Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/264 E. 2022/1988 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/264 Esas
KARAR NO: 2022/1988 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2021
NUMARASI: 2020/573 E. – 2021/625 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
KARAR TARİHİ: 25/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili tarafından davalı banka aleyhinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalı bankanın itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkil ile davalı bankanın Aksaray Şubesi arasında POS üye işyeri sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmeye atfen pos makinesi bağlandığını, müvekkil POS üzerinde 01/09/2017 tarihinde 30.000,00-TL’lik satış yaptığını, ancak hiçbir gerekçe olmadan bloke konulduğunu, davalı bankanın haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili banka tarafından gerekli bilgilendirme ihtarname keşide edilmek suretiyle yapıldığını, kart hamili tarafından harcamaya itiraz edildiğini, sözleşmenin 12.2 maddesi uyarınca itiraz sonuçlanıncaya kadar müvekkil bankanın blokede tutma yetkisinin bulunduğunu, gerekli inceleme ve araştırmalar tamamlandığında, iade edilip edilmeyeceğinin netleşeceğini, davacı talebi sözleşmeye aykırı olduğu için itiraz edildiğini, davacının basiretli tacir ilkesine uygun hareket etmediğini belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2019 tarihli 2017/1137 Esas-2019/1231 Karar sayılı kararıyla; “Davanın konusuz kalması sebebi ile esası hakkında karar tesisine yer olmadığına; Alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 6.000,00-TL icra inkar tazminatının davalı yandan alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verilmiştir. Davalı vekilinin ve katılmalı olarak davacı vekilinin istinaf başvurularında bulundukları anlaşılmıştır. Dairemizin 02/10/2020 tarihli 2020/1712 Esas-2020/1563 Karar sayılı kararıyla; “. “İcra takip dosyasının incelenmesinde de davacı alacaklının 30.000 TL Asıl Alacak, 16,03 TL faiz, 96,87 TL İhtarname masrafı olmak üzere toplam 30.112,90 TL alacağın tahsilini talep ettiği, yargılama sırasında 29.250,00 TL’nin ödendiği ve ödenen kısım yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmışsa da; davacının diğer alacak kalemleri hakkında karar verilmediğinden, davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin, davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-a-4-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2021 tarihli 2020/573 Esas-2021/625 Karar sayılı kararıyla;”… taraflar arasında POS üye işyeri sözleşmesi imzalanarak, pos makinesi bağlandığı, davacı üye işyerinden dava dışı kart hamili …’a ait kredi kartıyla 30.000,00-TL tutarında satış işlemi gerçekleştirildiği, slip belgesi üzerinde kart hamilinin imzasının bulunması hususunun satışın şifresiz olarak gerçekleştirildiğine ve başka bir ifade ile satışın mail-order işlemi yöntemiyle yapılmış olduğuna karine teşkil ettiği, davacı üye iş yeri tarafından, dava dışı 3. şahsın kredi kartıyla yaptığı alışverişe istinaden 01/09/2017 tarih, … seri nolu ve 30.000,00-TL’lik fatura tanzim edildiği, davacı üye iş yerinin bankaya keşide ettiği İstanbul … Noterliği’nin 28/11/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde; “01/09/2017 tarihinde POS makinesinden yapılan 30.000,00-TL’lık satış bedelinin 3 işgünü içinde ödenmesi” hususunun ihtar edildiği, davalı bankanın ise; İstanbul … Noterliği’nin 14/12/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin 12.2. maddesi uyarınca “kart hamilinin satış bedeline itirazının bulunduğu ve itiraz sonuçlanıncaya kadar satış bedelinin ödenemeyeceği” hususunun ihtaren davacıya bildirildiği, mail-order yöntemiyle yapılan satışlar şifresiz yapıldığı için tüm riskin hem sözleşmesel ve hem de uluslararası … ve … kuralları uyarınca üye işyeri üzerinde kaldığının belirlendiği, davalı bankanın taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 12.2. maddesi kapsamı uyarınca satış bedelinin şüpheli bulunması durumunda şüphe giderilinceye kadar … ve … kuralları uyarınca azami 540 gün süre ile bloke hesapta satış bedelini tutma yetkisi bulunduğu; ancak satış bedelinden neden şüphelenildiği konusunda davalı banka tarafından somut bir delil sunulmadığı, bu kapsamda; davalı bankaya müzekkereye yazılarak bilgi istenildiği, verilen cevabi yazıda; davacı üye iş yeri adına bir adet işlem için slip talebi geldiği, uluslararası kurallar gereği slip talebi aşamasında kart hamil bankasının belge-kart hamili itirazı gönderme gibi bir akış olmadığı, sistem üzerinden kayıt gönderilmesinin yeterli olduğu, bu nedenle kart hamili bankası tarafından gönderilmiş bir belge bulunmadığı, davalı banka tarafından slip talebi geldiğinden bahisle davaya konu tutarın 27/02/2018 tarihine kadar blokede tutulmasının mevcut delil durumu gereğince keyfi bir tutum olarak değerlendirildiği, davalı banka blokeyi her ne kadar yaklaşık olarak 6 ay sonra kaldırmış ise de, paranın serbest bırakıldığını davacı üye işyerine ihbar etmediği, bu nedenle satış bedelinin yaklaşık olarak 6 ay süreyle 2. kez daha hesapta atıl bırakılarak 08.08.2018 tarihinde kredi ödemesi dışında kalan tutarın davacı tarafça çekildiği, davalı banka bu ihbar keyfiyetini yerine getirmediği için bloke süresinin uzadığı, yargılama aşamasında davacının bloke hesapta tutulan 29.094 TL alacağı davacıya ödediği, ancak BAM kararı sonrası mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere davacı tarafın hala davalı taraftan alacaklı olduğu, davalı tarafın bloke tutulan 30.000 TL tutardan 750 TL üyelik hizmet komisyonu kesmesinde haklı olduğu ancak davacının takip tarihi itibari ile bakiye 29.250 TL alacaklı olduğu, davacının davasını asıl alacak tutarı üzerinden ikame ettiği, davalı tarafça sonradan yapılan ödemenin infazda değerlendirilmesi gerektiği, davalı tarafça davacının yapmış olduğu satış bedeline konulan bloke işleminin haklı nedenlerinin somut delillerle ortaya konulmadığı gibi taraflar arasındaki sözleşmenin 12.2. maddesi gereğince araştırma yapılıncaya kadar üye iş yerine ödeme yapılmayacağı düzenlemesine rağmen davalı bankaca yapılan bir araştırma da bulunmadığı” gerekçesiyle; Davanın KISMEN KABULÜ ile; -Takibin 29.250 TL asıl alacak üzerinden aynı kayıt ve şartlarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,-Davalı tarafça dava açıldıktan sonra yapılan 29.094 TL ödemenin infazda nazara alınmasına, -Alacağın %20 si oranına denk gelen 5.850 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; icra takibinin başlatıldığı sırada, oluşan alacak kalemlerinin, 30.000-TL asıl alacak,16,03-TL Faiz,96,87-TL İhtarname Masrafı,2.710,16-TL Takip Vekalet Ücreti,1,406,14-TL Harç, 62,25-TL Masraf olmak üzere toplamda 34.291,45-TL dosya borcu bulunduğunu, yargılama sırasında haklılıkları sabit olunca davacının müvekkilinin hesabına 29.750 Tl ödeme yaptığını, davalı bankanın 750 TL üyelik komisyonu kesmesinin hatalı olduğunu, üyelik komisyonu bedelinin, davanın ve dava konusu paranın haksız şekilde uhdesinde tutulmasına ilişkin bankacılık işleminin konusu olmadığını, davalının haksızlığının bilirkişi raporları ile ortaya çıktığını, bloke işleminin keyfi bir uygulamadan öteye gitmediğini, kısmen kabul kararının hatalı olduğunu, mahkemenin ilk kaldırma kararının inkar tazminatı yönünden de müvekkilinin lehine olduğunu, inkar tazminatının da kesintiye uğratılmasının haksız olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak itirazın iptali ve takibin devamına, müvekkili lehine asıl alacak üzerinden ticari faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki 01/08/2017 tarihli üye işyeri sözleşmesi kapsamında müvekkili bankanın yapılan işlemin detaylarıyla ilgili araştırma yapma ihtiyacı hissettiğinde , araştırma sonuçlanıncaya kadar üye işyerine ödeme yapılmayacağının hüküm altına alındığını, davacının keşide ettiği ihtarnameye cevap verilerek gerekli inceleme ve araştırmalar sonuçlandığı taktirde tutarın davacıya iade edileceğinin bildirildiğini, kötüniyetli olarak takip başlatıldığını, mail order yoluyla yapılan satışların en riskli satış yöntemi olduğunu ve üye işyerlerinin bu tür satışların sorumluluklarını peşinen kabul ettiklerini, akdedilen sözleşme kapsamında müvekkili bankaya gelen harcama itirazına istinaden davacının POS hesabına bloke uygulandığını, araştırma sürerken Sözleşmenin 12. Maddesi gereğince ilgili tutarın iadesinin gerçekleştirilmediğini, Uluslararası … kurallarına göre slip talebi aşamasında kart hamili bankasının, kart hamilinin itirazını göndermekle yükümlü olmadığının mübrez belgelerle sabit olduğunu. -İlk derece mahkemesi kararının kaldırılma gerekçesinde, müvekkili aleyhindeki hususları kabul etmemekle birlikte davanın konusuz kaldığını, buna rağmen mahkemenin konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekirken, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusuru bulunmadığından müvekkili aleyhine yargılama giderlerine de hükmedilemeyeceğini.-Davacının blokenin kaldırılması taleplerini ilamsız icraya konu edemeyeceğini, bloke işlemi usul ve yasaya uygun olmakla birlikte, davacının aksi yönde iddiası mevcut ise blokenin kaldırılması talepli dava açması gerektiğini, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, müvekkili aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesinin haksız olduğunu. -Dosyada mübrez hesap ekstresinden 28/02/2018 tarihinden itibaren davacının ihtilafa konu parayı kullandığının görüldüğünü, dava açıldığı tarihte müvekkilinin parayı bloke etme hakkının mevcut olduğunu, yargılama esnasında bloke kaldırıldığından davanın konusuz kaldığını, davanın ikamesinde müvekkilinin kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığını. -Müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin kanuna aykırılık teşkil ettiğini, davanın reddi ile müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının davalı borçlu banka aleyhine 30.000 TL Asıl Alacak, 16,03 TL faiz, 96,87 TL İhtarname masrafı olmak üzere toplam 30.112,90 TL alacağın asıl alacağa yıllık %9,75 oranında faiz işletilerek devamına karar verilmesi talebiyle takip başlattığı, yasal süre içerisinde bankanın itiraz ettiği görülmüştür. İlk derece mahkemesince alınan 18/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda bankacı bilirkişi’nin; davalı bankanın sunduğu hesap ekstresinden 05/09/2017 tarihinde 30.000 TL’lık satış bedelinin takas süresi içerisinde hesaba alacak kaydedildiği, 750,00TL pos hizmet komisyonunun bankaca tahsil edilmesi sonucu hesapta 29.250,00TL kaldığını, 08/08/2018 tarihinde davacının bloke tutulan alacağının kendisine ödendiğini, davalı bankanın beyanında hesapta tutulan paranın 27/02/2018 tarihinde serbest bırakıldığını belirttiğini beyan ettiği görülmüştür. Dairemizin kararından sonra, ilk derece mahkemesince alınan 01/09/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacı tarafça 01/09/2017 tarihinde yabancı uyruklu olduğu anlaşılan kart hamiline, 30.000 TL’lık satış yaptığının, hem slip belgesi, hemde aynı tarihli faturadan anlaşıldığını, üye işyerinin görünüş itibarıyla yüz yüze satış yapmış olduğu görüntüsünün bulunduğunu, ancak slip üzerinde kart hamilinin imzasının bulunmamasının, satış işleminin mail order ile yapıldığına karine teşkil ettiğinin söylenebileceğini, bu tur satışlar şifresiz yapıldığı için hem sözleşmesel, hem de uluslararası … ve … kurallarına göre riskin üye işyeri üzerinde kaldığını, davalı bankadan eksik belgelerin elektronik posta yoluyla istenildiğinde, sadece davacının hesap ekstresini sunduğunu, 30.000 TL nin 750 Tl si davalı tarafından pos üye işyeri hizmet komisyonu olarak kesildiği, hesapta 29.250 TL kaldığı, yaklaşık 11 ay sonra 08.08.2018 de 19.604,42 TL kredi ödemesi ile 9.490 TL nin davacı tarafından çekildiğini, davalı bankanın bloke hesapta bulunan parayı 27/02/2018 tarihinde serbest bıraktığını belirtmişse de, parayı serbest bıraktığını, davacı üye işyerine ihbar etmediğini, satış bedelinin yaklaşık olarak 6 ay süreyle ikinci kez hesapta atıl bırakıldığını, davalının satış bedeline neden bloke koyduğunu somut delillerle açıkça ispat edemediğini, blokenin keyfilikten öteye gitmediği kanısına varıldığını, ve blokenin serbest bırakıldığını ihbar etme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, dava ve takip sürecinde davacı tarafa 29.094 TL ödeme yapıldığı, kapak hesabına göre davacının bizzat parayı fiilen kullandığı 08/08/2018 tarihi itibarıyla davacının bakiye 7.425, 04 TL alacaklı olduğunu beyan etmiştir.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davada, ilk derece mahkemesince 27/12/2019 tarihli kararla 29.250,00 TL’nın davacıya yargılama sırasında ödendiğinden bahisle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, taraf vekillerinin istinaf başvurusunda bulunması üzerine, Dairemizin 02/10/2020 tarihli kararıyla, “..İcra takip dosyasının incelenmesinde davacı alacaklının 30.000 TL Asıl Alacak, 16,03 TL faiz, 96,87 TL İhtarname masrafı olmak üzere toplam 30.112,90 TL alacağın tahsilini talep ettiği, yargılama sırasında 29.250,00 TL’nin ödendiği ve ödenen kısım yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmışsa da; davacının diğer alacak kalemleri hakkında karar verilmediği…” gerekçesiyle davacı vekilinin katılma talepli istinaf başvurusunun kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince, Dairemizin kararından sonra bilirkişiden alınan ek raporda 30.000 TL nin 750 Tl si davalı tarafından pos üye işyeri hizmet komisyonu olarak kesildiği, hesapta 29.250 TL kaldığı, yaklaşık 11 ay sonra 08.08.2018 de 19.604,42 TL kredi ödemesi ile 9.490 TL nin davacı tarafından çekildiğini, kapak hesabına göre davacının bizzat parayı fiilen kullandığı 08/08/2018 tarihi itibarıyla davacının bakiye 7.425, 04 TL alacaklı olduğunu beyan etmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan hesaplama neticesinde davacı tarafın takip tarihi itibarıyla 750,00 TL üye işyeri komisyonunun mahsubundan sonra ; 29.250 TL asıl alacak, 15,30 TL (28/11/2017 ihtarname tarihi ile 30/11/2017 takip tarihi arasında) işlemiş faiz, 96,87 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 29.362,17 TL alacaklı olduğu, yargılama sırasında davalı banka tarafından 156,00 TL hesap işletim ücreti adı altında kesilerek, 29/09/2018 tarihinde davacıya 29.094,00TL ödeme yapıldığı anlaşılmakla, ödenen miktar yönünden davanın konusuz kaldığı anlaşılıyorsa da, ilk derece mahkemesince davanın bu miktar yönünden konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, bakiye 156,00 TL asıl alacak, 15,30 TL işlemiş faiz ve 96,87 TL ihtarname gideri üzerinden, takibin devamına, toplam alacağın %20’si oranında 5.872,43 TL inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davalı tarafça yargılama sırasında 29/09/2018 tarihinde ödenen 29.094,00 TL’nın infaz sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf başvurusunda davalı banka tarafından yapılan bloke işleminin bankacılık mevzuatı, sözleşme ve uluslararası … kurallarına uygun olduğunu ileri sürdüğü anlaşılıyorsa da, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalının bloke işlemi ile ilgili olarak sadece davacı üye işyerinin hesap ekstresi sunduğu, uyuşmazlığa konu işlemin şüpheli olduğunu gösteren somut delil sunulmadığı gibi, yapıldığı ileri sürülen araştırmaya ilişkin de herhangi bir belge sunulmadığını, bloke işleminin keyfi yapıldığını ve blokenin kaldırıldığının davacı üye işyerine ihbar edilmemesinde de kusurlu olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla, davalı bankanın itirazında kısmen haksız ve kusurlu olduğu, davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE , KISMEN REDDİNE,3-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2021 tarihli 2020/573 Esas-2021/625 Karar sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,4-Davalı tarafça davacıya 29/09/2018 tarihinde 29.094,00TL ödeme yaptığı anlaşılmakla, ödenen miktar yönünden davanın konusuz kaldığından, konusuz kalan kısım nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalı tarafça yapılan ödemenin icra müdürlüğünce infaz sırasında dikkate alınmasına,a-Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 156,00 TL asıl alacak, 15,30 TL işlemiş faiz ve 96,87 TL ihtarname gideri üzerinden, takipteki koşullarla devamına, b-Davanın 750 TL asıl alacak ve 0,73 TL işlemiş faize ilişkin kısmının reddine,c-Davacının takip tarihi itibarıyla talep etmekte haklı olduğu alacağının %20’si oranında (5.872,43 TL) inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,5-İlk derece yargılaması yönünden;a- Kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 80,70 TL karar-ilam harcından, davalı tarafça önceki ilamla yatırılan 1.687,53 TL bakiye harcın mahsubu ile fazla alınan 1.606,83 TL harcın, talep halinde davacıya iadesine,b-Davacı tarafından yatırılan 80,70-TL peşin harcın ve 31,40-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 112,10-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, c- Davacı tarafça yapılan 839,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre (% 97,5) hesaplanan 818,03 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,ç- Davalı tarafça yapılan 143,5 TL yargılama giderinden davanın red oranına göre (% 2,5) hesaplanan 3,59 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,d- Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca haklılık durumuna göre hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,e- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddedilen talep üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 750,73 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,f-Taraflarca yatırılan avansların kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde, istek halinde ilgili tarafa iadesine,6-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davalı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmediğinden davalı yandan alınması gereken 1.998,07 TL nispi harçtan peşin alınan 549,51 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.448,56 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b-Davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talep halinde iadesine,c-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 50,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 270,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,ç-Davalı tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,e-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/11/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.