Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/239 E. 2023/1566 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/239 Esas
KARAR NO: 2023/1566
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2021
NUMARASI: 2015/234 Esas – 2021/870 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı adına İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasından kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin mahalle muhtarlığına bırakıldığını, davacının takibi maaş hesabına haciz konulunca öğrendiğini, bu haciz nedeniyle iş akdine son verildiğini, maaşını da kullanamadığını, kambiyo senetlerine özgü itiraz süresini geçirmesi nedeniyle işbu davayı açmak zorunda kalındığını, davacının takibe konu çekten haberi olmayıp çek üzerindeki imzanın da davacıya ait olmadığını, davacının adını ve imzasını kullanarak piyasaya sürülen çeklerin ciro edildiğini, buna ilişkin olarak Beykoz C.Başsavcılığına şikayette de bulunulduğunu, bu nedenlerle öncelikle adli yardım talebinin HMK 334-340 maddeleri uyarınca kabulüne, takibin durdurulması için HMK 209 uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbire, davanın kabulüne, çeke müstenit takibin iptaline, kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 10/11/2015 tarihli ara karar ile, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin HMK 209.maddesi gereğince kabulü ile takibin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 10.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/11/2021 tarih ve 2015/234 Esas – 2021/870 Karar sayılı kararıyla; “…Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, alınan ATK raporu ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; İstanbul …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile …nın 30/06/2021 keşide tarihli 5963342 çek numaralı 17.800 TL bedelli çekin takibe konulduğu, davacının çekteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ile borçlu olmadığının tespine yönelik menfi tespit davası açtığı davacının mukayaseye esas alınabilecek imzalarını havi belgelerin celbinden sonra İstanbul …Fizik İhtisas Dairesinin incelemesinde imzanın davacıya ait olmadığı, bu itibarla takibe konu kambiyo senedinden kaynaklı ve takip dosyasında davacının borçlu olmadığı, söz konusu takibin iptali talebinin ve İİK 72/5 maddesi uyarınca davalının takipte kötü niyetli olduğu sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak iddia edemeyeceğini, bunun TMK’nIn 2.maddesinde düzenlenen genel kural olduğunu, davaya konu icra takibinin kesinleştiğini, takipte ödeme emrinin usulüne uygun olarak düzenlendiğini ve borçlunun takibe itirazının da bulunmadığını, icra takip hukuku anlamında takibin kesinleşmesinden dava tarihine değin sessiz kalan davacı yanın dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda “İnceleme konusu çekte yer alan 1.ciro imzasının …’nun eli ürünü olmadığı hususlarını bildirir kanaat raporudur.” yönünde görüş bildirildiğini, raporda çekte davacı imzasının eli ürünü olup olmadığı yönünde kesin bir kanaat belirtilmediğini,Davaya konu çekin 2012 keşide tarihli olduğunu, emsal imzalarının çoğunun keşide tarihi sonrasında ait olması sebebiyle eksik inceleme yapıldığını, davaya konu çekin keşide tarihinden öncesi ve sonrası tarihlerine yakın davacının resmi kurumlar önünde atmış olduğu samimi imzalarını içerecek mukayese belge asıllarının getirtilerek yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 09/09/2021 tarihli raporunda; “Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu çekte yer alan keşideci imzası ile …’nun mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, inceleme konusu çekte yer alan 1. ciro imzası ile …’nun mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’nun eli ürünü olmadığı.” belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “Davanın KISMEN KABULÜ ile; -İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında takibe dayanak olan … Maltepe Şubesine ait 30.06.2012 keşide tarihli, … no’lu 17.800,00-TLlik çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE, -Takibin iptali talebinin REDDİNE, -Şartları oluşmadığından İİK 72/5 uyarınca davacı lehine kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE “karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı, davaya ve takibe konu 30.06.2012 keşide tarihli ve 17.800,00- TL tutarlı çekteki lehtar – birinci ciranta imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 09/09/2021 tarihli raporu ile, “Çekteki davacı adına atılı imzanın davacı eli ürünü olmadığı” sabit olmuştur. Sahtecilik iddiasının mutlak defi olması ve herkese karşı ileri sürülebilecek olması nedeniyle davalının iyiniyetli hamil olduğu iddiasının sonuca etkili olmadığı, çekteki imzanın davacıya ait olmadığının tespiti nedeniyle başkaca araştırılacak hususun bulunmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair vermiş olduğu kararının isabetli olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.401,85-TL harçtan, peşin alınan 350,47-TL (291,17-TL nispi + 59,30-TL maktu) harcın mahsubu ile bakiye 1.051,38-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.01/11/2023