Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/21 E. 2023/1525 K. 20.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/21 Esas
KARAR NO: 2023/1525 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2021
NUMARASI: 2018/82 E. – 2021/751 K.
İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN BİRLEŞEN
2019/69 E-2020/218 K. SAYILI DOSYASI
ASIL DAVA: İtirazın İptali
KARŞI DAVA: Tazminat istemi
KARAR TARİHİ: 20/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin … markasının Türkiye Master Franchise haklarının sahibi olduğunu, bu hakkını sözleşme akdetmek suretiyle üçüncü kişilere tali lisans hakkı vererek ve verdiği lisans hakkı karşılığında sözleşme akdettiği üçüncü kişilerden sözleşmede anılan ücretleri alarak kullandığını, 27/01/2015 tarihli sözleşme kapsamında müvekkili tarafından davalıya franchise hakkı verildiğini, davalıya faturalar gönderildiğini, davalının bu faturaları ödemekte temerrüde düşmesi sonucu Kartal … Noterliğinin 04/05/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu beyanla, alacağın tahsili için davalının taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına borca yeter miktarda ihtiyati haciz konulmasını, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamını, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP / KARŞI DAVA: Davalı vekili karşı dava ve cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili arasında Çayyolu/Çankaya/Ankara Bölgesi için akdedilen 27.01.2015 tarihli … Gayrımenkul Hizmetleri Tali Lisans Sözleşmesi bulunduğunu, Sözleşmenin 39 ve 40’ıncı sayfalarında … Türkiye Standartları başlığı altında düzenlenen hükümler uyarınca; davacı şirketin, müvekkili şirkete 23.000 USD yi hemen ve 15.07.2015 tarihine kadar da müvekkili şirketin … ‘tan alacağı sözleşme bedeli olan 50.000 TL’yi alamadığı taktirde bu bedeli ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak davacı şirketin bu paraları ödemediğini, sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşmenin 39’uncu sayfasında müvekkili şirket tarafından ödenmesi öngörülen aylık %9 kesintinin …e ait %25 kısım kesildikten sonra geri kalan için iade faturası kesilmesi öngörülmesine rağmen davacının hükme aykırı davrandığını, 250 USD + KDV Uluslararası ofis ücretinin tahsilinin 20.01.2016 tarihinde muaccel olacak olmasına rağmen davacının 15.01.2016 tarih ve … numaralı faturada 250,00 USD uluslar arası ofis ücreti alacağını istediğini, Kartal …. Noterliğinin 04.05.2017 tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarında 143.000,00 TL cari hesap alacağını istediğini, bu ihtara verilen Ankara … Noterliğinin 26. 05. 2017 tarih ve … yevmiyeli cevabi ihtarnamede; davacının akde aykırı davrandığı, edimlerini yerine getirmediğinin bildirildiğini, Kartal … Noterliğinin 06.06.2017 tarih … Yevmiye numaralı ihtarnamede davacının 116.376,53 TL cari hesap alacağı olduğunu belirterek müvekkiline borç olarak gönderdiği ve iade edilmeyen 50.000 TL ile 50.000 USD cezai şartın ödenmesini talep ettiğini, davacının akdi haksız olarak feshettiğini, kötü niyetli olduğunu, davacı şirketin ticari etiğe uymayan davranışlarla müvekkili şirketi maddi ve manevi zarara uğrattığını, müvekkili hakkında yaptığı haksız rekabete ilişkin şikayet sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, belirterek, müvekkili aleyhine açılmış haksız ve mesnetsiz davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA OLARAK; Davalı-karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde; Sözleşmenin 39 ve 40’ıncı sayfalarında … Türkiye Standartları başlığı altında düzenlenen hükümler uyarınca; davacı şirketin, müvekkili şirkete 23.000 USD’yi hemen ve 15.07.2015 tarihine kadar da müvekkili şirketin …’tan alacağı sözleşme bedeli olan 50.000 TL’yi alamadığı taktirde bu bedeli ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak bu bedelleri ödemediğini, bu şekilde sözleşmeye aykırı davrandığını, ayrıca sözleşmenin süresi 10 yıl olmasına rağmen karşı tarafça haksız feshedilmesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve haklar saklı kalmak üzere; sözleşmeye aykırılık sebebiyle müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan alacaklarına karşılık şimdilik 5.000,00 TL, Sözleşmenin haksız nedenle süresinden önce feshi sebebiyle müvekkilinin uğramış olduğu kar kaybına karşılık şimdilik 5.000,00 TL, olmak üzere toplamda 10.000,00 TL alacağın sözleşmenin fesih tarihi olan 06.06.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
KARŞI DAVAYA CEVAP: Davacı-karşı davalı karşı davaya cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalının açacağı ofisin tefrişatına yardımcı olmak adına 23.000 ABD Doları ödeme yapmayı kabul ettiğini, ancak; bu ödemenin davalının da malumu olduğu üzere hibe olarak değil, borç olarak yapıldığını, ilgili bedel dekonttan da anlaşılacağı üzere borç olarak davalıya gönderildiğini, davalının da bu ödemeyi bu şekilde kabul ettiğin, müvekkilinin davalıya 23.000 ABD Doları ödemek yükümlülüğü bulunmadığını, davalıya taahhüt edilen 50.000 TL’nin ise; ek şartlardan anlaşıldığı kadarı ile bu ödemenin, … şirketinin franchise ofisi … tarafından davalının hakkı olduğu iddia edilen 50.000 TL’nin 15.07.2015 tarihine kadar ödenmemesi durumunda yapılacağını, bu bedeli ödeyeceği öngörülen … tarafından bu bedelin ödenmediğine dair delil sunulmadığını, ödeme yapılmamış olması halinde bu ödemenin borçlusuna karşı gönderilmiş bir ihtar veya başlatılmış bir icra takibi gibi bu durumu tevsik eden belgelerin bulunması gerektiğini, müvekkilinin bu taahhüdünün bir şarta bağlandığını, ancak bu şartın gerçekleşmediğini, ödemenin yapılması gereken 15.07.2015 tarihinden bu yana yaklaşık üç sene geçmesine rağmen müvekkilinden talepte bulunulmadığını, çünkü şartın gerçekleşmediğini, müvekkilinin sözleşmeyi haksız feshettiğinden ötürü davalının kârından yoksun kaldığı iddiasının da gerçek olmadığını, müvekkilinin sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini, davalının sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemediğini, bu nedenle davalı-karşı davacının kâr kaybına dayanan tazminat talebinin kabul edilemeyeceğini, davalı-karşı davacının müvekkilinden 23.000 ABD Doları ve 50.000 TL alacakları olduğunu iddia etmelerine rağmen bu alacaklarını 5.000 TL üzerinden kısmi olarak talep ettiklerini, belirterek karşı davanın reddini, her hal ve kârda davalının karşı davasındaki taleplerinin kabulü ihtimaline karşı, bu taleplerden doğacak davalı alacaklarının kendilerine ait olan borçlarından takasını/mahsubunu talep ettiklerini bildirmiştir.
İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN BİRLEŞEN 2019/69 E-2020/218 K. SAYILI DOSYASI DAVA: Müvekkili ile davalı arasında 27/01/2015 tarihinde gayrimenkul hizmetleri tali lisans sözleşmesinin tanzim edilerek imza altına alındığını, davalı tarafından “sözleşme için gerekli” gerekçesiyle evraklar imzalatıldığını, imzalatılan evraklardan birinin de tamamen prosedür gereği yapılması zorunlu denilen ve hiçbir zaman kullanılmayacağı beyan edilen dava konusu senet/bono olduğunu, akdedilen sözleşme nedeniyle davalı tarafa 27.01.2015 tanzim – 27.01.2019 vade tarihli 640-$ bedelli senedin verildiğini, bu senet nedeniyle … Bankası A.Ş. … Şubesi tarafından Ankara …. Noterliği’nin 30.01.2019 tarihli … yevmiye sayılı ödememe protestosunun müvekkiline keşide edildiğini, işbu senede dayalı olarak müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, sözleşmenin karşılıklı feshedildiğini, davalı tarafça müvekkili aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın işbu itirazın iptali amacıyla İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/82 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını ve bu davanın halen derdest olduğunu, davalının müvekkili aleyhine kötü niyetli olarak icra takibi başlatmış olması da nazara alınarak davaya konu edilen senet ile ilgili olarak davalı tarafından herhangi bir yasal işlem başlatılmasına engel olunması amacı ile öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu 27.01.2015 tanzim – 27.01.2019 vade tarihli ve 640-$ bedelli senet ile ilgili olarak müvekkilinin davalı karşı tarafa borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili ise cevap dilekçesinde ; Müvekkili ile davacı şirket arasında 27/01/2015 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, davacının borçlarını ödemekten kaçınmak amacıyla talep ettiği ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, davacının işbu davayı açmadan önce dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa başvurma şartını (dava şartını) yerine getirmediğini, davacının basiretli bir tacir olması gerekirken sözleşme yapma özgürlüğü içerisinde imzaladığı ve mevcudiyetini kabul ettiği sözleşme edimlerini yerine getirmemek için davayı açtığını, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı olmaması nedeniyle de davanın usulden reddi gerektiğini, basiretli bir tacirin bir bonoyu prosedür gereği imzalamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, taraflarca yapılan anlaşma gereğince sözleşme içerisinde ödenecek 32.000-USD+KDV tutarındaki franchise bedeline karşılık davacı tarafından ödenmesi gereken hizmet bedellerinin müvekkiline hiçbir şekilde ödenmediği, davacının dava konusu bonoya ilişkin tüm taleplerinin esastan reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/10/2021 tarihli 2018/82 E. – 2021/751K. sayılı kararıyla; “…-ASIL DAVA; İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında; 124.244,42 TL cari hesap alacağı, bu alacağa işleyen 13.252,74 TL işlemiş faiz, 50.000,00 borç verilen para, bu paraya işleyen 3.666,67 TL işlemiş faiz, 182,19 TL ihtar masrafı toplamı 191.346,02 TL ve 50.000 USD cezai şart alacağı ve bu alacağa işleyen 286,30 USD (davacı talebi ile bağlı olarak) toplamı 50.286,30 USD üzerinden itirazın iptaline takibin devamına fazla istemin reddine, 174.426,61 TL alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, 50.286,30 USD alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sy 4/a mad. faiz yürütülmesine, Davacının ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin alacak yargılamayı gerektirdiğinden reddine.
-KARŞI DAVA; Karşı davacının 5.000,00 TL kar mahrumiyeti talebinin REDDİNE (sözleşme haklı nedenle fesih olunduğundan) 5.000,00 TL tazminat talebinin ( sözleşmeye aykırılık … başarı ofisinin vereceği 50.000,00 TL karşı davacı talebi ile bağlı olarak ) kabulü ile karşı dava tarihinden itibaren avans faiziyle davacı-karşı davalıdan tahsili ile davalı-karşı davacıya verilmesine, Karşı davalının mahsup talebinin reddine.
-BİRLEŞEN İSTANBUL 11 ATM NİN 2019/69 ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA; Davanın KABULÜ ile 27/01/2015 keşide, 27/01/2019 vade tarihli 640 USD bedelli bono nedeniyle davacı … Ltd Şti nin borçlu olmadığının tespitine, davalının 640 USD karşılığı 3.328,00 TL nin %20 si oranında kötüniyet tazminatının davacı lehine davalıdan tahsiline,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Asıl davada davacı-karşı ve birleşen davada davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Asıl dava yönünden; Mahkemece icra takibine konu edilen asıl alacak kalemlerinin tümü yönünden takibin devamına karar verilmesine rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmediğini, davalı-borçlunun takibe kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, talep edilen alacakların likit olduğunu,Müvekkilinin yapmış olduğu ihtarname masraflarına dair 563,75 TL bedelli makbuz dosyaya sunulmasına rağmen Mahkemece yalnızca 182,19 TL bedelli makbuz sunulduğu belirtilerek buna göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, Takip öncesi faizin bilirkişiler tarafından yanlış hesaplandığını, taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin 9. maddesi uyarınca borcun ödenmemesi halinde ihtara gerek kalmadan borçlunun temerrüde düşeceğinin ve aylık %5+KDV üzerinden hesaplanacak temerrüt faizinin ödenmesi gerektiği kararlaştırıldığı, fatura düzenleme tarihlerinden 15 gün sonrası faiz başlangıcı olarak kabul edilerek %5 ve borç olarak ödenen 50.000,00 TL için %9 üzerinden hesaplanarak toplam 55.971,65 TL faizin icra takibine konu edildiğini, bilirkişi raporunda hatalı hesaplama yapılarak cari hesap alacağı için 13.252,74 TL ve borç verilen para için 3.666,67 TL olarak hesaplama yapıldığını, Mahkemece bu tutar üzerinden işlemiş faizin tahsiline karar verilmesinin hatalı olduğunu, Karşı dava yönünden; karşı davalının … ofisinden 50.000,00 TL’nin talep etmesine rağmen kendisine ödenmediğini ispatlaması gerektiğini, davacı-karşı davalının ticari kayıtlarında … tarafından yapılan bir ödemenin bulunmamasının müvekkilini bağlamayacağını, davalı-karşı davacının 3 yıl boyunca bu konuda sessiz kaldığını, bir talepte bulunmadığını, çünkü ödeme şartının gerçekleşmediğini, ilk derece mahkemesince eksik incelemeye dayalı olarak verilen karşı davanın kısmen kabulüne dair kararın hatalı olduğunu,Birleşen dava yönünden; davaya konu bononun sözleşme uyarınca her sözleşme başlangıcında franchise alanlar tarafından ödenmesi gereken 32.000,00 USD+KDV bedelli franchise başlangıç bedelinin KDV ödemesi için düzenlenen bono olduğunu, birleşen davacı tarafından ödenmeyen franchise bedellerinin kayıtlarında olduğu ve bu bedellerin 32.000,00 USD’yi aştığını, KDV’sinin müvekkili tarafından ödendiğini, basiretli bir tacirin protokol gereğince bir bonoyu imzalamayacağının açık olduğunu, zira birleşen davacının sözleşmeyi kabul ettiğini, tacirlerin borçlarının ticari nitelikte olduğunu, ayrıca birleşen davanın ön inceleme duruşmasının 10/06/2021 tarihli 10. Celsede yapıldığını, 07/10/2021 tarihinde davanın karara bağlandığını, birleşen davanın konusu olan 640 USD bono ile ilgili bilirkişi incelemesi yapılmadığını, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini, Müvekkili aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, birleşen davanın davacısı tarafından kötüniyetin ispatlanması gerektiğini, Ayrıca takas/mahsup taleplerinin Mahkemece dikkate alınmadığını ve incelenmediğini, gerekçeli kararda bu konuda hiçbir gerekçe yazılmadığını belirterek, istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek, asıl davayla ilgili davanın tümden kabulüne, karşı davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı-karşı davacı-birleşen davada davacı vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; Usul yönünden; davacı-birleşen davalının franchise sözleşmesinin konusu olan markayla ilgili marka sahibinden lisans aldığına dair bir delil sunmadığını, bu nedenle taraf ehliyetinin bulunmadığını,Taraflar arasında devam eden İstanbul 2. Fikri ve sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/220 Esas sayılı sözleşmeden kaynaklanan davanın halen devam ettiğini, bu davanın sonucunun beklenmesini talep etmelerine rağmen Mahkemece bu taleplerinin dikkate alınmadığını, Karşı davada 23.000,00 USD alacak talepleriyle ilgili hiç hüküm kurulmadığını, Davayı ıslah edeceklerini beyan etmelerine rağmen Mahkemece bu beyanlarının tutanağa geçirilmediğini, ıslah için kendilerine süre verilmediğini, Esas yönünden; alınan kök ve ek raporlara yaptıkları itirazlar değerlendirilmeden ve yeniden rapor alınmadan karar verildiğini, İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/233 Esas sayılı davası ile yargılama konusu olan e-mail adreslerine ilişkin şifrelerin ve kullanım kanallarının değiştirilmesi sebebi ile davacı-karşı davalının alt yapısını kullanamadıkları için sözleşmenin feshedildiği, bu nedenle sözleşmede yazılan alacak kalemlerinin tahakkuk etmesinin yasal olmadığını belirtmelerine rağmen bu konuda inceleme yapılmadığını, Birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, esas davaya konu alacakların bu davanın konusu ile aynı olmasına rağmen asıl davanın da kabulüne karar verilmesinin dayanaktan yoksun olduğunu,Karşı tarafın defterlere işlenen faturaları iptal edeceklerini söylemeleri konusunda tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini, Davacı-karşı davalı tarafça müvekkiline gönderilen ve kötüniyetli olarak “borç” açıklaması yazılan 50.000,00 TL’nin aslında sözleşme kapsamında yeni tefrişat malzemeleri için gönderildiği yönündeki itirazlarının hiç irdelenmediğini, Sözleşmenin feshedilmesindeki kusur oranlarının tespiti için uzman bilirkişilerden rapor alınması taleplerinin kabul edilmediğini, Karşı tarafın sözleşmeyi feshettiğine dair ihtarnamesi baz alınmasına rağmen, müvekkilinin haklı nedenle sözleşmeyi feshettiğine dair ihtarnamesinin hiç incelenmediğini belirterek, istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … A.Ş., borçlunun … Şirketi olduğu, 124.244,42 TL fatura alacağı, 50.000,00 USD cezai şart, 50.000,00 TL iade edilmeyen borç, 286,30 USD ve 55.971,65 TL işlemiş faiz, 563,75 TL ihtar protesto masrafı olmak üzere toplam 230.779,82 TL ve 50.286,30 USD alacak için 27/07/2017 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı, borçluya ödeme emrinin 28/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 02/08/2017 tarihinde borca ve takibe itiraz ettiği için icra takibinin durduğu, itirazın iptali davasının yasal süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 27/01/2015 tarihli … Hizmetleri Tali Lisans Sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin “…” markasının ve “… ” iş sisteminin kullanımına ilişkin olduğu, sözleşmenin 26/01/2025 tarihinde sona ereceği, 36.2. maddesine göre franchise alanın sözleşmenin herhangi bir maddesini ihlal etmesi nedeniyle … Türkiye’nin uğrayacağı bilcümle zararları ilk talepte ödeyeceği, yanı sıra 50.000,00 USD cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, franchise bedellerinin belirlendiği, 9. maddeye göre franchise bedellerinin geç ödenmesi halinde geç ödediği her gün için aylık %5+KDV üzerinden hesaplanacak temerrüt faizini de ödeyeceği konusunda anlaştıkları görülmüştür.Davalı-karşı davacı-birleşen davanın davacısı … Ltd. Şirketi tarafından dosyaya sunulan sözleşmenin eki olduğu belirtilen “… TÜRKİYE STANDARTLARI” başlıklı belge incelendiğinde; franchise veren … ’nin franchise alanın hesabına 23.000,00 USD havale edeceği, … ofisinin … ofisiyle yapmış olduğu çalışma sonundaki sözleşme bedeli olan 50.000,00 TL tutarındaki alacağı, … ve/veya muhatapları tarafından ödenmediğinde, … tarafından ödeneceği, bu rakamın 15 Temmuz 2015 tarihine kadar tahsil edilmediğinde … tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.İstanbul 51. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/233 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacı-karşı davalı-birleşen davanın davacısı şirketin yetkilisi … tarafından … Ltd. Şirketi’nin isim hakkını aldıkları, kendilerine e-posta adresleri verildiği, ancak daha sonra bu e-posta adreslerinin bilgileri dışında şifresinin değiştirildiği, bazı e-postaların bilgileri dışında silindiği iddiasıyla şirket çalışanı … hakkında şikayetçi olması nedeniyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda 04/04/2017 tarihinde şikayetçinin mail şifresinin “… caddesi, No:… Mecidiyeköy/İSTANBUL” adresindeki şirketin IP adresinden değiştirildiği tespit edilmesine rağmen, bu işlemin sanık tarafından yapıldığının tespit edilememesi nedeniyle beraatine karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/220 Esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacı-karşı davalı tarafından davalı-karşı davacıya karşı sözleşmeni feshinden sonra haksız olarak markayı kullandıkları iddiasıyla marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi davası açıldığı, davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.Davacı-karşı davalı-birleşen davada davalı …. A.Ş.’nin karşı taraf gönderdiği Kartal … Noterliği’nin 04 Mayıs 2017 tarihli ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşme gereğince ödemeleri gereken 143.000,00 TL’nin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içinde ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği ve sözleşmenin 36. maddesine göre 50.000,00 USD cevazi şartın da talep edileceğinin ihtar edildiği görülmüştür.Davalı-karşı davacı-birleşen davanın davacısı … Ltd. Şirketi tarafından karşı taraf gönderilen Ankara …. Noterliği’nin 26 Mayıs 2017 tarihli, … Yevmiye numaralı cevabi ihtarname örneği incelendiğinde; cari hesap alacağına itiraz ettikleri, sözleşme gereğince taraflarına ödenmesi gereken 50.000,00 TL’nin ihtara rağmen ödenmediği, müvekkiline verilen e-mail adresine ulaşmada 2016 yılından bu yana sorun yaşandığı, bu konuda Ankara C. Başsavcılığı’na şikayette bulundukları, kendilerine hak ettikleri ödülün verilmediği, ikinci ofis açmaları için sözleşme gereğince nakdi ödeme yapılmadığını ihtar ettikleri görülmüştür.Davacı-karşı davalı-birleşen davada davalı … A.Ş.’nin karşı taraf gönderdiği Kartal … Noterliği’nin 06 Haziran 2017 tarihli ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin 33 ve devamı maddeleri uyarınca haklı nedenle feshedildiğinin, 166.376,53 TL cari hesap alacağı ile borç olarak ödenen 50.000,00 TL’nin ve muaccel hale gelen 50.000,00 USD tutarındaki cezai şart borcunun tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içinde ödenmesi gerektiğine dair ihtar gönderdikleri anlaşılmıştır. Davacı-karşı davalı-birleşen davada davalı …. A.Ş.tarafından dosyaya sunulan …Bankası Bakırköy Şubesine ait 04/04/2017 tarihli dekont örneği incelendiğinde; …. Ltd. Şirketi’ne 50.000,00 TL gönderildiği, açıklama kısmında “borç olarak” ibaresinin yazılı olduğu tespit edilmiştir.Davacı-karşı davalı vekili tarafından dosyaya sunulan Kartal …. Noterliği’nin 06/06/2017 tarihli ve … sıra numaralı Noterlik Makbuzu incelendiğinde; 563,75 TL ihtarname masrafı ödendiği tespit edilmiştir.Davacı-karşı davalı-birleşen davada davalı …. A.Ş.tarafından dosyaya sunulan fatura örnekleri incelendiğinde; davalı-karşı davacı-birleşen davanın davacısı … Ltd. Şirketi adına düzenlenen royalty ve ulusal tanıtım fonu bedelleri, eğitim hizmetleri, damga vergisi gibi alacaklarla ilgili faturalar oldukları tespit edilmiştir.İlk derece mahkemesince davalı-karşı davacının ticari kayıtlarının incelenmesi için Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’nden talimatla alınan 28/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı-karşı davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davacı-karşı davalının 27/07/2017 tarihli takibinin faturalı alacağının 124.244,42 TL olduğu, takibe konulan bu faturalardan 106.268,20 TL’nin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, ancak davalının ticari defterlerinin incelenmesinde; 320.01.58 kodlu satıcılar hesabının 126.403,01 TL alacak bakiyesi verdiği ve bu tutarda borcu bulunduğu, davacı-karşı davalı tarafından talep edilen ve icra takibine konulan 50.000 USD tutarındaki cezai şartın, bahse konu tai lisans sözleşmesinin tazminat ve cezai şartlar başlıklı 36. Maddesine dayandırıldığı, davalıya kesilen faturaların hiç birinin ödenmemesi sebebiyle fesh edilen sözleşmenin hukuki sonucu olarak talep edildiği, davacı-karşı davalının, sözleşmenin Ek 8.maddesinde belirtilen “23.000 USD havale edilecektir” taahhüdünün karşılığı olarak 19/02/2015 tarihinde 50.000,00 TL gönderdiği, gönderilen bu tutarın gönderildiği tarihteki kur hesaplaması sonucunda 6.607,60 TL eksik ödendiği, gelen bu havalenin davalı-karşı davacının ticari defterlerine ortak tarafından bankaya yatırılan olarak işlendiği, davacı-karşı davalının, sözleşmenin Ek 8. maddesinde belirtilen … ofisinin … ofisine ödemeyi taahhüt ettiği 50.000,00 TL tutarındaki ödeme şartıyla ilgili olarak, davalı-karşı davacının 205-2016-2017 takvim yılı ticari defterlerinde … ofisi tarafından ödenen 50.000,00 TL tutarında herhangi bir muhasebe kaydına ve belgeye rastlanmadığına dair görüş bildirilmiştir. İlk derece Mahkemesince alınan 16/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda; asıl dava bakımından; Davacının davalıdan, 124.244,42 TL cari hesap alacağının, 50.000 USD cezai şart alacağının, 50.000 TL borç iadesi alacağının bulunduğu; davacının davalıdan, cari hesap alacağına işlemiş 13.252,74 TL, cezai şart alacağına işlemiş 416,44 USD, borç iadesi alacağına işlemiş 3.666,67 TL temerrüt faizi alacağının bulunduğu; davacının talebi ile bağlı kalınarak, davacının 124.244,42 TL cari hesap alacağı ile 50.000 TL borç iadesi alacağının, takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi (3095 sayılı Faiz Kanunun md.1, md.2/f.1) ile birlikte tahsili gerektiği; davacının 50.000 USD cezai şart alacağının ise, takip tarihinden itibaren işleyecek yasal döviz faizi (3095 sayılı Faiz Kanunu md.4/a) ile birlikte tahsili gerektiği; gerekli mali belgeler sunulduğu takdirde, davacının 50.000 USD tutarlı cezai şart alacağının ödenmesinin davalının ekonomik açıdan mahvına yol açıp açmayacağı hususunun değerlendirileceği; karşı dava yönünden davalının (karşı davacının) davacıdan (karşı davalıdan), karşı dava tarihi itibariyle 50.000 TL alacağı bulunduğu, bu alacağın karşı dava tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi (avans faizi) ile birlikte tahsili gerektiği, davacının, davalının borçlarını sürekli olarak ihlal etmesi (sürekli kusuru) nedeniyle sözleşmeyi haklı olarak feshettiği için, davalının davacıdan kar mahrumiyeti zararı (tazminat) alacağına hak kazanamadığı kanaatine ulaşıldığı, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise, rapor içerisinde detaylarına yer verilen hesaplama tekniği çerçevesinde, davalı (karşı davacı) yanın mali tablolarının talimat yolu ile incelenerek belirlenebileceğine dair görüş bildirmişlerdir. İlk derece Mahkemesince alınan 29/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalı-karşı davacının sözleşmede olmasına rağmen müvekkiline e-mail adresinin kullanımına engel olunduğu hususunun uzmanlık alanları dışında olduğu, bu konuda dosyada bir delil bulunmadığı, bu hususları araştırmanın mahkemenin takdirinde olduğu, … ofisinden 50.000,00 TL’lik ödemenin yapılıp yapılmadığının sorulabileceği, davacı-karşı davalının gönderdiği ihtarnamede alacağın 5 gün içinde ödenmesi ihtar edildiğinden temerrüt tarihinin ihtarnamenin tebliğ tarihinden 5 gün sonra olduğunu, faiz hesabının da buna göre yapıldığı, asıl ve karşı dava için kök rapordaki görüşlerinin değişmediğine dair görüş bildirmişlerdir.
GEREKÇE:Asıl dava itirazın iptali, karşı dava sözleşmeden kaynaklanan alacak ve sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle uğradıkları maddi zararın tazmini davası, birleşen dava ise bonodan kaynaklanan menfi tespit davasıdır. Mahkemece asıl ve karşı davaların kısmen kabullerine, kısmen retlerine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf yargı yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı-karşı davacı vekili asıl davayla ilgili davacı-karşı davalının marka sahibi şirket ile lisans sözleşmesinin bulunmadığını, bu nedenle dava açma ehliyetinin mevcut olmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, 2015 yılında imzalanan sözleşmenin 2017 yılına kadar taraflarca sürdürüldükten sonra, sözleşmeyi imzalayan davacı-karşı davalının sözleşme yapmak için yetkisinin ve dava açmak için taraf ehliyetinin bulunmadığının ileri sürülmesi iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı gibi, asıl dava her iki tarafın da kabulünde olan sözleşmeden kaynaklanmakta olup, davacı-karşı davalı sözleşmede taraf olduğundan bu davayı açmakta aktif taraf ehliyetinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Davalı-karşı davacı vekili, karşı tarafın defterlere işlenen faturaları iptal edeceklerini söylemeleri konusunda tanık dinletme taleplerinin reddedildiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da; dosyaya sundukları delil dilekçesi incelendiğinde; tanıklarını davacı-karşı davalının başka kişiler aleyhine icra takibi yaptığı ve sözleşmede kararlaştırılan gizlilik anlaşmasını ihlal ettiğine dair dinletmek istediklerini açıkladıklarından, bu yöndeki istinaf talepleri kabul edilmemiştir. Yine davalı-karşı davacı vekili karşı davayla ilgili ıslah talep edeceklerini beyan etmelerine rağmen bu beyanlarının tutanağa geçirilmediği ve kendilerine süre verilmediğine dair istinaf talebinde bulunmuşsa da, ıslah talebinde bulunmak için Mahkemece süre verilmesine gerek bulunmadığı, kısmen talep edilen alacağın miktarı toplanan delillerle belirli hale geldiğinde davalı-karşı davacının bu konuda tahkikat bitirilinceye kadar her zaman ıslah talebinde bulunabileceği, davalı-karşı davacı vekilinin bu konuda talepte bulunduğunun duruşma tutanağına yazılmasını duruşma sırasında talep etmesi gerektiği, Mahkemeden bu konuda süre talep ettiğine dair iddiasını ispatlayacak bir delilin de dosyada mevcut olmadığı, bu nedenle bu yöndeki istinaf taleplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Davalı-karşı davacı vekili İstanbul 2. Fikri ve sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2018/220 Esas sayılı markaya tecavüz davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuşsa da, bu davanın sözleşmenin feshinden sonra marka kullanımlarının devam ettiği iddiasıyla açılan bir dava olduğu, bu nedenle sonucunun beklenmesi gerekmediği anlaşılmakla, buna ilişkin istinaf talepleri de yerinde bulunmamıştır.Davalı-karşı davacı vekili, karşı davada 23.000,00 USD alacak talepleriyle ilgili hiç hüküm kurulmadığını belirterek istinaf talebinde bulunmuş, yapılan incelemede; davalı-karşı davacının karşı davada üç ayrı talepte bulunduğu, bunlardan birinin davacı şirketin, müvekkili şirkete sözleşme gereğince ödemesi gerektiğini iddia ettiği 23.000 USD, ikinci talebin, 15/07/2015 tarihine kadar davalı-karşı davacı şirketin …’tan alacağı sözleşme bedelini alamaması halinde ödenmesi taahhüt edilen 50.000,00 TL, üçüncü talebinin ise sözleşmenin süresi 10 yıl olmasına rağmen karşı tarafça haksız feshedilmesi nedeniyle uğradıklarını iddia ettikleri 5.000,00 TL zarara ilişkin olduğu, ilk iki taleplerine konu alacaklarıyla ilgili kısmi dava açtıkları ve yalnızca 5.000,00 TL talep ettikleri, ancak ilk derece Mahkemesince 50.000,00 TL alacak ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle talep edilen tazminatla ilgili talepleri hakkında karar verilmesine rağmen, 23.000,00 USD alacakla ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, karşı davayla ilgili kararın gerekçesinde de bu konuda bir açıklama yapılmadığı görülmüş, davalı-karşı davacı vekilinin buna ilişkin istinaf talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmış, davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı vekilinin diğer istinaf talepleri bu aşamada incelenmeksizin ilk derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın ilk derece Mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı-karşı davalı vekilinin bu aşamada istinaf istemi incelenmesine yer olmadığına, 2-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 07/10/2021 tarihli 2018/82 E. – 2021/751 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Yukarıda açıklanan gerekçeye göre yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 4-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebi kabul edildiğinden, davacı-karşı davalı vekilinin istinaf istemi bu aşamada incelenmediğinden istinaf peşin harçlarının talepleri halinde ilgilisine iadesine, 5-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davalı-karşı davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 62,50 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 31,25 TL’sinin davacı-karşı davalıdan alınarak, davalı-karşı davacıya verilmesine, b)Davacı-karşı davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 27,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 13,50 TL’sinin davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/10/2023 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.