Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/228 E. 2022/356 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/228 Esas
KARAR NO: 2022/356
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2021
NUMARASI: 2017/68 E. – 2021/395 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Türk Sinemasına yapımcı olarak da başarılı filmler kazandırmış olan davacı müvekkilinin uzun zamandır film ticaretiyle iştigal etmekte olduğunu, bu çerçevede daha önce de davacı şirketle yapılan sözleşmelerle telif hakları sahibi oldukları bir çok filmin gösterim hakkı devredildiğini, fakat geçen yıllarda davalı şirketle aralarında herhangi bir “gösterim hakkı sözleşmesi” olmaksızın telif hakları sahibi oldukları çok sayıda filmin izinsiz olarak davalı şirketin sahibi olduğu TV kanalarında gösterimlerinin yapıldığını, izinsiz gösterimler öğrenilir öğrenilmez derhal telefon ve elektronik posta ile davalı şirket yetkililerinin uyarıldığını, uyarılara rağmen bazı filmlerin defalarca yayınlandığını, bu ihlalin yüzü aşkın film için söz konusu olduğunu, izinsiz gösterim her bir film için en az iki kez olmak üzere bazı filmler için altı — yedi kez gösterildiğini, örneğin “…” adlı filmin 13 Nisan 2012, 6 Temmuz 2012, 21 Temmuz 2012, 20 Şubat 2013, 22 Haziran 2013, 9 Eylül 2013 tarihlerinde altı kez, “…” adlı filmin 25 Şubat 2012, 20 Nisan 2012, 9 Temmuz 2012, 11 Nisan 2013, 20 Mayıs 2013, 24 Haziran 2013 ve 3 Temmuz 2013 günleri olmak üzere yedi kez izinsiz yayınlandığını, benzer biçimde “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” adlı filmlerin de aynı akıbete uğradığını, “…” adlı filmin de oynanması akabinde aynı gün elektronik posta ile davalının ihbar ve ihtar edildiğini, filmlerin davalı şirketçe yayınlanan … adlı dergilerde yayın gün ve saatini gösterir biçimde yer aldığını, zararın giderileceği vaadinin de bunca süredir yerine getirilmediğini beyan ederek dava konusu filmlerin ( “1)… 2) … 3)… 4)… 5)… 6)… … 7)… 8)… 9)… 10)… 11)… 12)… 13)… 14)… 15)… 16)… 17)… 18)… 19) 20)… 21)…22)… 23)… 24)… 25)… 26)… 27)… 28)… 29)… 30)… 31)… 32)… 33)… 34)…35)… 36)… 37)… 38)… 39) … 40)… 41)… 42)…43)… 44)… 45)… 46)… 47)…48)… 49)… 50)… 51)… 52)… 53)… 54)… 55)… 56)… 57)…58)…59)… 60)… 61)… 62)… 63)… 64)… 65)…” ) adlı eserler olduğunu, her türlü mali haklar sahibinin davacı şirket olup, belirsiz alacak davası nedeniyle saklı tutulan yargılama sırasında bilirkişi raporuyla belirlenecek maddi zararının ihtarname tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi üzerindeki hesaplanacak tazminat alacaklarının tespitini, mali hakları davacıya ait filmlerin izinsiz olarak kullanılması nedeniyle şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir..
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının her ne kadar bahsi geçen filmler üzerinde hak sahibi olduğu iddia etse de Fikir ve Sanat Eserlerinin Kayıt ve Tescilli Hakkında Yönetmeliğinin “Zorunlu Kayıt ve Tescil” başlıklı 5. Maddesi uyarınca sinema eserlerinin kayıt ve tescili zorunlu olduğundan davacının iddialarının geçerliliği bulunmadığını, müvekkil şirketinin davalı sıfatını haiz olmaması sebebiyle huzurdaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, nitekim müvekkili şirketinin RTÜK nezdinde verilmiş herhangi bir yayın lisansı bulunmadığını, müvekkilinin bir yayıncı kuruluş olmadığını, bu hususun RTÜK kayıtları incelendiğinde net bir şekilde görüleceğini, ayrıca davacının iddia ettiği filmlerin müvekkili şirket tarafından yayınlandığının ispat edilmesi gerektiğini, davacının dosyaya bu iddiasına yönelik herhangi bir belge de sunmadığını beyan ederek davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 02.11.2021 tarih ve 2017/68 Esas – 2021/395 Karar sayılı kararıyla; “… gerek davacı gerek davalının iddia ve savunmalarında davalının film tedarikçisi olduğu sabittir. Ancak dosyaya sunulan ihtarnameler incelendiğinde; örneğin davacı tarafından … A.Ş.’ye gönderilen ihtarnameye, bu şirket tarafından verilen 3.10.2018 tarihli cevabı ihtarda (…yevmiye ve Beyoğlu …noterliğina ait) filmlerin… AŞ’den sözleşme ile alınarak yayınlandığını ileri sürdükleri ve dava dışı şirketin internet sitesinde yayınlandığına dair ikrara rağmen bu şirket hakkında dava açılmadığı, kaldı ki davacının sunduğu …’a ait dergi kapağında da filmlerin mayıs’da …da ibaresi ile reklam verildiği, davalı ile dava dışı şirketin farklı bir tüzel kişilik olduğu, … Hizmetleri şirketinin iş adresinin davalı ile farklı olduğu, keza dava dışı şirketin yönetim kurulu ve yetkilileri ile davalının yönetim kurulu ve yetkililerinin farklı olduğu, dolayısıyla yayıncı … ile bir bağlantılarının tespit edilemediği, yine … dergisinde filmleri yayınlayacak kanalların …, …, …, … olduğunun bildirildiği, yine bu firmalar ile davalı arasında direkt bir bağlantı olduğuna dair davacı yanca delil sunulmadığı, Yargıtay’ın aynı şekilde açılmış davalar yönünden yerel mahkemece verilmiş pasif husumet yokluğuna dair kararlarını onadığı, yine Yargıtay 11.HD’nin 2018/469 esas,2019/5257 karar ve 11.9.2019 tarihli ilamlarında gözetildiğinde; husumetin yanlış yöneltilmesinin açık bir maddi hatadan kaynaklanmadığı, iddia olunan filmlerin yayınlandığı ileri sürülen dergi içeriğine göre televizyon kanallarının davalıya ait olmadığı, RTÜK kayıtlarına göre davalının yayıncı kuruluş olmadığı ve hissesi bulanan yayıncı kuruluşlarında bu dergide yer alan … uydu platformu ile bağlantısının tespit edilemediği, davacı yanca ileri sürülen muvazaa iddiasının ispat edilemediği, dolayısıyla davacı tarafça yapılacak basit bir araştırma sonucunda yayıncıların kolayca tespit edilebileceği, bu nedenle davalı yanca ileri sürülen pasif husumet itirazının yerinde olduğu dolayısıyla toplanan deliller kapsamına göre davalıya husumet düşmediğinden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Mahkemenin pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair kararının dosyadaki deliller, davalı beyanları ve hatta mahkemenin olguları kabulü uyarınca hatalı olduğunu, Davalının gösterim lisansı olmasa bile çok sayıda TV kanalıyla platform ortaklıkları olduğu hususunun davalının da kabulünde olduğunu, Davalı şirketin davacı ve diğer film şirketleriyle yaptığı yayın hakkı sözleşmeleri davalının film tedarikçisi olduğunun kanıtı olduğunu ve bu konudaki delilleri dosyaya sunduklarını, Dava dışı … Hizmetleri’ne gönderilen 2018 tarihli ihtara verilen cevapta ‘Gösterimini yaptıkları filmleri …Hizmetleri A.Ş.’den alınan devir sözleşmesine istinaden yayınladıklarının’ belirtildiğini, Davalının yayın lisansı olmasa da, gösterim hakkı devir sözleşmeleri yapan davalının FSEK 68 ve TBK.49′ bağlamında tüzel kişiliğe haiz özne olarak davada husumetinin bulunduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bilirkişiler …, … ve …’nün 26/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda: Davacının mali hak sahibi olup olmadığı hususunda, dava konusu filmlerin 1995 yılı öncesinde ait olduğu, eser sahibinin yapımcı olduğu, bazı filmler için eser işletme belgelerinin davacı adına kayıtlı olduğu, diğer bazı filmler için davacıya mali hak devir sözleşmelerinin dosyada mevcut olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, aktif husumet itirazı konusundaki takdirin de mahkemeye ait olduğu, … internet sitesinde Kurumsal ve Künye başlığı altında şirket ünvanı açıklaması ile davalı şirket … A.Ş. yazılı olduğu, RTÜK’ten gelen yazı cevabında davalı şirketin yayıncı kuruluş listesinde yer almadığı ve fakat hissedar bulunduğu, davacının tüzel kişilik perdesinin kaldırılması talebi ile davalının pasif husumet itirazının değerlendirilmesi konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu, mahkemece davacının mali hak sahibi, davalının ise mütecaviz olarak kabul edilmesi haline göre raporlar tanzim edildiğini ve taraflar arasında ihlal isnat edilen filmlere dair FSEK m 52’de öngörülen geçerlilik şartlarını haiz nitelikli yazılı sözleşme bulunmadığı, davacının ibraz ettiği yayın akışı listesi karşısında davalının söz konusu filmlerin yayınlanmadığına dair hiçbir delil ibraz edemediğini, FSEK’ m, 76/2 uyarınca … dergisi yoluyla ilan edilen filmlerin yayınlanmadığını ispat külfetinin davalıda olduğunu, FSEK m. 68 uyarınca rayiç bedelin tespitinde emsal sözleşmelerin ve rayiç lisans bedellerinin esas alınabileceği ve ihlal nedeniyle 3 kata kadar tazminata hükmedilebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. *Bilirkişiler …, … ve …’nün 05/10/2020 tarihli bilirkişi raporlarında: Kök raporda yer alan davacı vekili dava dilekçesi özetinde yer alan bilgiler incelendiğinde davaya konu olan filmler için her bir film en az iki kez olmak üzere bazı filmler için altı – yedi kez gösterildiğini, ”…” adlı filmin 13 Nisan 2012, 6 Temmuz 2012, 21 Temmuz 2012, 20 Şubat 2013, 22 Haziran 2013, 9 Eylül 2013 tarihlerinde altı kez, … adlı filmin 25 Şubat 2012, 20 Nisan 2012, 9 Temmuz 2012, 11 Nisan 2013, 20 Mayıs 2013, 24 Haziran 2013, 3 Temmuz 2013 günleri olmak üzere yedi kez izinsiz yayınlandığını benzer biçimde …, …, …, …, …, … adlı filmlerin de aynı akıbete uğradığını, … adlı filmin de oynanması akabinde aynı gün elektronik posta ile davalının ihbar ve ihtar edildiğini , Davaya konu … yayın platformunda yine kök raporda yer alan bilgiler ışığında www…com.tr uzantılı web platformuyla ilgili teknik inceleme kısmında tüm kanalların yayın akışına yer verildiği, ancak bu yayın akışının geçmiş verilerine ulaşılamadığından dava konusu filmlerin söz konusu platformda yayınlanıp yayınlanmadığı, yayınlandı ise hangi kanalda yayınlandığı ve buna ilişkin yayın tarihi ve saatleri konusunda bir inceleme yapılamadığının tespit edildiğini, Yapılan incelemelerde yine www….com.tr adlı site için dava tarihi öncesi ait tüm arşiv kayıtlarına ulaşılamadığı, bu bağlamda web platformu üzerinden dava konusu filmlerin yayınına ilişkin herhangi bir tespitte bulunmadığını, Davacının Mali Hak sahipliği ve Davalının Hukuki statüsü ile ilgili detaylı bilgiler yönünden kök rapordaki açıklanmaların geçerli olduğunu, davacı tarafça ibraz edilen… dergisinde yayınlanacağı duyurulan filmlere yönelik, davalı taraf söz konusu filmlerin yayınlanmadığına dair herhangi bir delil ibraz edilmediğini, FSEK m. 76/2 uyarınca davacı lehine ispat kolaylığını getiren bir karine öngörüldüğünü, Dava konusu filmlerin mali hak sahipliği, davacının mali hak sahipliğinin mahkemece kabul edilmesi halinde rayiç bedelin belirlenmesi hususunda her filmin 1 defa kullanım bedelinin1.000 TL olabileceğini, Toplamda 17 film ve tekrarları ile birlikte 32.000 TL tutarın ve 3 katının davacıya ödenmesi gereken bedel olup olmadığı yönündeki nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
GEREKÇE: Dava, filmlerin izinsiz gösterimlerinin yapılması nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalı şirketle aralarında herhangi bir “gösterim hakkı sözleşmesi” olmaksızın telif hakları sahibi oldukları çok sayıda filmin izinsiz olarak davalı şirketin sahibi olduğu TV kanalarında gösterimlerinin yapıldığından bahisle tazminat isteminde bulunmuş; davalı ise öncelikle davada husumetlerinin bulunmadığını ileri sürerek, davacı iddialarının doğru olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, “…davalı yanca ileri sürülen pasif husumet itirazının yerinde olduğu dolayısıyla toplanan deliller kapsamına göre davalıya husumet düşmediğinden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dosyaya yansıyan deliller uyarınca davalının film tedarikçisi olduğu sabittir. Ancak davalı ile dava dışı yayıncı şirketlerin farklı tüzel kişilik olduğu, iş adreslerinin, şirketin yönetim kurulu ve yetkililerinin farklı olduğu, dolayısıyla yayıncı kuruluş ile bir bağlantılarının tespit edilemediği, RTÜK kayıtlarına göre davalının yayıncı kuruluş olmadığı ve hissesi bulanan yayıncı kuruluşlarında bu dergide yer alan … uydu platformu ile bağlantısının tespit edilemediği, iddia olunan filmlerin yayınlandığı ileri sürülen televizyon kanallarının davalıya ait olmadığı, tüm bu hususlar gözönüne alındığında mahkemece verilen pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine dair karar yerinde olduğundan, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/03/2022