Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1984 E. 2023/192 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1984 Esas
KARAR NO: 2023/192 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2022
NUMARASI: 2017/596 E.
DAVANIN KONUSU: Patent (Maddi Tazminat İstemli)
Patent (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 03/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TALEP;Davacı vekili tedbir talep dilekçesinde; müvekkilinin uluslararası faaliyette bulunan yenilikçi bir kimya şirketi olarak tekstil ve deri sanayisinde sürdürülebilir çözümler sunan renklendirme uzmanı bir firma olduğunu, şirketin ana faaliyet alanlarının tekstil endüstrisi için renk ve etki kimyasalları, deri endüstrisi için renk kimyasalları, renk iletişim servisleri, tekstil ve ekoloji test servisleri, muhtelif endüstriler için fason üretim servisleri olarak gruplandırılabileceğini, Dünya çapında 50’den fazla şubesi olan … firmasının üretim ve satış faaliyetlerini Çorlu’da yürüten … Ticaret Limited Şirketi unvanlı bir bağlı şirketi olduğunu, TPMK nezdinde … sayı ile tescilli “elyaf reaktif azo boyar madde karışımları ve bunların üretimi ve kullanımı” başlıklı patentin sahibi olduğunu, patente konu olan buluşun söz konusu patentin 1 numaralı bağımsız isteminde formülleri verilen boyar maddeleri içeren boyar madde karışımları olduğunu, müvekkiline ait “…” ticari isimli boyar maddelerin de bu patentin koruma kapsamı içerisinde bulunduğunu, davalıya ait 16.08.2017 tarih ve … sayılı Serbest Dolaşıma giriş beyannamesi 5. kalem muhteviyatı olarak beyan edilmiş “reaktif boya” cinsi ve ”…” ticari isimli ürünleri konu alan durdurma kararının tebliğ alındığını, davalı şirketin de aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalının ihlale konu olan ürününün temin edilerek analizinin yapıldığını ve davalıya noter kanalıyla ihtarname gönderildiğini dolayısıyla davalının patenti kasten ihlal ettiğini, müvekkili şirketin patentinin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Fikri ve Sınai Haklar resmi veri tabanındaki tescil kaydına istinaden davalıya ait ticari eşyanın geçici olarak durdurulduğundan Gümrük Yönetmeliği gereğince bu toz boya cinsi eşyadan alınan numune üzerinde teknik analizler gerçekleştirildiğini, bu teknik analizlerin sonucunda patenti ihlal ettiğini, davaya konu patentin 1. isteminde açıklanan “…” formül bileşiğini ve “…” isimli formül bileşiğini içeren bir karışımın davaya konu olan patentin koruma kapsamı içerisinde bulunduğunu, hakkında durdurma kararı alınan davalıya ait … isimli ürünün formül (1) ve formül (ll) bileşiğini içerip içermediğinin TLC testiyle saptanmasının uygun olduğunu, Gebze Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü tarafından gerçekleştirilen testin sonucunda ilgili ürün örneğinin, iki referans maddeyi de (…) içerdiği ve … isimli madde ile benzer birleşime sahip olduğunun tespit edildiğini, bu sonuçlar itibariyle da davalıya ait ürünün müvekkil şirketin tescilli patentinin 1 nolu ve devamı istemlerine tecavüz oluşturduğunu, ayrıca müvekkili şirkete ait laboratuvarda gerçekteştirilen TLC testinin de aynı sonuçları verdiğini beyan ederek davalının fiillerinin davacıya ait tescilli patentten kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini talep ettiklerini, tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiillerin durdurulması ve önlenmesini ve bu itibarla tescili patente tecavüz teşkil eden malların ithal-ihraç edilmesinin, üretilmesinin, pazarlanmasının, satılmasının ve her türlü ticaretinin durdurulmasını ve önlenmesini talep ettiklerini, tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden ürünlere ve tanıtım vasıtalarına el konularak imhasını talep ettiklerini, tescilli patente tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden dava tarihine kadarki süre içinde gerçekleşen fiiller sonucu zarar gören davacının fiili zararları ile yoksun kaldığı kazanç nedeniyle uğradığı maddi zararlarına karşılık şimdilik 2.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ettiklerini, ürünün satışında müvekkil şirkete ait patentin ekonomik açıdan önemli bir katkısı olması nedeniyle 6769 sayılı SMK uyarınca kazancın hesaplanmasında makul bir payın daha eklenmesi suretiyle yoksun kalınan kazancın arttırılmasını talep ettiklerini, ayrıca davacının manevi zararlarına karşılık 10.000 TL tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettiklerini, kesinleşen kararın ülke çapında yayın yapan …ve ….gazetelerinden birinde bir kez yayınlanmasını ve ilan masraflarının davalıdan tahsil edilmesini talep ettiklerini belirtmişlerdir.
TEDBİR KARARI; İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 14/09/2017 tarihli tensip zaptının 15.maddesi gereğince, “…Davacının ihtiyati tedbir talebinin takdiren 50.000TL'(EllibinTürkLirası) nakdi teminat veya bu miktarda banka kesin ve süresiz teminat mektubu ibrazı şartıyla kabulüyle, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Avrupa Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğünün 18/08/2017 tarih … sayılı durdurma kararına konu davalıya ait 16/08/2017 tarihli … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatlı “…” ticari isimli eşya ve ürünlerin dava sonuçlanıncaya kadar Gümrükte Bulundukları Yerde Muhafazasına, gümrük işlemlerinin durdurulması işleminin devamına…” karar verilmiş, davalı vekili tedbire itiraz etmiştir. İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/11/2017 tarihli 2017/596 Esas sayılı kararıyla; HMK 389. Maddedeki şartların gerçekleştirildiği gerekçesiyle; tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dairemizin 15/03/2018 tarihli 2018/87 E- 2018/667 K sayılı kararıyla; “Mahkemece, tensiple birlikte tedbir kararı verilmiş ise de, davalının tedbir kararına itirazı üzerine davacıya ait patentin belgeleri getirtilerek ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp hasıl olacak sonuca göre itiraz hakkında bir karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından alınan harici rapora göre itirazın reddedilmesinin HMK ve SMK’ya aykırı olduğu, bu itibarla davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerektiği, ancak işin mahiyeti gereğince mahkemece bilirkişi incelemesi yapılıp itiraz hakkında bir karar verilinceye kadar tedbir kararının devamına karar vermek gerektiği” gerekçesiyle; “Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, – İstanbul 2.FSHHM’nin 14/11/2017 günlü, 2017/596 esas sayılı ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının KALDIRILMASINA, -Mahkemece, yukarıdaki gerekçe doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak davalı vekilinin itirazı hakkında hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, -Uyuşmazlığın niteliği itibariyle yukarıda 3 nolu bentte belirtilen şekilde işlem yapılıp karar verilinceye kadar mahkemece verilen 11/09/2017 günlü tedbir kararının devamına ” karar verilmiştir.
TEDBİR KARARININ KALDIRILMASI KARARI; İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 04/11/2022 tarihli 2017/596 E. sayılı ara kararıyla;”…Tüm dosya kapsamı yaklaşık ispat şartları dikkate alınarak talebe konu tedbir yönünden davalı vekilinin ihtiyati tedbire yönelik itirazının kabulüne Mahkememizin 14/09/2017 tarihli tensip tutanağının (15) nolu ara kararı uyarınca verilen tedbirin devamına yönelik karara İTİRAZININ KABULÜ İLE; Tarafların iddia, savunmaları, dosya kapsamı ve sunulan rapor içeriği de dikkate alınarak verilen TEDBİRİN KALDIRILMASINA, ” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında müvekkilinin patentindeki formül (I) ve formül (II) molekül yapılarının karşı yan ürünlerinde bulunduğunun tespitine rağmen, mahkemenin bu hususu değerlendirmeksizin 03/11/2022 tarihli celsesinde ek inceleme talebini de reddederek tahkikatı sonlandırdığını, tedbir kararının da kaldırılmasına karar verildiğini, dosyada Gebze Teknik Üniversitesinden alınan rapor, Almanyadaki laboratuvarlarda gerçekleştirilen TLC testi ve anaiz raporu, Almanyadaki Laboratuvarda gerçekleştirilen HPLC testi ve analiz raporunun mübrez olduğunu, Tübitak TLC ve HPLC testlerinin de mahkemece yaptırıldığını, davalıya ait ürünün müvekkilinin tescilli patentinin 1 numaralı istemi ve devamı istemlerine tecavüz oluşturduğunun açıkça kanıtlandığını, dosyada rapor alınan bilirkişilerin raporunda yapılan literatür araştırmasında … referans maddesinin molekül yapısına ulaşılamadığı beyan edilmişse de; ticari sır olması nedeniyle kasada saklanan müvekkilinin referans maddelerinin içeriğini gösteren ürün sertifikalarını incelemediklerini, tedbir kararının kaldırılmasının usul ve yasaya uygun olmadığını, itirazları açısından ek rapor alınması gerektiğini, dosyaya gizlilik kaydıyla sunulan analiz sertifikalarının incelenmesi halinde literatüre ihtiyaç duyulmadan, … ile … isimli referans maddelerin dava konusu patentin istemindeki formül (I9) ve formül (II) maddeleri kapsamında olduğunun kanıtlanabildiğini, tedbirin kaldırılmasının müvekkilinin telafisi imkansız zararlara uğramasına sebebiyet vereceğini beyanla hükmün etkinliğinin sağlanması yönünden, kararın kaldırılarak tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesine cevabında istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;TPMK kaydından … sayılı “Elyaf reaktif azo boyar maddelerin boyar madde karışımları ve bunların üretimi ve kullanımı.” buluş başlıklı patent belgesinin, … numaralı Avrupa patenti üzerinden 2009 yılında Türkiye’ye giriş yaparak, Türkiye’de patent korumasına hak kazandığı anlaşılmıştır. Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/92 D.İş sayılı dosyasının incelenmesinde; … şirketi tarafından karşı taraf … Ltd. Şirketi aleyhine “… Mah. … Serbest Bölgesi … Sok. Ergene/TEKİRDAĞ” adresindeki depodatespit talebinde bulunduğu, kimya mühendisi bilirkişi tarafından adresten “…” adlı reaktif boyar madde ve diğer isimlerdeki reaktif kırmızı ve sair reaktif boyarmaddelerden ikişer adet ayrı ambalajlardan numune alındığı, bilirkişinin patentten doğan hakların ihlal edilip edilmediğinin ve bu haklara tecavüz teşkil eden unsurların tespitini, patent konusu ürünün HPLC (High Performance Liquid Choromatography) kullanılarak tespit edilebileceğin, İTÜ’nün bu analiz ve tespitleri yapabilecek laboratuvara sahip olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan kök bilirkişi raporunda; “….Tübitak ve Gebze Teknik Üniversitesi Kimya Bölümünde yapılmış olan analiz sonuçlarına göre Davalı tarafın … ile Davacı tarafın … ve … maddelerinin benzer olduğu, Patent ihlalinin gerçekleştiği sonucuna varabilmek için; ya davalı ürününün patent koruma kapsamında olduğunun gösterilmesinin gerektiği, ya da davacı ürünüyle davalı ürünleri aynı içeriğe sahipse, davacı ürününün patent koruma kapsamında olduğunun gösterilmesinin gerektiği, Dosya kapsamında yapılan analizlerin Davacı ile Davalı ürünleri arasında yapıldığı ve her ne kadar İki tarafın ürünlerinin birbirlerine benzer olduğu kanaatine ulaşılmışsa da, Davalı ürünlerinin veya Davacı ürünlerinin, patent istemleri tarafından belirlenen patentin koruma kapsamında bulunduğunun gösterilemediği, tespit edilmiş olup takdiri Sayın Mahkeme’nin olmak üzere Davacı ve Davalı ürünlerinin benzer içeriklere sahip olduğu ancak bu tespitin tek başına patent ihlalini göstermek için yeterli olmadığı…” yönünde sonuç ve kanaate ulaştıkları anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi ek raporunda; Dosya kapsamında yer alan TLC ve HPLC testlerinde davacı tarafa ait … ürünü ve davalı tarafa ait … ürünlerinin karşılaştırıldığı, patent ihlali sonucuna varmak için bu testlerin yeterli olmadığı, çünkü patent ihlali değerlendirmesi için davalı tarafa ait ürünün patent koruması kapsamında olup olmadığına ilişkin bir değerlendirme yapılması gerektiği, davalı ürününün 1. istem kapsamında olduğu belirlenebilirse, patent ihlali sonucuna varılabileceği, Dava konusu patentin ilk isteminde, yukarıda detaylı olarak belirtildiği üzere, genel formül T ve genel formül TI olarak belirtilen molekül yapılarına sahip boyar madde bileşenlerinden oluşan reaktif boyar madde karışımlarının tanımlandığı, dolayısıyla patent ihlalini belirlemek için davalı ürününde, formül I ve formül II olarak tanımlanan molekül yapılarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği, Davalı tarafa ait … adlı ürünün içinde yer alan bileşenlerin molekül yapılarının tespit edilmesi için, HPLC-MS ve FTIR olarak belirtilen analiz yöntemlerinin kullanılabileceği, Dosya kapsamında gerekli analiz yöntemlerinin eksikliğinde yapılan literatür araştırması sonucunda, davacı ürününe ait … bileşenine ait molekül yapısının …. şeklinde olduğu ve bu haliyle dava konusu patentin formül II yapısı ile örtüştüğü, Literatür araştırması sonucunda, … bileşenine ait molekül yapısına ulaşılamadığı için bu bileşenin dava konusu patentin formül yapısı ile örtüşüp örtüşmediğinin belirlenemediği, dolayısıyla dosya kapsamındaki analiz sonuçları ve yaptığımız literatür araştırmasının dava konusu patentin ihlal edildiği sonucuna varmak için yeterli olmadığı…” yönünde sonuç ve kanaate ulaştıkları anlaşılmıştır. İstanbul 2. FSHHM’nin 29/11/2022 tarihli 2017/596 Esas-2022/218 Karar sayılı kararıyla, ispat yükünün davacıda olduğu ve davacının davalı ürününün müvekkilinin patentine tecavüz ettiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
G E R E K Ç E: Patente tecavüzün tespiti, meni, refi ve tazminat istemli davada, davacı tarafça gümrük işlemlerine tabi tutulan karşı taraf ürünlerinin muhafazası ile gümrük işlemlerinin durdurulması yönünde tedbir talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince 14/09/2017 tarihli 15 numaralı tensip kararı ile tedbir talebinin kabulüne karar verildiği, davalı tarafın itirazı üzerine duruşmalı inceleme yapılarak itirazın reddedildiği, bu kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine, Dairemizin 15/03/2018 tarihli 2018/87 E- 2018/667 K sayılı kararıyla, itirazın bilirkişi raporu alınarak değerlendirilmesi gerektiğinden istinaf başvurusunun kabulüne, itirazın reddi kararının kaldırılmasına, ancak rapor alınarak itiraz değerlendirileceğinden tedbir kararının devamına karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bilirkişi raporu ve ek rapor alındığı, 04/11/2022 tarihli 2017/596 E. sayılı ara kararla itirazın kabulüne, tedbir kararının kaldırılmasına karar verildiği, ardından davanın esası hakkında da karar verildiği, 29/11/2022 tarihli 2017/596 Esas-2022/218 Karar sayılı kararıyla, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verildiğinden, davacı vekilinin tedbire yönelik istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davanın esası hakkında karar verildiğinden, davacı vekilinin tedbire yönelik istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacının istinaf istemi incelenmediğinden karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf peşin harcının iadesine, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 03/02/2023 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.