Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/218 E. 2023/1746 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/218 Esas
KARAR NO: 2023/1746
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2021
NUMARASI: 2020/272 Esas – 2021/227 Karar
DAVA: Tasarıma Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Tazminat
DAVA TARİHİ: 14/10/2020
BİRLEŞEN 2020/367 ESAS SAYILI DOSYA
DAVA: Tasarımın Hükümsüzlüğü , Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ: 29/12/2020
KARAR TARİHİ: 24/11/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket yetkilisi tarafından tasarlanan, söz konusu tasarım ürününü … tescil numarası ile tescillediğini, müvekkilinin tescil ettirdiği tasarıma ilişkin ürünü 2014 yılından bu yana ürettiğini, gerek yurtiçi, gerekse yurtdışında bulunan müşterilerine satışını gerçekleştirdiğini, ancak hal böyle iken davalının, müvekkilinin tescilli tasarımına ilişkin ürünü taklit ederek zincir marketlerin birinde satışa sunulduğunu, markete ait katalog ve internet sitesinde de bu taklit ürünlerin tanıtımının yapıldığını, davalının eylemi sonucunda müvekkilinin ticaretinin büyük bir sekteye uğradığını, satıştan haberdar olunması ile gerek zincir markete, gerekse de davalıya tecavüz niteliği oluşturan ürün tasarımının müvekkiline ait olduğunun bildirildiği, buna rağmen satışın durdurulmadığını ve müvekkilinin zararının karşılanması amacıyla arabulucu başvurusu yapıldığını, ancak olumlu bir cevap alamadıklarını ve davalı yanın söz konusu fiillerinin müvekkilinin tasarım haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın, tecavüz tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının tasarım tescilinin tescil edildiği tarihte yürürlükte bulunan Mülga 556 Sayılı KHK ve 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunundaki tasarım tescil özelliklerine sahip olmadığını, dava konusu … tescil numaralı tasarımın hükümsüzlüğü istemiyle birleşen Mahkemenin 2020/367 Esas sayılı dosyası ile dava bulunduğunu, davacı adına tescilli tasarımın yenilik ve ayırt edici özelliklerine haiz olmadığını, müvekkilinin üretici firma olmadığını, kendisinden talep edilen ürünleri başka firmalardan satın alarak sipariş veren firmalara satmakta olduğunu, ürünün harcı alem bir ürün olduğunu, çeşitli firmalar tarafından da bu ürünün kullanılıp satıldığını ve müvekkilinin davacının tasarım tesciline tecavüz ve haksız rekabet yaratacak bir eylemi olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Mahkemenin birleşen 2020/367 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafın … tescil numaralı TPMK nezdinde tasarım tesciline sahip olduğunu, tasarım konusunun “tepsi” olduğunu, ancak anılan tescilin gerek tescil edildiği tarihte yürürlükte bulunan mülga 556 sayılı KHK, gerekse 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ndaki tasarım tescil özelliklerine sahip olmadığını, tescil konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik özelliklerine sahip olmadığını, Türkiye ve Dünyada daha önce kamuya sunulan, bilinen bir ürün olduğunu iddia ederek, davalı adına TPMK nezdinde … sayı ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVAYA CEVAP: Birleşen davanın davalısı vekili sunduğu cevap dilekçesi ile; birleşen davada gösterilen emsalin öncelikle bir ürün olmadığını, bu nedenle endüstriyel tasarım olarak tanımlanmasının mümkün olmadığını, emsal olarak gösterilen, metal olarak imal edilmesi için tasarlanan ürünün hiçbir zaman imal edilmemiş bir çizim olduğunu, endüstriyel tasarım olarak tanımlanamayacağını ve hükümsüzlük iddiasına dayanak yapılamayacağını, zira bir çizimin endüstriyel tasarım olarak tanımlanabilmesi için imal edilerek bir ürüne dönüştürülmesinin esas olduğunu, seri imalata konu ürün olması gerektiğini, emsal gösterilen tasarımın 5 yıllık süre dolmasına rağmen yenilenmeyerek hükümsüz kaldığını, ayrıca bu emsal tasarımın müvekkilinin tasarımı ile benzer olmadığını, metalden üretilmesinin planlandığını, müvekkilinin ürünün ise plastikten üretildiğini, davalı-birleşen davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, taraf ehliyetinin de bulunmadığını, müvekkilinin tasarımının harcıalem olduğu iddialarının da yerinde olmadığını belirterek, birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 26/10/2021 tarihli 2020/272 E.- 2021/227K.sayılı kararıyla; “…Tüm dosya kapsamı deliller ile bilirkişi rapor ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacı/birleşen davada davalı adına tescilli olan … tescil numaralı “tepsi” tasarımlarının tescil tarihinin 15.01.2014 olduğu, dava dışı şirket adına tescilli olan … (3) tescil numaralı “tepsi” tasarımının tescil tarihinin 17.01.2013 olduğu, … (3) tescil numaralı tasarım daha önceki bir tarihte tescil edilmiş olmakla, … tescil numaralı tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığının kabul gerektiği, birleşen davaya dayanak olan … numaralı tasarım tescili yenilenmemiş veya tasarım hiçbir zaman üretilmemiş olsa dahi … tescil numaralı tasarımdan önce tescil edilmek suretiyle kamuya arz edilmiş olduğundan, davacının dayanak … tescil numaralı “tepsi” tasarımının tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edici nitelikte olmadığı anlaşılmakla, birleşen davanın kabulü ile, tasarımın hükümsüzlüğüne, Asıl dava yönünden ise; dayanak tasarım tescili hükümsüz kılınmakla ve hükümsüzlük baştan beri sonuç doğuracağından, hükümsüz kılınan tasarım tescili herhangi bir hak bahsetmeyeceğinden ve böylece tecavüzden bahsedilmesi mümkün olmadığı gibi, haksız rekabetten de bahsedilemeyeceğinden, davacının davasının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı – birleşen davada davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Davalı – karşı davacının söz konusu tasarımın önceki sahibi olmadığı gibi, müvekkili şirket tasarımının kendisine ait olduğu iddiasında da bulunmadığını, dolayısıyla tasarım üzerinde hak sahibi olmayan davalının hükümsüzlük davasında taraf olma ehliyetinin bulunmadığını, SMK’nun 77. maddesi uyarınca taraf sıfatının bulunmadığını, kötüniyetle ve tazminat ödemekten kurtulmak amacıyla bu davayı açtığını, İlk derece Mahkemesi kararına dayanak yapılan bilirkişi raporunun üstünkörü, özensiz ve eksik inceleme neticesinde düzenlendiğini, kararın bu bakımdan da hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini, Davanın her aşamasında hükümsüzlük davasında kamuya sunma kavramının doğru değerlendirilmediğini belirttiklerini, hükümsüzlüğe dayanak gösterilen ürünün hiçbir şekilde üretilmediği, ürün haline getirilmediği, hatta numunesinin dahi yapılmadığı defalarca belirtilmiş ve bu konuya ilişkin olarak ilgili şirkete müzekkere yazılması talep edilmiş olmasına rağmen ilk derece mahkemesince bu taleplerinin göz ardı edildiğini, kararın eksik inceleme sonucunda verildiğini,Hükümsüzlüğe dayanak gösterilen tasarım ile müvekkili şirketin tasarımlı ürünü arasındaki benzerlik tespitinin doğru şekilde yapılmadığını, kararın bu bakımdan da Sinai Mülkiyet Hukukuna açıkça aykırı olduğunu, müvekkil şirkete ait ürünün plastik hammaddeden üretilmekte iken, hükümsüzlüğe dayanak gösterilen tasarımın çelik nikel karışımlı bir malzeme ile üretiminin planlandığını, iki ürünün karşılaştırılması gerektiğini, Asıl hak sahibi olarak nitelendirilecek ilk tasarım sahibi şirketin müvekkili şirketin tesciline herhangi bir itirazı olmadığı gibi zaten tasarım tescili yenilenmeyerek kullanım olmadığını da açıkça ortaya koyduğunu,Asıl dava bakımından davalıya ait ürün ile müvekkili şirket ürününün benzer oldukları ve bu benzerliğin müvekkil şirketin tasarım hakkından doğan hakkına tecavüz kapsamında olduğu doğru şekilde ve açıkça tespit edilmiş olduğunu, müvekkili şirket adına ikame edilmiş olan davada tasarım hakkına tecavüz eyleminin açıkça ispatlandığını belirterek, bu kapsamda hükümsüzlük davasına ilişkin verilen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun kararın ortadan kaldırılması ile asıl davadaki taleplerinin kabul edilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dosya arasında bulunan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelendiğinde; … sayılı ve “Tepsi” ürün adlı tasarım tescil belgesinin, 15/01/2014 tarihinden itibaren 5 yıl müddetle davacı/birleşen dosya davalısı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. … tescil numaralı … Tic. Ltd. Şirketi’ne ait tasarımın başvuru ve tescil tarihinin 17/01/2013 olduğu tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden alınan 26/04/2021 tarihli raporda; “…davacı tarafından dosyaya sunulan davalıya ait ve benzer olduğu iddia edilen ürüne ait paylaşımın yapıldığı “@…” instagram sosyal medya hesabının profil sayfasının güncel olarak yayında olduğu, ancak dosyaya sunulan dava konusu benzer olduğu iddia edilen ürüne ait paylaşımın güncel olarak yayında olmadığı, dosyaya sunulan ekran görüntüsünde yayında olduğu, ancak güncel olarak paylaşımın kaldırıldığı/silindiği, davalı tarafça dosyaya sunulan ve dava konusu ürüne benzer ürünler olduğu belirtilen internet adreslerinin güncel olarak yayında olduğu, web sitelerine bağlı sayfaların/linklerinin, ne zamandan itibaren yayında olduğunu tespit etmek için web arşiv üzerinden kontrol edildiğinde, davaya konu ilgili linklerin geçmişte hiç arşivlenmediğinin tespit edildiği, ilgili ürünlere ait linklerin/sayfaların ne zamana kadar yayınlandığı hususunda sağlıklı bir sonuca erişilemediği, asıl davada davacı tarafa ait … tescil numaralı tasarım ile davalı tarafa ait olduğu iddia edilen ürünler arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, birleşen davada davacı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen … tescil numaralı tasarımın, başvuru tarihi olan 15.01.2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı, esas davaya dayanak yapılan ve birleşen davada hükümsüzlüğü talep edilen … tescil numaralı “tepsi” tasarımının 15.01.2014 tarihinde davacı adına tescil edilmiş olduğu, birleşen davada dava konusu … tescil numaralı “tepsi” tasarımının yeni olmadığı iddiası ispat edilememiş olmakla hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı, esas davada, bilgilenmiş kullanıcı nezdinde dava konusu … tescil numaralı “tepsi” tasarımı ile dava konusu tepsi tasarımı arasında belirgin farklılık bulunmadığı ve bu durumun davacının tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüz kapsamında değerlendirilebileceği” belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince aynı bilirkişi heyetinden alınan 24/09/2021 havale tarihli ek raporda; “…kök raporda, birleşen davanın davalısı adına tescilli olan … tescil numaralı tepsi tasarımı ile dava dışı …Tic.Ltd.Şti adına tescilli olan … (3) tescil numaralı “tepsi” tasarımı karşılaştırılarak, “tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda davacı tarafa ait … tescil numaralı tasarım tescili ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan dava dışı 17.01.2013 başvuru tarihli …(3) numaralı tasarım tescili arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, tespit ve değerlendirmesi yapılmış olmasına karşın raporun sonuç bölümünde sehven “birleşen davada, dava konusu … tescil numaralı “tepsi” tasarımının yeni olmadığı iddiası ispat edilememiş olmakla hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı” açıklamasına yer verilmiş olduğu, davacı/birleşen davada davalı adına tescilli olan … tescil numaralı “tepsi” tasarımlarının tescil tarihinin 15.01.2014 olduğu, dava dışı şirket adına tescilli olan … (3) tescil numaralı “tepsi” tasarımının tescil tarihinin 17.01.2013 olduğu, … (3) tescil numaralı tasarım daha önceki bir tarihte tescil edilmiş olmakla, … tescil numaralı tasarımın yeni ve ayırt edici olmadığının kabul edilebileceği, birleşen davaya dayanak olan … numaralı tasarım tescili yenilenmemiş veya tasarım hiçbir zaman üretilmemiş olsa dahi … tescil numaralı tasarımdan önce tescil edilmek suretiyle kamuya arz edilmiş olduğu” belirtilmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava tasarım hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat, birleşen dava tasarımın hükümsüzlüğü davasıdır.Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı asıl davada davacı, birleşen davada davalı vekili tarafından istinaf yargı yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. SMK’nun 55. maddesinde tasarım “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü” olarak tanımlanmış, bu kanun uyarınca tescil edilmiş olması halinde tasarımın tescilli tasarım olarak korunacağı düzenlenmiştir. Yine SMK’nun 56. maddesinde, tasarımın yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunacağı, 58. maddesinde ise tasarım sahibinin, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabileceği düzenlenmiştir. SMK’nun 81. maddesinde de tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibariyle ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için önerilerde bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak tasarım hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır.Her ne kadar birleşen davanın davalısı tarafından birleşen davanın davacısının hükümsüzlük davası açmakta taraf ehliyetinin bulunmadığı belirtilerek istinaf talebinde bulunulmuşsa da, SMK’nun 78/1. maddesi uyarınca menfaati bulunan herkesin hükümsüzlük davası açabileceği düzenlenmiş olup, birleşen davacı aleyhine tasarım hakkına tecavüz ettiği iddiasıyla asıl davanın açılmış olmasından dolayı, birleşen davanın davacısının hükümsüzlük davası açmakta menfaatinin ve taraf ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.Her ne kadar yenilik kırıcı olarak gösterilen tasarımın hiç üretilmemesi nedeniyle tasarım olarak kabul edilemeyeceği iddia edilmişse de, tasarımın yenilik özelliğinin mevcut olduğunun kabul edilebilmesi için tescil başvuru tarihinden önce kamuya sunulmamış olması gerektiği, önemli olan hususun tasarımın kamuyla paylaşılarak alenilik kazanması olduğu, bu tasarıma uygun ürünlerin üretilmiş olup olmamasının yenilik hususunda bir etkisinin bulunmadığı, yenilik kırıcı tasarım olan … tescil numaralı … Tic. Ltd. Şirketi’ne ait tasarımın başvuru ve tescil tarihinin 17/01/2013 olduğu, davacı-birleşen davalının tasarımından daha önce kamuya sunulduğu anlaşılmakla, istinaf talebi yerinde bulunmamıştır.Davacı-birleşen davalıya ait tasarımın plastikten, yenilik kırıcı olarak gösterilen tasarımın metalden üretilmek üzere tasarlanmış olmasının tasarımın yenilik özelliği üzerinde bir etkisinin mevcut olmayacağı, zira SMK’da tasarımın ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü olarak tanımlandığı, ürünün üretildiği malzemenin tasarım tescili kapsamında korunamayacağı kanaatine varılmakla, buna ilişkin istinaf talebi de kabul edilmemiştir.Bilirkişi raporunun üstünkörü hazırlandığı ve davacı-birleşen davalıya ait tasarımın emsal gösterilen tasarım ile benzer olmadığına dair istinaf talebiyle ilgili yapılan incelemede; alanında uzman olan bilirkişiler tarafından denetime uygun şekilde delillerin incelendiği, benzerlik karşılaştırmasının yapıldığı, rapordaki görüşün dosyada mevcut delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu, yapılan inceleme sonucunda davacı-birleşen davalıya ait tasarımın yenilik kırıcı olarak gösterilen tasarım ile benzer olarak algılanabileceğinin tespit edildiği anlaşılmakla, davacı-birleşen davalı vekilinin istinaf taleplerinin tümden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken toplam 539,70 (269,85 x 2) TL harçtan, peşin alınan 118,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 421,10 TL harcın davacı-birleşen dosya davalısından alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2023