Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2022/1938 E. 2023/268 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2022/1938 Esas
KARAR NO: 2023/268
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/09/2022
NUMARASI: 2022/229
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Mevcut Olmadığının Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 22/02/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile, müvekkilinin …, …, …, …,… ve … tescil numaralı markaların sahibi olduğunu, müvekkilinin bu marka ile iş yaptığını, piyasada tanınmış olarak kabul gördüğünü, müvekkili markası ile piyasada buyunan “…” markasının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, tüketiciden birinin müvekkili ürününe baktığında “…” ile bir benzerlik bulunmadığını açıkça ifade edebileceğini, bu süreçte davalı tarafından müvekkiline ihtarname gönderilerek tecavüz iddiasında bulunulduğunu, müvekkilinin ticari ve iş hayatının sekteye uğratılmak istenildiğini, müvekkilinin tecavüze sebebiyet verecek bir eylem içerisinde bulunmadığını iddia ederek, müvekkiline ait iş yerlerinde herhangi bir toplama, satışı engelleme yönünde yasal işlem yapılmaması yönünden tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre; Davanın niteliği ve mevcut delil durumuna göre ihtiyati tedbir koşulları oluşmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin …, …, … , …, …, …, kod numaralı … marka ve görsellerin tescilini sağlayarak yatırım yaptığını bu alanda ciddi harcamalar yaparak ticari hayatını sürdürdüğünü, müvekkilinin bu marka ile iş yaptığı piyasada tanındığını ve kabul gördüğünü, söz konusu piyasada … markası ile müvekkilin markasının karıştırılması mümkün olmadığı gibi bu iddianın gülünç kaldığını, müvekkilin ürettiği ve satışa sunduğu ürünlerin … markasına benzer ürünler olmadığını, aynı standartta da olmadığını, … müşterisi ile müvekkil müşteri portföyü oldukça farklı olduğunu, markadaki benzerliğin mevcudiyetini tespit için iki marka yan yana konulmak suretiyle markaların bütün olarak görünüşlerinin dikkate alınmasının uygun olduğunu, yan yana gelen markaların benzediği iltibas yarattığı iddiasının bu sebeple kabul edilmeyeceğini, ayrıca, İltibası ortaya çıkarırken dikkat edilecek bir diğer hususun, iltibas üzerinde normal, orta zekâ seviyesindeki, makul bir kimsenin bu yargıya varabilmesi olduğunu, bu nedenle işin uzmanı ya da çok dikkatli bir kişinin, işaret ile markayı karıştırmamasının, eylemin tipe uygunluğunun tespitini ölçmede bir anlamı olmadığını, bu konuda öğretide karıştırılmanın müşteri/alıcı kitlesi yönünden olması gerektiğinin ifade edildiğini, tescilli marka ile kullanılan işaret arasında görsel ve sescil (fonetik) yönden benzerlik bulunmasa, hatta genel görünüş (umumi intiba) açısından ayniyet veya benzerlik bulunmasa dahi, halk bunlar arasında herhangi bir şekilde bir bağlantı kuruyorsa karıştırılma ihtimalinin mevcudiyetinin kabul olunacağını, böylece görsel, biçimsel, sescil benzerlik olmasa bile, halkın iki işaret arasında herhangi bir sebeple bağlantı kurduğu hallerde “karıştırılma ihtimali” bulunabildiğini, (Ünal Tekinalp, a.g.e., s. 434,437). bu itibarla, davalının markası ile müvekkil tescili maralsının aynı benzer ürünlerde olmadığı gibi halk nezdinde de tecavüz oluşturmadığının aşikar olduğunu, bu süreçte , davalı müvekkile ihtarname göndererek tecavüz iddiasında bulunduğunu, oysa ki müvekkilinin tüm yasal izinleri TPE den alınmış marka ve görseller ile çalıştığını, davalı yanın, tanınmış marka olduğundan bahisle müvekkili sürekli taciz edecek boyutlara varan ihtar, telefon ve mahkeme tespitleri yaptırarak yasal olarak kullanmış olduğu markanın tescil ve başvurularının tümden gönüllü olarak geri çekilmesini, bu yöndeki talebin kendilerine mail ortamında iletilmesini, müvekkil sosyal medya hesaplarının kapatılmasını, … mah. … sok. … AVM KAT.. no … da yer alan tüm ürünlerin etiketlerin askıların vs. materyallerin tüm kullanımların derhal sonlandırılması ve yazılı tahhütte bulunulması yönünde, baskı yapmakta müvekkilin ticareti ve iş hayatını sekteye uğrattığını, uzun süredir faaliyet gösteren sektörde ve tüketici nezdinde yerleşik ve itibarlı bir firma olan müvekkillin hiçbir maddi ve manevi özveriden kaçınmayarak yoğun bir şekilde kullanarak tanıttığı … markası müvekkil firma ile tamamen özdeşleştiğini, müvekkil markasını hiç ara vermeden kullandığını ve yoğun bir reklamla (sektöre ait fuarlara katılmış, ilgili dergilerde ilanı yoluna gitmiş ayrıca bastırdığı kataloglar ve yıllar içinde yer aldığı sektördeki ticari hayatı ile) markasını ayırtedici ve sektöründe tanınan bir marka haline getirdiğini, davalının haksız kullanım olduğu yönündeki iddiası ve müvekkile taciz niteliğini taşıyan hukuki talepleri sebebiyle müvekkilin ürünlerinin piyasa ve tüketici nezdindeki konumuna ve imajına telafisi imkansız zararlar verdiğini, müvekkilin markasının ayırtediciliğini olumsuz yönde etkilediğini, müvekkil çok ciddi bir yatırım yaptığını, dava kesinleşinceye kadar davalının müvekkili taciz etmesini önleyici nitelikte tedbir kararı verilmesini, yani bu süreçte müvekkilin markasına, satışına engel olmaması ve toplatma kararı almaması yönünde tedbir kararı verilmesi gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK dan celbedilen marka sicil kayıtlarının incelenmesinde: … tescil numaralı … + şekil markasının 16.sınıfta 02/10/2020 tarihinde, … tescil numaralı şekil markasının 24.sınıfta 03/11/2020, … tescil numaralı … + şekil markasının 39.sınıfta 27/10/2020, … tescil numaralı her kalitenin de bir iyisi vardır … ibareli markanın 25.sınıfta 02/01/2020, … tescil numaralı markanın her kalitenin de bir iyisi vardır … markasının 40.sınıfta 31/10/2019, … tescil numaralı her kalitenin de bir iyisi vardır … markasının 35 ve 40.sınıflarda 27/02/2020 tarihinde davacı adına tescil edildiği, halen geçerliliklerini koruduklarının bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davacıya ait markaların davalının markasına tecavüz etmediğinin tespiti talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda dosya kapsamındaki deliller değerlendirildiğinde henüz bilirkişi raporu da alınmadığı, dosyanın dairemiz önündeki mevcut hali itibariyle talep edilen ihtiyati tedbir için yaklaşık ispat koşullarının bu aşamada gerçekleşmediği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.22/02/2023