Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/207 E. 2022/430 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/207 Esas
KARAR NO: 2022/430
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2016
NUMARASI: 2014/821 2016/936
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin KKTC’de faaliyet gösteren davalılardan … ile arasında yapılan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredilere teminat olarak İstanbul, Sarıyer, Tarabya, …-… adresinde bulunan … pafta,… ada, … parsel, İstanbul, Sarıyer, Tarabya, …-… adresinde bulunan … pafta, … ada, … parsel ve İstanbul, Sarıyer, … Cad. … pafta, … ada, 70 parselde bulunan taşınmazları ipotek olarak gösterdiğini, davalı banka tarafından keşide edilen Beyoğlu … Noterliğinin 20/09/2004 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kredi sözleşmesine konu olan borcun kat edildiğini ve Sarıyer İcra Dairesinin …, … ve … Esas sayılı dosyaları ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlanıldığını, icra tehdidi altında olan müvekkilleri ile davalı banka arasında 29/11/2004 tarihli protokol imzalanarak borcun vadelere bağlandığını, yapılan protokol uyarınca borcun yaklaşık %80’inin ödendiğini, kalan borcun ise müvekkilleri tarafından yapılan işlemlere karşılık diğer davalı … tarafından ödendiği halde takip konusu icra dosyalarının kapatılması ve ipoteklerin fekkedilmesi gerekirken takip dosyalarının davalı …’na temlik edildiğini, hiç ödeme yapılmamış gibi ipoteklerin aradan geçen beş yıllık zamana rağmen fekkedilmediğini, icra dosyalarının …, …, … numaraları olarak yenilendiğini, müvekkillerine yenileme talebinin gönderildiğini, müvekkillerinin borçlarını ödediklerini, bu hususun taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile anlaşılacağını, alacaklının icra dosyalarını yenileyerek yenileme talebinin gönderilmesinin kötü niyetli olduğunu, müvekkillerinin kalan borçlarının diğer davalı … tarafından ödenmesinin müvekkillerinin bu davalıya mimarlık ve danışmanlık hizmeti vermesinden kaynaklı olduğunu belirterek, müvekkillerinin Sarıyer İcra Müdürlüğünün …, …, … Esas sayılı dosyaları nedeniyle 2007 yılı itibariyle talep edilen 228.000 USD karşılığı 342.000 TL miktar için borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 580.000 TL’lik hizmet alacağının tespiti ile bu alacağın şimdilik 8.000,00 TL’lik kısmının ticari faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın tarafları bakımından dosyanın tefrik edilmesi gerektiğini, zamanaşımı taleplerini saklı tutarak dava dilekçesinde hangi davalıdan hangi nedenle ne kadar alacak talebinde bulunduklarının ve taleplerini neye dayandırdıklarını belirtmelerinin gerektiğini, müvekkilinin diğer davalı bankadan davacıdan alacakları için temlik aldığını, davacıların borçlarını ödememek için olmadık yollara başvurduğunu, davacıların mimarlık ve danışmanlık hizmetlerinin ne ile ilgili olduğunu açıklamaları gerektiğini belirterek, davanın reddine, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Davalı … Limited vekili cevap dilekçesinde; MÖHK. Madde 40 gereği davanın KKTC’de görülmesinin gerektiğini, açılan davada müvekkili bankaya hususmet yöneltilemeyeceğini, davacıların menfi tespit davası açmalarında HMK. M.106 yönünden hukuki yararlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.12.2016 tarihli 2014/821 Esas-2016/936 Karar sayılı kararıyla; “…açılan davanın menfi tespit davası olduğu, davacıların dava dilekçesi ile Sarıyer … İcra Müdürlüğü’nün …, …, … Esas sayılı dosyaları nedeniyle 2007 yılı itibariyle talep edilen 228.000 USD miktar için borçlu olmadıklarının ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 580.000 TL’lik hizmet alacağının tespiti ile (şimdilik 8.000,00 TL’lik kısmının) ticari faizi ile birlikte tahsiline ilişkin olduğu, toplanan deliller çerçevesinde; davacılar …, … İnşaat ve … Dış Tic. A.Ş.’nin davalı bankadan ayrı ayrı çeşitli meblağlarda toplamda 262.576 Euro karşılığı kredi aldıkları, davacıların krediye konu borcu süresinde ödememeleri üzerine davalı banka tarafından Sarıyer İcra Dairelerinin …, …, … esas sayılı dosyaları ile davacılar aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlandığı, davacıların takiplere itiraz ettikleri, akabinde itirazlarından vazgeçerek davalı banka ile imzaladıkları 13.12.2004 tarihli protokol ile 1.190.000 USD borcu kayıtsız, şartsız ve protokolün ilam hükmünde olduğunu kabul ederek icra dosyalarına yapılan itirazlarından vazgeçtikleri, davacıların taahhüt ettikleri taksitleri gününde ödeyememeleri nedeniyle mütemerrit duruma düştükleri ve davacıların toplam bakiye borçlarına karşılık gelen 262.576 Euro tutarın davalı … tarafından davalı bankaya ödenmek suretiyle 23.08.2007 tarihinde icra dosyaları üzerinden davalı bankadan temlik alındığı, davacı … cirolu 75.000 USD ve 50.000 USD bedelli iki adet … Bankası çekiyle yapılan ödemeler de dikkate alınarak bakiye 228.059,68 USD için icra dosyalarından yapılan temlik işlemlerinin ve borçlular lehine yapılan ödemenin noter kanalıyla da davacılara bildirildiği, davacıların temlik alıcısına borçlarını ödememeleri üzerine icra takiplerinin yenilendiği ve taşınmazların satış işlemlerine başlanıldığı olayda, davacılar kalan borçlarının diğer davalı … tarafından ödenmesinin nedeninin davalıya mimarlık ve danışmanlık hizmeti vermesinden kaynaklı olduğunu belirtmişler ise de; davalı …’ nun borcunun kaynağı olarak ileri sürülen iş ve hizmetlere ilişkin yazılı bir sözleşme ve düzenlenmiş bir hak ediş belgesinin dosyaya sunulmadığı, bu sebeple iddianın ispatlanamadığı, yine davalı banka tarafından davacı …’a gönderilen 15.08.2011 tarihli yazıda ” banka kayıtlarımıza göre … … Tic. A.Ş.’ nin kredi borcu hesaplarının Ağustos 2007′ de … ve Tic. A.Ş.’ nin kredi borcunun Ekim 2007′ de kapatılmış olup adı geçenlerin bankamıza herhangi bir borcu bulunmamaktadır” denildiği anlaşılmış ise de, mahkemece kabul edilen görüşe göre, davalı … lehine davacılar tarafından yapılan iş ve hizmet de ispatlanamadığı göz önüne alınarak davacıların asıl alacaklı davalı bankaya vak’i kredi borçlarının davalı banka tarafından diğer davalıya temlik edilmesi nedeniyle temlik alacaklısı olan diğer davalının davacılardan alacaklı olduğu, davacı tarafın borçlu olmadığı ve davalı …’ndan alacaklı olduğu iddialarını ispat edemediği ve davacılardan … davadan feragat ettiğini beyan ettiği” gerekçesiyle davacı … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden ise davanın esas yönünden reddine karar verildiği görülmüştür.
İSTİNAF BAŞVURULARI;Davacılar vekili istinaf dilekçesinde ; alacağın temliki için öncelikle mevcut ve temlik edilebilir bir alacak bulunmasının şart olduğunu, 17/08/2007 tarihinde borç tamamen ödendikten sonra yapılan temlikin geçersiz olduğunu, bu hususun bilirkişi heyetinin iki ayrı ek raporunda da teyit edildiği halde, mahkemenin gerekçesiz olarak davanın reddine karar vermesinin doğru olmadığını , ayrıca davalı …’nun müvekkilleri adına ödemeyi niçin yaptığının ispatının da bizzat kendisi tarafından yapılması gerektiğini, ispat külfetinin davalıda olduğunu bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı … Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde her davalı açısından red kararı gerekçesi ayrı olduğu halde tek ücreti vekalet verilmesinin hatalı olduğunu bunun istinaf mahkemesince düzeltilmesi gerektiğini ,davanın reddine ilişkin mahkeme kararı yerinde olduğundan davacıların istinaf taleplerinin reddi gerektiğini beyan ve kısmi istinaf etmiştir.
DAİREMİZİN KARARI; Dairemizin 01/11/2019 tarihli 2017/2970 Esas- 2019/2357 Karar sayılı kararıyla; ” Davacı yanın istinaf başvurusunun KABULÜNE ; ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,HMK 353/b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesine açılan davada ( Davacı yanın 3/5/2011 tarihli ve 22/08/2011 tarihli somutlaştırma dilekçelerine nazaran;) A- Menfi tespit davası açısından ; a- Davacı … tarafından açılan davanın FERAGAT nedeniyle REDDİNE, b-Davacılar … ,… ve … Dış Tic. A.Ş. yönünden açılan davanın kabulüne; bu davacıların davalı yana 228.059,68 USD olarak yapılan ödemeden kaynaklı olarak devam eden takip dosyaları olan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …, …, … Esas sayılı dosyalarından borçlu bulunmadıklarının tespitine, B- Alacak davası açısından Davacıların davalılar için açtığı alacak davasının kanıtlanamadığından REDDİNE ” karar verilmiştir. Dairemizin kararı davalı vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
YARGITAY BOZMA KARARI: Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/12/2021 tarihli 2020/3236 Esas-2021/6929 Karar sayılı kararıyla; ” davacılar, davalı bankadan ayrı ayrı çeşitli meblağlarda kredi almış olup krediye konu borcu süresinde ödeyemeyince davalı banka tarafından aleyhlerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlanmış ve icra takiplerine bu kişilerce itiraz edilmiş olsa da, daha sonradan itirazlarından vazgeçerek davalı banka ile imzaladıkları 13.12.2004 tarihli protokol ile borcu kayıtsız, şartsız kabul ederek ödemeyi yapılandırmışlar, bununla birlikte protokol uyarınca öngörülen taksitleri gününde ödeyemeyince yeniden mütemerrit duruma düşmüşler, bu defa davacıların toplam borçlarına karşılık gelen 228.059,68 USD bakiye borç davalı … tarafından 17.08.2007 tarihinde doğrudan davalı bankaya ödenmek suretiyle borç kapatılmıştır. Davalı bankanın 23.08.2007 tarih ve 2007/15 sayılı Yönetim Kurulu Kararıyla ödemeyi yapan …’na icra dosyalarındaki alacak temlik edilmiş, temlik işlemiyle borçlular lehine yapılan ödeme noter kanalıyla davacılara bildirilmiştir. Davacıların temlik alacaklısına borçlarını ödememeleri üzerine icra takipleri yenilenerek teminat gösterilen taşınmazların satışı işlemlerine başlanılmıştır. Somut olayda…’nun ivaz karşılığı gerçekleştirdiği temlikin derdest ve geçerli icra takibi alacaklarına ilişkin olduğu açıktır. Dolayısıyla derdest icra takiplerine …’nun temlik alacaklısı ve halef olarak devam etmesi usule ve hukuka uygun olup, davacıların menfi tespit taleplerinin reddi gerekirken Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda anılan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış kararın davalı … lehine bozulmasına karar vermek gerekmiştir. Davalı Banka vekilinin temyiz itirazlarına gelince, icra dosyalarında vaki alacağı temlik alan davalı … işbu icra dosyalarında artık alacaklı sıfatına haiz bulunduğundan, davalı banka alacaklı sıfatını yitirmiş olup; menfi tespit davasında kendisine husumet yöneltilemez. Bu itibarla, davalı banka hakkında açılan menfi tespit davasının husumet nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, davanın esastan kabulüne kararı verilmesi doğru olmamış kararın davalı banka yararına bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile; davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar lehine BOZULMASINA karar verilmiştir.Yargıtay bozma ilamı ile duruşma günü taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekili 17/08/2007 ödeme günü itibarıyla taraflar arasında yazılı bir temlik sözleşmesi bulunmadığını beyanla önceki kararda direnilmesini, davalı … vekili ve davalı banka vekili bozma ilamına uyulmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E: Dairemizce verilen kararın davalılar vekillerince ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, bozma sonrası duruşma açılarak yapılan yargılamada usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Davacılar tarafından, davalılardan … aleyhine açılan alacak davasının mahkemece reddine karar verildiği, Dairemizin 01/11/2019 tarihli 2017/2970 Esas- 2019/2357 Karar sayılı kararıyla, alacak davasının kanıtlanamadığından reddine ilişkin karara karşı davacılar tarafından temyiz yoluna başvurulmadığı ve taraflar yönünden kesinleştiği anlaşılmakla, yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Dosya kapsamına sunulan belgelerden, davacılar tarafından, davalı bankadan ayrı ayrı çeşitli meblağlarda kredi alındığı, krediye konu borcun süresinde ödenmeyince davalı banka tarafından aleyhlerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlandığı ve icra takiplerine bu kişilerce itiraz edilmiş olsa da, daha sonradan itirazlarından vazgeçerek davalı banka ile imzaladıkları 13.12.2004 tarihli protokol ile borcu kayıtsız, şartsız kabul ederek ödemeyi yapılandırdıkları, ancak protokol uyarınca öngörülen taksitleri gününde ödeyemeyince yeniden mütemerrit duruma düştükleri, bu defa davacıların toplam borçlarına karşılık gelen 228.059,68 USD bakiye borcun davalı … tarafından 17.08.2007 tarihinde doğrudan davalı bankaya ödenmek suretiyle borç kapatıldığı, davalı bankanın 23.08.2007 tarih ve 2007/15 sayılı Yönetim Kurulu Kararıyla ödemeyi yapan …’na icra dosyalarındaki alacağın temlik edildiği, temlik işlemiyle borçlular lehine yapılan ödemenin noter kanalıyla davacılara bildirildiği anlaşılmakla, davacı tarafça davalı …’ye, davalı banka tarafından temlik edilen 228.059,68 USD bakiye borç miktarınca borçlu oldukları anlaşılmakla, ispatlanamayan menfi tespit davasının reddine ilişkin mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacılar vekilinin menfi tespit davasına ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Davalı … tarafından, banka alacağının diğer davalıya temlik edildiği, alacaklı sıfatının kalmadığı anlaşılmakla, kendisine menfi tespit davasının yöneltilemeyeceği ve pasif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece bu hususun resen dikkate alınarak, davalı hakkında açılan davanın husumet yokluğundan usulden reddi ile maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, esastan reddine karar verilmesi yerinde olmadığından, davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı … Limited vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, davalı … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğundan, usulden reddine, davalı … hakkında açılan menfi tespit davasının esastan reddine, Dairemizin alacak davasının reddine ilişkin kararı ile davacı … hakkında açılan davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin kararı kesinleştiğinden, yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 2- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, 3-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/12/2016 tarih 2014/821 Esas – 2016/936 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b-2,3 maddesi ve HMK 355 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 4-Davalı … hakkında açılan davanın pasi husumet yokluğundan REDDİNE, 5-Davalı … aleyhine davacılar … Ticaret A.Ş, … ve … Dış Ticaret A.Ş tarafından açılan menfi tespit davasının reddine,6-Davacıların davalı … aleyhinde açtığı alacak davasının reddine ilişkin hüküm ile davacı … tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin dairemizin 01/11/2019 tarih 2017/2970 esas – 2019/2357 Karar sayılı hüküm bozma dışında kalarak kesinleşmiş olduğundan bu hususlarla ilgili karar verilmesine yer olmadığına, 7-İlk derece yargılaması yönünden; A) Alınması gereken 80,70 TL maktu red harcının, peşin yatırılan harç ile tamamlama harçları toplamı 20.433,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 20.352,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, B) Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerlerinde bırakılmasına, C) Kendisini vekille temsil ettiren davalı … Lımıted lehine, davanın usulden reddi nedeniyle, 5.100 TL maktu vekalet ücreti taktirine, davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine, Ç) Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … lehine, reddine karar verilen menfi tespit davası yönünden, hüküm tarihinde yürürlükte olan …Ü.T.’ne göre ( 228.059,68 USD nin dava tarihi olan 11.11.2010 tarihli efektif satış kuru olan 1.4231 TL üzerinden hesaplanan TL karşılığı ( 324.551.74 TL) nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre) 31.168,62 TL nisbi ücreti vekaletin davacılar … ,… ve … Dış Tic. A.Ş.’ den alınıp davalı yana verilmesine, 8-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davacılar vekilinin istinafı yerinde görülmediğinden alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu harcından peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 49,50 TL eksik harcın davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, b-Davalı banka vekilinin istinafı yerinde görülmekle, peşin yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, c-İstinaf ve temyiz yargılama giderleri olarak; -İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmış olmakla, yapılan celse sayısı da dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davalı banka yararına 2.550,00 TL ve davalı … yararına 2.550,00 TL vekalet ücreti takdirine davacılardan alınarak davalılara verilmesine, -Davalı banka avansından kullanıldığı anlaşılan; 85,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 218,50 TL temyiz yoluna başvurma harcı, 73,10 TL tehir-i icra karar harcı ile 106,50 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 483,80 TL’nin davacılardan alınarak, davalı bankaya verilmesine, -Davalı … avansından kullanıldığı anlaşılan; 218,50-TL temyiz yolu başvurma harcı, 73.10-TL tehiri icra karar harcı, 50,00-TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 341,60 TL’nin davacılardan alınarak, davalı … verilmesine, -Davacılar tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 7-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucu, gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 16/03/2022