Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/2082 E. 2023/394 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/2082 Esas
KARAR NO: 2023/394
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2022
NUMARASI: 2021/391
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Eczacılık ve kimyasal ürünler sektöründe dünyanın önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, Türk Patent nezdinde tescil edilmiş … ibareli markanın sahibi olduğunu, … AG bünyesinde yer alan müvekkilinin …’ in İsviçre’de faaliyet göstermekte olduğunu, takviye gıda, multi-vitamin ve kişisel bakım ürünleri üzerinde uzmanlaştığını, müvekkilinin Türkiye’deki faaliyetlerini ise 1965 yılından bu yana iştiraki … San. Ltd. Şti vasıtasıyla sürdürmekte olduğunu, Merkezi Ümraniye olmak üzere Türkiye genelinde 18 ofisi ve 2 adet üretim tesisi bulunduğunu, … San. Ltd. Şti ürünlerini 40’ı aşkın ülkeye ihraç ettiğini, müvekkilinin hak sahibi olduğu ve takviye gıda ve multi-vitamin piyasalarında dünyaca tanınmış tescilli markası …, menşei ülkesinin ilk olarak Danimarka’da … yılında … adına 5. sınıfta tescil edildiğini ve halen aktif olduğunu, … yılında ise … karma markası ile hem menşei ülkesi İsviçre’de hem de TürkPatent nezdinde 5. sınıfta tescil edildiğini, davalının hukuka aykırı fiillerinin marka tecavüzü ve haksız rekabet yarattığını, davalının (… ibaresini) taşıyan takviye edici gıda ürününün davacının çok tanınmış … taşıyan takviye edici gıda ürünü ambalajının çok benzerini kullanarak satışa sunduğunu, pazarladığını ve dağıttığını tespit ettiklerini, davalının, müvekkilinin … numara ile tescilli şekil markasının ayırt edilemeyecek kadar benzerini ürünleri üzerinde izinsiz olarak kullanmakta olduğunu, bunun üzerine davalıya Beyoğlu …. Noterliğinin 30.10.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile müvekkilinin … markalarını ihlal eden ve ticari takdim şekline karşı marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturan kullanımlarının sona erdirilmesini talep ettiğini, davalı tarafından Kartal … Noterliğinin 06.11.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi taleplerinin reddedildiğini, davalının müvekkili ile aynı sektörde (ilaç) faaliyet gösteren şirketler arasında yer aldığını, bu bağlamda davalının gerek iştigal ettiği faaliyet alanı gereği ve gerekse ilgili sektördeki/pazardaki konumu gereği … şirketi ve tanınmış … markasından haberdar olduklarını, müvekkilinin tescilli markalarına tecavüz teşkil eden davalıya ait ambalaj görseli (fiili kullanımları) dikkate alındığında SMK’nın 7.maddesi anlamında marka ihlali teşkil ettiğinin aşikar olduğunu, söz konusu maxdefendec ürününün 15 Nisan 2020 tarihinde Bakanlık onayı alındığını, müvekkilinin ürünlerinden çok daha yeni tarihli olduğunu, müvekkiline ait markayı taşıyan ürün ambalajı ile davalıya ait ürün ambalajının karşılaştırılmasında izlenim ayniyete yakın derecede benzediğini, davalının ürünlerinin müvekkilinin tüm özgün ambalaj ve ürün unsurlarını kopyaladığını, davalının marka ihlali ve haksız rekabet yaratan kullanımları muhatabın web sitesinde (https://…/) ve muhatabın hukuka aykırı fiiline konu olan ürüne ait web sitesinde (https://…/) tespit edildiğini, davalının bu kullanımının davacı müvekkilinin … ürününün ulaşmış olduğu tanınmışlık düzeyi nedeniyle davalı tarafın müvekkilinin markasının itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek nitelikte olduğunu, davalının ürünlerini …com. …com gibi ziyaret edilme oranı oldukça yüksek alışveriş sitelerinde pazarlamakta olduğunu, davalının tecavüzü ve kötü niyeti sebebiyle müvekkilinin her geçen gün satış kaybı yaşadığını, davalının https://…/, https://…/, https://www…./, https://www…/, https://www…./, https://www…. alan adları ve sosyal medya adreslerine Türkiye’den erişimin tedbiren engellenmesini, müvekkiline ait tescilli markaların bulunduğu ürün, ambalaj etiket, kutu, iş evrakı, katalog ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına tedbiren el konularak toplatılmasını, online satış platformlarına yazılarak … ürün satışının tedbiren durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının … ibaresini taşıyan ürün kullanımının ve ambalajlarının müvekkilinin … markalarından doğan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, kullanımın durdurulmasını ve önlenmesini, müvekkiline ait marka hakkına tabi ambalajlarının davalıya ait web sitelerinde, iş evrakı ve tanıtım vasıtalarında kullanılmasının durdurulmasını ve önlenmesini, müvekkilinin marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, bu amaçla müvekkiline ait marka hakkına tabi bulunan ürün, ambalaj, etiket, kutu iş evrakı, katalog ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına el koyularak toplatılmasını ve imhasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dava konusu olan … nin Türk Patent nezdinde tescil edildiğini, müvekkilinin davacı tarafın kendi adlarına tescilli olduğunu belirtmiş olduğu … ibareli markanın ürün ambalajının davalı adına tescilli … ibareli markanın ürün ambalajı ile hiçbir alaka ve benzerliğinin bulunmamasına karşılık davacı tarafın işbu denli birbirine benzemeyen iki farklı ürün ambalaj ile ilgili olarak birbirine benzer olduğu iddiasının yersiz olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili şirkete ait … ibareli marka için herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığını belirtmiş ise de bu beyanın hiçbir surette gerçeği yansıtmadığını, dava konusu markanın, davacı taraf markası ile görsel, işitsel ve kavramsal unsurlar da dahil olmak üzere hiçbir surette hiçbir şekilde benzerliği bulunmadığını, ortalama dikkat seviyesindeki tüketici tarafından da eczacı tarafından da hiçbir surette karıştırılma ihtimali söz konusu olmayıp davacı tarafın iddialarının da asılsız ve de mesnetsiz olduğunu, davacı tarafa ait olduğu belirtilen … ibareli markanın havi olduğu ürün ambalajı ile müvekkili şirket adına tescilli … ibareli markanın havi olduğu ürün ambalajının birbirinden farklı olduğunu ve hiçbir surette birbirine benzemediğini, söz konusu iki ürünün davacı tarafın iddia ettiği gibi ayırt edilemeyecek derecede benzerliği gibi bir durum bulunmadığını, hiçbir şekilde benzerlik söz konusu olmadığını, davacı tarafın iddia ettiği iki ürün ambalajı arasında bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin kötü niyetli bir tutum ve davranışı ve haksız rekabet olarak nitelendirilebilecek bir tutumu bulunmadığını, davacı tarafın haksız, mesnetsiz ve dayanaksız davasının reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/391Esas sayılı, 10/11/2022 tarihli ara kararı ile; “… İhtiyati tedbir yönünden yasal şartların oluştuğu kanaatine varıldığından, İhtiyati tedbir talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜNE, SMK ‘nın 159. ve 6100 sayılı HMK nın 389-390. maddeleri gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN TAKDİREN 500.000,00-TL(beşyüzbinTL) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜNE; Davalıya ait … adlı ürünün üretiminin, pazarlamasının, dağıtımının, tüm mecralarda satışının ve piyasaya sunulmasının durdurulmasına, Davalıya ait “…/” , “…com/” , “instagram.com/…/” , “facebook.com/…/ ” , “twitter.com/…” internet siteleri ve sosyal medya hesaplarına Türkiye’de erişimin engellenmesine, … ürününün online satış platformlarında satışların durdurulmasına, … ürününün bulunduğu ürün, ambalaj, etiket, kutu, iş evrakı, katalog, ve her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına bulundukları yerde el konularak yeddiemine teslimine, yeddiemin masrafının davacı tarafından karşılanmasına, HMK’nın 393/2 maddesi gereğince bu tedbirin İstanbul Nöbetçi İcra Dairesi aracılığıyla infazına, HMK ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 7251 Sayılı Kanununun 393/1 maddesi gereği bu kararın, tedbir isteyen tarafa tebliğinden itibaren 1 hafta içinde teminat yatırılmadığı takdirde ya da teminat yatırılsa bile aynı süre içinde kararın infazı için ilgili icra dairesine başvurulmadığı takdirde, tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağının talep eden tarafa ihtarına, HMK 398/1 maddesi gereği ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kişi/kişilerin, altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılacağı hususunun ihtarına…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin alınan kök ve ek raporlara itiraz ederek tedbir kararı verdiğini, dava konusu ürünlerin ambalajlarının taasrımı ile ilgili bir ihtilaf bulunmasına rağmen ve bu konuda tasarım uzmanından rapor alınmasını istemelerine rağmen bu talebin dikkate alınmadığını, zira davacının benzerlik iddiasının ürün markalarına dair olmayıp salt ürün kutularının %10’una tekabül eden bir kısmın benzer olduğuna yönelik olduğunu, mahkemenin marka uzmanının beyanını yeterli görmesinin hatalı olduğunu, … tarafından hazırlanan uzman görüşünde tasarımlarda faklılık bulunduğunun tespit edildiğini, müvekkiline ait markasal kullanımda yer alan şekil unsurunun turuncu renkte olmasına karşın davacıya ait markanın şekil unsurunun kırmızı renkte olduğunu, dolayısıyla bu konudaki farklılığın bilirkişi tarafından dikkate alınmadığını, yine markasal kullanımda ürün içeriğinde yer alan C vitaminini gösterir C harfinin davacı tarafından oval şekilde müvekkilinin ise köşeli şekilde kullandığını, bilirkişi raporunun bir bölümünde şeklin kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığı belirtilmiş ise de bu değerlendirmeye katılmadıklarını, zira söz konusu şeklin davacı tarafından ayırt edicilik kazandıracak kadar uzun bir müddettir kullanılmadığını, yine taraflara ait ürün kutularına bakıldığında bariz farklılıklar bulunduğunu, kararın yüksek mahkeme kararlarına da aykırı nitelikte bulunduğunu, yazı stillerinin de faklı nitelikte olduğunu bildirmiştir.
DELİLLER: TPMK kayıtlarının incelenmesinde; davacıya ait … numaralı şekil markasının 5. Sınıfta 04/07/2016 tarihinde, … numaralı şekil markasının 5,30 sınıfta 08/05/2012 tarihinde, … numaralı …+şekil markasının 5. Snıfta 21/04/2020 tarihinde davalıya ait … tescil numaralı … markasının 5. Sınıfta başvurusunun yapıldığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 18/12/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacı tarafından dosyaya sunulan ve bahsi geçen www….com internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, web sitesi içerisinde davaya konu “…” ürüne ait görsellerin kullanıldığı ve tanıtımının yapıldığı, bahsi geçen “www…com.tr/…/” internet sayfasında, “…’” isimli YouTube hesabından yayınlanan videoda ve yine dosyada belirtilen “İnstagram -@…”, “Instagram – @…”, “Facebook – @…” ve “Twitter – @…”, isimli sosyal medya hesaplarına ait sayfaların kullanımda ve aktif olduğu ve genel profil sayfası ve paylaşımlar kontrol edildiğinde bahse konu sosyal medya içeriklerinde davaya konu “…” ibareli ürüne ait görsellerin kullanıldığı ve tanıtımının yapıldığı, davacı tarafından belirtilen bahsi geçen davaya konu “…” ibareli ürünün “…com” ,“…com” ve “…com” gibi internet web sitelerinde aktif olarak satışının yapıldığı, davacı tescilli markaları ile davalı tarafa ait tescilli … markası arasında benzerlik bulunmadığı, davalının alan adı olarak tescilli … kelime markasını kullandığı, bu nedenle alan adı kullanımı acısından davacı markasına benzerlik bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan taraflara ait ürünlerin ambalajları üzerinde yer alan kullanımların ise davalı kelime markasının tek başına kullanımı olarak değerlendirilemeyeceği, davalının markasal kullanımın üzerinde yer alan kendisi adına tescilli olmayan şeklin, davacı adına tescilli şekil markasıyla benzerlik oluşturacak şekilde, aynı biçimde ve aynı yerde kullandığı tespit edildiği, böylelikle davalı kullanımının davacının markasal kullanımına yaklaştırılmaya çalışıldığı, ortalama tüketicinin söz konusu kullanım nedeniyle her iki taraf ürününü ve markasal kullanımını karıştırabileceği, bu nedenle davacının marka hakkının ihlal edildiği, konuya ilişkin hukuksal nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir. Yargılama sırasında alınan 25/05/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: 18/12/2021 tarihli kök raporda yer alan görüş ve kanaatlerinin uzaklaşmayı gerektirir farklı bir sonuca ulaşılmadığı, ulaşılan sonuca ilişkin analitik verilere ek raporda yer verilerek değerlendirmeye esas alınan hususlar ortaya konulduğu, sadece tarafların kelime markaları kullanımdan bağımsız olarak değerlendirildiğinde, davacı şirketin tescilli kelime markası ile davalı şirkete ait tescilli kelime markası arasında benzerlik bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan taraflara ait ürünlerin ambalajları üzerinde yer alan kullanımlarda davalı şirketin markasal kullanımında kelime markasının tek başına kullanım olarak değerlendirilemeyeceği, davalının kendisi adına tescilli olmayan şeklin kullanımı neticesinde, davacı şirket adına tescilli şekil markalarıyla benzerlik oluşturacak şekilde bütün olarak incelendiğinde aynı biçimde, aynı yerde ve aynı renk tonlarında kullandığı ayrıca davalı şirketin markasal kullanımının esas itibariyle davacı şirketin şekil markalarının tescil edildiği mal sınıfındaki faaliyet alanı ile aynı faaliyet alanında olduğu tespit edilmiş olup, böylelikle davalı şirketin markasal kullanımının, davacının markasal kullanımına yaklaştırılmaya çalışıldığı, ortalama tüketicinin söz konusu kullanım nedeniyle her iki taraf ürününü ve markasal kullanımını karıştırabileceği, bu nedenle davacı şirketin marka hakkının ihlal edildiği, konuya ilişkin hukuksal nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve ref’i taleplerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir kararına yöneliktir. Mahkemece konu ile ilgili olarak bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alındığı görülmüştür. Davalı taraf dosyaya uzman görüşü sunarak ürün ambalajlarında farklılıklar bulunduğunu ileri sürmüştür. Dosya içeriğinden davacının ambalaj markalarının da bulunduğu görülmüştür.Bu durumda mahkemece ürün ambalajları konusunda uzmanlığı bulunan bir bilirkişinin de aralarında bulunduğu konusunda uzman kişilerden oluşturulacak heyetten bir rapor alınarak tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildikten sonra ihtiyati tedbir konusunda bir karar verilmesi gerekirken bu yönden eksik inceleme yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul 3.fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin tarih,2021/391 E. sayılı ara kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra ihtiyati tedbir konusunda bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 220,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 246 TL posta masrafı olmak üzere toplam 466,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 ve 362/1-f maddeleri uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/03/2023