Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1968 E. 2022/2260 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1968 Esas
KARAR NO: 2022/2260 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2022
NUMARASI: 2021/896 E. – 2022/443 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
KARAR TARİHİ: 29/12/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin davalı … Bankası A.Ş. Zeytinburnu Şubesi’nin müşterisi olup şube nezdindeki … hesap ve … Iban numaralı Amerikan Doları cinsinden hesabın sahibi olduğunu, takip konusu alacağın davalı banka tarafından müvekkili şirketin bahsi geçen hesabına ve takip dışı diğer hesaplarına haksız bir şekilde bloke konulması nedeniyle müvekkili şirketin takip konusu hesabında bulunan 70.422,03 USD’nin (takip konusu asıl alacak) 6 aya yakın bir süre müvekkili şirkete ödenmediğini, müvekkili şirketin bahse konu hesapları üzerinde hiçbir maddi veya hukuki vakıaya dayanılmaksızın tamamen keyfi bir biçimde hesaptaki paranın çekilememesi, debit kartlarının kullanıma kapatılması, kredi kartlarından nakit para çekiminin engellenmesi, SWIFT üzerinden yurtiçi ve yurtdışı transferlerin gerçekleştirilememesi gibi kısıtlamalar uygulandığını, müvekkili şirket tarafından hesabındaki paranın talep edilmesi üzerine banka yetkilileri ile yapılan görüşmelerde söz konusu işlemlerin 5549 Sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un 19/A maddesi uyarınca ikinci bir değerlendirmeye kadar ertelendiği bilgisi verildiği ve bu sebeple firma hesaplarında işlem gerçekleştirilemeyeceğinin bildirildiğini, ancak işbu kısıtlamaya ilişkin kanun kapsamında verilmiş olan herhangi bir mahkeme, savcılık, … veya başkaca bir resmi kurum kararı bulunmadığını, tamamen keyfi ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkili şirket hesaplarına bloke uygulandığını, 2 aya yakın bir süre blokenin kaldırılması beklenilmiş ise de herhangi bir olumlu gelişme olmaması üzerine bahsi geçen hesapta bulunan 70.422,03 USD mevduatın tahsili amacıyla 20.08.2021 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası marifetiyle icra takibi başlatıldığını, davalı banka tarafından ödeme emrine 02.09.2021 tarihli dilekçe ile haksız ve kötü niyetli bir şekilde tamamen müvekkili şirket alacağını sürüncemede bırakmak maksadıyla itiraz edilerek kısıtlamalara devam edildiğini, davalı bankanın ise taraflarınca arabuluculuk yoluna başvurulması üzerine ilk toplantının gerçekleştirileceği gün olan 01.10.2021 tarihinde söz konusu blokeyi kaldırarak sadece icra dosyasına konu anaparayı 2 parça halinde müvekkili şirkete ödediğini, icra takibine konu anaparanın ferileri olan vekalet ücreti, faiz, icra masrafları ve harçlara ilişkin ise herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu kapsamda müvekkili şirketin davalı bankadan halen alacaklı olduğunu, davalının yetki itirazının usulüne uygun olmadığını, dava konusu uyuşmazlığın davalı bankanın Zeytinburnu Şubesi işlemlerinden kaynaklanması ve müvekkili şirket hesaplarının Zeytinburnu Şubesinde bulunması sebebiyle Bakırköy Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, mahkemece dava dosyası kapsamında yapılacak bilirkişi incelemesinde icra takip dosyasının kapak hesabının alınması ve asıl alacağın ferilerinin de yer aldığı işbu miktardan yapılan ödeme düşülmek suretiyle bakiye borcun belirlenmesi, itirazın iptaline karar verilmesini akabinde bakiye borç üzerinden takibe devam edilmesi gerektiğini, alacak likit olduğundan, davalı banka tarafından icra takibine itiraz edilmesinden ve taraflarınca dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvurulmasından sonra asıl alacak miktarı ödenmiş olup haricen ödeme ile anapara borcunu ikrar eden davalı bankanın asıl alacak miktarı olan 70.422,03 USD üzerinden %20 oranında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini beyanla; fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL yönünden; davanın kabulü ile davalının haksız itirazının iptal edilerek takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ve ferileri ile takibin devamına, İİK’nun 67. maddesi uyarınca davalı bankanın asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazlarının mevcut olduğunu, işbu dava ve dava konusu icra takibinde Bakırköy mahkemeleri ve icra müdürlüklerinin yetkili olmadığını, davaya konu icra takibine ilişkin bloke işleminin müvekkili banka şubesince değil, Ümraniye’de yer alan genel müdürlüğünce gerçekleştirilmiş olduğundan, İstanbul Anadolu icra müdürlükleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili bankanın Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı tarafından verilen ve kanun kapsamında uygulama yükümlülüğü bulunan bir kararı/talimatı uygulayarak kanunen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, husumet itirazları olduğunu, somut olayda, müvekkili bankanın davacının işlemlerini, kanunda yükümlü olduğu üzere aldığı tedbirler ve risk yönetim sistemi uyarınca incelemiş ve müvekkili bankaca yapılan inceleme sonucunda davacının gerçekleştirmiş olduğu şüpheli işlemlere rastlanmış olduğunu, davacının gerçekleştirdiği para transfer işlemleri bakımından, davacının müvekkili bankada mevcut “…” Iban numaralı hesabından “… Anonim Şirketi” ile yapılan işlemler ve yine aynı hesaptan yapılan “…” ile yapılan 17.01.2020 tarihli işlemin, şüpheli işlem bildirimine konu olduğunu, davacı şirketin para transfer işlemi gerçekleştirdiği gerçek ve tüzel kişilerin, …’ın şüpheli işlemlere ilişkin rehberinde takip edilmesini tavsiye ettiği Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanlığı’nın Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi listesinde yer alması nedeni ile, para transfer işlemleri bakımından şüpheli işlem bildirimi prosedürü işletildiğini, … tarafından, davacı şirket hakkında işlemlerin ertelenmesine ilişkin karar/talimat müvekkili bankaya tebliğ edilerek işlemlerin ertelenmesi sürecinin bütünüyle yasal mevzuata ve hukuka uygun şekilde ilerletildiğini, icra takibi ve dava konusu olan tutar tahsil edildiğinden dava ve dava konusu icra takibinin konusuz kaldığını beyanla, davanın öncelikle yetki ve husumet itirazları uyarınca usulden reddine, usule ilişkin itirazlarının kabul görmemesi halinde, esasa ilişkin beyanları doğrultusunda davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2022 tarihli, 2021/896 Esas, 2022/443 Karar sayılı kararıyla; ” davacının iddiası, davalının savunması, müzekkere cevabı, konuya ilişkin yasal düzenlemeler ile mevcut delil durumu ve dosya kapsamı da dikkate alındığında yükümlülerin kendi nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan veya yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu malvarlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair herhangi bir bilgi, şüphe veya şüpheyi gerektirecek bir hususun bulunması halinde bu işlemlerin yükümlüler tarafından Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına bildirilmesinin zorunlu olduğu, davacı tarafından hesabına uygulanan blokenin kaldırılması için keşide edilen Beşiktaş … Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 28/06/2021 tarihli ihtarname ve blokenin kaldırılmaması üzerine davacı tarafından girişilen icra takibi tarihi itibariyle davalı banka tarafından Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığına şüpheli işlem bildiriminde bulunulmadığı, davalı banka tarafından icra takibi kapsamında kendilerine gönderilen ödeme emrine itiraz edildiği 02/09/2021 tarihi itibariyle Başkanlığa şüpheli işlem bildiriminde bulunulduğu, mevzuat uyarınca şüpheli işlem bildirimi üzerine işlemleri yedi iş günü süreyle askıya almaya veya bu işlemlerin aynı süreyle gerçekleşmesine izin vermemeye Bakanın yetkili olduğu, Bakanın bu yetkisini Bakan Yardımcısına devredebileceği, dolayısıyla şüpheli işlemin davalı banka tarafından tespiti üzerine bu işlemin yasal zorunluluk olarak Başkanlığa bildirilmesinden önce davalı bankanın, davacının hesabına bloke koyması işleminin usul ve mevzuata aykırı olduğunun Mahkemece değerlendirildiği, aynı zamanda Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplamda 70.422,03 USD üzerinden takibe geçilmiş ise de davanın 1.000,00 TL üzerinden açılmış olması ve itirazın iptali davasında ıslah ile artırım yapılmasına yasal olarak olanak bulunmaması sebebiyle bu miktar dikkate alınarak açılan davanın kabulüne karar verildiği” gerekçesiyle; “AÇILAN DAVANIN KABULÜ İLE, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin 1.000,00 TL üzerinden DEVAMINA, -Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20’sine tekabül eden 200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, kararın kesin olarak verildiği açıklanmıştır.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davanın kısmi dava olarak açıldığını, kesin olarak karar verildiği açıklanmışsa da, kesinlik sınırının dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenmesi gerektiğini, kararın kesin olduğunun açıklanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu.-Davacının, blokenin kaldırılması davası yerine mülkiyeti kendisinde olan bir paraya ilişkin alacak davası açmasında hukuki yararının bulunmadığını, hukuki yararın davanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir dava şartı olduğunu, bir an için davanın kabul edilmesi halinde mükerrer tahsilat yapılmış olacağını.-Davacının arabuluculuk başvurusu dahi yapılmadan önce dava konusu hesaptaki … blokesinin kaldırıldığını, kaldı ki davacının 01.10.2021 Tarihinde hesapta bulunan 70.422,03 USD yi hesabından çektiğini, buna rağmen müvekkili bankadan aynı parayı (70.422,03 USD) talep ettiği icra takibine devam etmesinin ve işbu davayı ikame etmesinin kötü niyetli olduğunu ve davacının hukuki yararının bulunmadığını.-Mahkemece bilirkişi raporu alınmadan maddi olay aydınlatılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, mahkemenin bilirkişi incelemesi dahi yaptırmadan doğrudan kararına esas aldığı … müzekkere cevabını hatalı anladığını ve hatalı yorumladığını, mahkemenin; ek bir müzekkere ile …’ a, bankanın dava konusu olaya ilişkin ” ilk bildirim tarihini ” sorması ve akabinde gelecek cevap üzerine bankacılık işlemlerinde uzman bir bilirkişiden rapor almak suretiyle karar vermesi gerekirken aksi yönde hareket ederek eksik inceleme ve hatalı yorumlama ile karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu.- Uyuşmazlığın; 5549 sayılı Kanun gereği davacının hesabına tatbik edilen blokenin (kullanım kısıtının), bankanın …’ a yaptığı ilk bildiriminden önce mi sonra mı tatbik edildiği hususunda toplandığını,müvekkil bankanın davacı … Ticaret Ltd. Şti. ye ilişkin ilk … bildiriminin 14.06.2021 tarihinde yapıldığını, …’ın 21.06.2021 tarihli ve 5361, 5429, 5536 sayılı Bakanlık Olurları ile … Sayılı ve İşlemlerin Ertelenmesi Konulu cevap yazısını müvekkil bankaya 22.06.21 tarihinde tebliğ edildiğini bunun üzerine hesaba bloke konulduğunu, 08.09.2021 tarihli yazısı ile de blokenin devam etmesi yönünde bildirimde bulunulduğunu, mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplamda 70.422,03 USD üzerinden takibe geçildiği, takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranında faiz talebinde bulunulduğu, davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: İtirazın iptali talepli davada, davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı bankanın arabuluculuk toplantısının gerçekleştirileceği gün olan 01.10.2021 tarihinde blokeyi kaldırarak sadece icra dosyasına konu anaparayı 2 parça halinde müvekkili şirkete ödediğini, icra takibine konu anaparanın ferileri olan vekalet ücreti, faiz, icra masrafları ve harçlara ilişkin ise herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu kapsamda müvekkili şirketin davalı bankadan halen alacaklı olduğunu beyanla, bilirkişi incelemesi yapılarak bakiye borcun belirlenmesini, şimdilik 1.000 TL yönünden itirazın iptaline, takibin faiz ve ferileri yönünden devamına, asıl alacak üzerinden %20 oranında inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince, davaya konu harçlandırılan miktar dikkate alınarak kararın kesin olarak verildiği, davalı vekili istinaf dilekçesinde, kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır.Davanın 26/10/2021 tarihinde açıldığı, dava tarihinde takibe konu anaparanın ödendiğinin her iki tarafın da kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafın takip tarihinden itibaren işleyecek faiz, icra masrafları ve vekalet ücreti yönünden itirazın iptali ile asıl alacak üzerinden inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, icra takibindeki feri talepler yönünden 1.000 TL’lık kısmi dava açıldığının beyan edildiği, 6100 Sayılı HMK 341/3 maddesi gereğince, talep edilebilecek tutarın tamamının kesinlik sınırının tespitinde dikkate alınabileceği ancak bu yönde dosyada herhangi bir belirlemenin yapılmadığı anlaşılmakla, hükmün kesin olarak verilmesinin hatalı olduğu, istinaf incelemesinin yapılabileceği kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, icra takibine konu asıl alacağın ödenmesine rağmen, davacının icra takibine devam etmesi ve bu davanın açılmasında hukuki yararının bulunmadığını ileri sürmüşse de, davalı itirazı üzerine takip durduğundan, davacı tarafın takipten itibaren işleyecek faiz, takip giderleri, vekalet ücreti ve inkar tazminatı talebi yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kanaatine varılmış, ancak ilk derece mahkemesince 18/01/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında davacının ana paranın ödenmesinden sonra alacağının bulunup bulunmadığının uyuşmazlık konusu olarak belirlenmesine rağmen, mahkemece kurulan hüküm ve gerekçesinde ana para alacağının dava edilen 1.000 TL’lık kısmı yönünden hüküm kurulması yerinde olmamış, talep edilenden farklı bir hususta karar verilmesi HMK 26. Madde de düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olduğundan bu husus kamu düzeniyle ilgili olduğundan, Dairemizce HMK 355. Madde gereğince resen dikkate alınması gerekmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, mahkemenin davalı bankanın, davacının hesabına bloke koyma işleminin usul ve mevzuata aykırı olduğunun tespitine yönelik mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını, eksik inceleme yapıldığını, delillerin hatalı değerlendirildiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümü yönünden, davacı alacaklının, takibe konu asıl alacağının icra takibi tarihinde talep edilebilir olup olmadığı, bloke işleminin mevzuata uygun olup olmadığının tespiti sonuca etkili olup, davalı Banka tarafından bloke işleminin … yazısı üzerine konulduğunun ileri sürülmesi nedeniyle, Banka ile … arasında blokenin devamı yönünde yapılan yazışmaların tamamının celbi ile Bankacılık konusunda uzman bilirkişiden, banka kayıtları da incelenerek rapor alındıktan sonra değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile karar verilmesi de yerinde görülmediğinden, davalı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesince, davacı tarafın talebiyle bağlı kalınarak, taraf delilleri toplanarak, takip tarihinde takibe konu asıl alacağın davacı tarafça talep edilebilir olup olmadığı, davalı tarafça hesap üzerine konulan blokenin Bankacılık Mevzuatı yönünden usule uygun olup olmadığı konusunda, bankacılık mevzuatı konusunda uzman bilirkişiden denetime elverişli şekilde rapor alındıktan sonra karar verilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 355 ve 353/1-a-6 maddeleri gereğince, BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 17/05/2022 tarihli 2021/896 E. – 2022/443 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 102,50TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 29/12/2022 tarihinde HMK’nın 355 ve 353/1-a-6 maddeler uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.