Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/219 E. 2022/639 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/219 Esas
KARAR NO: 2022/639
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI: 2021/582
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tedbir talepli dilekçesi ile, müvekkili şirketin sektörde ve tüketici nezdinde tanınırlığı olan sayılı erkek giyim markalarından … markasının sahibi olduğunu, davalı tarafından yapılan … tescil numaralı marka başvurusunun Türk Patent ve Marka Kurumu yeniden inceleme ve değerlendirme kurulu tarafından reddedildiğini, taraflarınca açılan Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/23 değişik iş sayılı dosyası ve Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/124 değişik iş sayılı dosyası üzerinden delil tespiti davaları ile davalının haksız kullanımının ispatlandığını, davalının eylemlerinin müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalının TPMK tarafından red kararına ve kendisine yapılan ihtarlara rağmen … ibaresini kullanmaya devam etmesinin kötü niyetle hareket ettiğini gösterdiğini, bu nedenle Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/124 değişik iş sayılı dosyası üzerinden verilen tedbir kararının devamına, ayrıca … markasının bulunduğu ürünlerin üretilmesi ve satılmasının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 14/12/2021 tarihli dilekçesi ile, müvekkili tarafından kendi adına tescili gerçekleştirilmiş olan … tescil numaralı markasını kullandığını, müvekkili ile davacıya ait markasının tamamen farklı olduğunu, mahkemece verilen tedbir kararınını, müvekkilini zor durumda bırakacak nitelikte ve hukuka aykırı olduğunu, belirgin farklılıklara rağmen verilen tedbir kararı nedeniyle telafisi imkansız zararlar meydana gelebileceğini, tedbir kararının şartlarının oluşmadığını, bu nedenle tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre dosya üzerinde yapılan inceleme ile 03/11/2021 tarihinde; “Mahkememizin 2021/124 değişik iş sayılı dosyası üzerinden verilen 09/07/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının davacı tarafa 18/07/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça 26/07/2021 tarihinde tedbir talebinin uygulanmasının talep edildiği, esas hakkındaki davasını ise 21/10/2021 tarihinde açtığı, bu hali ile HMK 397.md’si uyarınca tedbirin kendiliğinden kalkmış olduğu anlaşılmakla tedbirin devamına karar verilmesi talebinin reddine; mevcut delil durumu, değişik iş dosyası karşısında yaklaşık ispat kurallarının oluştuğu anlaşıldığından https:www…com/,http://www…com/, ww…com.tr/, https://…com/,https://www…com.tr/, https://…com/,https://www.instagram.com/…/ ve https://www.facebook.com/… internet sitelerinde “…” markasının bulunduğu ürünlerin satışının, kullanılmasının tedbiren durdurulmasına karar vermek gerekmiştir. Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/23 değişik iş sayılı dosyası üzerinden tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre SMK’nın 159 ve HMK’nın 389 maddeleri koşulları oluştuğu” gerekçeleriyle 50.000,00 TL teminat ile davalı tarafça kullanılan “…” markasının bulunduğu ürünlerin üretilmesi ve satılmasının durdurulmasına karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince itiraz edilmiştir. Mahkemece; duruşmalı yapılan itiraz incelemesi sonucunda 05/01/2022 tarihinde alınan rapor ve tüm dosya kapsamına göre davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi için yaklaşık ispat koşullarının oluştuğu, davalı vekilinin itirazının yerinde olmadığı gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; TTK 5/A maddesinde, zorunlu arabuluculuk bütün ticari uyuşmazlıklar için değil, sadece konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri için öngörüldüğünü, Yeni Kanuna göre bir ticari uyuşmazlığın her iki tarafı da tacirse ve uyuşmazlık tarafların ticari işletmesiyle ilgiliyse dava açmadan önce mutlaka arabulucuya başvurulması gerektiğini, bu durumun dava şartı olup, davanın doğrudan reddi gerektiğini, usul eksikliği nedeniyle davanın usulden reddini, mahkemece verilen tedbir kararı, müvekkili zor durumda bırakacak nitelikte ve hukuka aykırı olduğunu, bariz farklılıkların belirgin olarak gösterildiğini, bu belirgin farklılıklara ragmen verilen tedbir kararı nedeniyle telafisi imkansız zararlar meydana gelebileceğini, tedbir kararının şartlarının oluşmadığını, bu anlamda tedbire itirazlarının reddine dair karar usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Adana 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/23 D.İş sayılı dosyasından alınan 01/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Dosya üzerinde, keşif anında ve mahallinde yapılan incelemeler, çekilen fotoğraflar neticesinde karşı tarafın “…” ibaresinin kullanımı ve “…” ile “…” ibareli markaların tescil durumları hakkında yapılan incelemede neticesinde; “…” “…” markalarının … Tic. Ltd. Şti. adına tescil edildiği, “…”…” markasının ise … adına tescil edildiği, Muhatap tarafın, “…” markasını adına tescilli adına tescilli olan “… “…” ibareli markadan farklı şekilde kullandığı, muhatap tarafın işyeri tabelasında ve ürünlerinde yer alan “…” ibaresini, … Ltd. Şti. adına tescilli “…” ibareli marka ile ortalama tüketici nezdinde aynı veya benzer mal ve hizmetlerde iltibas yaratacak şekilde ticari faaliyetlerinde, HİZMET ve ÜRÜN işareti olarak kullandığı, tescil edilmiş her iki marka arasında da görsel ve işitsel bakımdan iltibasa sebep olacak şekilde benzerliğin bulunduğu, muhatabın işyeri tabelasında, kartvizitlerde, kumaş kartelalarında ve ürün etiketlerindeki şekliyle, mevcut kullanımının Sınai Mülkiyet Kanununun 29. maddesinde sayılan marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden olacağı bu şekildeki kullanımın markayı bu şekilde kullanmanın, … Ltd. Şti.’ne marka tescilinden doğan hakları kullanma yetkisini vereceği” yolunda görüş bildirmiştir. Bakırköy 2.FSHHM’nin 2021/124 D.İş sayılı dosyasından alınan 06/07/2021 tarihli bilirkişi raporu; “tespit talep dilekçesinde aleyhinde tespit talep edilen https://www…com/,http://www…com/, https://www…com.tr/, https://….com/, tps://www.instagram.com/…/ ve https:/www facebook.com/… adreslerinde “…” ibareli markanın kullanımı tespit edildiği, Tespit talep edilen https://www…com, https://www…com.tr/, internet adresleri ve https:/www.instagram.com/v…/, https://www facebook.com/… sosyal medya hesaplarında gerçekleştirilen “…” ibareli markasal kullanımların Tespit Talep Eden Yana ait markalar ile iltibasa sebebiyet verdiği, https://www…com/, https:/www…com.tr/, intermet adresleri üzerinden “…” ibareli ürünlerin satışı yapıldığı, https://www.instagram.com/…/, https://www.facebook.com/… sosyal medya hesaplarında “…” ibareli ürünlerin tanıtımının yapıldığı, https:/…coml/ internet adresinde “…” ibareli firma tanıtımının yapıldığı, www…com internet adresinde alan adı süresi dolması sebebiyle “…” ibareli markasal kullanımların görülmediği ancak Google Cache üzerinden yapılan araştırmada geçmişte “…” ibareli markasal kullanımların mevcut olduğu ve Tespit edilen tüm kullanımların Tespit Talep Eden yana ait tescilli markaları ihlal eder mahiyette olduğu” yolunda görüş bildirmiştir. Bakırköy 2.FSHHM’nin 2021/124 D.İş sayılı dosyasında davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulüyle 30.000-TL teminat mukabilinde internet sitelerinde ve … markasının bulunduğu ürünlerin satışının kullanılmasını tedbiren durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. TPMK’dan celbedilen marka tescil markasına göre … numaralı … markasının tüm sınıflarda 08/05/2013 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Davalıya ait … numaralı … markasının 25.sınıfta başvuru kaydının bulunduğu ancak müddet olduğu, söz konusu markaya davacı tarafça itiraz edildiği ve YİDK tarafından itirazın kabulü ile davalının marka başvurusunun 31/05/2019 da reddine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddi kararına yöneliktir. Davacı taraf dava dilekçesinde, … tescil numaralı … markasına dayanmıştır. Dosya içerisinde bulunan ve TPMK’dan mahkemeye gönderilen görüş bildirme yazısı konulu yazı ekinde sunulan … tescil numaralı markanın sahibi olarak … isimli kişinin yer aldığı görülmüştür. Bunun üzerine Dairemizce davacının dayandığı bu markanın devir durumlarını da gösterir bilgi ve belgeler TPMK’dan istenilmiş, gönderilen 29/03/2022 tarihli cevabi yazı ekinde söz konusu markayla ilgili bilgiler ve devir işlemlerinin gönderildiği, markanın davacı adına tescilli olduğu ancak aralarında davacının dayandığı bu markanın da bulunduğu bir kısım markaların 07/07/2021 tarihli marka devir sözleşmesi ile davacı şirket tarafından dava dışı …’a devredildiği, dava dışı … tarafından da 30/12/2021 tarihli noterde düzenlenen marka devir sözleşmesi ile …’a devredildiği, …’ın da bu markayı noterde düzenlenen 24/01/2022 tarihli devir senedi ile davacı şirkete devrettiği görülmüştür. Huzurdaki dava ise, 21/10/2021 tarihinde açılmıştır. Yani davacının dayandığı … tescil numaralı marka başlangıçta davacı adına tescilli ise de, davacının bu markayı 07/07/2021 tarihinde …’a devrettiği, dava tarihi olan 21/10/2021 tarihinde markanın sahibinin … olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varılmış olup, davalı vekilinin tedbire itirazının bu yönlerden kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 2. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2021/582 Esas sayılı 05/01/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3-Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazının KABULÜNE, ilk derece mahkemesince verilen 03/11/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 183,60-TL posta masrafı olmak üzere toplam 404,30-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle HMK 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.13/04/2022