bu konularla ilgili danışmanlık hizmetleri ” alt sınıfları yönünden … ibaresinin tanımlayıcı ibare olup olmadığına ilişkin yeterli ve denetime elverişli inceleme yer almadığından davalı vekilinin istinaf isteminin bu yönden kabulü ile, markaların bu alt sınıflar yönünden yeniden incelenerek tanımlayıcı olup olmadığı yönünde sektör bilirkişisinin yer aldığı son bilirkişi heyetinden ek rapor alınması için dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin bu aşamada kısmen kabulüne, HMK 353.1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul 2.Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/02/2021 tarih, 2017/731 E – 2021/63 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 324,20-TL (162,10+162,10-TL) istinaf yoluna başvurma harcı ile 47-TL posta masrafı olmak üzere toplam 371,20- TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Davacının gider avansından kullanıldığı anlaşılan 11-TL istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/10/2023